Kaygı (anksiyete) ve panik bozukluk tedavisiAnksiyete; kaygı, bunaltı, endişe gibi farklı terimlerle de ifade edilir. Anksiyete dediğimiz duyguyu tanımayan yoktur. Sınava girerken, topluluk onunde bir konuşma yapacakken, sevdiğiniz insanların başına bir şey geleceğini duşunduğunuzde, başınızın dertte olduğunu hissettiğinizde kaygı yaşarsınız.
Kaygı ve korku birbirinden farklıdır. Korku, şimdi ve burada olan somut bir durum, kişi, olay ya da nesneyle ilgili bir duygu iken; kaygı gelecekte olma olasılığı olabilen bir durum ya da olayla ilgilidir. Orneğin, karşınıza birden kopek cıktığında korkarsınız. Ama kopek beni ısıracak diye duşunduğunuzde kaygılanırsınız. Birden karşınıza korna calarak cıkan bir araba sizi korkutur, ancak her an bir araba gelip bana carpabilir diye endişelenerek yuruyorsanız, kaygı (anksiyete) yaşıyorsunuz demektir.
Anksiyete yaşandığında, bazı bedensel duyumlar ortaya cıkar. Kalp atışlarında artış, nefes almada gucluk, ateş basması, terleme, titreme, uyuşma, bulanık gorme, kaslarda gerginlik, boğulma ve soluğun kesilmesi derecesine uzanabilen nefes darlığı gibi duyumların da anksiyetenin bir parcası olduğunu coğu kimse bilmez. Bu nedenle de bu bedensel duyumlar ortaya cıktığında kişi neden olduğunu anlayamaz ve o anda onemli bir bedensel hastalığı olabileceğini duşunduğu icin, sıkıntısı panik derecesine ulaşabilir.
Anksiyete, tehdit veya tehlikeye karşı bir tepkidir. Sinir sistemimizin yarattığı bir alarm sistemidir. İnsanoğlunun ilk ortaya cıktığı donemlerde, yaşadığı tehlikelerle dolu ilkel ortamda, insan bir tehlikeyle karşı karşıya geldiğinde, hemen kacma ya da savaşma tepkisini oluşturan otomatik bir mekanizmanın organizmada hÂkimiyeti ele alması son derece yaşamsaldı. Bugunun goreceli olarak guvenli dunyasında bile bu gerekli bir mekanizmadır.
Hayalinizde yolda karşıdan karşıya gecerken uzerinize doğru korna calarak bir kamyonun gelmekte olduğunu canlandırın. Eğer hic bir anksiyete duymuyorsanız buyuk olasılıkla ezilirsiniz. Ama bedenimizde bulunan alarm sistemi olan anksiyete sayesinde kacma-savaşma tepkiniz hakimiyeti ele alacak ve sizin daha guvenli bir yere koşmanızı sağlayacaktır. Bu durumun ana fikri cok basittir: anksiyetenin amacı, organizmayı korumaktır, ona zarar vermek değildir. Bu durum olması gereken bir şeydir. Cunku doğada varlığını bu gune dek surdurebilmiş olan bir canlıda, onu tehlikelere karşı koruyucu bir mekanizmanın geliştirilmemiş olması (ya da bu koruyucu mekanizmanın ona zarar verici olması da aynı şekilde) sacma olurdu.
Bilimsel olarak kısa donemli anksiyete tepkisine kacma-savaşma tepkisi adı verilir. Boyle adlandırılır cunku anksiyetede ortaya cıkan butun psikolojik ve bedensel değişiklikler tehlikeyle ya savaşmaya ya da tehlikeden kacmaya donukturler. Bunun nedeni anksiyetenin temel amacının organizmayı korumak olmasıdır.
Anksiyete sonsuza dek surmez veya giderek artan bir tarzda kişiye zarara verebilecek bir seviyeye yukselmez. Anksiyete seviyesi yukseldikten bir sure sonra, sinir sistemi bunu dengeleyecek şekilde calışır. Tehlike ortadan kalmasına rağmen, bedensel duyumların bir sure daha devam etmesinin nedeni; kimyasal mesajcılar olan adrenalin ve noradrenalinin ortadan kaldırılmasının belli bir sure icinde gercekleştirildiğidir. Bu nedenle tehlike gecse ve sempatik sinir sistemi tepki vermeyi durdursa bile bu kimyasal maddeler bir sure daha vucudunuzda kalacağı icin kendinizi endişeli ve heyecanlı hissedebilirsiniz. Bunun kesinlikle doğal ve zararsız bir durum olduğunu hatırınızdan cıkarmayın.
