Kalp krizi, “koroner arter” denilen kalbi besleyen damarların icerisinde biriken yağ tabakasının catlaması ve bu yağın kanla teması sonunda olur. Bu yağ kanla temas eder etmez milisaniyeler icerisinde pıhtı oluşur ve pıhtı yeterli buyuklukte olursa damarı tıkar ve buradan kan akışının tamamen durdurur. Yaklaşık yarım saat sure kansız kalan kalp dokusu geri donulmez bir bicimde kaybedilir. Kaybedilen kalp dokusu kasılma işlevinde bulunamaz ve kalp yetersizliğine yol acabilir. Ayrıca bu dokudan olumcul olabilecek ritm bozuklukları oluşabilir.
Kalp damarlarındaki tıkanıklığın belirtileri nelerdir? Hastalar nasıl anlayacak?
Damar icerisinde yağ birikimi yavaş bir surecle olur. Eğer damardaki capa gore daralma %60’ların uzerine cıkarsa cok yoğun egzersiz sonrası goğuste anjina pektoris (Latince anlamı goğus ağrısı) denilen ağrı oluşur. Bu darlık %90’ların uzerine cıkarsa kalbe giden kan o denli azalır ki dinlenme durumunda bile yeterli kan sağlayamaz ve dinlenme anında bile ağrılar oluşur. Ancak onemli olan bir şey damardaki darlık coğu hastada sabit bir darlık değildir, yağ biriken kısımda zaman zaman spazmlar olur ve darlık onemli oranda artabilir. Sigara, duygusal stresler, kokain bahsedilen spazmı oluşturan onemli etkenlerdir.
Damar icerisinde neden yağ birikir?
Buna tam olarak cevap vermek oldukca zordur. Bilimdeki onca gelişmeye rağmen cevaplanamamış pek cok soru daha vardır. Bilinenler, bazı durumlarda yağ birikiminin kolaylaştırdığıdır. Sigara kullanılması, kanda kotu kolesterol seviyesinin yuksek olması, iyi kolesterol seviyesinin duşuk olması, ailede genc yaşta kalp krizi veya ani olum oykusu olması, kişinin kendisinde şeker veya tansiyon hastalığı olması damarlarda yağ birikiminin kolaylaştığı durumlardır. Başka pek cok faktor saptanmaktadır, orneğin kanda, homosistin denilen aminoasidin veya Lipoprotein a’nın yuksek seviyede olması bilinen başka faktorlerdir. Stresin veya depresyonun kalp damarında yağ birikimine etkisi olmamakla birlikte, kalp krizi gecirme riskini artırdığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Ozellikle bel bolgesinde olan şişmanlığın kalp damarında yağ birikimine doğrudan bir etkisi olmasa da, bu durumun şeker hastalığı, yuksek tansiyona yol acması ve kolesterol seviyesini bozması nedeniyle yatkınlık oluşturan bir durum olduğunu soyleyebiliriz. Kısaca ozetlersek; kalp krizinde genetik zemin cok onemlidir, şeker hastalığı, yuksek kolesterol seviyesi, yuksek tansiyon, kalp krizi, şişmanlık “kardeş” hastalıklardır ve soyağacına bakılırsa bazı ailelerde sık gorulurken bazılarında cok nadiren gorunur. Yani bazı kişiler genetik olarak kalp krizi acısından şanssız doğmaktadır, ancak bu şansızlığın onemli oranda onune gecmek olanaklıdır.
4) Kalp krizinden nasıl kurtulabilirim?
Kalp krizinden kurtulmanın en sağlam yolu kalp damarlarında yağ birikimini onlemektir. Bunu nasıl başarabiliriz? Doğaya uygun yaşayarak! Egzersizyapmak. Egzersiz haftada en az 3 gun, 1 saatlik tempolu yuruyuşler şeklinde olmalıdır. Yediklerimize dikkat etmek. Margarin veya hayvansal yağlar tuketmemek. Yağlar; balık (ozellikle soğuk su balıkları) veya bitkisel kokenli olmalıdır. Badem, zeytin, ceviz, soya ozellikle yararlı yağlar iceren gıdalardır. Dışarıdan almaya hic ihtiyacımız olmayan ve sadece hayvansal gıdalarda bulunan kolesterol alınımını en aza indirmek. Sakatatlar, yumurta sarısı ozellikle kolesterolden zengin gıdalardır ve başta sakatatlar olmak uzere kolesterol iceriği yuksek gıdalardan uzak kalmak cok onemlidir. Sigara icmemek. Herhalde, Kızılderililerin eski dunyalı “beyaz adam” dan bundan daha buyuk bir intikamı olamazdı! Sanırım sigara bize dunya tarihinin en aptalca donemini gecirtmektedir. Cok kolay bağımlılık yaratan ve hem icenin hem de cevresinin sağlığını inanılmaz derecede bozan başka bir tuketim maddesi olmamıştır. En vahimi de toplumun sigara icimine hastalık gozuyle bakmamasıdır. Sigara icen kişi madde bağımlısıdır. Bu gerceğin farkına varmak ve bunu her platformda vurgulamak cok onemlidir. Eğer sigaraya daha once başlanıldıysa bir an once bırakmak insanın kendisine yapacağı en buyuk iyiliklerden birisi olacaktır. Sigarayı bırakmak sanıldığı kadar da zor değildir. Kişisel hayatımda hastalarımın yuzde 80-90’nına sigarayı bıraktırdığımı soyleyebilirim. Hekimlerin bu konuya hastalık gozuyle bakması ve tedavisi icin yeterli zaman ayırması kanımca cok onemlidir.
