On Bulgarlar veya Protobulgarlar, tarihi bir Turk halkı, ve gunumuzun slav Bulgarlarına isimini miras olarak burakmış olan halkdır. "Bulgar" kelimesinin, eski turkce "bulganmış" (bulanmış, karışmış) kelimesinden kaynaklandığı duşunulmektedir. "Bolgarlar", "Turk bulgarlar" ya da "Hun bulgarlar" gibi de adlandırılırlar.
Tarih
On bulgarlar bazı Turk kavimlerinin birleşmesinden oluşan ve 4'ncu yuzyılda Orta asyadan Karadenizin kuzeyine goc etmiş olan tarihi bir Turk halkıdır. Karadenizin kuzeyinde Kutrigurlar, Utrigurlar, Sabirler, Sagurlar ve On oklar gibi bircok diğer kucuk Turk kavimlerini ve Hun topluluğunun parcalarınıda aralarına almışlardır.
560'da Avarlar'a yenik duşmuşler, bazıları Avarlara katılıp onlarla birlikte dahada batıya goc etmişlerdir. On bulgarların coğu ama Karadenizin kuzeyinde kalmışlardır.
7'nci yuzyılın ilk yarısında Kubrat Han butun bu kavimleri, Bizansın rızası ile kurduğu ilk buyuk bulgar devletinin sınırları icinde birleştirmiştir. 7'nci yuzyılın ikinci yarısında ama diğer bir Turk halkı olan Hazarlar bu devleti mağlub etmeyi başarmışlardır.


650 yılında On bulgarlar karadenizin kuzeyinde ilk Bulgar hanlığını kurmuşlardı.
Sonra Hazarlar tarafından mağlub edilip batıya ve kuzeye goc etmişlerdir.
Kubrat'ın buyuk oğlu Bayan Hazarların hukumdarlığı altında yaşamaya razı olmuş, ama diğer dort erkek kardeşleri halkın en onemli bolumlerini ayırip goc etmişlerdir. Kuzeye goc eden bolum Volgabulgarları devletini, Asparuh Han'in emiri altında guneybatıya goc eden bolum ise 678 yılında Tunabulgarları devletini kurmuşlardır. Asparuh Han'ın devleti, Balkan'ın Bizans'a ait olan kucuk bir kısmı dışında tum Balkan yarımadasını icine almıştır.
On bulgarlardan kalan yaklaşık 100 civarında, yazılı taşlar bulunmuştur. Bu, tarih icin cok kıymetli kanıtlar olan yazılı taşların coğu yunanca dilinde, yunan alfabesi ile yazılmıştır. Diğerleri, On bulgarların kendi dillerinde, orta asyadan getirdikleri run alfabeleri ile yazılmıştır.
On bulgarlar Balkan'da uzun sure, mağlub ettikleri dort buyuk slav kavimi ve bazı diğer yerli kavimlerden oluşan halkın hukumdarları olmuş, ama yerli halkın karşısında aslında azınlıkta oldukları icin, zamanla slav kadınlarla evlenip, slavca konuşmaya başlamaları ve slav isimleri kullanmaları ile slavların arasında eriyip gitmişlerdir. Gunumuzun tarihcileri "On bulgar" ve "Bulgar" isimlerinin ayrımını 9'ncu yuzyılda On bulgarların hristiyanlığı kabul etmelerinden sonra başlatırlar. Boylece 865 yılından onceki halka On bulgarlar ve bundan sonrakilere Bulgarlar denilir.
Ayrıca bugun Bulgaristan'da yaşıyan buyuk Turk azınlığı, On bulgarlardan turemis değillerdir.


Bulgarların Bizanslılara karşı bir katliamını gosteren 11'nci yuzyıldan kalma resim.
Inancları
On bulgarların tanrısı "Tangra" idi. Tangra, eski turk tanrısı Tengrinin On bulgarlardaki adı, neredeyse bulunan her yazılı taşda adı gecmektedir
"On bulgarların inanclarının ana hatları animizm, şamanizm, totemizm, atalara ibadet ve en muhim tanrıları Tangra ya ibadet etmeleri ile birlikte derli toplu bir din gorunumunu vermektedir (Tengricilik). Bıraktıkları yazılar ve kazılarda gun ışığına cıkarılan kalıntılar, diğer dinlere karşı cok toleranzlı olduklarını gosteren kanıtlarla doludur. Daha henuz Karadenizin kuzeyinde kurulmuş olan ilk Bulgar devletinde bile, aralarında Hristiyanların, Musevilerin ve hatta Buddistlerin bulunmuş olduğunu bilmekteyiz."
Tengricilik'te buyuk dağların guclu ruhları barındırdıklarına inanılır, ve bereket duaları bu kutsal sayılan buyuk dağlara yoneltilirdi. On bulgarlar Balkan'ın en yuksek dağına "Tangra" adını vermişler ve onu kutsal saymışlardır. Bu 5000 metre yuksekliğindeki dağın adı, Osmanlıların 15'nci yuzyılda Balkan'ı ele gecirmelerine kadar değişmemiş, ama sonra Osmanlılar ona "Maşallah" adını vermişlerdir. Bugun bu dağın adı, "maşallah" 'tan turetilmiş olarak Musala'dır.


