Okulların kapanmasına cok az bir sure kaldı ve hem aileleri hem de oğrencileri ciddi bir karne telaşı sardı. Ozellikle karnesinde zayıf notları olan cocuklar anne babalarından gorecekleri olumsuz tepki nedeniyle korku ve kaygı icindeler. Bu olumsuz duygu durumları nedeniyle zaman zaman tanık olduğumuz son derece uzucu olaylar yaşanabiliyor. Cocuklar ya evden kacmaya kalkıyorlar ya da intihar eylemlerine yoneliyorlar.
Elbette kırık notlarla dolu bir karne hoş karşılanmayacaktır ancak notlar ne kadar kotu olursa olsun karne cocuklarımızdan daha onemli değil.
Bizler de zamanında oğrenci olmuş, muhtemelen zayıf notlarla ve cezalarla karşılaşmış anne babalar olarak cocuklarımızın kotu karneler ve notlar karşısında neler hissedip neler yaşayabileceğini anlamak zorundayız. Ustelik zamanında kendi anne babalarımızdan beklediğimiz aynı anlayışı cocuklarımıza gostermek ve durumun kotu sonuclanmasının onune gecmek bizim gorevimiz.
Oyleyse ne yapmalı ve onlarla karne konusunu nasıl konuşmalıyız?
KARNEDEKİ KOTU NOTLAR
Hemen hemen hepimiz cocuklarımızın karnesindeki notlarla ve ders başarılarıyla ilgili olarak fikir sahibiyizdir. Dolayısıyla karneye gelecek notları onceden bilmek ilgili anne babalar olarak oncelikli olarak gorevimizdir
Cocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurmayı başarabilmiş anne babalar icin ders notları hayati bir mesele olmayacaktır. Onlar karnedeki notların sadece o doneme ait ve sadece derslerdeki başarıyı simgelediğini bilirler.
Hepimizin zamanında yaşadığı zayıf notlar son derece doğal bir surecin son derece kısıtlı bir alanını temsil etmektedir. Cocuklar kotu notlar alabilirler ama o kotu notların karşılığı olarak bizler kotu anne babalara donuşuyorsak orada sorun var demektir.
Davranışlarımızın sonuclarını hesaplamadan, en duşuk dozda tepkiden tutun, en yuksek dozdaki tepkiye kadar kontrolsuz davranan bir anne baba goruntusu cizmek, cocukla aramızda gercek anlamda ucurumlar acılmasına yol acacaktır.
Zira kotu notların olduğu bir karneye, karne geldikten sonra tepki gostermek, cocuğa bağırıp cağırmak, hakaret etmek hatta belki de şiddet uygulamak son derece kolay bir yoldur ve anne baba olarak sorumluluklardan kacmanın bir diğer bicimidir.
Karnedeki notlardan en az cocuklar kadar biz anne babaların da sorumlu olduğunu unutmamalıyız. O notlar aslında bizim de notlarımız sayılır.
Notlardaki duşuşun nedenini sadece cocuğa yuklemek yerine neleri duzeltebiliriz ya da eksik yaptığımız bir şeyler var mı sorularının yanıtını bulmak daha cozume yonelik bir tutum olacaktır.
KOTU KARNENİN NEDENLERİ
Kotu bir karne geldiğinde uzulmek cok doğal. Ancak bu uzuntu sadece anne babanın yaşadığı bir uzuntuyse ve bu notlar cocuğu uzmuyorsa, durumun kendi sorumluluğunda olduğunun farkına varmamışsa orada bir sorun var demektir.
Kotu bir karnenin ve zayıf notların gorunen ya da gorunmeyen bir cok sebebi olabilir. Ancak genel olarak belli başlıklar altında bu nedenleri değerlendirmek mumkundur.
• Cocuktan kaynaklanan sebepler: Cocuktan kaynaklanan bazı nedenlerden dolayı karne kotu olabilir. Hiperaktif yapıda olması, oğrenme gucluğu veya dikkat eksikliği yaşıyor olması, gorme, duyma gibi algılarında sorunlar bulunması vb.
• Okuldan kaynaklanan sebepler: Cocuğun okuluna karşı olumsuz tepkilerde bulunması, okula gitmek istememesi, oğretmenine alışamaması, okulun cok uzak olması, arkadaşlarıyla iletişim kurmakta sorunlar yaşaması vb.
• Aileden kaynaklanan sebepler: Cocuğun ihtiyaclarına ve beklentilerine kayıtsız kalan ilgisiz ve sevgisiz anne babalar, şiddet uygulayan, aşırı kontrolcu, baskıcı ya da aşırı hoş goru gosterebilen anne baba modeli.
• Cevreden kaynaklanan etkenler: Cocuğun herhangi bir sosyal gruba katılmak ya da bir etkinlikte yer almak gibi bir takım toplumsal paylaşımlardan uzak kalması. Bu yonde desteklenmemesi ya da engellenmesi. Ailenin ev ya da şehir değiştirmesi, anne babanın maddi durumunun bozulması nedeniyle statu kaybına uğraması vb.
