Kanser ve beslenme arasındaki ilişkiBESLENME VE KANSER ARASINDAKİ İLİŞKİ
Kanser onlenebilir bir hastalıktır. Kanser oluştuktan sonra ilac ve cerrahi tedavi zor, zahmetli ve yuksek maliyetlidir. Kanser oluşumunu onleyecek tedbirlerin alınması ise kolay ve ucuzdur. Kanserin onlenmesi ve ondan korunması ancak ona neden olan faktorlerin oğrenilmesi ile mumkundur.
Kanser Oluşumuna Etki Eden Faktorler
Kalıtım (genetik faktor) % 10 – 15
Beslenme ve egzersiz % 35 – 40
Diğer cevresel faktorler % 50 – 55 (Sigara, alkol, radyasyon, mesleki etkileşim vb.)
Ulkeler ve bolgeler arasında gorulen kanser ceşidi ve prevalansı oldukca farlılık gostermektedir. Bunun nedeni genetik değil, beslenme ve cevresel faktorlerdir. Mide kanserinin en sık gorulduğu ulke olan Japonya’dan; kolon kanserinin en sık gorulduğu ABD’ye goc edenlerde mide kanseri gorulme oranının duştuğu ve kolon kanseri gorulme oranının arttığı tespit edilmiştir. Sebep; gocmenlerin de Amerikalılar gibi beslenmesi ve onlar gibi yaşamasıdır.
Kanser Oluşumunda Beslenmenin Rolu
Yağ, şeker, tuz, et gibi besinlerin fazla tuketimi
Mineral, vitamin, posa gibi besinlerin yetersiz alımı
Besinlere bulaşan zararlı maddeler
Sigara ve alkol gibi kotu alışkanlıklar
Yanlış pişirme yontemleri (kızartmalar, yanmış gıdalar vb)
Beslenme ile Kanser Oluşumu Arasındaki Etkileşim
Şişmanlık; yetersiz fiziksel aktivite ve fazla enerji alımına bağlı oluşan şişmanlıkla en yakın ilişkili kanserler erkeklerde kolon, rektum ve prostat kanserleri iken, kadınlarda meme, uterus, sindirim sistemi ve bobrek kanserleridir.
Şişmanlık kolon ve meme kanseri riskini % 50 oranında artırmaktadır. Ozellikle gobek cevresindeki yağ fazlalığı meme kanseri oluşumunu kolaylaştırır.
Kadınlarda menopoza geciş doneminde ağırlık artışı 10 kg uzerine cıktığında menopoz sonrası kanser riski 2 katına cıkmaktadır.
Total yağ ve ozellikle doymuş yağ alımı arttıkca akciğer, kolon, rektum, endometrium ve prostat kanser sıklığı artar. Yuksek kolesterollu yiyeceklerin sık tuketilmesi ise akciğer ve pankreas kanser sıklığını artırır.
Hayvansal kaynaklı protein alımının fazla olması (ozellikle kırmızı et) mide ve kolorektal kanser riskini artırmaktadır.
Aşırı tuz tuketimi ve fermente edilmiş urunlerin fazla tuketimi mide kanseri ile ilişkilidir.
Kahve, demli siyah cay, kola ve cikolatada bol miktarda bulunan kafeinin sık tuketimi meme kanseri riskini artırmaktadır.
Beslenme ile vucuda alınan katkı maddelerinin miktarları ve turleri kanser oluşumunda onemli bir etkendir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et urunlerinin raf omrunu uzatmak icin kullanılan nitrit ve nitrat tuzları ve renk vericiler mide ve ozafagus kanser riskini artırdığı bilinen onemli katkı maddeleridir.
Nemli ve sıcak ortamlarda saklanan tahıllarda ve yağlı tohumlarda (ceviz, fındık, fıstık vb.) ureyen kuflerin (aflatoksin) ozafagus ve karaciğer kanserlerine neden olduğu bilinmektedir. Bu nedenle saklama ve depolama koşullarına dikkat edilmelidir.
Fazla bira tuketiminin kolon ve rektum; sert icki tuketiminin ağız, larenks ve farenks; genel olarak tum alkollu iceceklerin fazla tuketiminin de karaciğer kanserine neden olduğu bilinmektedir. Sigara ile birlikte alkol alımı ise kanser riskini birkac kat daha artırmaktadır.
Pişirme Yontemlerinin Kanser Oluşumu ile İlişkisi
Yapılan araştırmalar kızartılmış ve dumanlanmış besinleri sık tuketen kişilerde kolon, mide ve ozafagus kanserine daha cok rastlandığını ortaya koymuştur.
