Kadınlarda orgazm bozukluğu(anorgazmi) Kadında orgazm bozukluğu olağan bir cinsel uyarılma evresi olmasına rağmen orgazmın surekli olarak ya da yenileyici bir bicimde gecikmesi ya da hic olmaması olarak tanımlanmaktadır.
Kadınlarda orgazm bozuklukları sanıldığından ve erkeklerdekinden cok daha karmaşıktır. Ayrıca kadınlar orgazmı tetikleyen uyarının turu ve yoğunluğu acısından cok farklı tepkiler verirler. Bu nedenlerle orgazm bozukluğu tanısı cok dikkatli bir klinik değerlendirmeyi zorunlu kılar. Cinsel terapist kadının yaşı, cinsel deneyimi ve aldığı cinsel uyarının yeterliliğini eş ile olan cinsel guveni ve eş ile olan cinsel iletişimi titiz bir şekilde inceledikten sonra tanıya gitmelidir.
Ulkemizde bu konuda yapılmış sistematik araştırma olmadığından kadında orgazm bozukluklarının yaygınlığı kesin olarak bilinememektedir.
Orgazm bozuklukları genc kadınlarda daha sık gorulmektedir. Bunun da nedeni yaşla birlikte orgazm yetisinin artmasıdır. Bu noktada kadının cinsel deneyimi de onemli bir parametre olarak gorulmektedir.
Orgazm bozukluğu ilk genclik yıllarından başlayarak yaşam boyu devam eden butun yaşamı boyunca hic orgazm yaşamamış birincil orgazm bozukluğu ve daha once orgazm yaşadığı halde sonradan ortaya cıkan(sekonder anorgazmi) ikincil orgazm bozukluğu olarak iki turde gorulur.
Coğu kadında orgazm bozukluğu primer yaşam boyu suren tipindendir. Sekonder orgazm bozukluğunda olası altta yatan bir depresyon, evlilik catışması, partnerde gelişen bir cinsel fonksiyon bozukluğu olabileceği araştırılmalıdır.
Cinsel değerlendirme goruşmesinde ulkemiz koşulları goz onunde bulundurularak kadının cinsellik icin uygun zaman, uygun partner ve uygun mekan koşullarının varlığı titizlikle değerlendirilmelidir. Doyumlu bir cinsellik icin her iki partner icin gerekli olan bu uc koşulun oncelikle sağlanmış olması gerekir.
Uzerinde durulması gereken onemli bir nokta da orgazm icin gerekli olan yeterli sure ve yoğunlukta uygun uyarının yapılıp yapılmadığıdır. Eğer cift birbirlerine yeterli uyarıyı doğal bir şekilde veremiyorlarsa onların cinsel organları onlara istedikleri haz tepkisini veremez.
Cinsel terapistin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta da orgazmı geciktiren ya da orgazmı ketleyen bir ilac kullanımının olup olmadığıdır. İlac kullanımının başlangıcı ve orgazm sorununun ne zaman başladığının saptanması orgazm sorunu ile ilac kullanımı arasındaki neden sonuc ilişkisini en iyi şekilde anlaşılmasına yardımcı olur.
Aynı şekilde orgazm bozukluğuna yol acabilecek bedensel bir hastalığın varlığı da araştırılmalıdır.
Eğer kadında orgazm bozukluğu sonradan ortaya cıkmışsa depresyon, ankisiyete bozukluğu, uyuşturucu, alkol ve madde kullanımı vb. durumların olup olmadığı gozden gecirilmelidir. Sonradan ve ani bir şekilde ortaya cıkan orgazm bozukluğuna evlilik ilişkisinde neler olup bittiğine enine boyuna bakılmalıdır.
Kadında orgazm sorunu olağan cinsel uyarılma evresinden sonra surekli ya da yenileyici bir şekilde orgazmın gecikmesi ya da hic olmaması olarak tanımlanmaktadır. Ancak kadınların uyarının turu ve yoğunluğuna cok farklı şekilde tepki verdikleri kabul edilmektedir. Bazı grup kadınlar birleşme sırasında penis hareketleri ile orgazm olmadıkları halde klitoral uyarı ile orgazm yaşayabilirler. Bu gruptaki kadınların cinsel birleşme yolu ile cinsel davranışlar anlamında gerekli uyaran alamadıkları duşunulmekte olup cinsel terapi yolu ile bu ciftlere ve kadınlara yardımcı olunur.
