Beyin zihin ureten bir organdır. Dolayısı ile dış dunyadan ve icsel olarak hissettiklerimizden girdilerle buna bağlı cıktılar oluşturur. Duşunce akışımızda gercekleşen bu farklılıklarla bir değerlendirme, muhakeme yapmaya calışırız. Bazen muhakeme ettiğimizi duşunduğumuz şeyler yanlış olumsuz duşunce ya da duygularla davranışlarımızı etkiler. Bu durumda kendimizle ve kişiler arası ilişkilerimizde olumsuz etkileşimlere sebep olabilir.
Elbette ki gercekci, uzucu ya da duşundurucu olaylar da muhakeme edilir. Fakat kurgulama daha cok kişinin monolog olarak kendi icin de kurduğu diyaloglar şeklinde ilerleyebilir. İşte kafada kurma dediğimiz durum kişilerin yargılayıcı duşuncelerinin ardı sıra senaryolarla beslenerek olayı yaşıyormuş gibi hissetme halleridir.
Kafada kurma durumunu psikolojik olarak farklı gruplandırma ile biraz daha acalım ve uzerinde durmak istediğimle orneklendirmeye calışayım.
1- Gerceği değerlendirmenin bozulduğu ya da aşırı değerlendirilmiş psikotik bozukluklar.
2- Kişinin kendisiye ve cevresiyle uyumunu olumsuz etkileyen, yanlış duşunce akışına bağlı kaygı ve cokkun ruhsal bozulmalar.
Gerceği değerlendirmenin bozulduğu ruhsal hastalıklara ornek verecek olursak paranoid şizofreni, bipolar bozukluk(mani), hezeyanlı(sanrılı) bozukluklar gibi akıl yarılması olarak da adlandırılan psikozları sayabiliriz.
Bunların belirtileri olarak kimsenin duymadığı sesleri duyma ya da kimsenin gormediği şeyleri gorme yani halusinasyonlar. Paranoya ya da tuhaf olan duşunce ve soylemler gibi sanrılar. Kelime ve cumlelerde uyumsuz kelime salatası ya da kelime uydurma gibi konuşma bozulmaları ornek verilebilir.
Nevrotik dediğimiz yapı ise esasen her insanın kişilik ozelliğinde az cok olan ama kişiler arası ilişkisini bozacak kadar, gunluk hayat kalitesini duşurerek kendisini de olumsuz yargılayan duşunce, duygu ve davranışlar diyebiliriz.
Bu olumsuz duşuncelere bağlı kaygı ve cokkun ruh hali daha onceki olumsuz yaşam olayları ya da cozumlenmemiş icsel catışmalarla beslenir.
Yaygın anksiyete bozukluğu( evham, kuruntu), panik atak, obsesif-kompulsif bozukluğu(takıntı hastalığı), depresyon, yeme bozukluğu, sosyal fobi gibi ruhsal hastalıklarda olumsuz inanclar vardır. Değersizlik, caresizlik, sevilmeme, onemsenmeme, dışlanma, aşağılanma, beğenilmeme, suclanma, haksızlığa uğradığını duşunme, guvende hissetmeme, kontrolu yitirme, yetersizlik, başarısızlık ve beklentiyi karşılayamama duşuncesi gibi coğu zaman olumsuz cıkarımlarla duygularımız korku, uzulme ve ofkelenme ile dışa vuruma donuşur.
Kafada kurma sorunu cocukluğumuzdaki olumsuz yaşam olaylarından, aile tutumundan, cevresel, kulturel ve genetik yatkınlıktan kaynaklanır. Her insan bu duygulara zamanla kapılabilir belki ama bu tekrarlayıcı ve cozumlenmediği surece kafada kurmalarda devam edecektir.
Sevdiğimiz birine ulaşamadığımızda başına kotu bir şey geleceği kaygısına sebep olan senaryolar, eşlerin sevilmediği, terk edileceği, aşağılanacağı gibi duşuncelerle ilişkilerine zarar verdiği kavgalar, travmatik yaşam olayı ile guvende hissetmediği durumlarda panikleme halleri, sınavlarda ailesinin beklentisini karşılayamayacağı, başarısız olacağı duşuncesi ile bedensel titreme, uyuşma, kalp carpıntısı, karın ağrısı gibi sorunlar yaşamak ornek verilebilir.
Kafada kurduğumuz olay her ne ise ona yaklaşım şeklimize sebep olan olumsuz savunma mekanizmalarımızdan cıkamadıkca bizi her zaman uzen olaylar olarak devam edecektir.
Bilişsel carpıtmalar olarak değerlendirilen bu olaylara farklı acılardan bakıp kendimiz ifade edecek gercekci yaklaşımlar gostermemiz gerekiyor.
Kafada kurduğumuz olaylara karşı sosyal ve duygusal destek almak, empati yapabilmek duşuncelerimiz değiştirecektir. Sorun odaklı yaklaşım yerine cozume yonelik yaklaşım daha sakin ve sağlıklı duşunmeye, planlamaya ve olağan cıkarımlara yardımcı olacaktır.
Elbette bazı olaylar ağır geldiğinde psikoterapi icin psikiyatrist ve klinik psikologlardan profesyonel destek ile cozumleme becerisi kazanabilirsiniz. Kişiler arası ilişkilerde kendimizle ilgili değişimlere yonelerek karşı tarafın tutumunu uygun uslupla fark ettirmeye calışabiliriz. Bize en az duygusal zarar verecek şekilde ilişkileri yonetmeye calışmak bazen daha gercekci cozumler olabilir.

[h=2]İstanbul Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]