Turkiye'nin ilk sumerologlarından Muazzez İlmiye Cığ, Sumerler'in vatanının Orta Asya olduğunu belirterek, "Nuh Tufanı'nın da aslında Turkmenistan ve civarında meydana geldiği, jeolojik ve arkeolojik calışmalarla kanıtlanıyor" dedi.
Pek cok kulturde yer alan ve yıllardan beri nerede meydana geldiğiyle ilgili pek cok tez ortaya atılan Nuh Tufanı ile ilgili son tez, Turkiye'nin ilk sumerologlarından olan 92 yaşındaki Muazzez İlmiye Cığ'a ait. 1940 yılında Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakultesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Arkeoloji Muzesi'nde 33 yıl boyunca Sumer tabletlerini inceleyen Sumerolog Cığ, Nuh Tufanı'nın ilk kez Sumer tabletlerinde yer aldığını hatırlattı. Jeolojik, arkeolojik kanıtlar ve Sumerce ile Turk dillerindeki benzerliğin Sumerler'in vatanının Orta Asya olduğunu gosterdiğini belirten Cığ, Orta Asya'da 20 bin yıllarından itibaren ısınma donemiyle 12 bin yıllarında buzulların erimeye başladığını belirtti.
Cığ, "Pek cok araştırmacının kanıtlarına gore, buyuk buz gollerinden taşan tatlı sular buyuk taşkınlara yol actı. İnsanlar gemiyle oralardan uzaklaştı. Ancak bu insanlardan bir kısmı tekrar ulkesine dondu. Tarımı, hayvanları evcilleştirmeyi, canak-comlek yapmayı, tanrı inancını oğrendiler. Ama tufandan sonra Orta Asya'da buyuk kuraklık başlayınca, halkın bir bolumu Mezopotamya'ya yoneldi. Guney Mezopotamya'ya once Sumerliler'in ataları olarak duşunulen Ubeytliler, daha sonra Sumerliler geldi" diye konuştu.
Sumer yazılı belgelerinde gecen bircok kelimenin Turkce olduğunun kanıtlandığını belirten Cığ, "Sumerler, Guney Mezopotamya'ya yerleşince bildiklerini daha da geliştirdiler. Dillerine gore bir yazı icat ederek her istediklerini yazacak duruma geldiklerinde ise daha once bulundukları Orta Asya'da meydana gelen bu buyuk taşkınlıklardan kalan anıları da yazıya gecirdiler" diye konuştu.
Cığ, 1800'lu yıllarda kazılardan cıkan bir tablette tufanla ilgili bilgilerin yer aldığını kaydederek, daha sonraki yıllarda ise Akatca yazılan bir tufan oykusunun daha bulunduğunu soyledi. Cığ, "Bunlar Akatca yazıldığı halde tanrı adları Akatca olmadığı icin bunun Sumerler'den gelen bir oyku olacağı anlaşıldı. Tablet cok kırıktı ama yine de bir tufandan soz edildiği anlaşılıyordu" şeklinde konuştu.
Araştırmacıların yıllardan bu yana Nuh Tufanı'nın nerede meydana geldiğini araştırdığını kaydeden Cığ, bircok tezin ortaya atıldığını soyledi. 1990'lı yıllarda Sumerler'in yazdığı tufan olayının Karadeniz'de meydana gelmiş olabileceği tezinin savunulduğuna dikkat ceken Cığ, şunları soyledi:
"İddiaya gore, son buzul cağından sonra eriyen buzullarla 100 metre kadar yukselen Akdeniz ve Marmara Denizi'nin suları, İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e boşalmaya başladı. Bolgede yaşayanların buyuk bir kısmı sulara gomulurken, bir kısmı da teknelerle canlarını kurtarabildi. Tufanın Karadeniz'de olabileceği tezine sıcak bakmıştım ancak olayın Sumerler'e geciş varsayımı beni pek tatmin etmemişti. Cunku bu buyuk olayın etkisinin Sumerler'e gelinceye kadar, Karadeniz'in etrafında ve Anadolu'da yaşayanlar arasındaki soylencelerde izlerinin bulunması gerekiyordu. Okuduğum kitaplar, araştırmacıların calışmaları ve yaptığım incelemeler sonunda jeolojik bulgular, anlatılar, arkeolojik kazılar ve dillerdeki benzerlik Nuh Tufanı'nın Orta Asya'da Turkmenistan ve civarında olduğunu anlatıyordu."