Kadın Orgazm Bozukluğu Nedenleri:
Kadınlarda orgazm bozukluğu nedenleri olarak psikolojik faktorler, tıbbi faktorler ya da ilac ve madde kullanımına bağlı faktorler olarak gruplandırılabilir.
1-Psikolojik Faktorler:
-Kişinin yetiştirilme tarzı (muhafazakar, kısıtlayıcı yetiştirilme koşulları)
-Yetersiz ya da yanlış cinsel bilgiler.
-Travmatik cinsel deneyimler.
-Psikoseksuel roldeki guvensizlik ya da ikircikli duygular.
-Dinamik nedenler.
-Eşler arasında evlilik, ilişki sorunları.
-Gercek dışı beklentiler.
-Partnerdeki cinsel işlev bozukluğu
-Organik hastalıklara tepki.
-Depresyon ve ankisiyete.
-Rastlantısal başarısızlıkların tekrarı.
-Performans ankisiyetesi.
-Sucluluk, gunahkarlık duygusu.
-Genel ilişkide uyumsuzluk.
-Yakınlık korkusu
-Duşuk kendilik algısı.
Yetersiz cinsel bilgi ve yanlış abartılı cinsel mitler.
-Evlilik problemleri
-Ozguven eksikliği ve utanma duygusu
-Partnerler arası yetersiz cinsel guven
-Eşler arası cinsel iletişimin yetersizliği
-Kadının kendi bedeni ile barışık olmaması
Cinsellik konusunda ayıp, gunah ve yasak duyguları kişinin bakış acısına hakimse kadının kendini haza bırakmasını engelliyor.
Benim klinik deneyimlerimde en fazla rastladığım neden kişinin orgazma ulaşmaya calışırken takıntılı bir şekilde kendini gozlemleme surecini yaşamasıdır. Kişi burada kendini izlediğinde daha doğrusu olacak mı olmayacak mı muhasebesini yaparken o anda hazza odaklanamamaktadır.
Sık rastladığım diğer bir neden ise yanlış cinsel bilgiler bilgisizlik ya da deneyim yetersizliğinden dolayı yeterli uyarının elde edilememesidir.
Bir grup kadın kişilik yapılanmaları gereği kendini aşırı kontrol altında tutan cok guclu kontrol etme ihtiyacı duyan ve kendini bırakmakta gucluk ceken kişilerdir.
Orgazm sorunu ile başvuran kişilerde olası bir depresyon mutlaka goz onune alınmalıdır. Depresyonun varlığı durumunda once depresyon tedavisi yapılmalıdır. Kişi ağır bir depresyon yaşarken cinsel terapiye yanıt vermesi cok zordur.
Ayrıca evlilik ilişkisi ile ilgili sorunlar yakın zamanda yaşamış ruhsal ve cinsel travmalar orgazm sorununa neden olabilir.
Bazı kadınlar neden orgazm olmada sorun yaşar? Bunun altında cinsel eğitimin olmayışı gibi basit bir neden olabileceği gibi karmaşık evlilik problemleri, sucluluk, ankisiyete gibi daha karmaşık oruntuler de yatıyor olabilir. Ayrıca bazı yazarlar son zamanlarda gevşek aşk kaslarının orgazmı geciktirebileceğine inanmaktadır.
Bir başka olası neden kendini yetersiz uyarma ya da uyarının bilgisiz bir partner tarafından uygunsuz şekilde verilmesidir.
Katı ve baskılayıcı yetiştirme tarzı cinselliğin ayıp, gunah ve yasak olarak lanse edildiği toplumsal bakış acısında bir diğer onemli psikososyal nedendir.
Ulkemizde cinsellik halen buyuk bir tabudur. Toplum kadınları ilişki sırasında kadının haz almasını engelleyen hareketsiz eş olma konusunda koşullandırmıştır. Toplum kadınlar cinsel ilişkiyi başlatmaz, kadınlar sevişme sırasında zevk almaya calışmazlar gibi onyargılarla kadının cinselliğe bakış acısını ve kendi bedenleri ve duyguları arasındaki bağlantıyı koparmanın yanında insan doğasına uymayan yanlış cinsel inanc ve değerleri beslemektedir.