Bilimin bize verdiği gercek verilere gore, anksiyetenin yarattığı bedensel duyumların (carpıntı, nefes almada gucluk, titreme gibi) yani bu alarm sisteminin insan sağlığını tehdit etmesinden ote, kendini korumaya yonelik bir mekanizma olduğunu biliyoruz artık. Kacma-savaşma tepkisine (anksiyete) yol acan bu sistemin temel ozelliğinin ve amacının organizmayı cabucak harekete gecmeye hazırlamak ve vucudu korumaya donuk olduğu unutulmamalıdır.
Butun bunlar ışığında, neden ortada kesinlikle gercekten korkulacak bir tehlike yok iken panik atak durumunda kacma savaşma tepkisi ortaya cıkmaktadır?
Kişi, bu bedensel duyumları ve bedeninde gercekleşen alarm durumunu yanlış yorumlar ve “kalp krizi geciriyorum”, “oluyorum”, “kontrolumu yitireceğim”, “deliriyorum” gibi bir tehlike olduğu sonucuna varır. Bedensel belirtilerin bu şekilde yorumlanması cok korkutucu olduğundan, sonucun panik ve korku olması cok doğaldır. Daha sonra korku ve panik daha fazla bedensel belirti ortaya cıkmasına yol acar ve korku, bedensel belirtiler, korku şeklinde bir kısır dongu ortaya cıkar.
Peki başlangıcta herhangi bir korku duymadan, nasıl olup da kacma-savaşma tepkisinde gorulen bedensel belirtiler hissedilmektedir?
Bu belirtilere karşı son derece hassas hale gelirsiniz ve asıl olarak bunlarla bağlantılı hale gelmiş olan gecmişteki panik yaşantıları nedeniyle korku dolu bir tepki verirsiniz. Bu turden bir koşullanmanın sonucunda gundelik uğraşılarınız esnasında ortaya cıkabilecek bedensel belirtiler ve duyumlar sizin paniğe girmenize yol acabilir.
Orneğin bedensel olarak yorucu bir aktivitede bulunduktan sonra ortaya cıkan nefes darlığı ve terleme, kahve icmenin ardından cıkan carpıntı veya huzursuzluk duyguları, kalabalık ortamlardaki sıcak ve kirli hava gibi durumlar, uykusuzluğun yol actığı belirtiler, eğer sıkıntı giderici bir ilac kullanıyorsanız bunun kandaki duzeyinin duşmesi, ilk defa kullandığınız bir ilacın yol actığı yan etkiler, bir kısım grip soğuk algınlığı ilacları, ya da o esnada gecirmekte olduğunuz basit bazı bedensel hastalıklar (midede bir rahatsızlık, grip, soğuk algınlığında ateş ve kalp atışlarında hızlanma yoluyla) paniğe yol acabilir.
Ne Yapmalı?
Neden boylesi bir ilk belirtinin ortaya cıktığının cok acık bir nedeninin bulunmadığı durumlarda bile bunu izleyerek ortaya cıkan bedensel belirtilerin kacma-savaşma tepkisinin bir parcası olduğu ve size bir zarar vermeyeceğinden emin olabilirsiniz. O halde gercekten %100 bir kesinlikle bedensel duyumların tehlikeli olmadığına inanırsanız, korku ve panik, artık gorulmeyecek ve panik ataklar ortadan kalkacaktır. Tabi ki daha onceden panik atak gecirdiğiniz ve belirtileri yanlış yorumladığınız icin bu yanlış yorumlamalar otomatik hale gelmiş ve panik atağında yaşadığınız belirtilerin zararsız olduğuna bilincli bir şekilde kendinizi inandırabilmeniz oldukca guc bir hale gelmiştir.


[h=2]İzmir Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]