KARATAY DİYETİ'NE ELEŞTİRİLER
1- Karatay diyeti hakkında ne duşunuyorsunuz?
Dunya Sağlık Orgutu'nun sağlık raporunda şişmanlık, vucutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya cıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunuolarak tanımlanmaktadır. O halde gercek ağırlık kaybı vucuttaki yağ kitlesinin azalması ile mumkundur. Kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık acısından risklidir, hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olmamaktadır. Dengeli diyetlerde yağ, cok duşuk oranlarda karbonhidrat iceren diyetlerde su ve aclık durumunda kas kaybı olmaktadır. Karatay diyeti ile ağırlık kaybının hızlı olması oncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir. Cunku protein ağırlıklı bir diyettir ve karbonhidrat iceriği yok denecek kadar duşuktur. Protein alımının yuksek olduğu bu diyet ile kan şekeri duşuşune karşılık tansiyon, kan kolesterol ve urik asit değerleri artış gosterebilir. Uzun vadede vucutta geri donuşu pek mumkun olmayan surecler ortaya cıkabilir ve kişiyi olume kadar goturebilir.
2- Sizce Karatay diyeti sağlıklı bir zayıflama yontemi mi?
Gun gecmiyor ki kitle iletişim araclarında carpıcı acıklamalar yapılmasın. Bilim, doğruların artmasından ziyade yanlışların azalması ile de ilerler. Ancak sağlık, beslenme ve ozellikle şişmanlık alanında gundemi meşgul eden o kadar cok yontemden soz edilmektedir ki; insanlar neye, kime inanacağına karar verememektedir. İnternet ortamında arama motorlarında “diyet”kelimesini taradığınızda 0,05 saniye gibi kısa bir surede yaklaşık 16 milyon sayfanın acıldığı hesaba alınırsa durumun ne kadar icler acısı olduğu ortaya cıkmaktadır. Acaba bu verilerin ne kadarı gercek anlamda konunun uzmanları tarafından hazırlanmaktadır. 10 yılı aşkın suredir aktif olarak diyetisyenlik yapmama rağmen sadece 1 adet yazılı eserim olmasına karşılık mankenlik yapan bir kişinin benden cok zayıflama kitabının olması, hele ki uzun bir donem yok satması trajikomik bir durum. Bu doğrultuda gundemi meşgul eden Karatay diyetini sağlıklı olarak yorumlamak ve insanları ozendirerek sağlıkları ile oynamak son derece yanlış bir durumdur. Şahsen boylesi bir diyeti kesinlikle onaylamıyorum ve onaylayan uzmanların da biliminden şuphe etmek gerektiği kanaatindeyim.
3- Sizce Karatay diyeti beslenme alışkanlıkları duşunulecek olursa Turk insanı icin uygun bir yontem mi?
Genel anlamda biz Turkler ilgili uzmanın ağzından cıkan sozleri hicbir zaman icin dikkate almayarak, nasihatlere kulak asmayarak yaşayan bir toplumuz. Başımıza gelmedikten sonra “bana bir şey olmaz”duşuncesi ile hareket ederiz. Kalp – damar hastalıklarına bitter cikolata veya kırmızı şarap faydalıymış gibi haberleri hemen benimser, yuruyuş yapmak veya kızartmadan kacınmak gibi yaşam tarzı değişikliklerini hicbir zaman kabullenmeyiz. Yani sadece işimize geleni uygularız.
Boylesi tutumlar sergileyen bir topluma; kan kolesterolunun kalp – damar sağlığı uzerinde pek de bir etkisi olmadığını, kolesterol ilaclarına karşı olduğunu duşunen bir kardiyolog meslektaşları tarafından eleştirilecektir, zaten oyle olmaktadır. Ancak gun icerisinde cift yumurta ve bolca kırmızı et tuketiminde hicbir sakınca olmadığını, diyette tahıllara yer olmadığını vs savunur acıklamalar yaparsa, bu durumda biz diyetisyenlere de soz hakkı doğar.
Halbuki Karatay diyeti kişiyi yetersiz ve dengesiz beslenmeye surukler. Aynı zamanda Turk beslenme alışkanlıklarına da uygun bir diyet değildir. Turkler %70 tahıla dayalı beslenmekte ve bunun da %70'ini ekmek teşkil etmektedir. Toplum olarak makarna ve mantı ile birlikte bile ekmek yemeyi severiz. Diğer yandan et alım gucunun duşuk olması da bu diyeti uygulamayı zorlaştırmaktadır. Gerci biz toplum olarak siyasileri ornek alarak kuşburnu cayı da iceriz; işin ucunda kilo vermek olduktan sonra gecim sıkıntısından ağlasak da kilosu 70 – 100 TL olan altın cilek meyvesini de yeriz.
