Kanserin erken teşhisi ve gelişen tedavi yontemleri, bircok kanserli hastanın bu hastalığı aşmasına olanak sağladı.Tedavi boyunca yaşanan sancılı surec, hastanın psikolojik ve fizyolojik anlamda onemli değişiklikler yaşamasına neden oluyor. Bu kişiler bir felaketten sonra hayatta kalmayı başarmış insanların psikolojisinin benzeri bir ruh halinde oluyorlar.(Brotto ve Kingsberg, 2010)
Kanser sonrası iyilyşenler, bunu kendi deyimleriyle olumle flort etmek şeklinde tanımlıyor. Burada medikal tedavinin amacı onların hayatta kalmasını sağlamak olduğu kadar, kaliteli bir yaşam surmelerini, başka bir şekilde olumlu bir tanımlama yaparsak nihai amac onların hayatla flort etmelerini sağlamak olmalıdır.
Kanser latince yengec anlamına geliyor. Sembolik dilde ise, karşılıklı iki kıskacın (biri erkek biri kadın) ying ve yang manasına gelir.
Bu hastalığa yakalanan insanlar, duygularını Bunu biz istemedik, biz secmedik şeklinde ifade ediyorlar. Yoğun stres durumlarında kanser daha kolay ortaya cıktı?ına dair iddialar olsa da bilim henuz bunu tam olarak kanıtlayamadı. Bu durum daha cok bir talihsizlik, bir haksızlık gibi goruluyor ve kişi gecmişini ve cinsel kimliğini sorgulamaya başlıyor. (Jarrousse, 1999)
Kanser ve yaşam kalitesi ile ilgili Paris' te yapılan bir araştırmada (Jarrousse ve Khayt, 2010) katılanların % 75 i eşlerinin onunde soyunmaktan rahatsız olduklarını ifade etmişlerdir. Bu da, boyle bir hastalık sonunda kişi yalnızca zarar goren bolgesiyle değil, tum bedeniyle ve cinsel kimliği ile ilgili olumsuz bir algı geliştirdi?ini gosteriyor, tum kişilik ve beden algısı hastalıktan etkileniyor. Yukarıdaki araştırmaya katılan ve goğus kanseri nedeni ile tedavi gormuş kadınların % 26' sı kendilerini cinsel anlamda daha az cekici bulduklarını ve bedenlerinden memnun olmadıklarını ifade etmişlerdir. Kadınların yarısında uzuntu kaynaklı, anksiyeteden depresyona kadar giden bircok psikolojik rahatsızlık gozlendi.(Dolbeault ve ekibi, 2008)
Bircok hasta, aktif cinsel yaşamı, hayatta kalmanın ve yaşamaya devam etmenin bir kanıtı olarak goruyorlar. Bu beklenti, onların yalnızca hayatta kalmak değil her yonuyle yaşamaya devam etmek istediklerini gosteriyor. Kanser tedavisi sonrası yetişkin genel nufusta erkeklerin % 40- 45'inde ve kadınların % 20-30'unda cinsel işlev bozukluğu yaşanıyor. (Lue ve ekibi, 2004). Kanser tedavisi goren insanların, cinsel işlev bozukluğu ile ilgili araştırmalar 1980'lerden bu yana yapıldı?ı icin oldukca yenidir. Bu araştırmalar, kanserin turu ve tedavi yontemlerinin (cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, hormonal tedaviler ve ilac tedavisi) cinsel bozuklukların oranında artışa neden olduğunu gostermiştir. O halde uygulanan tedavilerin cinsel hayatı en az etkileyecek şekilde olmasına ozen gosterilmeli ve tedavi boyunca psikolojik desteğin verilmesi gerekmektedir. (Brotto ve Kinngsberg, 2010)
Bununla birlikte Fransa ve diğer ulkelerde yapılan bircok araştırmada, kanser tedavisi yapan doktorların, hastanın cinsel hayatı ve kanserin cinsel hayat uzerindeki etkilerini dikkate bile almadıkları tespit edilmiştir. Sonucta onlar icin esas olan yalnızca hastalığın iyileştirilmesidir. Hastalar acısından da ise oncelikli hedef, hayatta kalmak olduğu icin, cinsel yaşam ile ilgili kaygılarını ifade etmeye bile cekinmektedirler.
