Hamilelik ve Baba Olmak
Hamilelik bir kadın icin en ozel donemlerden biridir.Ozellikle istenilen ve beklenen bir bebeğin heyecanı kelimelerle tarif edilemez. Bebek sahibi olmak bundan sonraki hayatın tamamen değişeceğini ve her şeyin doğacak minik varlığın cevresinde doneceğini peşin peşin kabul etmek demektir. Anne olmak doğanın kadınlara verdiği muhteşem bir hediyedir, hem hamilelik hem de doğum tam anlamıyla bir mucizeler butunudur. Ancak durum babalar acısından annelere gore daha farklıdır. Baba olmak;
• annenin yaşayabildiği pek cok duygudan mahrum kalmaktır,
• butun hamilelik surecine başından sonuna kadar seyirci kalmaktır,
• bazen ikinci plana duşmeyi goze alabilmektir,
• her zaman yardıma ve desteğe hazır olmak,hatta sonsuz bir anlayışa sahip olmayı becerebilmektir,
• hem dışardan izleme sabrını gosterip,hem de hamilelikle ilgili butun aşamaları cok iyi bilecek kadar ilgili olabilmektir.
• Doğacak bebeğe,daha doğmadan aşık olmayı başarabilmektir.
Butun bunlar sevimli gibi dursa da aslında cok zor koşullardır ve maalesef bu anlamda babaları cok zor durumlara duşurebilir.

Hamilelikte baba adayı neler hisseder?
Anne, cocuğunu karnında taşıdığı 9 ay boyunca onunla fiziksel, biyolojik ve duygusal bir bağ kurmaktayken babanın boyle bir yakınlık şansı yoktur. Her şey annenin kendi bedeni icinde olup bitmekte ve gebeliğin sonunda baba olacak erkek, butun bu olan bitene seyirci kalmaktadır. Tum bu aşamalarda baba hep dışarıdan izleyici konumundadır. Bebek daha doğmadan annesini fiziksel bir varlık olarak algılarken baba ona tamamen yabancı ve dışarıda bir varlıktır. Anneyle bebek arasındaki biyolojik ve duygusal bağ, gebelikle beraber başlamıştır ancak erkek bu bağı kendisi kurmak zorundadır. Maalesef baba, bu birlikteliğe cok gecikmeli olarak katılmaktadır. Aslında baba olmak gorunduğunden daha da zordur.
Eşler, cocuk sahibi olmaya hazır olduklarını duşunseler bile hamileliğin aşamaları boyunca bir erkek cok farklı duygu durumları yaşar. Bazen, ikinci plana duştuğu hissine kapılabilir. Artık eşinden eskisi kadar ilgi gormeyeceği ve doğacak bebeğin kendisinden daha cok sevileceği endişesine kapılabilir. Bebeğe karşı nasıl bir tavır geliştireceği konusunda ciddi bocalamalar icine girer. Cevreden gelen tepkiler, baba adayının daha doğmadan bebeği sevmesi gerektiği yonundedir. Oysa baba adayı henuz gormediği, tanımadığı ve bir bağ kuramadığı bu minik varlığı sevip sevemeyeceği konusunda kendi icinde celişkilere duşer. Ustelik bu celişkileri hem eşine yansıtmayacak, hem de son derece anlayışlı bir eş ve baba adayı goruntusu cizecektir. Bu nedenle karmaşık duygularla dolu bir duygu durumu yaşaması normal karşılanmalıdır.
Anne adayının doğum sureci başladığında baba adayı neler hisseder?
Boyle bir durumda hemen hemen butun baba adayları doğal olarak paniğe kapılırlar. Duşunulduğunde kac baba adayı boyle bir olayı sık sık yaşamıştır ki? Ya da kac baba adayı bu durumda sakin kalmayı başarabilmiştir? Elbette ki baba adayı da birazdan onu adaylıktan cıkarıp, gercek baba konumuna yukseltecek olan bebeğinin doğumunda heyecanlanır.
Bu son derece normal bir duygu durumudur. Butun mesele annenin de paniğe kapılmasına yol acacak kadar ya da ortalığı karma karışık bir duruma getirerek işleri daha da zorlaştıracak kadar aşırı bir heyecan yaşamadan kontrollu olmayı başarabilmektir.
Baba adayını doğum sureci başladığında aslında pek cok nedenden dolayı heyecan yaşamaktadır:
• Eşine olumsuz bir şey olmasından,
• Bebeğinin sağlıklı doğup doğmayacağından,
• İşlerin ters gidebileceğinden,
• Bebeğine karşı sevgi hissetmeyeceği gibi endişelerden dolayı ciddi olarak heyecanlanır ve korkar.

