Anne-babanın evlatlar arasında ayırım yapması,
Anne-baba anlaşmazlığı; cocukların taraf tutmaya zorlanması,
Anne-babanın ilgisiz tutumu,
Cocuğun anne-babanın gozune girmeye calışması,
Anne kucuk kardeşle evde kalırken, buyuğunun kreşe, yuvaya ya da okula başlaması,
Anne-babanın kardeşleri birbirleri ile kıyaslaması;birini diğerine ornek gostermesi,
Anne-babanın cocukların bulunmadığı ortamlarda kucuk oldukları icin anlamayacaklarını duşunerek ya da oyuna daldıkları icin duymayacaklarını duşunerek cocuklar hakkında olumsuz ve eleştirel konuşmaları.
Kardeşler arasındaki rekabet normal bir duygudur. Bu duygu cocuğu motive edici bir rol oynar.Ancak bazen cocukta duygusal yıkıma gidebilecek olculerde yaşanabilir. Kıskanclığın kalıcı olmaması ve normal duzeyde tutulması icin bazı onlemler alınmalıdır.
Kıskanclık, seven ve sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. Her yaş doneminde gorulebilmekle beraber cocuklukta ortalama 3 ile 8 yaş arasında daha sık rastlanır.
Cocuklarda kardeş kıskanclığı, annenin ikinci cocuğa hamile olması ile birlikte başlar. Cunku cocuklar bu evrede mantık olcutlerinde değil, daha cok duygu yonlendirmeleriyle yaşamı analiz ederler.
Kardeşi doğduğunda, kendine ait ilgi, sevgi ve dikkatin kardeşine yoneltilmesinden ya da yoneltileceği riskinden kaynaklanan rahatsızlık en temel nedendir. Kardeşin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması cocukta, bebeğe karşı gibi gorunen ama aslında ana-babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık, hırcınlık gibi duyguların gelişmesine neden olabilir.
Cocuk kendini o cocuksu dunyasında terk edilmiş, guvensiz ve desteksiz hissetmeye başlayabilir. Kardeşler arası kıskanclığın derecesi, yeni bir cocuğun doğumuyla anne- babanın tutumunda olan değişikliklere, buyuk cocukla ebeveyn arasında yerleşmiş olan ilişkiye ve cocuğun bebeğe olumsuz bir davranışta bulunmasına goz yumma hoşgorusune bağlıdır.
Kıskanclık derecesinde belirleyici rol oynayan bir başka etken de kardeşler arasındaki yaş farkıdır. Yaş farkı ile kıskanclık derecesi arasına ters bir ilişki vardır. Yaş farkı arttıkca kıskanclık azalırken, yaş farkı azaldıkca kıskanclık artar.
Bu nedenle kardeşler arasında 6-8 yaş aralığı onerilmektedir. Anne-babaya sıklıkla ve bazen gun icerisinde tekrarlayan şekilde onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir turlu emin olamama donguselliği yaşanabilir. Ailelerin cinsiyete ilişkin tercihi varsa ve bunu yansıtıyorlarsa, cinsiyete gore kıskanclık yaşanması ve beraberinde başkaca semptomlara da yol acabilecek travmatik durumlar kacınılmaz hale gelir.
Kimi cocuklar kardeşlerini kıskandığını acıkca belli ederlerken, bazıları da bu duygularını ortuleyebildikleri kadarıyla saklı yaşarlar. Bebeği sevmediğini, onu istemediğini, evden gitmesini istediğini ve hatta ‘’bunu cope atalım’’ lara varacak soylemler geliştirirler. Bazen bebeğe zarar vermeye veya anne bebekle ilgilendiğinde aşırı tepkiler gostererek buna engel olmaya calışabilirler.
Bu gibi anlardaki duygu durum karmaşası ile anne-babasının hic te hoşlanmayacakları davranışları ofke cesareti ile sergileyip cezalandırılmak pahasına da olsa onları bebekten fiziken uzak tutma yoluna gider ve genellikle de bunu başarırlar. Gereksiz yere ihtiyaclar sıralayıp, psikosomatik rahatsızlıklarından şikayetci olabilirler.
Bazı cocuklarsa asıl duyguyu carpıtma yolunu secerek; kardeşe aşırı ilgi ve sevgi gosterip anne ve babasının kaybettiği ilgisini geri kazanmaya ve hedef şaşrtmaya calışırlar. Hatta bebeğin ebeveyni gibi davranarak, anne-babayı bebeğe dikkat etmesi konusunda uyararak karşıt tepki de geliştirebilirler.
