Kanser hastaları ve yakınları Ulkemizde bircok insan kanser hastası ve hem hastalar hem de aileleri ceşitli zorluklarla mucadele etmekteler. Hastalığı karmaşıklaştırdığı hayatlarında, var olan bir cok sorunun yanı sıra daha once hic akla gelmeyen pek cok sorun ortaya cıkabilmektedir. Bu sorunların coğunun cozumu ise psikolojik guclenme ve sosyal destek gerektirmektedir.
Uluslararası hastalık sınıflandırmasını incelediğimiz zaman; ICD Z kodları, 54. bolum de psiko-onkoloji değerlendirebilmektedir. İyileşme donemi başlığı altında toplanan bu kodda “Radyoterapi sonrası iyileşme donemi (ICD. Z54.1)” ve “Kemoterapi sonrası iyileşme donemi (ICD. Z54. 2)” psiko-onkolojiyle direk olarak bağdaştırılabilir. Ayrıca İyileşme Donemi’nin diğer alt başlıklarına baktığımızda kodlardan bir kacının daha psiko-onkoloji alanı ile ozdeşliğini gorebiliriz. Onkoloji hastalarının pek coğunun mecburi olarak gecirmek zorunda kaldıkları operasyonların sonrasını kodlamak icin; “Cerrahi sonrası iyileşme donemi (ICD. Z54. 0)” ve birden fazla tedaviyi bir arada alan hastalar icin “Kombine tedavi sonrası iyileşme donemi ( ICD. Z54. 7)” ve en son olarak “Psikoterapi sonrası iyileşme donemi (ICD. Z54. 3)” yukarıda bahsedilen kodlara ek olarak soylenebilir.
Bu hastalığa yakalanan bireyler ciddi bir olum tehdidi ile burun buruna geldikleri icin; geleceğe dair derin bir umutsuzluk icerisine girerler. Kanser hastalığı gucunu bireylerin geliştirdiği bu olumsuz duygu ve duşuncelerden toplar. Aslında burada dikkat edilmesi gereken nokta; kanserli bireyin, kanseri sadece hucresinde taşıması, duşuncesine yerleşen kanserle ilgili olumsuzluklardan arınmasıdır. Kanser tanısı konan bireyler, aynen Elisabeth Kubler-Ross’un bahsettiği gibi yasın beş aşamalı evresini yaşarlar. Kanserli hastalarda depresyon makalesinde, Mete ve Ozen (2001) de, kanser teşhisi konan hastaların ilk aşamada şok yaşadıklarını ve durumu inkÂr ettiklerini anlatmışlardır. Bunu takip eden ikinci evrede; hastaların buyuk bir tepki aşaması icine girdiklerini ve ofke nobetleri yaşadıklarını ve hemen akabinde ki aşamada ise pazarlıkların başladığını belirtmişlerdir. Dorduncu aşamada kendilerini depresyonda bulan bu kişiler, son aşamada hastaların kabullenme donemine girdiklerini ve tedaviye uyum gosterdiklerini acıklamışlardır.
Kanser tanısı konan hastalar her ne kadar benzer aşamalardan gecerek kabullenme evresine ulaşsalar da; yaş, cinsiyet, kişinin yapısal ozellikleri, sosyal ve ekonomik durumları, inanc sistemi, eğitim seviyesi, hastalığın turu ve hangi evrede olduğu gibi faktorler tamamen farklılık gosterir. Bu noktada psiko-onkologların uzerine duşen gorev hastanın butun faktorlerini goz onunde bulundurarak; hastayı bilgilendirmek, hastalığını ve tedavi surecini tanımasını sağlamak ve duygularını ifade etmesine yardımcı olarak kanserle mucadele gucunu arttırmaktır. Psiko-onkolog ve hastanın iş birliği icinde calıştığı Bilişsel Davranışcı Terapi, BDT, kanserle başa cıkma surecinde cok buyuk bir rol oynamaktadır.
Bilişsel davranışcı terapi, ozellikle hastanın kanserle ilgili carpık duşuncelerini fark etmesinde ve her bir duşunceyi; ona bağlı olan davranışla beraber bir zincir oluşturarak; olumsuz otomatik duşunce ve davranışlarını ve buna ek olarak hastanın şemalarını ortaya cıkarır. “Neden ben?”,“Kanser cozumsuz bir hastalıktır.” ya da “Kanser hep olumle sonuclanır.” gibi otomatikleşmiş kalıpları yakalar ve her birini değiştirerek daha rasyonel bir duşunme mekanizmasının gelişmesine yardımcı olur. Hastanın da interaktif olarak psiko-onkologla birlikte calıştığı ve sorguladığı bu etkili terapiyle olumlu donuşum basamak basamak, aşamalı olarak, sağlanır; boylece kacınma ve caresizlik azalarak, sorunla ilgili baş etme becerileri gelişir.