Nice insandan kilo verdiriyor, yağ yakıyor, metabolizmayı hızlandırıyor gibi duyumlar sonrası bol bol kabak cekirdeği yediğini; maden suyu, cimen suyu, kekik suyu, ballı limonlu su, sirkeli su, zayıflama cayı ictiğini; denizde dokunmaktan bile cekindikleri yosunların tabletlerini, iceriğinde ne gibi kimyasalların bulunduğunu bilmedikleri sozde “bitkisel” zayıflama haplarını kullandığını; hatta tok tutar duşuncesi ile pamuk yuttuğunu vs duyarız. Yani bilimle yakından uzaktan ilgisi olmayan davranışlar sergilemekte uzerimize yok. O nedenle bugun birisi cıkıp da “maydanoz basendeki yağları eritiyor”dese 1 TL altında fiyatı olan maydanoz sanırım 5 TL civarında satılır. Bu bakış acısı ile daha onceden İsvec Diyeti, Atkins Diyeti, Lahana Corbası Diyeti gibi yaşanmış acı tecrubeleri anımsayarak Karatay diyetinin de - ne kadar Dunya Sağlık Orgutu'nun onerilerine ters duşuyor, sağlıksız ve Turk beslenme alışkanlıklarına aykırı gorunuyor desem de - ulkemizde furya şeklinde yayılacağı kanaatinde idim ve maalesef yanılmadım.
4- Karatay diyetinin bir anda bu kadar populer olmasının sebepleri neler olabilir?
Bu diyeti bu kadar populer hale getiren 3 onemli etmen var: En onemlisi fısıltı gazetesinin ulkemizde yok satması. “Guzel kilo verdiriyor, hem de ac bırakmadan” gibi kulaktan kulağa dolaşan sozler sayesinde insanlar sofralarındaki en eski dostu olan ekmeği bir anda hayatlarından cıkarabiliyor. Sırf 20 senede aldıkları fazla kilolardan 20 gun gibi kısa bir surede kurtulmak gibi boş bir hayal uğruna…
Diğer bir etmen, diyetin protein iceriğinin yuksek olması sayesinde fazla aclık hissi yaratmamasıdır. Aynı zamanda proteinli besinlerin sindiriminin daha zor olması ve diyeti uygularken metabolizmanın daha cok calışmaya zorlanması denebilir. Unutulmamalıdır ki; kotu ornek, ornek değildir.
5- Karatay diyeti icin zayıflamadabugune kadar onerilen yontemlerden bambaşka bir yontem, yeni bir buluş diyebilir miyiz?
Aslında bu sene ortaya atılan bir yontem, buluş değil. İceriğine bakıldığında da diğer protein ağırlıklı diyetlerden cok da farklı olmadığı gorulebilir. Bu diyeti daha etkili kılan unsur; daha onceki “kotu” orneklere nazaran (hicbir ceşit ekmeğin tuketimini uygun gormemesi gibi) daha katı kuralların olmasıdır. Ancak bu durum biz sağlık profesyonellerini daha karamsar hale getirmektedir. Boylesi yanlış bir beslenme şekli ile vucut ağırlığının hızlı kaybı; yağsız vucut kitlesinin daha cok kaybına, bazal metabolizma hızının azalmasına, kaybedilen ağırlığın korunmamasına, bazı minerallerin duzeylerinin duşmesine neden olmakta ve olumle sonuclanabilmektedir. Bu tip diyetler sağlığa zarar vermenin ve metabolizmanın bozulmasını sağlayarak omru kısaltmanın yanı sıra, kişinin “ben bu işi başaramıyorum”diyerek umutsuzluğa kapılmasına neden olmaktadır. Nasıl ki bir diyetisyen ilac yazma yetkisine sahip değilse, bir hekim de diyet yazma yetkisine sahip değildir ve o paralellikte hareket etmelidir. “Ekmek” parası uğruna toplumun yanlış yonlendirilmesine hicbir meslek grubunun sessiz kalmayacağı aşikardır.
Aşırı besin alımı, yetersiz fiziksel aktivite, kalıtım, hormonal nedenler, psikolojik sorunlar, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi faktorlere bağlı olarak gelişen şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam suresini kısaltan ve yaşam kalitesini duşuren ciddi bir hastalıktır. Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: Kalp - damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser turleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet duzensizlikleri, kısırlık... şeklinde sıralanabilir. Multifaktoriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuclar alınmaktadır.
Sonuc olarak; zayıflama programı kişiye ozel, bireyin benimseyip, yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceği, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilecek ozellikte olmalıdır. Ayrıca obezitenin tedavisinde tek başına diyet tedavisi yeterli olmamakta, beraberinde egzersiz programı ve davranış değişikliği tedavisi de gerekmektedir.

[h=2]Muğla Diyetisyen uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]