Bu gibi yollar ile, kardeşe aşırı ilgi gosteren cocuklar yaşadıkları doğal kıskanclık duygusunu bastırmaktadırlar. Bazı cocuklar da ebeveynlerinin olumsuz tepkisini cekmekten korktukları icin, kardeşlerine aşırı ilgili davranabilirler.
Kardeşini kıskanan cocuklar mutsuzluk, stres, ofke, intikam alma ile sevgi, ilgi ve koruma duyguları arasında catışma yaşarlar. Yaşanan bu duygu durum karmaşası ceşitli sorunları ortaya cıkartır. En sık gorulen sorunlar; daha once kazanılmış davranışlarda gerileme, alt ıslatma, parmak emme, hırcınlık gibi durumlarıdır. Bebeksi davranışlarının altında da, anne-babanın geri cektiği ilgisini, yeniden kazanma planları yatmaktadır.
Hırcın, huzursuz, ofkeli ve saldırgan davranışlara bu donemde sıklıkla rastlanır. Anne ile bebeği baş başa yalnız bırakmak istemediklerinden okula gitmek veya evden başka bir yere ayrılmak istemezler.
Evden ayrılmayı reddetmeyle birlikte, baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler, huzursuzluk, isteksizlik ve diğer stres belirtileri sıklıkla gozlenebilir.
Hem kıskanan hem de kıskanılan kardeşler icin stresli bir donem olduğu icin fiziken de zarar verebilecek saldırgan davranışlar sergileyebilirler. Orneğin ofke bazen kendi oyuncak ve eşyalarına, bazen kıskanılan kardeşin oyuncak ve eşyalarına yonelebileceği gibi doğrudan kaynağa da uygulanabilir. Bazen de iletişim cevresindeki hic ilgisi olmayan kişilere de yon değiştirebilir.
Kardeş Kıskanclığında Cozum Onerileri – Kardeş Kıskanclığında Nasıl Davranılmalı -2
Kardeş Doğmadan Once Yapılması Gerekenler Nelerdir?
 Henuz kardeşi doğmadan once ona anlayabileceği bir dilde, aileye yeni bir uyenin geleceği, evdeki ortamın
her zamankinden daha heyecanlı ve hareketliliğin yoğun olabileceği, orneğin; eve sık sık misafirlerin gelip gideceği soylenmelidir.
 Bu surecte annenin hem yorgun olacağı, hem de bebekle daha cok vakit gecirmek zorunda kalacağı ve kendisi ilk doğduğunda da annesinin kendisiyle cok vakit gecirdiği fotoğraflar gosterilerek anlatılmalı. Kucuk bir bebeğin surekli bakıma muhtac olduğu, ama aynı şeylerin o doğduğunda da kendisi icin yaşandığı ve her şeyin zamanla tekrar normale doneceği anlatılabilir.
 En onemlisi anne-baba ve diğer yakınların rahat ve sakin olması gerekir. Cocuklar etraflarındaki yetişkinlerin davranışlarını gozlemleyip cok iyi kalibre ederler. Beden dillerini okuyarak korku ve endişelerini yakalarlar. Bu da ‘’kaygı duymakta haklıyım’’ yargısına vardırır.
 Cocuğun zihninde somutlayarak anlamlandıramayacağı mantıksal acıklamalardan uzak olunmalıdır. “sakın kıskanma, endişelenme, seni de bebek kadar seveceğiz” cumlesi iyi niyetle soylense bile cocuğun anne babanın sevgisini elde etmek icin kardeşle yarışmasına gerekceli bir neden haline gelir.
Diğer taraftan ‘’sakın ENDİŞELENme, KISKANma’’ gibi ifadelerde –me, -ma lar bilinc altı duzeyde silinir ve ilk yonergeler olan; ENDİŞELEN! KISKAN! İfadeleri aktive olur. Bu nedenle endişe ya da kıskanclık gibi duygular fark edildiğinde olmasını istemediğimiz değil, olmasını istediğimiz duygu ve davranışlar dillendirilmelidir.
 Hamilelik doneminde babası ya da başka bir aile uyesi(anneanne, babaanne) buyuk cocuğun bakımıyla ilgili yemek yedirme, banyo yaptırma, uyutma gibi işlere başlayabilir.
