Yunan mitolojisinde Iapetos ile Klmene'nin 13 cocuğundan en guclusudur.


Atlantis'in efsanesinin bir hayal urunu olduğunu savunanlar onun tek dayanağının Platon olduğunu iddia ediyorlar. Platon'un yetiştirdiği Aristoteles ise, bu oykunun masal olduğunu inanlar arasındandı. Oysa, bu oykuye inanan Platon'un başka talebeleri de olmuştur. Mesela, Platon'dan 33 sene sonra olen Crantor, Sais'teki Mısır rahiplerinin bazı Greklere Atlantis tarihini uzerinde yazan iki demir sutunu gosterdiklerini yazmıştı. Akademi oğrencileri arasında asi olarak tanınan Aristoteles, bilime buyuk katkılarda bulunduğu halde, bazı yanlışları yuzyıllardır bilimi geri tutmuştur. Aristoteles goktaşları inkar ederdi, ona gore gok yuzu mukemmeldir ve taşlar toprak elementin hakim olduğu yerkureye aittir. Ayrıca, Pythagoras'un oğrettiği guneş merkezi (heliocentric) sistemi yerine dunya merkezi (geocentric) sistemini oğretmekle kilisenin Galeleo'ya karşı suclanmalarına malzeme olmuştu.
Plutarkhos'a gore Sais şehrinde Solon'a ders veren rahibin adı Sonchis idi. İskenderiyeli Clemens'e gore bu aynı zamanda Pythagoras'a ders veren Mısırlı rahibin adıymış, bunların aynı kişi olmaları arada gecen sure acısından pek mumkun olmayabilir. Proclus'a gore Solon Sais şehrinde rahip Pateneit, Heliopolis şehrinde rahip Ochlapi ve Sebennytus şehrinde rahip Ethimon tarafından ders almıştı.
Platon'un hem Kritias, hem de Solon'la akrabalığı vardı. Ayrıca, kendisi de Mısır'ı ziyaret ederek birkac yıl kalmış ve inisiye olmuştu. Onun icin, bazı Atlantologlar onun Atlantis konusunu yazmadan once, bu konuda bilgileri topladığı fikrindeler. Ancak, Platon'un acıkladığı oyku, benzer oykulerle ilginc bağlantıları vardır. Greklerin ve hatta Avrupa'nın en eski edebiyatı Homeros'un İlyada'sı ve Odysseia'sı, ve Hesiodos'un Theogonia'sıdır. Homeros Atlantis'in adını aldığı, ve Platon'a gore onun ilk krallarından olan Atlas hakkında şunları soyluyordu, "Denizlerin gobeğinde bir adada, bol ağaclı bir adada, bir tanrıca bulunmakta, kotu yurekli buyucu Atlas'ın kızı. Butun denizlerin diplerini goren Atlas, yeri ve goğu birbirinden ayıran sutunları omzunda taşır" (30). Atlas konusunda (Homeros'ta tek soz edilen yer) bu kısa satırlarda onun deniz dipleri iyi bildiğini yazıyor. Bu onun yurdunun, deniz dipleri boyladığı anlamına gelen kadim bir hatıra olabilir mi? Kızı Calypso'un (Karaib adalarının Kalipso muziği adını ona borcludur) hukum surduğu Ogygia adası Atlantis arda kalan bir ada olduğu duşunmek de mumkun. Grekce'de Atlantis, "Atlan'ın kızları" anlamına gelir. Atlas'ın kızlarından biri Maya'dı. Atlantalog Stacy-Judd'a gore bu Meksiko-Yucatan'daki Mayaların Atlantis bağının bir gostergesidir. Plutarchus'a gore Ogygia adası İngiltere kıyılarından beş gunluk bir deniz seferi mesafesinde idi.