Psiko-onkologların sadece hastalarla odaklanarak değil; kanser, kanser tanısı konmuş birey ve yakınlarının arasında sağlıklı bir ucgen oluşturması halinde, sağlıklı bir tedavi surecinden bahsetmek mumkundur. Hasta yakınlarını da aynı şekilde tedavi sureci ve hastalık hakkında bilgilendirmek, kanser teşhisi konan hastanın sosyal destek almasını sağlayarak yalnız olmadığını pekiştirmek kanserle mucadele surecinde son derece onemlidir.Kanser hakkında konuşmak bahsetmek hatta ima etmenin bile tabu olduğu bir ortamda hastanın bu desteği alması mumkun gozukememektedir. Bu yuzden, uygulanacak tedavi surecinde, hasta yakınlarının nerede duracağını bilmesi ve bunu hastayla konuşabilmesi de kaygıyı azaltacak ve destek duygusunu arttırarak, bu aşamada her iki tarafında yalnız olmadığını vurgulayacaktır.
Kanser tanısı konmuş bireylerin, grup terapilerine katılarak, kendilerini yalnız hissettikleri konularda, başkalarının da kendileriyle benzer surecten gectiğini anlaması icin onemli olduğunu anlatmış, buna ek olarak; kendi sorunlarıyla ilgili farkındalık ve bakış acısı kazandırması ve ilham almak icin grup terapilerinin oldukca faydalı olduğunu vurgulamışlardır. Uzman bir psiko-terapist eşliğinde yapılan grup terapilerinin; diğer katılımcılardan model alarak, karşılıklı oğrenmenin var olduğu ve kişinin benlik saygısını onarıcı nitelikli olduğu saptanmıştır. Grup terapilerinde; kanser hastalarının kimi zaman “destek veren”, kimi zaman “destek alan” rolunde oldukları icin, sosyal destek algısının daha cok pekiştiği ve bunun alternatif bir sonucu olarak, hastaların iyileşme sureclerine daha olumlu bir bakış acısıyla baktıkları anlaşılmıştır (Akbıyık ve Soygur, 2012). Grup terapisine katılan hastaların tumu birbirlerini etkileyerek dinamik bir doneme gecerler, ve psiko-terapi grubundakiler gucunu buradan alarak hastalığa yeni bir bakış acısı kazanırlar.
Beden, kanser icin tedavi olurken, ruhun da ihmal edilmemesi, kanser ile başa cıkmada cok buyuk bir rol oynamaktadır. Kanser tanısı konan bireyler, yukarıda bahsedilen terapi yontemlerini kullanarak, multidisipliner bir yaklaşımla, psiko-onkolog yardımıyla kanserin beş aşamasını daha olumlu, daha rasyonel bir tutum icinde gecirilmesini sağlar. Bilgilendirilmiş ve bu surecte nerede duracağını bilen kanser yakınlarında, bireye gerekli sosyal desteği verip; “kanserden oluyorum caresizliği” olgusunu değiştirmesine yardımcı olacaktır. Bilişsel davranışcı terapi, davranış bozuklukları, bireysel goruşme teknikleri, psikopatoloji, bilişsel sureclerde bilgi işlenmesi, noro-psikolojik değerlendirme ve testler ve son olarak klinik surecler icin uzman kişilerden yardım alınması hastaya ve hasta yakınlarına yardımcı olacaktır. Ben bu durumu psiko-onkolog olarak yanında olduğum tum danışanlarım ve danışan hasta yakınlarımda tecrubeyle anlamış bulunmaktayım. Yardım istemekten, korkularınızla yuzleşmekten kormkmayın mutlaka ciddi hastalıklarda uzman bir psikoloğun desteğini alın.
Kaynaklar
Akbıyık, D. İ. ,Soygur, H. , & Karabulut, E. (2012, Eylul). Psiko-onkoloji ve aile hekimliğinde ruh sağlığını guclendirme: Sosyal destek algısı ve psikodrama grup terapisi uygulamaları. Anatolian Journal of Psychiatry / Anadolu Psikiyatri Dergisi, 13 (3), 205-209.
Corr, C. A. (1993). Coping with dying: Lessons that we should and should not learn from the work of Elisabeth Kubler-Ross. Death Studies, 17(1), 69-83.
ICD Z Kodları, (2012, Aralık 29). ICD Z Hastalıkları. retrieved Ocak 8, 2014, from ICD 10 Hastalık Sınıflandırma Kitapcığı. Web Site: http://kamuasistan.com/icd-10 hastalik-kodlari-z grubu -basamakli-liste.html
Mete, H. E. & Ozen, O. N. (2001). Kanserli hastalarda depresyon. Duygudurum Dizisi, 4, 184-191.
Toseland. R. W. (1995). A problem solving intervention for caregivers of cancer patients.. Ringel Institute of Gerontology, School of Social Welfare, University at Albany, State University of New York.. 40(4), 517-528.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Kanser hastaları ve yakınları
Sağlık0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Kanser hastaları ve yakınları