OSMANLI DA KADIN


Osmanlı Devletinin klÂsik donemine bugunden bakarak kadınların siyasî, ekonomik, askerî, kulturel haklarının olmadığını belirtmek mumkun değildir.

Kadınlar, ekonomik hakları bakımından tıpkı erkekler gibi eşit haklara sahipti. Kazandığı para kendisine aitti ve dilediği gibi kullanabilirdi. Kadınların gelirlerinin başında, evlenirken nikah akdi sırasında belirlenen mehir, miras payı ve diğer yollardan elde edilenler bulunuyordu. İslÂm hukukuna gore mal ayrılığı prensibine bağlı olarak kadınlar bu gelirlerini istedikleri gibi ceşitli yatırımlarla değerlendirmişlerdir.

Yoksul kızlara ceyiz verilmesi ve duğun yapılması, okul cocuklarına gıda, elbise, yakacak yardımı, yoksullara yemek verilmesi, borcluların borclarının odenmesi, mahallelerden koylere kadar su ihtiyacının sağlanması gibi farklı sahalarda faaliyette bulunan hizmet amaclı vakıflar kurulmuştur. Boylece sadece aile kadınlarını değil yetim, yoksul, mahkumları da icine alan kadınlara imkanlar sağlanmakta idi.

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma anlayışının ilk orneğini bulduğumuz, “cıplak milleti giydirmek, ac milleti doyurmak” ifadesi Turk-İslÂm devletlerine vakıflar yoluyla toplumun ihtiyaclarının karşılanması şeklinde devam etmiştir. Toplumda karşılıklı sevgi ve saygı anlayışı ile hicbir zorlama olmadan sahip olduğu imkanlardan diğer insanların da yararlanmasını isteyen kadınlar, vakıflar yolu ile kurdukları cami, mescid, han, hamam, medrese, kutuphane, hastahane, kopru, sebillerin Anadolu’nun hemen hemen her koşesine nakşedilmesinde de buyuk rol oynamışlardır. Ozellikle kadınların bu konuda en az erkekler kadar istekli olmaları da ayrı bir onem taşımaktadır.

Saray ceşitli yonleri ile halka onderlik etmiştir ki, bunların başında valide sultanların başını cektiği hayır muesseseleri olan vakıflar da gelir. Osmanlının ilk zamanlarında kadınlar tarafından yaptırılan onemli bir vakıf kuruluşu Manisa’da Hafsa Sultan tarafından yaptırılan kulliyedir. Kulliye icinde bulunan hastahanede ruh hastaları musıki ile tedavi ediliyordu. Bu aynı zamanda kadınların ekonomik haklarını dilediklerince kullanmalarına bir ornektir.

Harem hiyerarşisi icinde eğitim suresi Enderunda olduğu gibi yedi sekiz yıllık bir eğitimden oluşuyordu, her kademede başarılı olanlar bir ust eğitime gecerlerdi. Bu sistem icinde yukselen kadınlar farklı bilgi ve becerilere sahip oluyorlardı. Padişah eşlerinin hemen hemen hepsinin odasında bir kitaplığı vardı. Kitap demek bilgi demek bugunun kadını ne kadar kitap okuyor?sorgulamamız lazım kendimizi.

edebiyatdefteri.com