Atlas'ın dunyanın ucunda (batıda) yerle goğu ayıran sutunları tutuğu konusuna gelince, eski inanclardaki bircok mitolojilere gore, yaratılışta yer ve gok ayrılmıştı. Tufanda gok yere inmişti. Tevrat'ta bu konuda şoyle yazar, "Başlangıcta Allah gokleri ve yeri yarattı...Ve Allah dedi: Suların ortasında kubbe olsun, ve suları sulardan ayırsın. Ve Allah kubbeyi yaptı altında olan suları, kubbe uzerinde olan sularda ayırdı; ve boyle oldu. Ve Allah kubbeye Gok dedi" (31). O halde, kadim kozmoloji acısından Atlas'ın sutunları tutmakla tufanı oluşan sel sularını bir daha yeryuzune inmesini onlemektedir.
Hesiodos ve başka Greklerin mitoslarında Atlas bir Titan'dı. Titanlar, Gok tanrısı Uranus ve toprak tanrıcası Gaia'nın birleşmesinden gelen yarı tanrı melez ve dev bir ırktı. Onlar merkezleri olan Othrys dağından Olympus dağındaki tanrılara karşı savaş actılar ve yenildiler. Zeus onların her birine bir ceza vermişti. Titan Prometheus insanlara ateş yakmaya oğrettiği icin (ışık getirdiği icin), cezası Kafkas dağlarında ebediyen karaciğerinin kartallar tarafından parcalanıp yenilmesiydi. Diğer Titanlar yer altında Tartaros'e mahkum oldular. Atlas ise dunyayı sanıldığı gibi sırtında değil, goğu tutan sutunları taşımakla cezalandırılmıştı. Titanlar ve savaşları Platon'un kadim Atlantis Akdeniz savaşı ile benzer yanları vardır. Ayrıca ileride goreceğimiz gibi, Tevrat ve başka kutsal kitaplarda anlatılan tufan oncesi dunyaya benzer yanları da var.
Homeros destanının ilginc yanı yıllardır denizlerde, evinden uzak yaşayan Troya savaşının kahramanı Odysseia surekli Atina'nın koruyucu Tanrıcası Athene tarafından deniz tanrısı Poseidon'a karşı himaye edilmesidir. Poseidon'de Platon'a gore kadim Grekler'in duşmanı Atlantis'in kurucusu ve Atlas'ın babasıdır. Bu da, Troya'nın aslında Atlantis'e bağlı olduğu konusunda bazı iddiaları desteklemektedir.
Hesiodos'a gore Atlas "beyaz adam" Yapetos'un oğludur. Yapetus'un kardeşleri de Kronos, Hyperion, Okyanus, Tethys ve Themis. Yapetus Nuh'un uc oğullarından biri olan ve aynı şekilde beyaz adam anlamına gelen Yafes (Yafet) ile aynı olabilir. Tevrat’ı yorumlayanlara gore, o Avrupalıların ve Turklerin atasıdır. Belki de, Atlas mitos'u en kadim cağlarda kokenleri vardır, onun oykusunun butunu belki de Hesiodus'un zamanlarında da unutulmuştu. Belki de, bir cok mitoslarda olduğu gibi, bunları Grekler kendilerinden onceki Pelask ve diğer Akdeniz kavimlerinden almışlardı.