"HER KULTURDE BUYUK BİR TUFAN OYKUSU VAR"
Hemen her kulturde buyuk tufan oykusunun bulunduğunu hatırlatan Cığ, Hint ve İran kulturunun aksine Turkmenler'de Nuh Tufanı'nın farklı olduğunu soyledi. Turkmen efsanesinde tufanın olacağının Noma adlı bir adama bildirildiğini belirten Cığ, "Buna gore, Noma'ya gemi yapması bildirdi. Noma gemiyi yaptı. İcine uc oğlunu ve her hayvan turunden bir cifti aldı. Ve tufan başladı. Gemi yuzerken, gok ve sudan başka bir şey gorunmuyordu. Sular cekilmeye başlayınca, dağların tepeleri gorundu ve gemi Comgaday ve Tuluttu dağlarına oturdu. Kazak tufan efsanesine gore ise Turu-İlkler'in yaşadığı Turan Ovası'nın, ademoğullarının işledikleri gunahlar yuzunden sular altında kaldığı anlatılıyor. Buna gore Nuh, Aral Golu'nun doğusunda bir gemi yaptırarak kendisine inanlar ve hayvanlardan birer cift aldı. Gemiyle Aral ve Hazar denizlerinden gecip Cudi Dağı'na kondu" dedi.
Tufan oykuleri icinde Turkmen ile Sumer oykulerinin cok yakınlaştığını ifade eden Cığ, "Turkmen efsanesinde tufan olacağını haber veren şahsın adı Noma. O da Nuh'u hatırlatıyor. Nuh adı etimoloji bakımdan hicbir dile uymuyor. Nu sozcuğu sadece Turk ve Sumer dillerinde insan anlamına geliyor" diye konuştu.
Bugune kadar 16 kitap yazan Muazzez İlmiye Cığ, Orta Asya'nın bozkırlar, yaylalar, dağ silsileleri ve collerden oluşan bir alan olduğuna dikkat cekti. Bolgede Turk kavimlerinin yaşamış olması nedeniyle 'Turkistan' adıyla anıldığını ifade eden Cığ, Sumer-Orta Asya Turk bağlantısının en belirli kanıtlarının Turkmenistan'da bulunduğunu soyledi.
Altın Tepe, Marguş ve Part kazılarda ortaya cıkan kalıntıların Sumer'dekilere benzediğini belirten Cığ, sozlerine şoyle devam etti:
"Mesela pişmemiş topraktan, taştan, kemikten yapılmış keci, koyun, boğa gibi hayvan figurleri, ozellikle kadın figurleri Sumer'dekilerle aynı. Sumer'de dağ kecisi olmadığı halde onun resmini yapmaları da bu bağlantıya bir kanıt. Ayrıca Sumer ur kral mezarlarında bulunan boğa başının benzerinin Turkmenistan'da olması, Sumer keramiklerinin uzerindeki desenlerin Turkmen kecelerinde de bulunması hayli ilginc. Sumer'de taş, altın, yakut gibi malzemenin olmamasına rağmen bunları kullanmaları, bu malzemeleri daha once bildiklerini ortaya koyuyor. Bu gosteriyor ki bu malzemeler Turkmenistan'da bol bol var. Ayrıca Sumerler kendilerini 'Karabaşlı' olarak nitelendiriyordu. Belki de bu tanım bir Turk boyu olan 'Kara Kalpaklı'yı anlatıyor. Sumerler'deki Ur, Uruk Mari, Nuzi, Aratta gibi şehir adlarının benzerleri Turkmenistan ve Azerbaycan'da da var. İlk kubbeyi Sumerliler yapmış. Turkler'in de cadırlarını kubbe şeklinde inşa etmeleri cok yakın bir benzerlik."
Sumerce'de kelime koklerinin Turkce'de olduğu gibi tek heceli olduğuna dikkat ceken Cığ, "Koklere ekler konarak yeni kelimeler oluşturuluyor. Cumlelerde ozne başta, eylem sonda geliyor. Sumer'de tanrı anlamına gelen 'dingir', Turk lehcelerinde tingir, tengir, tengri, tenri ve bugunku Turkce'ye tanrı olarak ulaşmıştır. Araştırmacıların Sumerce'deki ve Turk dillerindeki kelimeleri eşleştirmeleriyle her iki dilin ortak yanları olduğu ortaya konuldu" diye konuştu.
Sumerler'in anavatanı
Tarih0 Mesaj
●38 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Tarih
- Sumerler'in anavatanı