İstanbul ’da ikamet eden 49 yaşındaki Yurtaslan Seferoğlu, ağabeyini ani bir şekilde 'aort anevrizması yırtığı' nedeniyle kaybetti. Yaşadığı acı uzerine şikayeti olmamasına rağmen doktora giden Seferoğlu, tetkikler sonucu kendisinde de aort anevrizması olduğunu oğrendi. Ayrıca akciğer ve beyin damarlarına, hatta ses tellerine bası yapan baloncuk, kendi kendine yırtılıp kanamadan iyileşmişti. DHA ’nın haberine gore; tetkikler sonucu şaşıran doktorlar, “Şans eseri yaşıyormuşsun.” değerlendirmesi yaptı. Seferoğlu, yuzde 70 olum ihtimaline rağmen Koşuyolu Yuksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doc. Dr. Sabit Sarıkaya ve ekibi tarafından yaklaşık 7 saat suren ameliyatla sağlığına kavuştu. Seferoğlu, “Saatli bomba gibi dolaşıyormuşum.” dedi. Seferoğlu'nun hastalığıyla ilgili ise genetik acıdan araştırma başlatıldı. Doc. Dr. Sarıkaya yaptığı acıklamada şu ifadeleri kullandı: “Aort anevrizması genc yaşlarda genellikle genetik nedenlere bağlı olarak gorulur. O nedenle hastamızın cocuklarına da kalp damar kontrolleri yapılması gerekebilir. Hastamız bize şans eseri geldi. Bize gelmeden 2 ay once, Almanya'da ağabeyini de aynı hastalıktan kaybetmiş. Yapmış olduğumuz tetkiklerde, kalpten cıkan ve beyne, kollara giden aort damarında anevrizma olduğunu tespit ettik. Ustelik bu anevrizma da yırtılıp kendisini, cevre dokuların baskısıyla bir şekilde sınırlamış, yırtık kendi kendine iyileşmişti. Bize 'Ameliyat olmazsam ne olur diye' sorduğunda, kendisine bu anevrizmanın artık diğer taraflara da bası yapmasından dolayı, rupture yani, yırtılabileceğini ve bunun da tamamen bir barajın yıkılması gibi onunde hicbir şeyin duramayacağı şekilde olumcul bir kanamaya neden olabileceğini anlattım. Ameliyatın da risklerini cok detaylı konuştuk, yuzde 70 olum riski vardı. Cunku anevrizmanın capı o kadar buyumuştu ki, ses tellerine, yemek borusuna ve akciğer damarlarına da baskı yapıyordu. Ameliyat sırasında beyinde kanama ya da pıhtı, hava embolisi riski ve bunlara bağlı felc kalma ihtimali de yuksekti. Hastamızın yaşı genc olduğu icin, altta genetik bir sebep de olabilir. Bu acıdan da hastamızın incelenmesi gerekiyor. Zaten eğer genetik etiyolojiye bağlı anevrizma ise tum ailenin kontrolden gecirilmesi gerekiyor."
Şans eseri olumden donen 3 cocuk babası Yurtaslan Seferoğlu, ameliyata girmeden once ailesi ve cocuklarıyla helalleştiğini soyleyerek, mucizevi bir şekilde hayatta kaldığını ifade etti Seferoğlu, “Ağabeyim, yengemle beraber evde otururken aniden fenalaşmış. Oncesinde hicbir şikayeti de yoktu. Ambulans cağırmışlar ama 2 saat icinde yaşamını yitirdi. Olum sebebi ise aort damarının yırtılması olarak belirlendi. Ben de korktum. Acaba bende de var mı yok mu diye tereddut ettim. Eşimin de ısrarıyla gelip doktora gorundum. Anjiyomu yapan doktor, 'ben boyle bir şey daha once hic gormedim' dedi. Bu zamana kadar mucizevi bir şekilde yaşamışım. Normal hasta olarak gelmedim hastaneye, sadece kontrol icin gelmiştim. Ameliyat olmazsam ne olur diye de sordum hocamıza. O da aort damarım patlarsa kurtulma şansımın sıfır olduğunu soyledi. Cocuklarla, eşimle, yakınlarımla helalleştim. Ameliyat olacağız bundan başka yol yoktu. Ama Sabit Hoca gibi bir hekimle tanıştık. Allah ondan razı olsun. Boyle hocaların da kıymetini bilmemiz lazım, saygı duymamız lazım gercekten." ifadelerini kullandı. Sol kalpten cıkan ve aort adı verilen atardamarın herhangi bir noktasında meydana gelen genişleme sonucu baloncuk oluşması olarak tanımlanan 'aort anevrizması', sıklıkla 60 yaşın uzerinde yuksek tansiyon hastalarında goruluyor. Hicbir belirti vermeden sinsice ilerleyen aort anevrizmasında, ani olarak meydana gelebilen yırtılmalar, olumcul sonuclara yol acabiliyor.