Baba kendini nasıl sakin tutmalı ve evden cıkarken nelere dikkat etmelidir?
Son yıllarda baba adayları da hamile olan eşleriyle birlikte pek cok bilgilendirme seminerlerine ve kurslara katılmakta, hem hamilelik hem de doğumla ilgili gerekli bilgileri alabilmektedirler. Ozellikle doğum sureciyle ilgili ciddi anlamda donanım kazanabildikleri bu turde kursların buyuk yararı vardır. Eşiyle birlikte hastaneye kadar olan yol arkadaşlığında neler yapabileceğinden, hazırlıksız yakalanılmış bir erken doğum başlangıcında nasıl davranması gerektiğine kadar her şeyi oğrenebildikleri bu seminer ya da kurslar sonucu baba adaylarının endişeleri belirgin şekilde azalmaktadır.
Butun bir hamilelik surecinde ihtiyac duyması muhtemel pek cok şeyi oğrenmesi dışında hem psikolojik olarak hem de bebeğin ve annenin gereksinim duyacağı malzemelerin hazırlanması aşamasında yine en buyuk destekci babanın kendisi olacaktır. Sakin kalması gereken ilk kişi babadır. Doğuma giderken onceden hazırlanmış eşyaların takibini de baba yapacağından onun soğukkanlı olması cok onemlidir. Onerimiz boyle heyecanlı bir durum nedeniyle cıkılacak yolculukta arabayı babanın kullanmaması olacaktır.

Bu surecte anne adayı babaya nasıl destek olmalıdır?
Her ne kadar kurslara gidilse de, baba adayı yeterli derecede bilgi sahibi olsa da hamilelik ve doğum gibi ozel sureclerde asıl sakin tarafın anne adayı olduğunu goruyoruz. Kadınlar hem doğanın onlara verdiği doğurganlık hediyesi nedeniyle hem de daha direncli olmaları nedeniyle bu doğum surecinde baba adayını psikolojik olarak destekleyebilecek kadar guclu ve soğukkanlı davranabilmekteler.
Hamilelik sırasında kadın, yaşadığı fiziksel ve ruhsal değişimler dolayısıyla cevresinden ve ozellikle eşinden sonsuz bir anlayış bekler. Erkeklerin kendi duygu ve isteklerini geri plana atarak anneye karşı daha duyarlı olması istenir. Erkekleri urkuten bir diğer konu da budur.
Oysa burada babaya asıl yardımcı olacak kişi de yine eşidir. Her ne kadar hamileliğin verdiği yoğun hormonal dengesizlikler yaşıyor olsa da annenin babayla her şeyi paylaşması ve tum doktor kontrollerine birlikte gitmeleri babayı da surecin icine cekmesi bakımından cok onemlidir.

Doğumhanenin kapısında bekleyen baba adayı neler hisseder?
O muhteşem an gelip de baba adayı doğumhane kapısında beklemeye başlamışsa,heyecan olabilecek en ust noktadadır artık.
• İcerde neler olup bittiğinden,
• Her şeyin yolunda olup olmadığından
• Eşi ve bebeğinin sağlık durumlarından
• Doğumhaneye girip girmemesi gerektiğinden emin olamaz ve zamanın asla gecmeyeceğini, o kapının asla acılmayacağını duşunur.
Bu heyecandan dolayıdır ki son yıllarda pek cok baba adayı doğum sırasında eşinin yanında olmayı, bu sureci birlikte yaşamayı tercih etmektedir. Doğumhanenin kapısında bekleyen bir baba adayı, heyecandan duşup bayılmak dahil her tur tepkiyi verebilir ve bu durumun da anlayışla karşılanması gerekir.