Bu problemi aşmak icin ekip calışması gerekir. Bu ekip, hastanın hayat oykusu ve kişiliğine gore bir terapi stratejisi geliştirmeli ve tıbbi tedavi surecini en iyi şekilde atlatmasını sağlamalıdır. Bu aşamada, oncelik ne olmalı sorusu karşımıza cıkıyor : psikoterapimi, cinsel terapiyemi, kemoterapimi? Bunu belirlerken kişinin aile durumunu ve icinden bulunduğu kulturu de dikkate almak gerekir. (Jarrousse, 2007)
Kanser hastası olan kişilerin cinsel problemleri sağlıklı kişilerin problemlerinde farklı bir cercevede değerlendirilmelidir. Calışmaya katılan kadınların % 40'ı kanser teşhisi ve kanser tedavisi sonrası cinsel hayatlarının değiştiğini ifade ediyor. Halbuki kadınlar hastalık ortaya cıktığında ve tedavisi sırasında cinsel sorun yaşayacakları konusunda hic yok denecek kadar az bilgilendirildiklerini soyluyor. Bu sonuclar bize, bu alanda calışan meslek gruplarına (jinekolog, onkolog, doktor, cerrah, hemşire, psikolog vs.) konuyla ilgili eğitimin gerekliliğini gosteriyor. Ozellikle de goğus kanserinde bu ihtiyacın daha belirgin olduğu goruluyor.
Kanser hastalığının teşhisi ve tedavisi sureci cinsel yaşam doğrudan etkileniyor. Bu olumsuz etkiye terapotik mudahale, tanı ve tedavi suresince duzenli ve aralıksız devam etmelidir. (Anderson, 1985)
Yapılan calışmalarda cinsel bolgelerle ilgili cok ciddi sorunların olduğu ortaya cıktı .Bunlar : cinsel istekte azlık( %64), disparoni-a?rılı cinsel ilişki( %38), ıslanma bozukluğu( %42), orgazm bozukluğu(%30) dur. (Bimi ve Mondy, 2001)
Bununla birlikte cinsel yetersizlik sorunları, uygulanan tedavinin niteliğine gore değişebiliyor. Orneğin goğus kanseri olan kadın, goğsunun tamamen alınması yerine kısmen alındı?ı ve estetik yapıldı?ın da, beden algısı ve cinsel hayatı daha az olumsuz etkilenmektedir. ( Dolbeault ve ekibi, 2008)
Hastanın eşinin de cinsel yaşamı bundan olumsuz etkileniyor. Burada « cinsel aktivite kanseri azaltır veya coğaltır mı? Eşin aldığı radyasyon ilişki esnasında diğer eşe bulaşır mı? » gibi sorularla karşılaşıyoruz (Brotto ve Kingsberg, 2010). Diğer yandan hastaya bakan olma rolu ve gelecekle ilgili kaygılar da hastanın artık bir cinsel partner olarak gorulmesini engelliyor.
Aşağıdaki tablo, farklı kanser turlerinin erkek ve kadınlarda beden algısını ve cinsel yaşamı nasıl etkiledi?ini gosteriyor.
Farklı kanser turlerinin cinsel hayata etkisi
Kanser bolgesi
Kadın hastalarda etkisi
Erkek hastalarda etkisi
Anus
-Cinsel istekte azalma
-Klitoris duyarlılığında azalma
-disparoni
Radyoterapi etkisine bağlı vajinal kuruluk
-Cinsel istekte azalma ve sertleşme bozuklukları
İdrar torbası
-İdrar kacırma
-Disparoni
-ameliyata bağlı beden algısının bozulması
- uyarılma bozukluğu
-Orgazm bozukluğu
-İdrar kacırma
- sertleşme bozukluğu
-ameliyata bağlı beden algısının bozulması
-Orgazm kalitesinde bozulma
Meme
-Beden algısının bozulması
-Sacların dokulmesi
-Menopoz
-Disparoni
- Vajinal kuruluk
-Beden algısının bozulması
Kalın bağırsak
-Beden algısının bozulması
-Disparoni
-Cinsel davranışları baskılama
-Beden algısının bozulması
-Cinsel davranışları baskılama
-Sertleşme bozukluğu
Genital bolge
Jinekolojik bolge kanseri
-Beden algısının bozulması
-Sacların dokulmesi
-Vajinal kuruluk
-Disparoni
-Kronik ağrı
-Uyarılmada gucluk
-Orgazm olamama(anorgazmi)
-Cinsel istekte azalma
-Klitoris uyarılmasında azalma
Prostat
-Sertleşme bozukluğu
-Orgazm hissinde azalma
-Kalınbağırsak fonk. Bozulma
-Kadınsallaşma (feminizasyon)
-Akıntı
-İdrar kacırma
- Beden algısının bozulması
Bedeni herhangi bir yerinde
-Kemoterapinin yan etkilerline bağlı olarak cinsel istekte azalma
-Depresyon
-Kronik yorgunluk
Kemoterapinin yan etkilerline bağlı olarak cinsel istekte azalma
-Depresyon
-Kronik yorgunluk
Butun bu nedenlerden dolayı diğer partner her zaman terapiye dahil edilmelidir. Diğer partnerin istekli oldu?unda ve yapabildiğinde mukemmel ko-terapist olabildi?ini gorduk.
