Toplumsal evrim kavramı ile,toplumların orgutlenme bicimlerini değiştirme surecini anlarız.Ancak, tarihcilerin olaylara gore ayırdığı donemlerle,toplumsal evrim aşamaları sınıflandırılması herzaman birbirine uymayabilir.Coğunlukla yapıldığı gibi Avrupa tarihinin eski,orta ve modern cağlar şeklinde bolunmesi,burada gorulen toplumsal evrime uygun olmayabilir.Belirli toplumsal aşamaya ulaşmış bir toplumun daha sonraki tarihlerde daha ileri aşamaya ulaşacağı kesin bir olgu değildir.Nitekim eski Avrupa veya Roma yonetimi altındaki donem,arkaik devlet orgutlu toplum aşamasıdır.Oysa bu donemi izleyen ortacağ toplumları,aynı aşamanın az gelişmiş ve kucuk ornekleridir.Yani ortacağ eskicağdan sonra geldiği icin toplumsal aşamanın daha gelişmiş olması gerektiği gibi bir mantık yanıltıcıdır.
*
Birbirinden ayrılmış zaman donemleri,bolgeler veya belirli olaylar toplumsal evrimin farklı aşamalarını belirleyici unsurlar olmasına rağmen,asıl onemli unsur orgutlenme bicimidir.Surec icindeki evrim aşamaları birbirlerinden belirli teknolojilere gore ayrılamazlar.Veya evrim aşamaları belirli teknolojiler olcu alınarak tanımlanamazlar.Orneğin bir gocebe grubu kucuk klan şeklinde olabileceği gibi merkezi bir otoriteye bağlı olabilir.Diğer taraftan,onceden belirlenmiş ve şaşmaz bir aşama zinciri olan toplum yoktur.Lewis H.Morgan butun toplumların aynı aşamadan gectiğini ileri surmuştu.Ancak bu tek cizgili evrim duşuncesi gunumuzde onemini kaybetmiştir.Evrim sureci,toplumun olanakları değerlendirmesiyle yakından ilgilidir.Toplumlar,fiziksel acıdan icinde bulundukları konumlarından ve komşu toplumlarla ilişkilerinden kaynaklanan cevresel etkilere kendilerini uydururlar.
*
Tarihte, herhangi bir toplumun gecirdiği kulturel evrimin,kendinden daha ileri bir başka toplumun istilası sonucu ortaya cıktığı cok gorulmuştur.Oyle ki toplumların kendi iclerinde buyumeleri bile bu kadar onemli sonuclar doğurmamıştır.Bin yıl kadar once Kuzey Amerika’da yaşayan yerli kabile toplumları,Meksika’dan gelen kulturel etkilerle daha karmaşık olan merkezi otoriteye gectiler.Daha sonraki tarihlerde Avrupalı somurgeciler guneyde koleliğe dayalı tarım toplumu oluşturdular.A.B.D. donemindeki ic savaşta sanayileşmiş kuzeye yenilen guney bolgeleri uzun yıllar gelişme gosteremedi.Sanayileşmiş kent toplumuna gecmeleri İkinci Dunya Savaşı sonrasında mumkun oldu.1960’lı yıllarda yapılan calışmalarla uzay cağına,sonra da sanayi otesi elektronik topluma gecen toplumun bir parcası oldu.
*
Bazı durumlarda fiziksel cevreye uyum,daha yuksek orgutlenme bicimine yol acar.Yani toplum bir onceki aşamasına oranla daha karmaşık bir orgutlenmeye girmiş olur.Sosyo-ekonomik kalkınma bu şekilde mumkun hale gelir.Nitekim Kuzey Avrupa’da sanayi devrimi sonucu yeni bir toplum oluşmuştur.Cok daha eski donemlerde Yakın Doğu’da tarımın ilk kez ortaya cıkmasıyla yeni bir toplumun oluşması da bilinen orneklerdendir.Şu halde toplumsal evrim,temel olarak toplumların değişik cevrelere uyum sağlamakta gosterdikleri farklılaşma surecidir.Bu surec aynı orgutsel yapıda ceşitlemeler getirdiği gibi,bazen de değişiklikler yeni orgutlenmelere yol acarlar.
*
Tarımsal uretimin başlaması toplumda temel değişikliklere yol acmıştır.Birtakım bitki ve hayvanların evcilleştirilmesi sonucunda ,insanların fiziksel cevreyle ilişkisi kokten değişmiştir.Teknik aşamalarla tarım geliştikce nufus ta artmıştır.Bu nufus artışının,avcı ve toplayıcı topluluklardaki nufus artışından yirmi katı fazla olduğu tahmin edlmektedir.Ancak bu toplumlar yerleşik duzene gecmiş olmalarına rağmen yeni orgutlenme bicimi oluşturamadılar.Genel olarak ele alındığında tarım oncesi avcı ve toplayıcı toplumlar gibi eşitliğe ve kan bağına dayanan toplum anlayışını surdurduler.Basit tekniklerle yapılan tarıma dayalı uretimde,elde edilen urunlerin eşit şekilde tuketilmesi ve kan bağına dayalı sosyal ilişkilerin surdurulmesi ekonomik gelişmeyi engeller.Ancak belirli bolgelerde,o doneme ozgu teknolojik ve ekonomik ozellikler nedeniyle merkezi otoriteye,yani hiyerarşiye dayalı daha gelişmiş ve daha karmaşık toplumlar oluştu.
*
Eşitlikci kabile toplumları ile merkezi otoriteye bağlı toplumlar arasındaki fark,kurumsal yonden merkezileşme derecesidir.Kabile toplumlarında onderlik kısa surelidir.Zira onderlik eden kişinin bu gorevi surdurmesi genellikle onun fiziksel gucu ile ilgilidir.Oysa veraset yolu ile gecen şeflik kurumu otoritenin daha kalıcı olmasına yol acar ve belirli politikaların daha uzun sure uygulanmasına fırsat verir.Sonucta kabile toplumlarına oranla merkezi otoriteler daha buyuk,daha karmaşık ve daha sıkı kaynaşmış toplum yapısı ortaya cıkarır.Toplum boyle bir yapıya ulaşınca tek tek kişiler veya bazı aileler ya da bir takım gruplar hem siyasal iktidar hem de servetler uzerinde soz sahibi olurlar.Aynı zamanda ekonomik yaşamdaki rolleri acısından da farklı konum elde ederler.Boylece merkezi otoriteye bağlı toplumlar hem genişlemeye hem de daha buyuk olcude merkezileşmeye hazır hale gelirler.
*
Akrabalığa dayanan eşitlikci toplumların sosyal kurumları,cok sayıdaki insanın birbiriyle catışan isteklerini denetleyecek gucte değildir.Bu tip toplumlar akrabalık etkisi ile kendilerini belirli alanlarda sınırlama yolunu secerler.Buna karşılık merkezi otorite uygulayan toplumlar daha geniş coğrafi bolgelerde ve daha kalabalık insan uzerinde egemenlik kurarlar.
Boyle ozellik gosteren toplumların eski Mezopotamya’da ilk devlet duzeyinde orgutlenmiş toplumların onculeri olduğu sanılmaktadır.Bunlar merkezi otoriteyle başlayan evrim cizgisini devam ettirdiler.Egemenlik ailelerden baskı gucu bulunan gruplara gecti.Farklı grupları zorla birleştiren,nufusun artmasına ve merkezileşmeye yol acan bu gelişme,yeni bir aşama başlattı.Boylece daha basit toplumlar yok oldu.
Toplumsal evrim
Tarih0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kültür
- Tarih
- Toplumsal evrim