Osmanlı padişahlarının otuzikincisi ve İslam halifelerinin doksanyedincisi.

Saltanatı: 1861-1876
Babası: II. Mahmud Han- Annesi Pertevniyal Sultan
Doğumu: 8 Şubat 1830 Vefatı: 4 Haziran 1876

Kucuk yaşta din ve fen ilimlerini tahsile başladı. Kısa zamanda Arapca, Farsca ve dini bilgileri cok iyi bir şekilde oğrendi. Ayrıca boş zamanlarını değerlendirerek ata binmek, kılıc kullanma, gureş tutmak, cirit atmak gibi zamanın butun spor dallarında pek mahir oldu. Ağabeyi Abdulmecid zamanında veliaht ilan edilen Abdulaziz bundan sonra devlet idaresi ve Avrupa'nın siyasetini iyi bir şekilde takibe calıştı. Abdulmecid Han'ın 25 Haziran 1861'de olumu uzerine tahta cıktı.

Bu sırada devletin durumu son derece karışıktı. Malî sıkıntı son haddinde idi. Karadağ, Hersek ve Girit'te buyuk bir karışıklık hukum suruyordu. Avrupa devletlerinin mudahalede bulunacaklarını anlayan Abdulaziz Han yayınladığı bir fermanla onların Tanzimat konusundaki endişelerini, nispeten, ortadan kaldırdı. Malî konulardaki sıkıntının onune gecebilmek icin israf ve gereksiz harcamaların onlenmesine calıştı. Ruşvet ve irtikab işine karışanları şiddetle cezalandırdı.

1862'de Karadağ bolgesinde cıkan isyanı serdar-ı ekrem Omer Paşa kumandasında gonderdiği bir ordu ile anında bastırdı. Mısır'da son yıllarda Osmanlı Devleti'ne karşı bağlılığın azaldığının farkında olan Abdulaziz Han, bu bolgeye bir seyahat duzenledi. Mısır valisi İsmail Paşa'ya Hidiv unvanını verdi. Gittiği her yerde muhteşem merasimler ve halkın sevgi gosterileri ile karşılaşan Sultan, Mısır'ın payitahta olan bağlılığını guclendirdi. Osmanlı Devleti'ndeki muspet gelişmelerin onune gecmek isteyen batılı devletler Girit'te buyuk bir isyan cıkardılar ve adanın beynelmilel bir komisyon tarafından idaresini istediler. Bunu şiddetle reddeden Abdulaziz Han, bazı imtiyazlarla meseleyi bir muddet icin halletti.

Abdulaziz Han 21 Haziran 1867'de Fransa, İngiltere, Belcika, Prusya ve Avusturya'yı icine alan bir geziye cıktı. Sultan'ın bu gezisi genel barışın sağlanmasında onemli rol oynadı. Avrupa devletleri ile olan munasebetler iyileşti. Abdulaziz Han, devlet ve milletin bekası ve huzuru icin gece gunduz calışırken icte batı hayranı ve mason devlet adamları her turlu siyasi desiselerle nizam ve intizamın bozulmasına gayret sarf ediyorlardı. Ziya Paşa, Namık Kemal, Ali Suavi gibi yazarlar halkı Padişah'a karşı duşmanlığa teşvik ederken, Mutercim Ruştu, Huseyin Avni ve Mithat paşalar da Padişah'ı devirmenin hesapları icerisindeydiler. Nitekim gozlerini iktidar hırsı burumuş bu devlet adamları, 1875'te patlak veren Bosna-Hersek isyanı ile ardından cıkan Rus harbini fırsat bildiler. Abdulaziz Han, sıkıntılar icinde olmasına rağmen Sırbistan'ı kısa surede mağlup etti. Bulgaristan'daki karışıklıkları mahalli kuvvetlerle bastırdı. Ancak Huseyin Avni, Mithat, Redif ve Suleyman paşalar 30 Mayıs 1876 gunu Dolmabahce Sarayı'nı kuşatarak Sultan'ı tahttan indirdiler.

Abdulaziz Han efradıyla birlikte ceşitli hakaret ve işkencelere maruz bırakıldıktan sonra 1 Haziran 1876'da Fer'iye Sarayı'na nakledildi. Avni Paşa uc gun sonra, guvenlik gerekcesiyle saray bahcesine yerleştirdiği adamlarına verdiği emirle, Kur'an-ı Kerim okumakta olan Sultan'ın bileklerini kestirerek şehit ettirdi. Hadiseye intihar susu verilmeye calışıldı. Ancak pehlivan yapılı Abdulaziz Han'ın zorbalarla boğuşması sırasında vucudunda meydana gelen curukler ile iki dişinin kırık olduğunu gorgu şahitleri ifade etmişlerdir. Zaten tıp ilmi, intihar edecek bir şahsın iki bileğinin damarlarını kesemeyeceğini belirtmektedir. Şehit Sultan'ın cenazesi 5 Haziran 1876 gunu pederi Sultan II. Mahmud Han'ın Cemberlitaş'taki turbesine defnedildi.

Abdulaziz Han iyi niyetli, dindar, her sabah Kur'an-ı Kerim okuyan, son derece vakar sahibi bir kimse idi. Devrin alimlerini sayarak toplar munazaralar yaptırır, kendisi de bazan bu munazaralara iştirak ederdi. Devlet işlerini bilfiil kendisi idare etmeye calışırdı. Onun en buyuk gayesi Devlet-i Aliyye'nin istiklalinin devam etmesi ve halkının refah icinde yaşaması idi. Bu sebeple ilim ve teknikte ilerlemeye ve imar faaliyetlerine buyuk onem verdi. 1863'te sahillere deniz fenerleri yapıldı ve devlet şurası kuruldu. 1867'de Sultanî mektepleri (liseleri), 1868'de sanayi mektepleri, 1869'da Suveyş kanalı acıldı. 1870'de şark demiryolları yapıldı, tıbbiye, orman ve maden mektepleri acıldı. 1875'te Galata tuneli yapıldı ve askerî ruştiye mektepleri acıldı. Donanmaya buyuk onem verdi. Hint Okyanusu'na kadar donanmamızı gondererek, Osmanlı deniz gucunu İngilizlere kabul ettirdi. Osmanlı donanmasının I. Dunya ve Kurtuluş harpleri sırasındaki muvaffakiyeti, Sultan Abdulaziz'in donanmaya kazandırdığı bu kudretle mumkun olmuştur.