Bununla birlikte araştırmaya katılan hastaların %84 u eşiyle olan cinselliğini onkolog yerine uzman bir seksolog ile konuşmayı tercih ediyor. Bunun nedeni bir seksolog ile mahremiyetle ilgili konuları daha rahat konuşacaklarına inanmaları. (Jarrousse, 2002)
2010'da yapılan yeni bir ankette ciftlerin cinsellikle ilgili konuları eskiye gore biraz daha kolay dile getirmeye başladığı sonucu ortaya cıkmıştır. (Jarrousse ve Khayt, 2010)
Bugun itibariyle kanser ve seksualite ile ilgili calıştığımızda karşımıza iki buyuk tabu cıkıyor: kanser hakkında konuşmaktan rahatsız olunması ve, konu cinsellikle birlikte ele alındığında, insanların bunu gulunecek bulması. Bu nedenle bu konu ile ilgili cozume donuk calışmalar nadiren yapılıyor.
Hangi kanser turu olursa olsun, hastalık ortaya cıktı?ında bu kişiler organik ve beden algısı bozukluğu ile beraber zihinsel duzeyde de olumsuz ve parazit duşunceler oluşmasına neden oluyor. Bunlar, genellikle başkalarının yanında soyunamama, rahat ve seksi olamama gibi otosansur uygulayıcı duşunceler. Orneğin, neye benziyorum? Başkaları benim hakkımda ne duşunuyor? Artık cekici değil miyim? gibi sorular soruyorlar. O halde terapotik calışma daha cok aşağıdaki soruların cevaplarını bulmaya yonelik olmalıdır.
· Ben boyle duşunmekte haklı mıyım?
· Boyle duşunmek benim işime yarıyormu? Yarıyorsa ne icin?
· Eğer oyle değilse kimin icin değişmeliyim? Kendim mi, partnerim mi? Değişime kimin icin başlamalıyım? Tekrardan arzularım uyanabilir mi?
Bu sorular ilk bakışta konu ile alakasız gorulebilir ancak esas bakış acısını belirledi?i icin onemlidir. Ozellikle 55- 65 yaş arasındaki bazı hastalar icin kanser, zaten cok doyurucu olmayan bir cinsel yaşamın kibar bir şekilde sonlandırılması manasına gelebiliyor. Eğer boyle durumdaki bir kadın terapiye, partnerini kaybetmemek icin gelir ve cinsel hayatını eskiye dondurmek istediğini soylerse, terapi buyuk ihtimalle işe yaramayacak, terapinin başarısızlığı ise terapiste yuklenecektir. Boyle bir terapide cerceve iyi cizilmeli ve terapist daha iyi bir cinsel hayat vaadinde bulunmamalıdır.
Hastalık surecinde terapi yaklaşımında, her gunun bir oncekinden, her hastanın di?erlerinden farklı oldu?unu unutmadan, terapiyi ihtiyaca ve duruma gore uyarlamaya dikkat edilmelidir. Bu gibi durumlarda, hastalar terapistin tıbbi bilgisine ozel bir onem verdi?inden « Bilişsel-Davranışcı » calışan terapistlerin tecrubeli olması ayrıca onemlidir. Terapist danışanlardan « neden kanser beni buldu, bu yetmez gibi birde cinsel gucumu yitirdim, butun bunlara inanamıyorum » şeklinde ifadeleri sıklıkla duyar (Jarrousse ve Khayat, 2000)
Terapide Beck'in uclu sutun tekni?ine sadık kalıyoruz. Bu teknik hasta icin somut ve anlaşılabilir oldu?u kadar, terapist icinde ilerlemeyi gorunur kıldı?ı icin oldukca kolaylaştırıcı, cunku hasta problem yaratan davranışlarıyla kaygılarını bizzat kendi kaydediyor.
