italya pompei şehri pompei şehri italya pompeyin pompeo halkı pompeo
İ.O. 79 yılında Vezuv yanardağından yukselen dumanlar birkac saat icinde Pompei kentini buyuk bir mezarlığa donuşturdu. İki yuz bini aşkın insan yok oldu. İnsanlar lavların icinde kavrulup iki bin yıl boyunca taşlaşmış bir halde kaldılar. Pompe’indeki refah duzeyinin yeniden yakalanması icin 1900 sene daha beklemek gerekecekti.
İtalyada’daki Pompei, Napoli’nin 25 kilometre kadar uzağındaydı. 1711 yılında bir İtalyan koylusunun bağda bir cukur kazarken rastladığı duvar, 1700 yıl boyunca toprak altında uyuyan bir medeniyetin ortaya cıkmasını sağlayan ilk ipucuydu.
Venuz yanardağındaki puskurme iki gun surdu. Pompei bu iki gun sonunda 6-7 metre derine gomulmuştu. Batık kentinin diğer kısımları da XVI. yy.’ın ikinci yarısında bolgeye bir su kanalı yapmak uzere gelen mimar Bomenico Fontana tarafından keşfedildi. İlk kazılar 1709’da Herculaneum’da başladı. 1860’ta kazının yonetimi İtalyan arkeolog Fioreki’ye verildi. Uzun calışmalar sonucunda,kentin yedi kapısı, guneydoğu- kuzeybatı yonundeki ana caddesi ve diğer onemli caddeleri, cok sayıda ev ve casalar (yuksek sınıf evleri),kent duvarları ortaya cıkarıldı.
Dunya bugune kadar boyle bir felaketi ne duymuş ne de gormuştu.
Donemin en guzel evlerini, eşyalarını ve sanat eserlerini bunyesinde barındıran Pompei, dakikalara sığabilecek bir zaman diliminde yerle bir olmuştu. Akdeniz’in hafif deniz ruzgarlarını alan bu sevimli kent , karşısında bulunan Capri adası gibi cennetten bir koşeydi adeta. Roma’nın tum zengin, aristokrat ve nufuzlu insanları Pompei’ne yerleşmeye başlamışlardı. Pompei’nin birkac binlik nufusu kısa zamanda yuzbinleri aşmıştı. Kent, guzelliğinin yanında bir ağlence ve kumar merkezi durumundaydı.
Pompei şehri Vezuv yanardağının eteğinde, Napoli korfezi yakınlarında, eski bir lav tabakasının uzerine İ.O. beşbin yıllarında kurulmuştu. Şehrin lavlar altında kalmasından 159 yıl once Romalılar’a gecmişti. Pompei’i sekiz kapılı buyuk bir duvar ceviriyordu. Şehir gece gunduz gelen tuccarlarla dolup taşıyordu. Her kapı iki kapı şeklinde inşaa ediliyor, insanların ve hayvanların gitmesi icin ayrı merdiven ve kapılar bulunuyordu. Sokakalar daha once ki patlamalarda şehrin dort bir yanına savrularak donmuş lav tabakalarıyla doşenmişti. Bu sokaklardaki araba tekerleklerinin izi bugun bile gorulebilmektedir. Şehrin ortasındaki Forum’da her hafta ayrıbir eğlence duzenleniyor; duzenlenen eğlenceler kimi zaman bir kolenin başka bir koleyle veya bir arslanla olumune dovuşmesi şeklinde oluyordu. İnsanların ve hayvanların olum cığlıkları Pompei halkının gozunu daha da karartıyor alkış ve bağırışlarını daha da artırıyordu. Vahşetin her turlusu Forum’da Pompeililer’e sergileniyor; Pompei’nin en onemli binaları bu yuzden Forum meydanına bakıyordu. Bunlar arasında iki tiyatro binası, bir gladyoter alanı, hamamlar,tapınaklar vardı. Şehrin ikliminin,manzaralarının guzelliği, bircok zengin Romalı’nın burada yerleşmesine ,cok suslu evler,koşkler yaptırmasına yol acmıştı. Buranın başlıca gelirini ise şarap ve yağ ticareti uluşturuyordu.
