Tanrılar oluşmuş varlıklardır, doğal olarak oluşumlarının bir tarihi vardır. Bu tarih icinde Titan’lar yaratıcı evrensel gucle tanrılar arasında bir geciş yeri oluştururlar. Titanlar eski tanrılardır, iri ve guclu varlıklardır. Onceleri onlar egemendiler. En onemlileri Kronos’tu. Oğlu Zeus yonetimi ele alana kadar tum tanrıların başında o bulundu. Okeanos ya da evreni cevreleyen ırmak; karısı Tethys; guneşin ve ayın babası Hypeiron; belleği simgeleyen Mnemosyne adaleti simgeleyen Themis; dikkati simgeleyen İapetos; dunyayı omuzlarında tutan Atlas; insan turunun kurtarıcısı Prometheus başlıca titanlardır. Bunlar yonetimin Zeus’a gecişiyle silinip gitmediler, ikincil bir yer tutarak varlıklarını surdurduler. Belki de gittikce karmaşıklaşan, yonetilmesi gittikce zor olan bir dunyada onların birincil bir yer tutması olanaksızdı. Titanlar arasında sonradan en cok Prometheus onemsenmiştir. Prometheus tanrılılardan tiksiniyordu. Bilinc simgesi olan ateşi tanrılardan calıp insana armağan etmiş, insana insanlığını kazandırmıştı. Bunu yaparken Zeus’la kotu olmayı bile goze almıştı. “Prometheus insanlık tarihinin ilk azizi, ilk kahramanıdır” der Marx. Zeus elbette tanrılığın insana gecmesini hoş karşılamayacaktı. Prometheus’u bir dağın tepesinde zincire vurdular. Bir kartal onun karaciğerini durmadan yiyordu, ne var ki karaciğer tukenmek bilmiyordu. Prometheus’u bu sonsuz acıdan kurtaran Herakles oldu. Gucluluğun simgesi kahraman Herakles kartalı oldurdu ve Prometheus’un sonsuz cezasına son verdi.