Suslu bulgar runları ile yazılı bir mezar taşı.
Bu dağın yanında bazı diğer dağlarıda kutsal saydıkları duşunulur. Orneğin Perpenikon dağının zirvesinde, Tengriciliğin verimlilik tanrıcası olan Umay'ın resimi rolyef olarak bir dikili taşa kazınmıştır.
On bulgarlar semavi objeleride kutsal saymışlardır; guneşi, ayı ve ozamanlarda tanıdıkları beş gezegeni: Jupiter, Venus, Merkur, Merih ve Saturn. On bulgar hanlarının muhurleri "Tangra" anlamına gelen run işaretinin, bu beş gezegenin işaretleri ile cevrili bir simgedir.
Gok tanrısı Tangraya kurban etmek icin beyaz atları tercih etmişlerdir. Kurban edilen hayvanın ic organları ile, şamanlarının geleceği okudukları bilinir.
Turk kokleri kabul etmeyen tezler
Yukarıda acıkladığımız tarihin yanında, ozellikle Bulgaristan'da, "Turk bulgar" acıklamasını kabul etmiyen ve başka acıklamalar arayan tezler yaygındır. Bulgarların Osmanlılara karşı surdurdukleri savaşlardan kaynaklanan eski bir Turk duşmanlığından dolayı, en eski tarihlerini Turkler ile bağlantıya getirmeyen tezler Bulgaristan'da daha cok tutulmakta ve daha yaygındır. Bu diğer acıklamalar On bulgarların bir Turk halkı olmuş olduklarını ve tanrıları Tangra'nın Turk tanrısı Tengri olduğunu kabul etmemektedir.
Indoiranlı halk- tezi
On bulgar halkının tarihi araştırılması 1832 yılında Christian Martin Frähn adlı bir alman tarihcinin, Arapların Volgabulgarlara yazdıkları haberleri araştırmaya başlaması ve bu haberlerde adı gecen "Asparuh" ismini iranlı isim olarak sınıflandırması ile başlar. Boylece o zamandan gunumuze kadar On bulgarların hakkındaki coğu tarih tezleri iranlı kokenli oldukları fikiri uzerine kurulmuştur. Modern bilimde ama tarihi bir halk icinde kullanılmış isimlerin zamanında "moda isim" olarak diğer halklardan alınmış olabilineceği hesaba katılmaktadır. Boylece kişi isimlerinin kokleri, halkın kendi kokenlerini tespit etmek icin kabul edilmez.
Iranlı koklu oldukları duşunulen bu calışmalarda antik Pamir halkları ve dilleri, Avesler ve Sanskrit ile bağlantıya getirilmişlerdir, ama modern bilimde bu fikirlerin yanlış olduğu kanıtlanabilmişdir. Buna rağmen Bulgarların Turklere karşı hoşnutsuzluğundan dolayı, Bulgaristan'da az sayıda kalmış olan Turk kokleri red eden bilimcilerin calışmaları hala daha buyuk ilgi gorup, on plana cıkarılmaktadır.
Ornekler:
Vesselin Beşevliev 1967 yılında yazdığı iki makale ile Bulgarların kokleri hakkındaki tartışmaları Bulgaristan'da tekrar gundeme getirmişdir. Bu makalelerinde On Bulgarların Turk olduğunu kabul etmiş ama aynı zamanda Iranlı halklardan cok etkilenmiş olduklarına dikkati cekmiştir. Peter Dobrev'in daha yeni olan calışmalarında On Bulgarlar tekrar Orta asyanın Indo-iranlı halkları ile bağlantıya getirlilmişdir. Bu makaleleri ile Bulgaristan'da cok tutulan bir bilimci olmuşdur. Ama Bulgaristan'in dışındaki bilimciler Peter Dobrev'in calışmalarının ciddiye alınamadığını vurgulamaktadırlar. Cunku Dobrev, yaptığı araştırmalarda sadece Turk olmadıklarına işaret eden bir kac noktaları ele alıp (bazı Hukumdar isimleri), kanıtların buyuk coğunluğunu oluşturan ve Turk olduklarını gosteren noktaların lafını etmemektedir.