Efsanelere gore Atlas Batıda Hesperides adalarında yaşamaktaydı. Bu adalar Hesperos gezegeni olan Venus'un batıda gun batımında gozuken yuzdur. Efsaneye gore, Atlas'ın oğlu Hesperos yıldızları astronom olan babası gibi gozlemek icin Atlas dağına tırmanmış. Ruzgar onu alıp gok yuzune goturmuş. Bu bakımdan Tevrat 'da Enok ve Kuran'da İdris'e benzer. Atlas'da uzuntusunde Venus gezegenine onun adını vermiş. Atlas'ın kızlar peri Hesperidler, Homeros'a gore batının en son durağında bu adalarda hukum surerler. Bu da, Atlantis'i anımsatır. Grek efsanelerinde Herakles'in dev yapısı, hayvan postaları, kullandığı kaba guc ve elinde taşıdığı sopa ile bir mağara adamına andırıyor. Aynı Sumer efsanelerde kral Gilgameş'in dostu Enkidu gibi. Mitolojide Herakles'e ceza olarak on iki gorev verilmişti. Bu gorevlerin coğunda Herakles canavarlarla boğuşup, kaba gucle onları yeniyordu. Diodorus'a gore Herakles kadim bir cağda, Hindistan'ı vahşi ve saldırgan hayvanlardan temizlemişti. Herakles'in on birinci gorevi Hesperides adalarında Ladon isminde bir yılanın koruduğu altın elmaları almaktı. Bu elmalar vaktiyle toprak tanrıcası Titaea tarafından Zeus'a hediye edilen bir ağacta buyuyorlardı. Zeus bu ağacı Hesperides adasına koyarak Hesperidlerin (kızlarının) korumasına teslim etmiş. Ancak onların elmaları surekli yemelerinden dolayı, yılanı ağacı korumaya gorevlendirdi. Bu oykudeki Adem ve Hava oykusune benzerlikleri ilginctir. Herakles Hesperides adasına gittiği zaman Atlas ile karşılaşır. Atlas goğu yerden ayıran sutunları taşımaktadır ve Herakles altın elmaları sorduğunda Herakles'in bir sure sutunları tutmasını, o arada kendisinin de altın elmaları alıp ona teslim edeceğini soyler. Bunu Herakles kabul eder. Atlas da soz verdiği gibi altın elmaları getirir, ancak donduğunde sutunları tekrar omuzlamaktan kacınır. Herakles omzundaki kemeri duzeltmek bahanesi ile yukunu bir sure icin Atlas'a devretmeye teklif eder. Bu basit hileye kanan Atlas sutunları tekrar yuklenir, ama Herakles yuku tekrar kabul etmeyip yoluna devam eder ve altın elmaları tanrıca Athena'ya adar. Burada ezoterik olarak Poseidon-Atlas-Atlantis'ten Athena-Greklere bir devir gozukmektedir.
Altın elmalar konusu Konkiskador'ların Peru’yu fethetmeleri ile yeniden gundeme geldi. Onlar, İnka kralının sarayındaki bahcesinde, uzerinde altın meyveler asılı olan suni bir ağac buldular. Hemen onu sokup İspanya'ya gonderdiler. Orada diğer İnka sanat eserleri gibi İspanyol krallının hazinesi icin eritildi .
700 km uzunluğunda Atlas dağları Fas'tan Cezayir'e uzanır. Tarihci Halikarnassus (Bodrum)'lu Herodotos (M.O.484-420) Platon'dan once yaşıyordu. Herodot yazdığı tarihinde Atlas dağları hakkında şoyle yazıyor, "Her yanı sarp ve sivri bir dağdır, o kadar yuksektir ki, derler, tepeleri gorulmez, doğusunu saran bulutlar, gercekten, yaz kış dağılmazlarmış. Yerliler bunun bir gokyuzu direği olduğunu soylerler. Yerliler adlarını bu dağdan almışlardır. Gercekten bunlara Atlant'lar denir. Canlı bir şey yemezler ve ruya gormezler"(33). Atlas da dağların hemen ardından Herakles sutunları (Cebellutarık), onun ardından Atlas Okyanusu geliyor. Belki de Atlantis'de gercek Atlas Dağların batması ile Kuzey Afrika'daki Atlas dağları sonradan isimlerini aldı. Herodotos'a gore Herakles (Herkul) mitosunu Grekler Mısır'dan almışlardı. Ona Mısırlı rahipler, Herakles'in Amasis'den 17,000 sene once yaşadığını anlatmışlar. Diodorus'a gore Herakles Hindistan'da bir kralmış ve astronomi orenmek icin (Atlantis'teki) kral Atlas'ın yanına gelmiş.