eski uygarlıkların maskeleri eski uygarlıkların kullandıkları maskeler
TİYATRO TEKNİĞİ

Koro ve Oyuncu: Koro ile oyuncunun gelişimi birbirine paraleldir. Dionysos şenliklerinde Dithyrambos okuyan korolar ellişer kişiydi. İ.O. 487 yılında koro on iki kişiye indi. Bunun bir nedeni, bir gosteride dort oyun ( 1 tragedya 1 satir) birden oynanma geleneği olabilir. Ayrıca 50 kişilik bir koro cok masraflı olduğu kadar, kalabalık bir koroyu calıştırmak da cok zordu.
Koronun butun temsil boyunca oyun yerinde kalması gerekiyordu, bu yazarlar icin onemli bir sorundu. Koronun surekli oyunda kalması , seyirciyi inandırıcı bir duruma gelmesi gerekiyordu.
İlk donemlerde koronun ceşitli gorevleri vardı. Koro, oyundaki acı olaylara ayna tutan, onları yorumlayan bir aractı. Bir de oyunu 5 bolume ayırıyordu.
Oyuncuların usta olmaları ve seslerini ceşitli rollere gore değiştirip ona gore hareket etmeleri gerekiyordu, cunku bir oyuncu maske takarak cok sayıda oyun kişisini, bu arada kadını da canlandırıyordu.
Oyuncuların cok guzel şarkı soylemeleri ve gerektiğinde dans edebilmeleri onemliydi. Yuzlerindeki ifadeleri değişmeyen maskelerle ifade esnekliğini, inandırıcı hareketleri getirmesi gerekiyordu oyuncunun. Halk, oyuncuları Dionysos’un hizmetkarları sayıyordu. Bu sanatcılar askere alınmazlardı. Ayrı bir yerleri vardı toplumda. Hatta sırasında elcilik goreviyle onemli bir yere gonderilirlerdi.

Kostum ve Maske

Tiyatroda kullanılan esas kostum KİTON’du ; boyundan ayak bileklerine kadar dokuluyordu. Gunluk yaşamda giyilen bir kostumdu; ancak tiyatrodaki bu kostum diğerlerinden birkac noktada ayrılıyordu.
Grekler kadınsı gorunuşte olabilir korkusuyla kolsuz kiton giyiyorlardı, oysa tiyatrodaki kostumun bileklere kadar uzanan kolları vardı.
Gunluk giyinişte, bele bir kemer konuyordu. Oysa tiyatroda goğsu altından bir kuşak sarılıyordu.
Gunluk yaşamdaki kiton, beyaz ya da duz renkliyken, tiyatro kostumunun ustune bicimsel susler ya da hayvan resimleri yapılıyordu, bu susler de renk renkti.
Kiton’un uzerine bir pelerin atılırdı,uzunsa HİMATİON, kısaysa KLAMOS adını alırdı. Bunlar da parlak renklerle suslenirdi.
Renkler simgesel olarak kullanılıyordu. Koyu renkler acıyı, acık renkler sevinci simgeliyordu. Kraliceler mor rengin egemen olduğu kostumler giyiyorlardı. Boylece daha ilk başta renklerle oyun kişilerinin karakterleri de ortaya konmuş oluyordu.
Oyuncular, boylarını yukseltmek icin ayaklarına KOTHORNOS adı verilen yuksek tahta nalınlar giyerdi. Bunlara bazı yerlerde embates ya da okribas denirdi. Bu nalınların yuksekliği oyun kişisinin onemine gore alcak olurdu.
Oyuncunun gorunuşunu abartmak icin ONKOS denilen maskenin uzerine giyilen bir ceşit peruka ya da baş susu kullanılırdı. Boylece oyuncunun boyu iki metrenin ustune cıkardı. İnce uzun olmasınlar diye oyuncular yastıkla genişletilirdi. Bu kostume KOLPOMA adı verilirdi.
Tek bir oyuncu maske değiştirerek ceşitli rolleri oynayabiliyordu. Maske, oyuncunun yuzunden buyuk olduğu icin, onbeş –yirmibin kişilik tiyatronun arka sıralarından da gorunmeyi sağlıyordu.
Maskelerin buyuk, acık ağzı oyuncunun sesini buyutebileceği bir megafon biciminde yapılıyordu. Maske ifade kadar sesi de buyutuyordu.
Maskelerin yapıldığı malzeme,bez, tahta mantardı. Tragedyada 30 ceşide varan maske vardı. Orta,yaşlı ve ihtiyar adam maskeleri altı, delikanlı ve genc erkek maskeleri sekiz, uşak maskeleri uc ve kadın maskeleri on bir ceşitti.
Bunlardan ayrı olarak; tragedya ile komedya da efsane kişilerini gostermek icin yapılan ozel maskeler kullanılırdı. Boynuzlu Acteon, Kor Fineus,Cok gozlu Argus gibi. Irmakları,saatleri,musikiyi ve oc duygusunu gosteren maskeler de yapılırdı.
Somation:Komedyada kostumlerin altını doldurup gulunc goruntu vermek. Komedya oyuncularının kostumu kısaydı ve arkadan ,onden de doldurulunca yusyuvarlak bir gorunum alırdı. Bacaklarını saran, daracık ( bazen ten renginde ,bazen suslu) bir triko giyerlerdi. Bir de abartılmış phallus takarlardı. Komedya oyuncuları onkos kullanmazlar ama ceşitli maskeler takarlardı. Maskeler komedyada belirli tipleri ortaya cıkarmış ve bu tipler once Roma komedyasına daha sonra Ronesans’ta, halk tuluat tiyatrolarına kadar etki etmiştir.

