1881 yılında Viyana ’da doğan Yahudi asıllı yazar, yalnızca dunya edebiyatına armağan ettiği şahane kitaplarıyla değil, aynı zamanda cağının kara yazgısıyla birleşmiş yaşam oykusuyle de totaliter rejimlerin dunyayı suruklediği kan ve savaşlarla dolu 20. yuzyıl tarihinin onemli bir figuru. 2. Dunya Savaşı ’nın acımasız koşulları altında kaleme alınan Satranc, ulkemizde de bircok yayınevi tarafından basıldı. 2. Dunya Savaşı butun hızıyla devam etmekteydi. Adolf Hitler ’in dunya icin buyuk bir tehlike oluşturduğu herkes tarafından bilinen biri haline gelmişti. Hitler, butun aydın ve yazarları surgune gondermişti, yaşlı kıtaysa buyuk tehlike altındaydı. Yazı dehası Zweig, savaşta yaşanan insanlık dramlarına daha fazla dayanamayarak eşiyle birlikte intihar etti. Edebiyat dunyası onemli bir yazarını, mutefekkirini boylece kaybetmiş oluyordu. Satranc, iki arkadaşın New York kentinden Buenos Aires ’e (Arjantinin başkenti) hareket eden gemiyle yolculuğa cıkmalarıyla okuyucularını karşılıyor. Bu gemide iş adamları, sosyetenin onde gelen simaları, gazeteciler ve daha bircok seckin insanları da seyahat etmekte. Ve biri daha... Dunya satranc şampiyonu Mikro Czentovic... Yetim bir cocuk... Babasını erken yaşta kaybeden Mirko ’yu, yardımsever bir doktor evlatlık olarak yanına alır. Babası her akşam olduğu gibi satranc oynarken o da satranc tahtasına gozlerini diker buyuk bir dikkatle hamleleri takip eder. Cocukluğunda oldukca tembel ve uşengec olan, okuma ve yazmayı bile cok sonra oğrenen Mirko, kendisine verilen herhangi bir işleri yapmaktan şiddetle kacınır, arkadaşları gibi oyun oynamaz ve, her zaman icine kapanık, dunyayla ilişiğini kesmiş bir cocukluk donemi gecirir. Satranc ustası babası ve Yuzbaşı askerin cekişmeli oyununu Mirko da her zaman olduğu gibi buyuk merakla izler. Bir akşam doktor olan babası, acil bir hastası olması nedeniyle oyunu yarıda bırakarak evden cıkar. Kucuk Mirko babasının yerine gecer ve yuzbaşıyı birkac hamle sonra mat eder. Duruma cok şaşıran Yuzbaşı, bir parti daha teklif eder. Bu oyunun sonucu yine aynıdır. Mirko Czentovic, bundan sonra başarıdan başarıya koşacak, kısa surede adı herkes tarafından bilinen birisi haline gelecektir. O artık dunya satranc şampiyonudur. Stefan Zweig Gemide bir satranc şampiyonu olduğunu duyanlar heyecanlanır, bu gizemli şampiyonla bir parti satranc oynamak icin adeta can atarlar. İş adamı McConnor da az bilmesine rağmen satranc tutkunudur. Czentovic ’e para karşılığı bir el oynamayı teklif eder. Kahramanımız kerhen de olsa bu teklifi kabul eder ve oynamaya başlarlar. Cevrelerini meraklı bakışlar almış, herkes sonucun ne olacağını merak etmektedir. Dunya satranc şampiyonu olan birisiyle oynamak pekte kolay olmasa gerek. Sizlerin de tahmin edeceği gibi McCnoor ağır bir yenilgi alır Tesaduf eseri satranc oynamaya başlayan Dr. B, zamanla satranc tutkunu haline gelmiştir. Fakat yaşadığı bir olay nedeniyle 25 yıldır satranc oynamamıştır. Yolcular Dr. B ’nin Czentovic ’le bir oyun oynaması icin kendi aralarında birisini ricada bulunmak icin gonderirler. İş adamı, McCnoor, Dr B. ’nin Czentovic karşısında kazanmasını istemektedir. Onun icin By B ’nin oynaması icin para teklif eder. Kendisini ikna etmeye gelen kişiye neden 25 yıldır satranc oynamadığının hikÂyesini anlatmaya başlar. Romanın onemli ve son kısmı olan bu bolum oldukca etkileyicidir. Dr. B., sadece bir parti oynayacağını şart koşarak Czentovic ’le oynamayı kabul eder. Artık iki şampiyon icin de oldukca zorlu bir oyun vardır. Oyunu kim mi kazandı? Bu sorunun cevabını sadece kitabı okuyanlar bilebilir. Kitap sayfası icin iletişim: [email protected]