Evlilik ilişkisinde cinsellik dışı evlilik problemleri varsa bu durumun sorunun daha da karmaşık bir hal almasına yol acar. Ozellikle eşlerden biri diğerini sorunun kaynağı olarak sucladığı, yardımcı ve destekleyici olarak terapiye katılmada isteksiz olduğu durumlarda evlilik problemleri terapi suresince eşlerin saldırganlaşmasına yol acar ve cinsel terapiyi olumsuz etkiler. Boyle bir vakada cift arasındaki ilişki dinamiği irdelenerek oncelikle var olan problemin halli yoluna gidilmelidir.
2-Tıbbi Faktorler:
Bir olguda cinsel işlev bozukluğunun psikolojik etkenler nedeni ile mi yoksa fiziksel etkenler nedeni ile mi yoksa her ikisinin bir arada olduğu karmaşık bir oruntu ile mi ortaya cıktığının ayırt edilmesi son derece guc bir iştir.
Cinsel işlev bozukluğuna yol acabilen olası hastalıklar aşağıda belirtilmiştir. Ancak bu rahatsızlıkların hepsinin bir kişide cinsel fonksiyonu mutlaka bozar anlamında anlaşılmamalıdır.
-Hipertansiyon
-Angina peklaris
-Diyabet
-Adrenal hastalıklar
-Hiper troid
-Vasinit
-Peluik iltapları
-Epilemsi
-İnmeler
Esasında organik temele dayanan orgazm problemleri nadir olarak gorulur. Genelde yaşam boyu suren orgazm bozuklukları daha cok gorulur. Ancak yaşam boyu suren orgazm bozukluğu psikolejik kokenlidir.
Ancak bir cok fiziksel hastalık ve yaşlanma da bu hastalığa neden olabilir. Orneğin norolojik bozukluklar, şeker hastalığı, ciddi kotu beslenme, travmatik ya da cerrahi hasarlar, testeron ve troid duzeyini etkileyen endokrin hastalıklar, kalp, tansiyon vb.
3-İlac ve madde kullanımına bağlı faktorler:
Alkol kullanımının cinsel işlevlere iyi geleceği şeklinde halk arasında bir beklenti olmasına rağmen bu doğru değildir. Surekli ve kronik bir şekilde alkol kullanımı insan cinselliğinin fizyolojik tepkilerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir.
Madde kullanımı da insan cinselliğini olumsuz etkilemektedir. Madde kullanımının insan vucudunda ve beyinde yıkımlara yol actığı herkes tarafından bilinmesine rağmen madde kullanımının cinsel işlevlere iyi geldiği şeklindeki kanının nereden beslendiğini anlamak oldukca zor ve şaşırtıcıdır.
Ayrıca bazı ilacların kişinin cinsel tepkilerini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Orneğin anti depresanlar, antihipertansifler, noroloptikler vb.
Kısacası bazı ilaclar kadının orgazm tepkisini olumsuz bir şekilde etkiler. Kronik olarak alkol kullanımının cinsel işlevi olumsuz şekilde etkilediği bilinen bir gercektir. Aynı şekilde her turlu madde kullanımının hele de yuksek dozlarda kullanımının orgazmı ketlediği kabul edilmektedir. Genetik faktorlerin kadında orgazm bozukluğunda rol oynamadığı duşunulmektedir.
Kadın Orgazm Bozukluğu Belirtileri:
Cinsel terapiye başvuruda kadın orgazm sorunları diğer cinsel işlev bozukluklarına gore daha on sıralardadır. Tanı cinsel terapistin yeterli uygulama olmasına rağmen yineleyici bir bicimde orgazmın olmadığı konusunda kişinin oznel bildirimi baz alınarak konur.
Orgazma ulaşamadığı icin git gide artan bir şekilde uzuntu ve duş kırıklığı yaşayan kadın, cinsel uyarılma bozukluğu ya da cinsel isteksizlik geliştirebilir. Değerlendirmede butun bunların goz onunde tutulması gerekir.
Kadında orgazm bozukluğu evlilikte memnuniyetsizliğe yol acar. Kadın kendini yetersiz, eksik, başarısız hisseder. Orgazm olmaksızın yinelenen uyarılma zamanla duş kırıklığına neden olur. Bu durumum surekli devamı halinde kadında uyarılma ve cinsel istekte azalmaya yol acar.
