Kolonistlerce kurulan bu koloni şehirlerinin kuruluşlarına baktığımızda sistemli bir hareket gozluyoruz. Şehir kuruluşlarında gocmen kafilelerin başında bunlara onderlik eden ve genellikle aristokratlar arasından secilen bir onder bulunur ve kentin kurulmasıyla gorevlendirilmiş bu kişiye ”oikist” adı verilir. Bu kişiler kentin kurulup, halkın teşkilatlanmasında buyuk onem taşıyorlar. Kolonistlerce buna onemli derecede onem veriliyor.
Assos’un tarihi yaklaşık olarak M.O.2000’li yıllara kadar dayanmaktadır. M.O.7.yy.da Lesbos (Midilli)’dan gelen kolonistlerce (Aioller ve Bithymyalılar) kurulan Assos; yıllar boyunca farklı kulturlere ev sahipliği yapmış ve bunları icinde barındırarak gunumuze kadar getirmiştir.
Kentin kurulum şeması donemin kolonistlerince geliştirilen yontemlerle şekillenmiştir. Assos’un temellerini atan kolonistlerin yerleşim yeri olarak burayı secmelerindeki en onemli nedenlerden biri kentin hem denize hem karaya egemen olmasıdır. Assos kenti topoğrafik kurulum yeri acısından tam bir kıyı şehridir. Deniz ticaretine onem veren bu koloni şehirleri oncelikle ticari yollar uzerine ve savunulması kolay kıyılara kurulmuşlardır. Kuruluş yerinin topoğrafik yapısına gore kıyıdaki bir tepenin uzerine kurulu olan Assos; denizden gelecek saldırılara karşı kıyısının sarp olması ve karadan gelecek olanlara ise onceden onlem alabilecekleri bir goruş alanına sahip olmalarıyla birlikte, kuzeyindeki Tuzla Cayı ile korunaklı ve guvenli bir Akropol izlenimi yaratmaktadır.
Assoslular M.O.6.yy.da kentlerini geliştirirken iki şeyi oncelikle ele almışlar. İlk olarak kent surlarını inşa etmişler, sonrada surların tepesinden kentin koruyucusu olan Tanrıca Athena’ya bir tapınak yapmışlar . Ve şehir bu tapınak cevresinde gelişme gostermiş. Kentin gelişiminde unlu filozof Aristo’yu da unutmamak gerekir.
KENTİN PLANI
Assos merkez olarak onemli bir yerde bulunuyor. Haritaya baktığımızda kentin guneyinde Ege Denizi ve Lesbos Adası, kuzeyinde Troya şehri, batısında Lekton (Babakale) şehri, doğusunda İda (Kaz Dağı) ve guney doğusunda Pergamon şehri ile cevrilidir.
Bu onemli merkezler arasında bulunmak Assos’u ve halkını hem kulturel hem de ekonomik acıdan etkilemiştir. Bunu buradaki Athena Tapınağı’nın mimari planından ve Aristo’nun buraya actığı felsefe okulundan gorebilmekteyiz.
Assos’un planına baktığımızda deniz ticaretine daha cok onem verildiğini anlıyoruz. Kentin onemli kultur ve ticaret binaları denize bakan guney yamacına kurulmuş. Bu binaların hemen bitiminde sahilde liman yer alıyor. Kent doneme damgasını vurmuş gosterişli bir sur ile cevrili. Şehrin guney kapısının iki yanında nekropol bulunuyor. Halk ise daha cok şehrin kuzeyine yerleşmiş.
KENTİN MİMARİ YAPILARI
Mimari acısından gunumuze onemli yapılar bırakan bu kentte cağın butun binalarını gormemiz mumkun. Kenti tepesinde bulunan Athena Tapınağı zemini ve birkac sutunu ile gunumuze gelmiş. Agora; Akropol’un guney yamacında olup; cevresinde donemin resmi yapıları yer almaktaydı. Agora’nın M.O. II.yy. dan kalma kalıntıları gorulebilir. Bu yapı daha sonra kiliseye donuşturulduğunden, ozgun planı hakkında bir bilgi yok.
Bouleuteiron (Meclis); agoranın doğusundadır. Kursu, heykeller ve kucuk anıtsal yapılardan oluşuyordu.
Gymnasium; M.O. II. yy.da yapılmıştır. Agora ile batı kapısı arasında yer almaktadır. Dort yanı Dorik usluptaki sutunlarla cevrili, taş doşeli bir avlu bicimindedir. 32x40 m olculerindedir.