 Cocuğunuzun hayatında yapacağınız buyuk değişiklikleri bebek gelmeden mumkun olduğundan once yapın ki cocuğunuz ikinci plana atıldığını hissetmesin, orneğin okula başlaması, odasının bebek icin değiştirilmesi gibi.
 Cocuğunuzu doğum oncesi doktor kontrollerine goturmekte fayda vardır.
 Cocuğunuzu bebek icin yaptığınız etkinliklere hazırlıklara katın ve bebeğin odasının rengi, yatak Ortusu vb… Hakkında secim yapmasını destekleyin.
 Eğer yeni doğmuş bebeği olan arkadaşlarınız veya yakınlarınız varsa cocuğunuzla beraber onları ziyaret edebilirsiniz
 Bebeği ve annesini almak uzere hastaneye giderken cocuğunuzu da goturmelisiniz. Bu arada bebeğin giysileri ve ozellikle kendi beğenisi ile sectikleri giysiler kendisine taşıttırmak gerekir.
 Cocuğunuzun giysisinin yakasına ve yastığına annenin parfumunun sıkılması da bilic altı duzeyde sakin kalmasını destekleyecek bir uyarım olacaktır.
Kardeş Doğduktan Sonra Yapılması Gerekenler
 Anne- baba aralarında işbolumu yaparak her iki cocukla da ilgilenmeye yoluna gitmelidirler.
 Kıskanan cocukla mumkun olduğunca nitelikli zaman gecirilmeli, daha once yapmaktan hoşlandığı alışkanlıkları gercekleştirmesine daha fazla fırsatlar yaratılmalıdır.
 Doğan kardeşle birlikte onceden gidilen oyun ve eğlence yerlerine gitmek, akşam yemeğinden sonra hikÂye okumak gibi etkinlikler mumkun olduğunca devam ettirilmelidir.
 Yeni doğan bebeğe aşırı sevgi, ilgi gostermek yerine, var olan sevgiyi ilk andan itibaren paylaşabilmeyi hedeflemek daha doğru olacaktır.
 En eğitimli misafirler bile sadece bebekle ilgilenip buyuk cocuğu unutma eğilimi icindedirler. Yakınların yalnızca bebekle ilgilenmemelerini, buyuk cocuğa da alışık olduğu tarzda ilgi ve sevgi gostermeleri konusunda uyarmak yararlı olacaktır. Bu arada ‘’pabucun dama atıldı…’’ gibi ifadelerin de engellenmesi gerekmektedir.
 Bebeğe surekli “bebek” demek yerine doğrudan adını soylemeye başlamak bebeğin bir nesne değil de bir kişi olduğu algısını oluşturacaktır.
 Anne- baba cocuğa, kardeşin doğdu ve senin dunyanda bizim acımızdan değişen bir şey yok.Sana olan sevgimiz hep aynı kalacak mesajını sadece sozcuklerle değil davranışlarla da iletmek gerekir.
 Bebeğe “benim bebeğim” değil “bizim bebeğimiz” diye başlayarak hitap etmek ve “sessiz ol, kardeşin uyuyor” gibi
sozlerle cocuğun yaşantısını bebeğe gore ayarlamak kıskanclığı tırmandıracaktır. Cunku ona gore bebek değil kardeş olduğu icin statuler olması gerektiği gibi kullanılmalıdır.
 Kaygılı tavırlarla cocuğu bebekten uzaklaştırmaya calışmak, yapılabilecek en buyuk hatalardan biri olacağından uzaktan sakin kontrol yolu secilmelidir.
 Kıskanmasını engellemek adına cocuğa aşırı hoşgoru gostermek durumu kotuleştirecektir. Orneğin; onceden yalnız yatan cocuğun anne babasıyla yatmasına izin vermek doğru değildir.
 Kardeşler arasındaki kıyaslamalardan kacının. Ancak cocuğun da bir zamanlar kucuk bir bebek olduğu, aynı bakım ve ozenin kendisine de gosterildiği cocuğa sıklıkla anlatılıp anılar paylaşılabilir.
 Bebekle ilgili olan işlerde cocuktan yardım istenebilir. Orneğin; bebeğin altını değiştirme sırasında bezini getirmesi, biberonunu tutması vb gibi.
