“Sırtımın kamburu cıktı, belimin cukuru arttı, bir omzum diğerine gore duşuk, ağrılarım da arttı.. Neler oluyor acaba?” diyerek kapısını caldığınız her sağlık personelinden istisnasız şu cumleleri duyuyor musunuz?: “Karnını iceri cek, sırtını dik tut! Tamam işte; bak nasıl guzel durdun! Ayaktayken, otururken bunu gun boyu koru, bak nasıl duzelecek!” Peki motivasyon dolu cumlelerle gonderildiğiniz gun ile takip eden 2-3 gunluk sure icerisinde klasik postur egzersizlerini 5’e kadar sayıp, 10’ar defa yapıyor, gun boyu vucudunuzu dik tutmaya calışıyor musunuz? Ve bu sure sonunda yine “Amaaan hicbir işe yaramadı, ağrılarım da gecmedi.” diyerek soluğu diğer bir sağlık merkezinde alıyor, ancak defalarca aynı şeyi yaşadığınız halde sonuca ulaşamıyor musunuz?
İşte tam bu noktada size bir haberimiz var: O iş aslında hic de oyle değil!! Bu seromoni de maalesef cozum değil!..
Lutfen sizden tum gun dik durmanızı isteyen kişinin başında bekleyerek -size soylediği gibi- dimdik durmasını ve bir saat boyunca bu duruşu korumasını isteyin. Zorlanacaktır, hepimiz zorlanırız.. Peki neden??
Bundan tam 27 sene once yapılmış bir araştırma, insanların uykuları boyunca 18-24 yaşları arasında yaklaşık 27; 35-45 yaşları arasında ise yaklaşık 20 kez pozisyon değiştirdiğini ortaya koymuştur. 1 saatlik sure icerisinde ise aynı yaş gruplarının yaklaşık 3-4 kez pozisyon değiştirdiğini saptamıştır.* 1 saat icerisinde en rahat ve gevşek halimizi takındığımız uykuda dahi 3-4 kez pozisyon değiştirdiğimizi duşunursek; ağırlık taşıyan ve uykuya nazaran daha rahatsız pozisyonlar olan oturma ve ayakta durma pozisyonlarında aynı sure icin bu rakamların artacağı olasıdır.
Dolayısı ile mekanik olarak elde ettiğiniz bu pozisyonu korumak icin olağanustu bir caba sarf etmek zorunda kalacaksınız. Gosterdiğiniz bu ustun caba nedeniyle gun sonunda elinizde kalan yorgun ve ağrılı omuzlar, sırt ve hatta bel de muhtemelen durumun bonusu olarak hanenize eklenecektir.
Peki duruşumuzu hic duzeltemeyecek miyiz?
Tabii ki duzeltebiliriz. Aslında bilimin ışığında ilerlediğimizde bu hic de zor değil. Ancak zaman ve sabır istiyor. Oncelikle “postur” gercekten ne demek, ne anlama gelir, nasıl geliştirilir ve surdurulur, bunları anlamak gerekir.
Bizler her ne kadar ayakta sabit pozisyonda dimdik durabilmek olarak bilsek de postur; ister duralım, ister hareket halinde olalım, bir vucut parcasının herhangi bir anda diğerine karşı uygun dizilimde olmasıdır. Kemikler, eklemler, konnektif doku, iskelet kasları ve sinir sistemi arasında karmaşık bir calışma sistemi gerektirir. Belirli bir hedefe yonelik işlevsel hareketleri, ağrısız ve zorlanmadan gercekleştirebilmek icin, o aktiviteye uygun posturun doğru şekilde sağlanıyor olması gerekir. Şoyle bir ornek uzerinden daha kolay anlayabiliriz: Bir ofiste oturarak calıştığınızı hayal edin ve arka raftaki bir dosyayı almak icin geriye donerek uzanın. Bu hareket esnasında omurganızın nasıl dikleştiğine dikkat edin. Aynı hareketi sırtınızı ve belinizi kamburlaştırarak tekrar deneyin, aynı noktaya kadar uzanamadığınızı fark edeceksiniz.
Yani, kamburluğunuzun artması arkaya uzanma hareketinizi kısıtlar diyebiliriz. Bu durumda kamburluğu olan bir kişinin bu duruşunu sadece normal sabit duruş pozisyonlarında mı, fonksiyonel hareket esnasında mı ya da her iki durum icin de mi surdurup surdurmediğinin tespitinin yapılması ve terapi planının bu seceneklere gore şekillendirilmesi gerekir. Fakat her uc durum icin de “Dik dur!” demek cozum değildir.