SAHNE TEKNİĞİ

Tiyatro binaları, acık hava yapıları olmakla birlikte, buralarda sahne gerecleri, makineler ve dekor da kullanılıyordu. Oyun yerinin gerisinde, ortadaki daha geniş olmak uzere , 3 kapı vardır.
Ortadaki geniş kapıdan oyunun kahramanı, daha doğrusu kral, tiran gibi ulkeyi yoneten kimseler girer cıkarlardı. Sağdaki kapıyı ikinci oyuncu, Soldakini de daha kucuk rolu olan 3 oyuncu kullanırdı. Bu kapılar esas binaya acılırlardı. Binanın iki kanadına uzanan paraskenia adını alan koridorların biri kent merkezine, oburu ise kentin kenar mahallelerine giden yola acılırlardı. Bu kapılar aynı zamanda değişik sahnelerin gosterilmesine yarardı. Ozellikle ortadaki geniş kapı, bir ic sahne gorevi gorurdu. PİNAKES adını alan boyalı panolar kullanılırdı. Bunların oyunun konusu ile ilintili işlevi vardı. Dekor konusunda periaktoy adını alan, ekseni cevresinde donen buyuk prizma panolar vardı. Bunların her yuzune değişik bir sahnenin gorunuşu boyanırdı. Sahne değişimi, bu prizmaların ekseni cevresinde donmesiyle sağlanırdı.
Ekkuklema: Yarım daire biciminde bir yukseltiydi, bu yukselti kapılardan sığacak buyuklukteydi ve ek sahneler, taht salonu bu yukselti uzerinde gosterilirdi.
Eksostra: Tekerlekli bir yukseltiydi, ama ilkinden daha alcaktı, bunun uzerinde de bazı kısa sahneler oynanır ya da olmuş olan bir kimsenin durumu gosterilirdi.
Mechane: Skene’nin sol yanına konulan kucuk ve ilkel bir vincti. Bu vincle tanrılar indirilip cıkarılırdı. Theolopeion: Mechane’nin gorevini yapan, biraz daha değişik bir aractı. Bazı kimseler bunun tanrıların durduğu bir ust yukselti olduğunu soylemektedirler.
Keranos: Bir vincti,sahne uzerindeki cesetleri kaybetmede kullanılırdı. Ayoram: Askı makinesi, tanrıları havada gostermek icin kullanılırdı, bunun mechaneden ayrıcalığı iplerinin gozukmeyişiydi.
Krada: Sozluk anlamı, “incir dalı” dır. Komedyada kullanılan vincti. Skope: Garip bir aractı, oyun duzenini hazırlayan kimsenin ( didaskolos’un = eğitmenin) temsili seyrettiği yerdi. Fruktorian: Gozetleme kulesiydi. Distepia: İkinci kat anlamına gelir. Oyuncuları, temsili seyrettikleri, binanın catısıydı.
Keraunoskopeyon: Yıldırım makinesiydi. Bronteyon: Gok gurlemesi sesi veren aractı. Karon Basamakları: Oyun yeri olan orkestranın zemininden oyun yerinin altına inen basamaklardı. Buradan hayaletler ya da yer altı tanrıları cıkardı.
Anapiesmata: Mekanik olarak ruhları yeryuzune cıkaran ilkel bir asansordu.