5) Kalp damarlarımda tıkanıklık var mı?
Hemen herkesin merak ettiği sorulardandır. Eğer ozellikle efor sonrası goğus bolgesinde yanma, sıkışma, ya da tanımlanması zor nitelikte bir ağrı duyuluyorsa hemen hekime başvurmak gerekir. Yukarıda belirtilen risklerden pek coğuna sahip kişiler bu tur bir yakınmaları yoksa bile hekime başvurabilirler. Bu tur durumlarda en azından riskin azaltılması yonunde bir program planlanabilir. Eğer risk yuksekse efor testi veya anjiyografi denilen damarın filmini cekme yontemleriyle hastalık belirlenebilir. Efor testinin, damarda kan gecişini kısıtlayan darlıkları yakalamadaki hassaslığı %70-80’lerde iken, anjiyografinin %100’dur. Ancak onemli bir fark, anjiyografi kan akışını engellemeyen daha az miktardaki daralmaları da gosterebilmektedir. Toplumdaki kalp krizi vakalarının ucte ikisinin bu tur hafif daralmalardan kaynaklandığını da belirtelim. O halde herkese anjiyografi mi yapılmalı? Elbette hayır. Ancak kalp krizi riski cok yuksek olan durumlarda ve hekimin hasta şikayetlerinden dolayı gerekli gorduğu durumlarda yapılmasında cok yarar vardır.
6) Kalp damarımda tıkanıklık saptandı, neler yapmalıyım?
Her gun duzenli olarak 100 mg aspirin kullanılmalıdır. Piyasada değişik isimlerde pek cok aspirin turevi vardır. Aspirin kanı sulandırarak kalp krizine neden olan pıhtı oluşumunu engeller ve bu riski cok onemli oranda duşurur. Eğer aktif mide ulseri varsa veya yakın bir zamanda mide kanaması gecirilmişse aspirin yerine başka bir kan sulandırıcı kullanılması gerekir. Bu konuda hekime başvurmak zorunludur. Kan basıncını baş donmesi, aşırı halsizlik yaratmayan en duşuk seviyede tutmakta yarar vardır. Orneğin, buyuk tansiyonun 10-13 arası olması cok iyidir. Eğer mumkunse hastanın evine bir tansiyon aleti satın alması ve kan basıncını daha yakından takip etmesi cok iyi olur. Kan şekerinin ve kolesterollerin de bir hekim gozetiminde yakın takibe alınması onemlidir. Tum bu onlemlerden daha da onemlisi, hastanın kalp damarında tıkanıklık saptandığı anda frene basması ve yaşam tarzını tekrar gozden gecirmesi gerekir. Sigara icememek, egzersiz yapmak, yediklerine daha dikkat etmek, fazla stresten kacınmak, duzenli bir hayat yaşamak cok cok onemlidir.
7)Tum bu kalp ilaclarını hayat boyu kullanmak zorunda mıyım?
Kalp ilacları genellikle hayat boyu kullanılması gereken ilaclardır. İlac bittiğinde eğer hekim aksini soylemediyse hemen ara vermeden yenisini almak gerekir. Aspirin haric diğer ilaclar hastanın durumuna gore hekim tarafından gerekirse kesilebilir. Ancak unutmayalım ki, kullanılan kalp ilacları fayda/zarar terazisinde tartıldığına fayda tarafı oldukca ağır basar. Bu nedenle, gerek gorulen ilaclar duzenli bir şekilde alınırsa hastaya oldukca yarar sağlar.
Kalp krizi gecirmek elbette ki uzucu bir olaydır. Ancak yaşam, kalp krizi sonrasında da devam eder ve eskisinden daha da mutlu ve huzurlu bir yaşam surmek elimizdedir.
[h=2]İstanbul Kardiyolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Kalp krizi nedir, nasıl oluşur?
Sağlık0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Kalp krizi nedir, nasıl oluşur?