[h=1]BECK' İN 3 SUTUN TEKNİĞİ[/h]
Gercekci olmayan duşunce
Hissedilen duygu
Gercekci duşunce
Kaygı yaratıcı duşuncem, hastalık aklıma geldiğinde gercekci olmayan korkularım
Carpıntı, terleme, kramp vs.
Stop..Dur
Şimdi yapıcı ve olumlu ne hayal edebilirsin
[h=1]KAYGI CİZELGESİ[/h]Problem yaratan davranışlar karşısında kaygı duymakta haklı mıyım?
(0)
Kaygı yok
(8)
En yuksek kaygı duzeyi
Bu değerlendirmeler her gun yeniden yapılır ve yazılır.
Kanser hakkında otomatik negatif duşunceler
Tekrar olacak, hayatımın hicbir değeri yok, gelecekle ilgili proje yapmanın bir anlamı yok
(Jarrousse, 2007)
Kendi kendine olumlu duşunme onerileri
· Kısa vadede: Gune bir başkasını selamlayarak ve ona guzel soz soyleyerek başlarım. Yarın, yatağımda bahcemi seyrederken derin bir nefes alacağım ve eşimin elini tutacağım.
· Orta vadede: Hafta sonu ve akşamlarla ilgili ortak projelerden konuşmak. daha iyi olduğumda birlikte
..............yapaca?ız
· Uzun vadede: Birlikte tanımlanır.
Her gun yeni bir yaşamdır. Mucadeleden vazgecmeyeceğim, hala hayattayım.
Burada terapist, hasta ve eşi ile yapıcı, olumlu bir teropotik ilişki kurmaya ve yanlarında olduğunu hissettirmeye calışmalıdır.
Hasta eğer henuz kendini yalnızken iyi hissetmiyorsa o aşamada cinsel anlamda bir şey beklememelidir. Orada Oteki ile iyi bir ilişki kurabilmek icin once kendi kafanda ve bedeninde iyi olman gerekir. Şeklinde bir yeniden cerceveleme yapılır ve ileriye donuk olumlu duşunmesi sa?lanır.
Kanser ve cinsellikle ilgili konuşulduğunda burada anlaşılması gereken cinsel eylem değil, (yumurtalık, prostat kanserindeki ağır tedavi surecleri oldu?unda) daha cok duygusal bir paylaşımın olduğu bir aşk ilişkisi olmalıdır. Bu aşamada hasta, tedavi ve tedavi surecinde yapılanlardan ne kadar bıkmış ve yorulmuş olsa da cinsellikten de konuşabilmeli duygu ve duşuncelerini ifade edebilmelidir. Dokunma duygusunun yeniden keşfi, penetrasyonun olmadığı cinselliğinde son derece keyifli ve doyurucu olabileceği cifte anlatılabilir.
Bununla birlikte ağır bir kanser tedavisi gormuş bir kadının yeniden kendine dokunabilmesi ve bundan keyif alabilmesi zordur. Bunun icin hormon icermeyen bitki kokenli nemlendirici kremler onerilebilir.
Kanser tedavisi sonrası sertleşme sorunu yaşayan erkeklerde, intrakavernoz enjeksiyonları ya da vakum yontemi uygulanabilir.
Ama unutmamalıyız ki en onemli cinsel organ beyin olduğu icin en onemli teknik diyalogdur. Burada kelimeler, dokunuşlar, şefkat, de?erli oldu?unu hissettirme, ozel bir onem taşır.
[h=1]VAK' A: GOĞUS KANSERİ[/h]Bayan A, 34 yaşında, oğretmen yardımcısı bir kadın, cocuğu yok. 32 yaşındaki ciftci bay V ile yaşıyor. Cok iyi anlaşıyorlar. 2008 in yazında hic beklenmedik bir anda bayan A'ya 2. derecede goğus kanseri teşhisi konuyur. 8 yıldır birlikte yaşayan cift karşılıklı ilişki ve cinsellik anlamında onemli bir sorun yaşamadıklarını soyluyor ve kendilerini mutlu bir cift olarak tanımlıyor, geleceğe donuk planları var. Bayan A, ileride eğitimine devam edip, kendini yardıma ihtiyacı olan cocuklara adamak istiyor. Butun bunlar hastalık olmasaydı gercekleşebilecek projeler olarak not ediliyor.