COCUKLARA SORUMLULUK KAZANDIRMAK
Cocuk eğitiminde bilinmesi gereken yegane konu, cocukların once ailesindeki bireyler olmak uzere cevresindeki insanları model aldıklarıdır. Dolayısıyla yakın cevresinde gorduğu sorumluluk almayan yetişkinler ya da kendisinden yaşca daha buyuk bireyler her cocuk icin birer modeldir. Aynı şekilde aldığı gorevleri hakkıyla yerine getiren yetişkinler ise cocuk acısından model alınacak ornek insanlar olacaklardır.
Bununla birlikte, cocuklar her zaman doğru insanı model almayabilirler ya da doğru insanlar da cocuklar acısından her zaman ornek olarak aldığı yetişkin rolunu ustlenmeyebilir.
Durum ne olursa olsun bilinmesi gereken en onemli nokta cocuklarımıza erken yaşta sorumluluk kazandırmak ve onlar icin iyi birer model oluşturmak zorunda olmamızdır. Cocuklara sorumluluk vermek ve gorevlerini yerine getirmesini sağlamak son derece onemlidir. Bunun icin oncelikle kendi işlerini yapması, ev işlerine yardım etmesi gibi ufak tefek işlerle gorevlendirerek zaman icinde daha ağır sorumluluklar almasını sağlamak bizim gorevimiz.
Genellikle anne babalar ozellikle okul oncesi donemde cocuklarına iş yaptırmaktan kacınırlar. Oysa 2 yaşına gelmiş bir cocuk kendi yemeğini yiyebilir, oyuncaklarını toplayabilir, ondan istenen pek cok şeyi severek yapabilirken bircok anne baba henuz cok kucuk olduğu gerekcesiyle ona bunları yapma fırsatı tanımazlar. Halbuki cocukların iş yapmaya en hevesli oldukları donem bu yaşlara denk gelen donemdir. diyebileceğimiz pek cok işi seve seve yaparlar. Sorumluluk almaya, gorevlerini oğrenmeye en acık oldukları donemde cocuğu bu şekilde eğitmek son derece onemlidir.
Aynı şekilde okula başlayan cocuk okulla ilgili odevlerini ve gorevlerini kendisinin yapması gerekirken, anne babalar onunla masaya oturup birlikte ders yapmaya başladıkları andan itibaren cocuğa sorumluluk bilinci kazandırmaktan uzaklaştıklarını bilmeliler. Kendisi adına bir cok şey duşunulup, onun adına planlanan ve o istemeden ihtiyacları saptanıp giderilen bir cocuktan hicbir şey bekleyemeyiz. Kendisiyle ilgili konuların, eksikliklerinin ya da yeteneklerinin farkında olması gereken kişi oncelikle cocuğun kendisidir. Ona bu fırsatı vermek zorundayız. Zaman zaman yanlışlar yapacak ama bu yanlışlarını gorerek gereken dersleri alacaktır. Onemli olan telafisi olmayan hatalar yapmamalarıdır. Bunun icin gereken de cocuğa erken yaşlarda sorumluluk verilmesi ve yapabileceği butun işlerde ona bu şansın tanınmasıdır.
KARNE FOBİSİ NEDİR?
Her yıl ve hemen hemen her donem karnedeki duşuk notlardan kaynaklanan catışma ortamının cocuklarda yarattığı gerilimin adı karne fobisi olarak tanımlanmaktadır. Zaman zaman cok yıkıcı ve olumsuz sonuclara yol acabilmektedir. Cunku diğer fobilerden farklı olarak cocuk en guvende olması gereken ortamda, yani aile ortamında ailesindeki bireylerden gelebilecek sert tepkilerden dolayı ciddi anlamda korkmaktadır ve bu korkunun sonucu son derece kotu olabilmektedir.
Karne daha once de belirttiğimiz gibi, sadece akademik başarıya donuk bir sonuc tablosudur. Bu sonuclar geri donuşsuz puanlamalar olmadığı gibi, her ne kadar olumsuz olursa olsun, hicbir şekilde cocuklarımızdan ve onların hayatlarından daha onemli değildir. Maalesef gazete sutunlarına ya da televizyon haberlerine yansıyan cok uzucu olaylar yaşandığını goruyoruz. Oysa artık bunları konuşmamız bile cok utandırıcı ve uzucu bir durum. Karne uzucu notlarla dolu olabilir ama cocuklarımız kendilerine zarar verdiklerinde karşılaşılan tablonun telafisi hicbir şekilde mumkun değildir.
Karne fobisi yerine cocuklarımızın yaşamaları gereken duygu, derslerinde nasıl başarılı olmaları gerektiği konusunda yaşayacakları heyecan ve zayıf notlardan dolayı hissedecekleri uzuntu olmalıdır. Annesinden ya da babasından bana cok kızarlar ya da beni cezalandırırlar duşuncesiyle korkan bir cocuk, sorumluluklarını değil, bu cezalardan ya da korku dolu durumdan nasıl kurtulacağını duşuneceği icin sonuc asla olumlu olmayacaktır.