Antik şehir İ.O.altıncı yuzyılda Osk’lar tarafından kuruldu. İ.O. 89 yılında Romalılar tarafından işgal edilerek koloni haline getirildi. İ.O. I. Yy.da Romalılar şehri gelince Pompei eşi benzeri gorulmemiş bir eğlence merkezi haline getirdiler. Yapılan kazılardan anlaşıldığına gore zenginliğin ve debdebenin akılalmaz boyutlara yukseldiği Pompei, gunden gune gayrı ahlaki bir duruma giriyor, şehrin her koşesinde fuhuş evleri boy gosteriyordu. Forum, tapınaklar, tiyatrolar, amfitiyatrolar, bazilikalar caddeler,atolyeler,kenar mahalleler, bu mahallelerin dukkanları ve kucuk karanlık hamamları,meyhaneler, camaşırhaneler,mısır oğutmek icin kullanılan değirmenler,fırınlar,evlerin ve hamamların ısıtma sistemleri, kumarhaneler, batakhaneler,hanlar, şehri gezenler tarafından bugun bile fark edilebiliyor. Duvarlardaki secim sloganları, tiyotra oyunlarının ilanları, kentin hemen dışındaki kucuk hanlar, geceyi burada gecirenlerin duvarlara yazdığı yazılar ve cizdiği resimler de rahatlıkla gorulebiliyor. Ve sonunda da, kenti baştanbaşa kaplayan lavlardan kacmaya calışan insan ve hayvanların vucutlarıyla yuzyuze geliniyor. Burada tarihin en trajik olaylarından birine tanık oluyorsunuz. Bir yanda soyluların gorkemli villaları, diğer yanda hizmetci ve kolelerin fakir evleri...
VE KIYAMET KOPUYOR
Vezuv yanardağı Ağustos ayında buyuk bir gurultuyle patladı. Kimsenin farkında olmadığı bir sırada havadan, taşlar, kaya parcaları ve kızgın lavlar yağmaya başladı. 200.000 civarındaki Pompei halkı ne yapacağını şaşırdı. Panik esnasında hic kimsenin aklına ihtiyarları,sakatları, hastaları kurtarmak gelmiyor, herkes sadece kendini duşunuyordu. Yer yer kalınlığı uc dort metreye varan kuller,kukurtlu buharlar insanı hareket edemez hale getiriyordu. Şarap pazarında toplanan insanlar gercekleşen cokuntu sonucu ağırlıkların altında kalıp olduler. İki gun suren korkunc patlamalar sonunda şehir, kalınlığı yer yer sekiz metreyi bulan lavların altında kaldı.
Etnograf Prof. Carlo Giardano, yetmiş dokuz yılının 24 Ağustos gunu saat on ucte Pompei’de olup bitenleri bakın nasıl anlatıyor: ‘O gun oğle vakti volkanın ağazından ani olarak yukselen bir kul bulutu birkac saat icerisinde butun Pompei kaplayıvermişti. Boylece şehir cok uzun bir sessizlik uykusuna girdi. Şehrin uykusu, taşları,eşyaları ve sanat eserlerini yeniden hayata kavuşturan kazılara kadar yuzyıllar boyu surdu. Burada yaşayan binlerce insanın tehlikenin bu kadar yakınında oldukları halde gafil avlanmış olmaları o tarihlerde Vezuv’un bambaşka bir manzara altında olmasından ileri gelmiştir. Yamacları meşhur politikacıların villalarıyla suslu olan Vezuv,bağlar, bahcelerle cevrili ağaclık bir yerdi. Napoli korfezine, Capri adasına baktığı icin devamlı deniz kokulu esintiler altındaydı. Tepesindeki kalkerleşmiş taşlardan başka eski zamanların dramlarını hatırlatan herhangi bir hali yoktu. Oysa daha onceleri Vezuv’de yine bir puskurme olmuştu. Fakat o tarihlerde yeryuzunde hicbir insan yaşamıyordu. Bu puskurmeyi cok sonra Yunan coğrafyacısı Strabon, kraterleri incelemek suretiyle keşfetmişti. Ancak bundan bahsetmemeyi uygun bulmuştu. Hoş soyleseydi de ona kimse inanmazdı. Cunku insanların gozu para ve zevkten başka bir şey gormuyordu. Şu var ki İ.O. 62’de meydana gelen ve şehri hemen tamamıyla yıkan bir zelzele dahi bu felaketin habercisi sayılabilirdi. Zelzeleler de o kadar sık oluyordu ki artık Pompei halkı bunlara alışmış onemsememeye başlamıştı.