Kırmızı etin yuksek ısıda doğrudan pişirilmesi sonucu heterosiklik aminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar ortaya cıkar. Bu maddeler kolon tumorunun oluşumunda rol oynar.
Etin ateşe doğrudan tutularak pişirilmesi hatalı bir pişirme yontemidir. Bu yontemin kullanılması gerekiyorsa et ile ateş arasında en az 15 cm mesafe olmalı ve yakıt olarak odun komuru kullanılmalıdır.
Kızartma işlemi uygulanması gerekiyorsa ete un, nişasta, galeta unu gibi su tutucu maddelerin eklenerek marine edildikten sonra kızartılması ve şeker eklenmemesi gerekmektedir.
Kansere Karşı Koruyucu Olan Beslenme Etmenleri
Yapılan bir araştırmada gunluk folik asit kullanımı ile 15 yıllık takipte kolon kanseri riskinin azaldığı gosterilmiştir. Folik asit en cok yeşil yapraklı sebzelerde, karnabaharda ve tam buğday ekmeğinde bulunur.
Acı biberde bulunan Capcaisin, lahanada bulunan Lutein, Zeaxanthin, Sulforaphane, limon ve turuncgillerde bulunan Monoterpen mide kanserine karşı koruyucudur.
İsvec’te ulke capında yapılan bir araştırmada; fazla meyve ve sebze tuketen toplumlarda (gunde 4-5 pors.) az tuketen toplumlara (gunde 1-2 pors.) gore ozafagus kanseri olgusu %50 daha duşuk bulunmuştur.
Buğday, arpa, cavdar, pirinc ve fasulyede bulunan fitik asit vucutta antioksidan olarak calışır. Reaktif oksijen turlerini inhibe ederek DNA zararını onler.
Curcuminoidler zerdecalda bulunan polifenolik pigmentlerdir. Guclu bir anti-inflamatuar ve kemopreventif ajandır. Zerdecal kullanımının artırılmalı ve alışkanlık haline getirilmelidir.
Genelde yağların kanser oluşumunda olumsuz etkileri vardır, ancak sut yağı (konjuge linoleic asit) koruyucu etkiye sahiptir. Sut urunleri ve kalsiyum kolon kanserine karşı koruyucudur.
Yapılan araştırmalar lakto-ovo vejeteryanlarda sindirim sistemi ile ilgili kanserlerin daha az gorulduğunu ortaya koymuştur. Bunun sebebi sadece bitkisel posa, vitaminler ve mineraller değil, aynı zamanda bitkilerde bulunan karotenoidler, flavonoidler, fitoostrojenler, saponin ve sulfitler gibi anti-karsinojenlerdir.
Domateste bulunan Likopen kuvvetli bir anti-karsinojendir. Likopenin prostat, mide, akciğer, pankreas, barsak, rahim ve meme kanserine karşı koruyucu olduğu ispatlanmıştır
Posa ozellikle kolon kanserine karşı koruyucudur. Posa sadece bitkisel kaynaklı besinlerden alınabilmektedir. Sebzelerden alınan posa kolon kanserine karşı meyve ve tahıllardakine oranla daha koruyucu etkiye sahiptir.
Kansere Karşı Koyabilmek İcin Ne Yapmalı?
İdeal vucut ağırlığı korunmalı,
Hormon ile buyutulmuş besinlerden uzak durulmalı,
Mumkunse bitkisel ve hayvansal gıdalar ciftliklerden değil direk uretici koyluden alınmalı,
Mevsim dışı sebze ve meyve tuketilmemeli,
Balık tuketimi artırılmalı,
Hazır yemek tuketimi azaltılmalı,
Fiziksel aktivite artırılmalı,
Sigara ve alkol kullanımına karşı savaşılmalı,
Şekerlemeler ve şekerli icecekler tuketilmemeli,
Kafein tuketimi azaltılmalı,
Sarımsak, soğan, domates, yeşil ve sarı sebzeler sık tuketilmeli, oğunlerde tabağımızın 2/3’u bitkisel kaynaklı olmalı,
Hayvansal yağlar kullanılmamalı, bitkisel yağlar tercih edilmeli,
Balkon bahceleri oluşturulmalı ve kucuk capta sebze uretimi yapılmalı,
Herhangi bir zorunluluk olmaksızın ilac şeklinde vitamin ya da mineral takviyesi alınmamalıdır.
Uzm.Dyt. Ozge KARAARSLAN
[h=2]Mersin Diyetisyen uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Kanser ve beslenme arasındaki ilişki
Sağlık0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Kanser ve beslenme arasındaki ilişki