“Dik durmak” sadece kas-iskelet sistemi ile ilgili değil noral komponentlerle yani sinir yapılarla da ilişkilidir. Dik durabilmeyi oğrenebilmek icin oncelikle tum yapılarınızın optimum(en uygun) duzeyde sağlıklı calışıyor olması gerekir. Sinir sisteminiz doğru algıları beyine ve beyinde uretilen komutları kas-iskelet sistemine ulaştırabiliyor, kemikleriniz yeterince yuk taşıyabiliyor, bağlarınız hareketin sınırlarını en iyi şekilde cizebiliyor ve kaslarınız fonksiyon(gorev, aktivite) boyunca yer cekimine veya karşı momentlere karşı kuvvet uretebiliyor olmalıdır. Kabaca bahsedilen bu şartlar sağlandığı takdirde; sizin “egzersiz” gibi kolay ulaşılabilir ve -mucizevi- bir yontemle dik durmayı oğrenmeniz mumkundur.
Ne zamana kadar egzersiz yapmanız gerektiğine gelince, şoyle soyleyebiliriz; “Motor oğrenmeniz gercekleşinceye kadar”. Motor oğrenme, beyninizin bir aktiviteyi ezbere dayalı olarak değil, zihinsel olarak kalıcı şekilde oğrenmesidir. Hareketin ceşitli bileşenler eklenerek tekrarlanmasını, farklı ortamlara adapte edilebilir şekilde deneyim kazanılmasını icerir. Kişinin fiziksel yeteneği(kas gucu ve koordinasyonu gibi), algı yeteneği(dikkat, odaklanma, anlama gibi), aktiviteyi surdurebilme kapasitesi(yorulma suresine) ve psikolojik durumuna(motivasyonu ve duygu durumuna) bağlı olduğu icin kişiden kişiye değişkenlik gosterir. Daha kolay anlaşılabilmesi icin “bisiklet surme” eylemini ornek verecek olursak; fiziksel kapasitesi normal gelişim surecine uygun olan 7-8 yaşlarındaki bir cocuk surekli denediği takdirde en gec 1-2 aya en iyi şekilde bisiklet surmeyi oğrenmiş olur. İlk zamanlarda gozu surekli yolda, elleri sımsıkı gidonda ve konuşmadan pur dikkat bisiklet suren bir cocuğu; ilerleyen zamanlarda engebeli zeminlerde, arkadaşları ile konuşurken hatta tek elle suruyor gorebilirsiniz.
Ozetleyecek olursak “dik durabilmek” icin,
Sırt kaslarınızın yeterli gucte olması ve fonksiyonel pozisyonlarda bu gucu yeterli sure boyunca koruyor olması,
Dik durmada gorevli olan tum kas gruplarının birlikte uyum icerisinde ve zamanlamaya uygun calışıyor olması,
Hareketli-hareketsiz her noktada, bağlarınızın hareketin sınırlarını koruyabilecek gerginliği sağlayabilmesi,
İskeletinizin yuk taşıyabilecek kapasitede ve eklemlerinizin ağrısız hareket ediyor olması
Fizyoterapistinizin rehberliğinde bireye ozgu sağlıklı fonksiyonel hareketin normal gelişim sıralamasına uygun oğretilmesi ve siz deneyim geliştirene kadar farklı ekipmanlar ve ortamlar kullanılarak hatasız tekrar edilmesi gerekir.
Tum bu koşullar sağlandığında, farklı icerikler eklenerek defalarca deneyimlediğiniz bu duruş zihninizde yer eder ve otomatikleşir. Bununla birlikte elde ettiğiniz bu etkin duruşu korumak icin egzersizlerinizi aksatmamalı, ev ve iş yerinde kotu duruşu hatırlatıp tetiklemeyecek ekipman secmeli ve ortamınızı bu ergonomiye gore duzenlemelisiniz
Ne yaptığını ne amacla yaptığını bilen bir fizyoterapistin rehberliğinde duruşunuzu geliştirebilir; hem ağrısız bir hayat surebilir hem de kozmetik acıdan guzel gorunebilirsiniz. Unutmayın: Egzersiz, doğru rehberlikle, sahip olduğunuz vucudun guzelliğini ve değerini fark etmenizi ve kendinize yardım edebilmenizi sağlayan sihirli bir kurdur..Sağlıklı gunler dileğiyle..
[h=2]Sakarya Fizyoterapist uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Karnını cek, dik dur, put gibi yaşa!!
Sağlık0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Karnını cek, dik dur, put gibi yaşa!!