 Sevginizin eşit olduğunu gostermeye calışmak yerine; her cocuğa, birbirinden ayrı oldukları zamanlarda İlgi ve sevgi gosterisi dozunda bir yoğunlaşma olabilir.
 Eşit zaman ayırmak yerine, her cocuğa kendi gereksinimine gore zaman ayırmak gerekcelerini de ifade etmek gerekir.
 Kardeşinin giyebileceği, ona kucuk gelen giysileri ve oynayabileceği oyuncakları beraber ayırmak işe yarayabilir.
 Aralarında bir anlaşmazlık cıkmışsa, bu tartışmayı kim başlattı sorusunu sorarak suclu aramaktan kacınılmalıdır. Cunku olayı kimin başlattığını oğrenmeye calışmak cocukların birbirini suclamasına da neden olacaktır.
 Cocukların kavgalarında hakem rolunu uslenmemek gerekir. Anne- babalar cocukların tartışmalarına katıldıklarında cocukların her biri anne babasının diğerinin tarafını tuttuğu kanısına varabilirler.
 Bebeğe zarar verilmesinin yanlış olduğu kesin bir dille anlatılmalıdır.
* Cocuk kardeşinin canını yakmışsa, gorunuşte cok kotu olan bu davranışın gercekte bebeğe zarar vermek icin değil, bir parca kabalık iceren bir tutumdan başka bir şey olmadığı ifade edilmelidir. Burada onemli olan dengeli tepki vermek, kibarca reaksiyon gosterip sakin kalarak (yoksa sizi sinirlendirmek icin bu davranışı tekrarlayabilir) hatalı davranışlar tamponlanmalıdır. Cocuk mesajı alsa da, almasa da iki kardeşi bu sıralar yalnız bırakmamak doğru olacaktır.
 “Siz kardeşler aranızda ne kadar iyi anlaşıyorsunuz” gibi cumleler cocuğu cesaretlendirip motive eder ve sizin ovgunuzun hak etmek adına caba harcamaya yoneltir.
 Kardeşe yonelik olumsuz duyguları reddedip, onemsememek yerine, onları kabul edip, tanımaya calışılmalıdır ve olumsuz duygularını ifade etmesine fırsat verilmelidir.
 K ardeşiyle ilgili karışık duyguları olan cocukların konu edildiği rol-model oykuler anlatmak, anne ya da babanın kendi kardeşiyle ilgili ilk hislerini paylaşması, cocuğun duygularını anlaması ve ifade etmesinde yureklendirecektir.
 Kardeşini sevmek zorunda olduğu soylemek yanlıştır., "Sen artık ablasın / abisin" diye, yaşının uzerinde olgunluk beklemek yerine onun da hala cocuk olduğu hatırlanmamalıdır.
 Ailecek butun olunduğu duygusu herkes tarafından hissedilmelidir. Bunun icin butun ailenin birlikte yapabileceği, gezinti, piknik, alışveriş, film izleme gibi etkinlikler tekrarlanmalıdır.
 Anne-baba cocukla olabildiğince birebir iletişime gecildiğinde, birlikte ortak etkinliklerde bulunulduğunda, cocuğa kardeşiyle ve ev ile ilgili kucuk sorumluluklar verildiğinde cocuk kendini hep guvende ve hala sevilen, onem verilen bir kişi olarak hissedecektir.
* Kardeş catışması sorununu hic yaşamamanın tek yolu tek cocuk sahibi olmaktır. Cunku iki ya da daha cok cocuğun aynı atmosferi paylaşması kacınılmaz olarak catışma uretir. Kardeş kavgasına neden olan zaman ve ilgi konusu ortadan kaldırılamayacağına gore cocuklara kavga etmeyin demek te cok işlevsel olmayacaktır.
Ayrıca cocuğun daha cok kucukken paylaşmayı oğrenmeye başlaması kardeşi olduğunda cok fazla bocalamasını engelleyecek, paylaşamamaktan doğan catışmaları azaltacaktır.
* Kardeşler arasındaki kıskanclık, anlaşmazlık, itişip kakışmalar ne kadar cok olursa olsun birbirlerinden ayrı kaldıklarında da birbirlerini ozlerler. Bu ozlem duygusu, ilişkilerinin bazen cok bozuk olduğunu duşunmemize rağmen aslında birbirlerini cok sevdiklerini ifade eder.

[h=2]Mersin Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]