Terapiye gelme nedenleri: yaşama ba?lılık ve beğenilme arzusunun kaybolması. Bay, V eşinin beklentilerini karşılamaya istekli ancak kendiside dağılmış bir durumda. Burada klasik bir durumla karşılaşılır. Bayan V, eşini değilde bir hastayı koruyan ve bakan bir bakıcı rolune coktan girmiştir.
Tumor alınıp, kemoterapi sonlandığında doktoru her şeyin yoluna girdiğini yalnızca duzenli takip gerektirdiğini soyluyor. Bu medikal takip bayan A'yı daha da kaygılandırır ve kendini hasta olarak gormeye devam eder.
Ciftin duygusal ve cinsel yaşamı bu olaydan sonra tumuyle sekteye uğramış ve iki yıldır her ikisi de bu konuyu konuşmaya cesaret edememişlerdir.
Bayan A, hastanede bekleme salonunda gorduğu kanser ve cinsellik konulu bir afişten sonra terapisti ile yalnız goruşmeye karar verir ve randevu alır. Genel sorunlar (iş, aile, yorgunluk) terapide cok dikkate alınmaz.
Terapist, hastalık oncesi gecmiş oykuyu iceren işlevsel analiz yapar. Bir kac seanstan sonra oluşan guven sonucu bayan A, bazı itiraflarda bulunur:
Bayan A: Bana dokunulmasından hoşlanmıyorum. Cunku ben kucuk kardeşim J' ye gereğinden fazla dokundum. Ama bunlar asla cinsellik icermiyordu. Dokunmak sanki tum enerjimin ona gecmesi gibiydi (J, zihinsel engellidir ve bayan A evlenmeden once vaktinin buyuk buyuk bir co?unlu?unu ona bakmakla gecirmiştir). Bu nedenle partnerimin dokunuşları bende cinsellik uyandırmıyor. Bunları size şimdi yalnız olduğum icin soyleyebiliyorum. Bana gore dokunma ve okşamanın cinsel bir anlamı yok. Ustelik partnerim ne zaman bana dokunmaya başlasa sonu cinselliğe kayıyor. Şimdi birde kanser ortaya cıkınca dokunma ile ilgili tum umutlarım gitti.
Terapist: Kardeşinizle ilgili yaşadıklarınızı ve bay V'nin hemen cinselliğe donuşen dokunuş ve okşamalarıyla ilgili soylediklerinizi duydum. Sizce yaşadı?ınız cinsel isteksizlik sorunu ile kanser arasında, bir bağlantı varmı, varsa nasıl bir ba?lantı var?
Bayan A: Size gelmeden once, zaten cinsel iste?im az oldu?u ve yakalandı?ım bu hastalık bana eşimi reddetme hakkı verdiği icin bu durum neredeyse işime bile geliyordu. Ama boyle davranmamın normal olmadığını biliyorum. Ustelik partnerim, sağlıklı bir erkek ve bana karşı kibar davranıyor.
Terapist ona, beden algısı ve kendisi ile ilgili duşuncelerini sorgulamasını onerdi?inde. Bayan A bununla ilgili cok fazla problemi olmadığını, goğuslerinin biraz asimetrik olmakla beraber cok da kotu olmadığı soyler.
Bayan A: Eğer kendime dokunduğum gibi eşimin de uzun sureli ve hassas dokunmasına izin verseydim belki bundan mutlu bile olabilirdim. Ama şu an ki durum buna imkan vermiyor.
Terapist: Neden boyle duşunuyorsunuz?
Bayan A: O her zaman cok hızlıydı ve ben bunu ona hic bir zaman soyleyemedim.
Terapist: Bu durum kanser tedavisinin zor sureclerini yaşayanlarda sık gorulen bir durum. Bu sureci bazen; hastalık oncesi yaşadıklarınız, şimdiki durumunuz ve bundan sonrası icin cinsellikten beklentilerinizi anlamamız ve neler yapılacağı ile ilgili konuşmak icin yeni bir donum noktası olabilir.
