Tarihe hic bu pencereden baktınız mı,bilmem ama onu zevkli kılan da bu farklı yanları bence.Bakın tarihte ilginc olan birkac yaşantı da bunlarmış;


Tarihte Bilinmeyen Kucuk ve İlginc Olaylar
- Eski zamanlarda Fatih ve Bayezid Camilerinin avlusunda sergi kurulur ve bu avlular yiyecek v.s. satan kucuk dukkanlar dolardı.
Maxicep.com - Tarihte Bilinmeyen Kucuk ve İlginc Olaylar - Topkapı Sarayı bu ismini Eski Sarayın sahilindeki toplu kapısından almıştır. Bu sarayın, Fatih zamanındaki adı Yeni Saray idi.
- Cadırı Osmanlıların ilk hanesi, ilk sarayı, ilk taht evidir. Osmanlı sarayı, pek muhteşem ve cok odalı idi. Hele havaya dayanıklılığı ve ihtişamı pek meşhurdu.
- II. Suleyman kadınlarla meşgul olmazdı. Saraylılar harem ağalarıyla rezalete başladılar. Bu yuzden hizmeti olmayan ağaların iceri girmesi men edildi.
- Sultan Orhan zamanında Bizans'ta taht kavgaları oluyordu. Kantakuzinus'un yardımına giden Turkler, Bizans'ta buyuk bir itibar kazanmışlardı. Saraya serbestce girip cıkabiliyor, Bizanslılara hakim sıfatını takınıyorlardı.
- Osmanlı şehzadeleri babaları ile beraber harbe giderlerse ihtiyat kuvvetlerini kumanda ederlerdi.
- Osmanlılarda, yenicerilere silah yapan ve tedarik eden ve bunları nakil vasıtasıyla orduya yetiştiren askeri sınıfa "cebeci" denirdi.
- Eski İstanbul sandal ve kayıklarının cidden nefis bicimli bircok nevileri vardı. Hele "Hanım İğnesi" denen ince uzun kayıkları birer sanat bediası idi.
- Osmanlıların kemal devrinde şehzadeler sancaklara gonderilerek oraların başında yetiştirilir ve divana da riyaset ettirilirdi. Eğer şehzadeler pek gencse bu divana onların murebbileri olan lalaları vekaleten riyaset ederdi.
- Kanuni, Cerbe zaferinden donen Piyale Paşa kumandasındaki donanmanın muhteşem alayını Yalı Koşkunden seyrederken, yanındaki Avusturya sefirine şoyle demişti: "İnsan butun bu muzafferiyetlerin Allah'ın inayetiyle kazanıldığını duşunmeli de asla gurura kapılmamalı."
- Osmanlılar, Venediklilerle İspanyollar gibi gemilerini cektirmek icin "forsa" denilen ve gemilere zincirle cakılı esirler kullanırlardı. Bunlar daha ziyade, Karadeniz sahillerini vururken tutulan Dinyeper Kazakları ile Akdeniz korsanları idi. Kurek cezası bu adetten kalmadır.
- Murevvih İbni Batuta, Orhan Gazi zamanındaki Turk kadınlarından bahsederken şoyle demektedir: " Turk kadınları yuzlerini ortmezler. Erkekleri onlara hurmet gosterir ki, gorenler onların huddamı sanır."
- Turk unlulerinin hayatlarını anlatan "Sicilli Osmani" yazarı Sureyya Bey, omrunu kitaplıklarda ve mezarlıklarda dolaşarak not almakla gecirmiştir. Torbalara attığı bu dağınık kağıt parcacıklarından buyuk eserini ortaya koyduğu zaman herkes hayret etmiştir.
- Padişahların mutlak vekaletlerine delalet eden "mohri humayun" geleneği Abbasi halifeleri zamanından kalmadır. Onceleri mohri humayun yuzukte olup sadrazamlar parmaklarına takarlardı. Sonraları inci zincire bağlı altın keseler icinde boyunlara takılıp cepte taşımak adet olmuştu. Sadrazamlar, muhru yatakta bile yanlarından ayırmazlardı. Hatta Ali Paşa hamama giderken bile yanında bulundururmuş.
- Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa, Osmanlı tarihinin kaydettiği en zengin vezirlerden bir arşı milyarder idi. 1601'de Diyarbekir'den gelirken Tokat civarında ağırlığı unlu eşkıyalardan Deli Hasan tarafından basıldı. Hazinesi yağma edildi. Oyle ki, cete efradı kıymetli kumaşları arşınlayarak ve mucevherleri kalkanlarıyla olcerek paylaştılar. Paşa'nın "cennet bağı" adını verdiği altın kaplama ve murassa taht gibi bir sediri vardı. Onun da altın mucevherli ciceklerini bozarak yağma ettiler.
- Evliya Celebi'ye gore; Suleymaniye Camisi yapılırken İran Şahı, Kanuni'ye, parası yetmezse satıp tamamlasın diye, bir cekmece elmas yollamış. Padişah ise o elmasları kucuk minarelerden sağdakinin taşları arasına koydurtmuş. Buna da cevahir minaresi denmiştir.
- At kestanesi ağacları Fransa'ya 1615'te İstanbul'dan goturulmuştur. Paris bulvarları bunlarla susludur.
- Universite kutuphanesinde bulunan Fatma Sultan'ın murassa ciltli Kur'an'ının sayfaları gumuştendir.
- 19. y.y. başlarında İstanbul kibar gencleri başlarına uc arşın şal sararlar, fakat goğus, kol ve bacaklar acık, cıplak gezer, ayaklarına da yalnız altı bulunan kırmızı yemeni giyerlerdi.
- Sokullu'nun, şehit edildiği zamanki kanlı gomleğini ailesi iki bucuk asır sakladı. Her sene mevludu okunup ziyaret edildi. Sonra Karaağac'taki yalılarıyla birlikte andı.
- Pehlivan Kara Ahmet, Yeşil tulumbada bir kahvede ansızın olmuştu. Olurken sarıldığı demir parmaklığın dokuz cubuğu birbirine gecmiştir.
- İlk satın aldığımız buharlı geminin adı "Svift" idi. Bu zat, "Gulliver Seyahatnameleri"nde yazan meşhur İngiliz muharrirdir.