Tiyatro; M.O. II. Yy.da Agora’nın yakınına kurulmuştur. Geleneksel Grek tiyatro planına uygun olarak, at nalı bicimindedir. Roma doneminde yenilenmiştir. Son yuzyıla dek tumuyle korunan yapı, gunumuzde cok hasarlıdır. Restorasyon calışmaları devam etmektedir.
Stoa (revak); bu galeriler den biri Agora’nın kuzeyinde, oburude guneyindedir. Kuzeydekinin M.O. III. yy.ın sonunda ya da II. yy.ın başında yapıldığı duşunulmektedir. İki katlı, Dorik usluptadır. Aynı donemden olan guney stoa, uc katlıydı. Orta katta 13 dukkÂn bulunuyordu. Alt katta ise sarnıc ve 13 hamam yer almaktaydı.
Nekropol; Helenistik ve Roma donemlerindendir. Nekropol’un batı ve doğu kapılarını bağlayan yol boyunca, mezar ve anıtlar sıralanmıştır.
Assos’ta ayrıca Osmanlı donemimde (XIV. yy.) yapılmış Hudavendigar Camii ve Tuzla Cayı uzerinde bulunan Behramkale Koprusu bulunmaktadır.
KENTTE HUKUM SUREN DEVLETLER
Unlu tarihci Homeros burada Leleglerin yaşadığını soyluyor. Strabon ise en eski adının Pegasos olduğunu soyluyor fakat Pegasos ile Assos kentleri aynı kentler değildir. M.O. 7.yy.da Aioller ve Bithymyalı gocmenler tarafından kurulan Assos, M.O. 560’larda Lydyalıların kontrolune gecmiş. M.O.545 yıllarında Persler egemen olmuş. M.O. 387’de Antiasians Barışından sonra Banker Eubolos, kendini Assos’un hakimi ilan ediyor. Hizmetlisi Hermaios Eubolos’u oldurup, yonetimi ele geciriyor. Hermaios, Platon ve Aristo’nun oğrencisi. M.O.348–347 Aristoteles’i Assos’a davet ediyor ve Aristoteles burada uc yıl ders veriyor. M.O. 345’te Rodoslu Memnon, Hermaios’u bir dostluk şolenine davet ediyor ve Hermaios burada esir edilip Pers başkentine gonderilip carmıha gerilir. Bu arada Memnon, Hermaios’un muhrunu calıp bu muhur ile cevreye mektup yazar ve egemenliğin Pers’lerin eline gectiğini bildirir. M.O. 334’te Granikos savaşından sonra B. İskender’in (Makedonya’nın) egemenliğine girip, M.O. 133’lerde ise Bergama Krallığı’nın egemenliği altında. Bergama Krallığı Assos’u Roma’ya bırakıyor. İmparator Germanikos burada kultunu ilan eder. 1200’lu yıllarda ise Assos Osmanoğulları egemenliğine girmiştir.
GUNUMUZDE ASSOS ANTİK KENTİ


Canakkale’nin Ayvacık ilcesinin Behramkale koyunde bulunan Assos, Asya’nın batıda ki son noktası olarak bilinen Babakale’ye (Lekton) 20 km. uzaklıktadır. Troya’dan sonra bolgede ki en buyuk antik kenttir. Prof. Dr. Umit Serdaroğlu ve ekibinin uzun calışmaları ve bolgede ki yapıların orijinal mimarileri bozulmadan oluşturulan tesisler sayesinde Assos şirin bir oren ve tatil yeri olmuş. Tarihin 21.yy.daki yansıması olan Assos 238 m yukseklikte yer alan bir tepeden Ege’yi seyrediyor. Assos’un bu aaaifli seyirdeki gozleri tepedeki Athena ise denizin yosun kokusunu sahildeki limanla soluyor.
Assos’a gittiğinizde ilk once en tepeye cıkıp Athena Tapınağını gorun. Eşsiz manzarası ve guzelliğiyle burası sizi buyuleyecektir. Daha sonra aşağıya inip koyun icinde dolaşırken buradaki Medusa başları ve Athena Tapınağı figurlerinden birer tane alırken burada ki kadınların sattığı yuzlerce yıldır uretilen zeytinyağları ve kekiklerden de almayı unutmayın. Temiz havası, denizi, tarihi, huzurlu, sessiz ortamı ve deniz urunlerinin yanı sıra; Assos, bunyesindeki tesisleriyle de konuklarına kultur ve dinlence dolu bir tatil imkÂnı sunuyor.