Bu aşamada bay V' ye Masters ve Jhonsons' un geliştirdiği duyguları ve hisleri harekete geciren Yumuşak ve yavaş dokunuş egzersizi onerilmiş ve masaj dokunşlardaki hassasiyetin artması ve daha keyifli olması olması icin kayganlaştırıcı ve hoş kokulu bir masaj ya?ı kullanılması tavsiye edilmiştir. (Jarrousse, 1988)
Arka planda dinlendirici bir muziğin olduğu 20 dakika boyunca giyinik bir şekilde yapılan dokunma ve okşama uygulaması cok guzel bir sonuc verdi.
Bir sonraki aşamada bayan A, yalnızca goğuslerinin kapalı olduğu bir şekilde okşama egzersizinin yapılmasını kabul etti. 6. Randevu da cinsel birliktelik yasak olmasına rağmen her ikisi de kendi rızasıyla iki defa birlikte olduklarını ve cinsel eylemden zevk almaya başladıklarını ifade etti.
Bayan A ve bay V birkac seans daha terapiye devam etmek istediler. Bu aşama da cinsel iletişimin daha fazla artması ve kalitesi icin karşılıklı konuşma teşfik edildi ve farklı aşk oyunları ile uyarının artmasına onem verildi. (orneğin; evet bu guzel, bu iyi, hayır başka bir yerime dokunmanı isterim, daha kuvvetli, daha hafif gibi)
Bayan A, gittikce uzayan seans aralarında cinsel arzusunun yavaş yavaş arttığını ifade etti.
Bununla birlikte, hastalık boyunca bay V ile cinsellikten ba?ımsız farklı bir duygusal ilişki geliştirdiğini ve bundan da oldukca memnun olduğunu belirtti.
Cinsel doyum de?erlendirme olce?i
Cinsel istek
(0)
hic
6
(8)
maksimum
Haz duzeyi
(0)
hic
4
(8)
maksimum
Duygusal iletişim
(0)
hic
6
(8)
maksimum
Olumlu değerlendirme duzeyi
(0)
hic
6
(8)
maksimum
Ciftin orta ve uzun vadede gercekleşebilir hedefleri
· Haz duygusunu arttırmak ( 4, 12,18 aylarda tekrar terapisti gormeyi kabul etmek)
· Ciftin iletişim ve mahremiyet duygusunu arttırmak
· Her birinin kendi hayatıyla ilgili bir hobiyi uygulamaya gecirmesi
Butun bunların bir kağıda detaylı bir şekilde yazılması ve terapi sırasında birlikte konuşulması:
· Kadın ve erkeğin onaylayacağı uygun bir zamanda birlikte olma randevusu vermeleri,
· Her ikisinin ustunde konuşulacak bir konu (film, kitap, olay) veya projeler secip bunlar hakkında konuşması
· Erke?in, arkadaşlarıyla haftada bir havuza gitmesi; kadının, kız arkadaşlarıyla ayda bir dışarı cıkması. Bunları yaparken diğerine karşı kendini suclu hissetmemek.
Bazı ciftlere kanser başedilemez bir hastalık gibi gelmektedir. Bu, genellikle kanserin daha ileri aşamalarında, beklenmedik bir anda aniden ortaya cıkması ve ailenin bundan cok fazla etkilendiği durumlarda olmaktadır. Bununla birlikte hangi kanser ve tedavi turu olursa olsun, ağır depresyon yaşayanlar dışında, hasta kişiyle fiziksel temas ozel bir anlam ifade ediyor. Cinsel terapide de fiziksel temasın her zaman icin ayrı bir onemi vardır.
Eğer cift hastalık oncesinde de guclu bir bağa sahip değil ve kırılgan bir yapıdaysa, kanser ile birlikte ortaya cıkan cinsel sorunların cozumu de daha guc oluyor. Boyle durumlarda Arzin' in geliştirdiği test (Cift doyum olce?i) bize daha sağlıklı bir durum değerlendirmesi ve terapi planı oluşturmada yol gosterici olmaktadır.
Yapılan calışmalar gosteriyorki, ciftin yeni surece uyumlu bir başlanğıc yapmasını, yuksek motivasyon, doğru soruların sorulması, karşılıklı aşk ve terapistin empatik yaklaşımı sağlamaktadır.
Yukarıdaki ceviri makalede psikolojik yardım alan kişiye danışan yerine hasta denmiştir, bunun nedeni tedavi goren kişinin kanser hastası olması ve tedavinin doktor tarafından yapılmasıdır.
[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Kanser ve cinsellik
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Kanser ve cinsellik