Bunların dışında zaman zaman karne notları iyi ya da ortalamalarda olsa dahi cocukların yine mutlu olmadıklarını goruyoruz. Bu daha farklı bir durum olan mukemmeliyetci anne baba tutumları ve cocuğa yansıtılan yuksek beklentilerden kaynaklanmaktadır. Anne baba olarak alınabilecek en yuksek notu ya da en tepedeki başarıyı hedefleyen bir aile tutumu cocuğun uzerinde ağır psikolojik sorunlara yol acabilir ve cocuk, anne babasının istediği gibi bir cocuk olamamanın verdiği sucluluk duygusu altında ezilebilir. Oysa eğitimden beklenen cocuğun kendisine guvenli ve sosyal bireyler olmayı oğrenmeleridir, kendisinden memnun olmayan, ozguveni duşuk, mutsuz bireylerin ne kendilerine, ne ailelerine ne de topluma hicbir yararı dokunmayacaktır.
NE YAPMALIYIZ? ONERİLER
Karnesi zayıf notlarla dolu bir cocuğa karşı nasıl davranmalıyız sorusunun yanıtlarını bulmak amacıyla, durumu netleştirmekte fayda var. Bazen kızıp kızmamakta ya da ceza verip vermemekte anne babalar da kararsız kalabiliyorlar.
• Oncelikle bilinmelidir ki karne bir eğitim donemine ait sonuc belgesidir, cocuğun kişiliğinin raporu değildir.
• Amac bağırıp cağırarak, cocuğu korkutup, sindirmek olmamalı, zayıfları ve eksik yonleri uzerine cocuğun duşunmesini sağlamak olmalıdır.
• Cok kızmış olabiliriz ancak cocukla konuşurken kullanılan dile dikkat etmek gerekiyor. Mesele cocuğun kişiliğiyle değil, ders calışma konusundaki alışkanlıklarıyla ilgili. Bu nedenle cocuğun kişiliğine yonelik hakaretlerden kacınmak zorundayız.
• Karne anne babanın birbirine tavır alarak, bir diğerini suclayıcı tavırlar alması amacıyla verilmez, cocuk ailenin bir sonucudur.
• Karnedeki duşuk notları one surerek cocuğun yer aldığı etkinliklerden ve faaliyetlerden uzaklaştırılması sorunu cozumlemez.
• Maalesef yaşadıkları yoğun kaygı ve korku nedeniyle, bazı genclerin evden kactıklarını ya da intihara yoneldiklerini unutmayın.
• Karne geldiğinde kendinizi de sorgulayın. Ona nasıl ornek olduğunuzu ya da doğru ornek olup olmadığınızı iyi sorgulayın.
• Karnedeki notlar, cocuğunuzu da uzmuştur. Onunla konuşurken ona nasıl destek olabileceğinizi sorun ve cozum onerilerini onun getirmesini bekleyin.
• Sırf notları kotu diye cocuğunuzu başkalarının yanında kucuk duşurmeyin, alay etmeyin, aşağılamayın.
Uzucu olan gercek şu ki, karne kotu olduğunda bazı ailelerin cok acımasız olabildiklerini ve cocuklarına cok sert tepkiler verdiklerini biliyoruz.
Başarısızlıklar oğrencilik hayatında olan şeylerdir ve konu kişisel olarak cocuğu hırpalamaya kadar gitmemelidir. Burada amac cocukla catışmak değil, bu kotu sonucların duzeltilmesine yardımcı olmaktır. Anne baba olarak ona her tur desteği vermeli ve gerekirse bir uzman yardımı almalısınız. Ancak her koşulda ona guvendiğinizi ve onu sevmeye devam edeceğinizi cocuğunuza hissettirmek zorundasınız.
Birlikte başarısızlığın nedeni uzerine konuşmak, cozumler bulmak, gibi bircok konu icin onunla işbirliği yapabilmelisiniz. Kotu bir karne geldiğinde en kotusu onu ozellikle arkadaşları ve yakın aile uyeleri onunde aşağılamaktır. Dolayısıyla zaten karnesi kotu olan ve bunun icin de ciddi uzuntu duyan, buyuk bir olasılıkla da sizden korkan bir cocuğu intihara kadar suruklersiniz. O aşamalardan sonra maalesef geri donuş yoktur.
Amacımız her ne olursa olsun başarı elde etmek mi, yoksa sağlık ve keyifle sahip olunan bir başarı mı? Elbette ki ikincisi diyen velilerimiz sabırlı, ilgili, anlayışlı ve hoş gorulu olmak zorundalar.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Karne fobisi
Sağlıklı Yaşam0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Sağlık Forumları
- Sağlıklı Yaşam
- Karne fobisi