Bebeğin doğum haberini alan baba neler hisseder?
Uzun suredir beklenen an budur. Sağlıklı doğmuş bir bebek sahi olduğunun haberini almak. Bu en inanılmaz anlardan biridir, cunku artık biyolojik olarak bir babadır. O ana kadar kendi genlerini vermekten başka bir rolu olmayan erkekten, gebeliğin bitimiyle beraber minik bebeğe babalık etmesi beklenmektedir. Yoğun endişe duygularıyla beraber cok sevinclidir ve uclarda dolaşan duygu durumları yaşar. Endişelidir cunku;
• Acaba iyi bir baba olabilecek midir?
• Onu sağlıklı buyutebilecek midir?
• Cocuk sahibi olmak onemli bir sorumluluktur, bu sorumluluğun altından kalkabilecek midir?
• Eşinin gozunde kendi konumu ne olacaktır?
• Cocuğunu herkesin ondan beklediği şekilde sevebilecek midir?
İster anne olsun isterse baba, cocuk sahibi olmak insan hayatı icin cok ciddi bir yukumluluk ve kararlar butunudur. Bundan dolayı yaşanan her turlu duygu son derece normaldir.

Bebeğini ilk gorduğunde baba neler hisseder?
Kendi kanını kendi genlerini taşıyan kucucuk bir canlıyı gormek artık uzun hamilelik surecinin en heyecanlı olan son bolumudur. Tam dokuz ay boyunca suren heyecanlı ve bilinmezlerle dolu hamilelik nihayet bitmiştir. Bebeğini ilk defa goren baba adayları genellikle duruma cok hazırlıksız yakalanırlar ve cok urkerler. Bir bebeğin bu kadar kucuk olabileceğini gordukten sonra ona dokunmaktan korkmak, kucağa almayı reddetmek sıklıkla gorulen tepkilerdendir. Bilinmelidir ki sevgi emektir. Zaman icinde birbirine alışmaya başlayan baba ve cocuk arasındaki ilişki yerine oturacaktır.
Oneriler
-Gercekten de sevgi, emek ve caba ister.
-Genellikle, yoğun karmaşaların ardından baba ile cocuk arasında cok sıcak ilişkiler kurulduğu bilinmektedir. Ancak bazı durumlarda baba, tam tersi bir tepki gosterebilir. Acıkca ifade etmese bile cocuğa mesafeli ve ilgisiz davranabilir
-Erkeklerin genel olarak hamilelik ve babalık hakkındaki endişelerini başkalarıyla paylaşmadıklarını bilmek gerekir. Bu durumda babaya yardım elini yine anne ve daha onceden baba olmuş yakınlar uzatmalıdır.
-Baba olmakla ilgili bir kitap okumak, benzer kaygıları yaşamış insanların deneyimlerini dinlemek cok yararlı olabilir ya da artık gunumuzde yaygınlaşmaya başlayan anne baba destek gruplarına katılmasını sağlamak da iyi bir yontemdir.
-Doğumdan sonra babanın bebeğiyle zaman gecirmesi baba ve cocuk arasında sağlıklı bir ilişki kurulması bakımından cok etkili olacaktır.
-Anneler, bebeğin her ihtiyacıyla sadece kendilerinin ilgilenmeleri gerektiğini duşunurlerse de işin icine babayı katmak, bebeğin beslenmesini ve banyosunu babaya yaptırmak guzel bir terapi yontemidir. Aynı şekilde bebeği uyutmak, ona ninni soylemek baba ve cocuk arasında paylaşılan zamanı artırarak bağlılığı guclendirecektir.
-Yapılan araştırmalar kadınların annelik rolunu benimsemekte babalar kadar zorlanmadıklarını
gostermektedir. Bebek, 6 aylık olduğunda anne ve bebek arasındaki iletişim bir duzene oturmaktadır. Oysa erkeklerde bu alışma surecinin 18 aya kadar uzadığı gorulmektedir.
-Annelere onerimiz; bebeklerini hayatlarının tek odak noktası haline getirmemeleri ve işler duzene girmeye başladığı andan itibaren eşlerine daha doğrusu birbirlerine daha fazla vakit ayırmalarıdır. Bebeği aile buyuklerine bırakarak yalnız kalabilecekleri ortamlar yaratmak her iki taraf icin de rahatlatıcı ve birleştirici olacaktır. Hatta bunu bir oyun haline getirip beraber vakit gecirmek icin fırsatlar yaratmak, tanışmalarının ilk zamanlarındaki buluşmaların tadında kacamaklar yaşamak onerilen bir yontemdir.

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]