YOK OLDUĞU GUN
İ.O. 79’da Vezuv yanardağından dumanlar yukselmeye başladı. Bir patlama olacağını analayan halk limana doğru kacmaya cabaladı. Gemilere binebilenler bir daha donmemek uzere kentten uzaklaşmaya başladılar. Sarsıntılar başlayınca yirmi dakikadar suren buyuk bir şaşkınlık yaşandı. Halk paniğe kapıldı ve bir hareketle 600 metre uzakta olan Sarno nehrinin ağzındaki limana doğru atıldılar. Belki burada daha oncekiler gibi denize acılmak mumkun olabilecekti. Ne yazık ki bu duşunceye sahip olanların yollarını bir deniz kabarması kesti. Dev dalglar bindikleri gemileri birer cop gibi yukarıya kaldırıyor ve şehrin surlarının icindeki kızgın lav denizinin icine doğru fırlatıyordu. Zaten bu arada gokten iri kum taneleri buyukluğunde cok kızgın kucuk taşlar yağmaya başlamıştı. Hemen ardından da gaz yuklu kocaman siyah taşlar duşmeye koyuldu. Bu sonuncular yere değer değmez patlıyor ve ilk kayıpların verilmesine sebeb oluyordu. Gokyuzu kararmış olduğundan şehirde goruş mesafesi sıfıra duşmuştu. Şehrin insanları rastgele sağa sola koşup duruyorlardı. İclerinde farkında olmadan Vezuv’e doğru koşanlar bile vardı. Kurtuluşu evlerinde gorenler volkandan cıkan muthiş sıcaklık yuzunden havadaki oksijenin kısmen gaz karbonik hale donuşmesi neticesinde boğuluyorlardı; yahut da evlerinin volkandan fışkıran taşlarla diğer maddelerin ağırlığına dayanamayıp cokmesi neticesinde yok oluyorlardı. Yarılmış olan yerden cıkan ağır ve zehirli gazlar bu yarıklara duşmek yada eğilmek şansızlığına uğruyanları ebedi uykularına yolluyordu. Sonra ardı ardına Pompei’nin uzerine kızgın kuller yağmaya başladı. Ve ilk olenlerin ustunu yorgan gibi orttu. Birkac saat icinde guzel ve canlı Pompei buyuk bir mezarlığa dondu. İki yuz bin insan bir anda yok oldu. Yaklaşık iki bin yıl o gorkemli villalar, heykeller,duvar resimleri,mozaikler tapınaklar ve pazarlar dokunulmadan gomulu olarak kaldı. Arkeoloklar kenti keşfettiklşerinde son gun,pişmiş ekmeği bile fırında buldular. Pompei’nin uzerine duşen kızgın kuller uc gun siyah bir kar gibi yağmaya devam etti. O andan itibaren de Pompei iyice sessizliğe gomuldu. Kazılardan anlaşıldığı kadaryla Pompei halkı ardı ardına gelen oncu kucuk patlamaları ciddiye almamıştı.
Pompeililer taş olarak cıkarıldıkları vakit olum anında ne yapıyorlarsa o halde bulundular. Kimi başını ellerinin arasına alarak caresiz bie şekilde lavların karşısına oturmuş,kimi şehrin fuhuş yuvalarında, kimi de cocuklarıyla carşıda alışveriş yaparken lavların altında kalmışlardı. Bir duvarın ustunde ise bugun de gorulebilecek olan Sodom ve Gomore yazısı bulunmaktadır. Tarihcilere gore Pompei de yaşayan yahudi koleler Pompei’nin bu durumunu gorup Sodom ve Gomore’yi hatırlamak icin bu ibareyi yazmışlardı.
Taşlaşmış insanlar
1860’da İtalyan bilim adamı Giuseppe Fiovelli taşlaşan kullerin arasında bir boşluğa tesaduf edince buraya acılan delikten sıvı alcı dokturerek icerideki boşluğun kalıbını cıkardı. 19 yy’ın ikinci yarısında Giuseppe Fiovelli’nin başkalığında yapılan kazılarda ilk kez ilmi yontemler uygulandı. Bununla beraber Pompei’de calışan arkeoloklar lavlar altında kalan insan ve hayvan vucutlarını ortaya cıkarmak icin ilginc bir yontem geliştirmişlerdi. Sert bir cisimle taşlamış lavla kaplı kabarık yerlere vuruyorlar altta boşluk olduğu zaman duyulan ses değişik olduğundan boyle bir yere rastlandığında kucuk bir delik acıyorlardı.bu delikten iceriye sıvı alcı dokup donmasını bekliyorlar daha sonra ustteki taşlaşmış lav kaldırılıyor ve alcıyla bicimlenen vucut ortaya cıkmış oluyordu. Vezuv’un lavlarından kurtulamayan soylular, koleler, cocuğuna sarılmış annaelr, yaşlılar, gencler, kopekler ve atlar oldukları meydana cıkmışlardı. Taşlaşmış insan vucutları,duvar resimleri, mozaikler,mobilyalar ve mutfak eşyaları Napoli’nin unlu muzesinde şu anda sergilenmektedir.
TaŞlaŞan Şehİr Halki :pompeİ
Tarih0 Mesaj
●38 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kültür
- Tarih
- TaŞlaŞan Şehİr Halki :pompeİ