Kanser ve ozon terapisiKanser toplumların korkulu ruyası olmaya devam eden, tedavisi oldukca zahmetli ve uzun sureli bir hastalıktır. Gunumuzde belirli turlerine karşı onemli başarılar elde edilse de halen kanserin tedavisinde alınması gereken buyuk mesafe olduğu acıktır. Ulkemizde her yıl 100.000’in uzerinde olumden sorumlu olan kanserin tedavisinde en yaygın kullanılan iki yontem ilac (kemoterapi) ve ışın (radyoterapi) tedavileridir. Hastalığın ve hastanın durumuna gore her iki tedavi yontemi ayrı ayrı veya birlikte kullanılabilir.
Kanser ile ilgili onemli sorunlardan bir tanesi nuks ve metastazların gorulmesi bir diğeri de uygulanan tedavilerden kaynaklanan yan etkilerdir. Nuks bazı tur kanserlerde daha yaygın gorulur ve hastanın tedavisi bittikten sonra uzun sure takibini gerektirir. Hastalığın tedavisi boyunca ve tedavi bittikten sonra ortaya cıkan yan etkiler ise bazen oyle şiddetli olur ki, hastanın yaşam konforunda buyuk bozulmaya ve hatta hastalığın kendisinden daha buyuk sorunlara kaynak teşkil eder. Gunumuzde kanser tedavisinde kullanılan ilacların insan vucudundaki normal hucreleri de etkilemesi, karaciğer ve bobrek gibi yaşamsal organlar uzerinde uzun sureli hasara neden olmaktadır.
Kanser korkutucu bir hastalık olduğu icin, pek cok hasta ve hasta yakını mevcut tedavilere ek veya yardımcı yollar araştırmaktadırlar. Gunumuzde bitkisel ilaclar başta olmak uzere kanseri tedavi ettiği iddia edilen onlarca urun hastalar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Hekimlerin onemli bir kısmı bu urunlerin kullanılmasına karşıdır ancak coğu vakada bu tur ilaclar hekimin bilgisine başvurulmadan tedaviye dÂhil edilmektedir. Fayda gorduğunu soyleyen onlarca hasta olmakla birlikte genel olarak kemoterapi ve radyoterapi ile birlikte kullanıldığı icin, yararlı etkilerin hangi tedavi yonteminden kaynaklandığı coğu zaman tespit edilemez. Her ne olursa olsun, hastalara mutlaka tedaviyi takip eden hekime danışmaları ve ilgili hekimin onayı ile bu tur ilacları kullanmaları onerilir.
Hastalar ve hasta yakınları tarafından sıkca başvurulan yardımcı tedavi yontemlerinden bir tanesi de ozon tedavisidir. Ozon tedavisinin kanser tedavisinde etkinliğinin olup olmadığı gun gectikce daha cok sorgulanmaktadır. Ozon tedavisinin etki mekanizması goz onune alındığında, ozellikle kemoterapi ve radyoterapi goren hastalara ozon uygulamasının birkac yonden hasta yararına sonuclar doğuracağı acıktır. Birincisi ozon tedavisi immun sistemi destekleyerek insan vucudunun kanser hucreleri ile savaşma kapasitesini ciddi duzeyde artırır. İkincisi, dokuların kanlanmasını ve dolaşımını duzenleyerek kemoterapi ve radyoterapinin etkinliğini artırır. Bilindiği gibi her iki tedavi yonteminin etkili olabilmesi icin kanser dokusunun iyi duzeyde kanlanması gerekmektedir. Ucuncusu, kanser dokusunda ortaya cıkan (hipoksi-oksijen yetersizliği) sorununun cozumune yardımcı olarak kanser hucrelerinin metastaz (başka bolgelere goc etme) kapasitelerini duşurur. Dorduncusu kemoterapi ve radyoterapiden kaynaklanan yan etkilerin (yorgunluk, bitkinlik, sac dokulmesi, karaciğer hasarı, radyoterapiden kaynaklanan yara ve cilt yanıkları vb.) azalmasına destek olur.
İtalya ve Almanya’da tek başına ozon ile kanser hastalarını tedavi eden pek cok merkez bulunmaktadır. Ulkemizde hekimler tarafından yeni tanınmaya başlayan bu destekleyici tedavinin bilinen yan etkisinin olmaması, kanser tedavisine yuksek miktarda ek yuk getirmemesi ve pek cok hastanın yaşam konforunu ve tedavi etkinliğini artırması umit vericidir. Yine de hastalarımızın tek başına ozon tedavisini değil, uygulanan kemoterapi ve radyoterapi kurleri ile bu tedaviyi almaları hem hastalar hem de hasta yakınları icin yuz guldurucu sonuclar doğuracaktır.

[h=2]Ankara Geleneksel Tıp Uzmanı uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]