Orgazm sorunu yaşayan kişinin eşi/partneri kendini yetersiz, sevilmeyen, beceriksiz biri gibi hissedebilir. Hata yaptığını duşunme, tekrar yanlış yapma korkusu gibi duygular yaşar. Hatta kendini suclu bile hissedebilir.
Orgazm sorunu yaşayan kişi yetersizlik duyguları ve negatif beden imajı geliştirebilir. İlişkisinden memnuniyetsizliğin artması her iki partnerde de gorulebilir.
Tedavi:
Tedavide nedene gore bir tedavi formulasyonu oluşturulmalıdır. Eğer tıbbi nedenlerden kaynaklanıyorsa hemen konunun uzmanına havale edilerek uygun tedavinin olması sağlanmalıdır. Eğer orgazm sorunu kişinin kullandığı ilaclardan kaynaklanıyorsa ilacı recete eden hekim kanalıyla ilacların eşit etkiye sahip benzer ilaclarla yer değiştirilmesi sağlanmalıdır.
Eğer problem psikolojik nedenlerden kaynaklanıyor ise ciftin ya da kişinin durumuna hangisi uygun gelecekse cinsel terapi, cift terapisi ya da bireysel psikoterapi uygulanır. Psikolojik kaynaklı kadın orgazm sorunlarının cinsel terapiye verdiği yanıt yuz guldurucudur.
Eğer kadında gorulen orgazm bozukluğu yaşam boyu hep var idiyse psiko seksuel eğitim ve cinsel terapi uygulanır. Bu koşullar altında başarı oranı cok yuksektir.
Cinsel terapi bu sorundan etkilenmiş ciftin her iki uyesinin de katılımı eşliğinde yurutulmelidir. Cinsel terapi suresinde dinamik bilişsel, davranışsal ve sistemik yaklaşımların tumunden yararlanılabilir.
Tedavide cinsellikle ilgili ankisiyete, sucluluk duygularını azaltmak cok onemlidir. Yine kişi yanlış cinsel mitleri, tabuları, sucluluk gunahkarlık,utanma duyguları uzerinde calışılmalıdır. Orgazm sorunu ile başvuran kadının vucut İması hakkındaki duşuncelerine bakılmalıdır. Varsa carpık algılamalar oncelikle onlar uzerinde calışılmalıdır. Cunku vucudu ile barışık olmayan bir kadının sere serpe cinselliğini yaşaması hemen hemen olanaksızdır.
Cinsel terapist, orgazm sorunu yaşayan danışana iyi bir ruhsal danışmanlık yapmalıdır. Oncelikle cinsel anatomisini tanıma ve cinsel yanıt tepkilerinin fizyolojisi konusunda iyice bilgilendirmelidir. Her kadının mutlaka icinde bir cinsel gucu vardır. Ancak bazı zamanlarda bazı nedenlerle bu cinsel yetenek bloke olmuştur.
Bu aşamalar tamamlandıktan sonra orgazm sorununun tipine, ciftin dinamiğine ve danışan ihtiyacına gore cinsel terapi teknikleri ile sorunun giderilmesine odaklanılır.
Cinsel terapide cift birlikte terapiye alınır. Ciftin cinsel ve cinsel olmayan ilişkilerinde soz ve davranış değişiklikleri ile daha iyi bir iletişim kurmalarına yardım edilir. Cinsel ilişkinin anatomik, fizyolojik ve de psikolojik boyutları hakkında cifte cinsel danışmanlık yapılarak eksik, yanlış bilgilerini doğrularla yer değiştirmesi hedeflenir. Bunun arkasında yapılandırılmış cinsel terapi teknikleri devreye sokularak sorunun halledilmesi yoluna gidilir.
Kadınlarda psikolojik nedenlerden kaynaklanan orgazm bozukluğu cinsel terapiye mukemmel yanıt verir. Terapist ve danışan cok ince cok zorlu bir yolculuğun sonuna gelmişlerdir. Yolculuğun sonunda mukemmel yanıtla karşılaşmaları danışan kadar terapist icinde son derece odullendirici ve keyif vericidir.
Shu. Guldane KAVGACI
Aile ve Evlilik Terapisti &Cinsel Terapist

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]