İstanbul Kağıthane'de, tacize uğrayan genc kızlar dehşeti yaşadı. İddiaya gore İstanbul Gelişim Universitesi Makine Bolumu 1. sınıf oğrencisi Yeliz Sarıgul Kılıc (21), Cumartesi gunu akşam saatlerinde Şişli Nişantaşı ’nda bulunan işletmeciliğini yaptığı gece kulubune gitti. Burada ablası Elif Kılıc (28) ile vakit geciren genc kız, sabaha karşı mekandan cıkarak taksiye bindi. İki kız kardeş Kağıthane ’de bir rezidansta yaşayan kız arkadaşlarının bulunduğu binanın onunde indi. Arkadaşlarına gitmekten vazgecen kız kardeşler, ardından kaldırımda yurumeye başladı. Otomobille seyreden genc bir şahıs, Beşiktaş ’taki evlerine donmek icin taksi bekleyen kızlara sozlu tacizde bulundu. Kızların karşılık vermesi uzerine şahıs aractan inerek Yeliz Sarıgul Kılıc ’a saldırdı. Neye uğradığını şaşıran genc kız, şahıs tarafından yumruk ve tekmelerle dovuldu. Kız kardeşlerin cığlık cığlığa kaldığı olayda saldırıya uğrayan Kılıc bayılarak yere duşerken, ablası Elif Kılıc cep telefonuyla saldırganı ve aracını goruntulemek istedi.

Kadının cekim yaptığını goren şahıs, bu kez de Elif Kılıc ’a saldırıp yere duşurdukten sonra cep telefonunu gasbetti. Şahıs ardından geldiği araca binerek kayıplara karıştı. Olayın ardından genc kızların yerde olduğunu goren bir surucu, onları aracına aldıktan sonra Eyupsultan Rami ’deki ozel bir hastaneye goturdu. Genc kızlardan Yeliz Sarıgul Kılıc ’ın dudağına burada, 20 dikiş atılırken hem kendisinin hem de ablasının vucutlarındaki ceşitli yerlerine ise pansuman yapıldı. Olayın şokunu atlatamayan gec kızlar, akşam saatlerinde darp raporuyla birlikte Kağıthane İlce Emniyet Mudurluğu Sadabad Polis Merkezi Amirliğine giderek şikayette bulundu. Polis saldırganı yakalamak icin calışma başlatırken, genc kızları yaşadıkları o dehşet anlarını İhlas Haber Ajansı ’na (İHA) anlattı.

Olduresiye darbedilen Yeliz Sarıgul Kılıc,
“Biz kız arkadaşımıza gidecektik, sonra vazgecip taksi beklemek icin caddeye cıktık. Taksi beklerken bir arac yanaştı ve kornaya bastı. Ablam da ‘ne basıyorsun ’ diye tepki gosterdi. Aracın icerisinden bir şeyler soyledi ama ne soylediğini anlamadım. Ben de istemediğimizi soyledim, ikaz ettim ve gitmesini soyledim. Arabasından inip bana doğru yurudu, daha sonrası ben de yok. Sanırım bana vurmaya başlamış, o kısmı ablam hatırlıyor ben hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde kanlar icindeydim. Ne adam ne araba vardı. Daha sonra bir vatandaş bizi almış arabasına ama ben oraları da hatırlamıyorum. Dudağımı dikebilmeleri icin 6 hastane gezdim. 5 dikiş kaslara 15 dikiş de dışarıya, toplam 20 dikiş atıldı. Dudağımda kas yırtılması varmış ve kalıcı bir hasar bırakabilirmiş o yuzden mikro cerrahi işlemi gordu. Bu işlem maddi anlamda da beni zorladı. Ben bunu yapanın bulunmasını istiyorum cunku bugun bana yapılan yarın başka bir kadına yapılmasın. Umarım benimle son bulur” dedi.
“Susma sustukca sıra sana gelecek diyorlar, sıra gercekten geliyormuş” diyen Kılıc,
“Bunu fark ettim. Cok sinirli, ofkeliydi ama siniri bana değildi. Başka bir şeye sinirliydi sanki ve o sırada beni gormuyordu. Buyuk ihtimalle bir madde de kullanmıştı, cunku boyle bir guc ve ofkenin başka acıklaması olamaz. Aramızda bir munakaşa olmadı direkt bana saldırdı. Bana doğru gelişini unutamıyorum. Gozumu her kapadığımda goruyorum, uyuyamıyorum. Bir şeye ofkeliydi, laf attı ve istediği tepkiyi alamayınca da sinirini bizden cıkardı. Adam bana her vurmaya calıştığında ablam onu tutmaya calışmış ve ablamı itmiş, ablamın her yeri asfalt izleriyle doluydu. Sanırım Pazar sabahı olduğu icin etraf bomboştu. Hafta ici olsaydı okula giden, liseye giden birileri olabilirdi. Belki benim yerime liseli bir genc kıza da bu yapılabilirdi” ifadelerini kullandı. Abla Elif Kılıc,
“Biz kız kardeşimle yol kenarında taksi bekliyorduk. Sabah 7 civarıydı, hava aydınlanmıştı. Bir arac yanımızda durup kornaya bastı ben de ne basıyorsun dedim. Arabanın icinden bir şeyler soyledi ama duymadık. Kardeşim de ikaz etti ve gitmesini soyledi. Arabadan cok sessiz sedasız indi, hic konuşmadı, ses tonunu bile duymadık. Bir anda kardeşime vurmaya başladı, ben araya girdim. Ben ifşa etmek icin onun videosunu da cekiyordum, benim telefonumu da aldı. Beni yerde surukledi. Kardeşimin uzerindeki gomlek kan icindeydi. Neresinin kanadığını bile anlayamadım. Kardeşim bayıldığında ben onunla ilgilenirken benim elimden telefonumu zorla aldı. Tırnaklarım kokunden kırıldı. Arabaya bindi ve kactı gitti. 
Bir vatandaş aracıyla bizi aldı ve Okmeydanı Hastanesine gittik. 6 hastane gezdik cunku yarık cok buyuktu. Doktorlar ‘biz dikemeyiz cunku iz kalır, mikro cerrahi gerekiyor ’ dediler. Belki kardeşim tek olsaydı bayıldıktan sonra arabanın arkasına atıp dağ başına goturup oldurebilirdi. Cunku aklıselim, sağlıklı bir insan değildi, magandanın tekiydi. Hayatımda gormediğim biri kardeşimi ve beni bu hale getirdi, psikolojik anlamda gercekten cok kotuyuz. Dışarıya cıkamıyoruz, sosyal anksiyetemiz var. Geceleri kardeşim surekli sayıklıyor, uyuyamıyor. 3 gundur kardeşim yemek yemedi. O adam şu an dışarıda, tutuklanmadı. Belki de şu an başkalarına da şiddet uyguluyor. Ben onun bulunmasını istiyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Hep duyuyordum ve ‘ne caniler var ’ diyordum. Makas o kadar kuculmuş ki ben de bunu tecrube ettim. Bu duruma artık dur denmesi lazım. Oğleye kadar hastanelerde uğraştık eve geldiğimizde cok kotu durumdaydık. Kafamıza cok darbe aldığımız icin hafıza, bilinc kaybı yaşadık. Kendimize geldikten sonra akşam karakola gidip şikayetci olduk, olay yerine gidip olayı anlattık” diye konuştu.