Tarama ile kanserin erken teşhisi; kanser ile mucadelede temel unsurdur. Kadın kanserlerinde uygulanan tarama programları şoyle sıralanmaktadır:
Rahim ağzı kanseri taraması: Rahim ağzı kanseri onlenebilen bir kanserdir. Ulkemizde yılda yaklaşık bin 600 yeni olguya rastlanırken bunların yaklaşık yarısı hayatını kaybetmektedir. Bunun nedeni hastaların yarısının ileri evrede tanı almasıdır. Rahim ağzı kanserinin, kanser oncusu lezyonları mevcuttur yani rahim ağzı kanseri bir anda ortaya cıkmamaktadır. Bu kanser oncusu lezyonlar sıklıkla 45 yaş altında, en sık 25-29 yaş aralığında gorulmektedir. Bu kanserde tarama; cinsel aktif bayanlarda, 21 yaşından itibaren başlamakta ve 3 yılda bir sıvı bazlı sitoloji (smear) alınmaktadır. 30 yaşından sonra HPV testleri tarama amaclı kullanılabilmektedir.
Over kanseri taraması: Over kanseri olum oranı en yuksek olan jinekolojik kanserdir. Genellikle 50-60 yaş menopoz doneminde ortaya cıkmaktadır. Bu kanserde ortalama sağkalım 3 yıl civarındadır. Son 20 yılda yapılmış tarama calışmaları over kanserinin olum oranını azaltamamıştır. Gunumuzde over kanseri taraması icin ideal bir tarama yontemi yoktur fakat 35 yaş uzeri yuksek riskli kadınlarda 6 ay aralarla kanda CA 125 bakılması ve ultrason yapılması onerilmektedir.
Endometriyum kanseri taraması: Endometriyum kanseri gelişmiş ulkelerde en sık gorulen jinekolojik kanserdir. Olguların yaklaşık yuzde 80’i erken evrede tanı almaktadır. Bu kanserde risk faktoru ve şikayeti olmayan kadınlarda taramaya gerek olmadığı fikri hÂkimdir. Yuksek risk grubunda Lynch ve HNCCP sendromlarına sahip kadınlar bulunmaktadır. Bu sendroma sahip kadınlarda koruyucu cerrahi duşunulmuyorsa 30-35 yaştan itibaren ultrason ve endometrial biyopsiden oluşan tarama onerilmektedir. Şu unutulmamalıdır ki; hem over hem de endometriyum kanseri taramaları, riskli kadınlarda koruyucu cerrahiye alternatif değildir.
Bu belirtileri goz ardı etmeyin!
Kadınlarda goz ardı edilen tehlikeli hastalık belirtileri ise şoyle sıralanmaktadır:
Ağrılı adet olma: Adet sancısı coğu kadında vardır, fakat şiddeti değişkenlik gosterir. Problem yaşamadan bu donemi geciren kadınların yanı sıra işe gidemeyen, yaşam kalitesi oldukca duşen hastalar da soz konusudur. Adet ağrısı, kramp tarzında, bele ve kasıklara, bazen de bacaklara vurabilen bir ağrıdır. İlk adet ile başlayan ve her adet doneminde olabilen (şiddeti değişkenlik gosteren) sancıların sebebi genellikle hormonal nedenlerdir. İlk donemlerde olmayan son donemlerde ortaya cıkan ve şiddeti giderek artan ağrılarda ise altta yatan bir patoloji soz konusudur. Bu duruma daha cok endometriozis, miyom, over kistleri, rahim ağzında darlık, cevre organlarda ve/veya rahim-yumurtalık-tuplerde enfeksiyon, rahim, yumurtalık ve rahim ağzı tumorleri neden olmaktadır.
Cinsel ilişki sonrası kanama: Bu durumda acil jinekolojik muayene şarttır. Genellikle rahim ağzında (serviks) ve/veya rahim ici olan patolojik durumlarda ilişki sonrası kanama olmaktadır. Ozellikle rahim ağzı ve rahim ici kanserinin dışlanması onemlidir, bunun dışında polip, rahim ağzı enfeksiyonu, miyom, adenomyozis gibi durumlar da araştırılmalıdır.
Adet duzensizliği ve ara kanama: Adet duzensizliğinin ve ara kanamanın sebebi genellikle hormonal değişikliklerdir. Ancak bazense altta yatan miyom, polip, kanser gibi organik sebepler olabilmektedir. Bu şikÂyetleri coklu kez yaşayan hastalar mutlaka jinekolojik muayenelerini yaptırmalı ve hormonal bozukluk dışı sebepleri araştırılmalıdır.
Kasık ağrısı: Jinekolojik ve jinekolojik olmayan nedenler kasık ağrısına sebep olabilir. Kadın doğum acısından enfeksiyonlar, miyom, yumurtalık kistleri, kanserler; jinekolojik olmayan sebepler ise idrar yolu ve/veya barsak enfeksiyonları, bu organların iyi veya kotu huylu tumorleridir. Gecmeyen ve giderek artış gosteren ağrı şikÂyeti dikkate alınmalı ve hekime başvurulmalıdır.
Karın şişliği ve ağrı: Karın şişliği ileri evre yumurtalık kanserinin tipik bir bulgusudur. Bunun dışında ileri evre rahim ici kanserinde, bağırsak problemlerinde (kanser ve/veya kanser dışı), karaciğer rahatsızlıklarında ve kalp yetmezliğinde de gelişebilmektedir.
Menopoz sonrası kanama: Menopoz sonrası kanama hastayı acilen jinekolojik muayeneye getirmesi gereken bir durumdur. Coğu jinekolojik kanserler menopoz sonrası donemde daha sık gorulmektedir. Ozellikle bu şikÂyeti olan kadınlarda rahim ici kanserinin dışlanması gerekmektedir. Bunun icin endometrial biyopsi mutlaka yapılmalı ve diğer nedenler araştırılmalıdır.
Sık idrara cıkma: Bu duruma en sık neden idrar yolu enfeksiyonları, daha nadir olarak vajinal enfeksiyonlar ve idrar kesesine baskı yapan kitlelerdir. Bu semptom varlığında jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılmalı, jinekolojik nedenler araştırılmalıdır.
İdrar kacırma: Daha cok menopoz sonrası donemde gorulmesine rağmen zor ve cok doğum yapmış kadınlarda daha erken yaşlarda da gorulebilmektedir. Birden fazla tipi vardır ve sebepleri değişkenlik gostermektedir. Ameliyat gerektiren veya ilac tedavisiyle şikÂyetleri gerileyen hastalar soz konusudur. Ayrıntılı değerlendirmeyle kime ameliyat, kime ilac tedavisi verileceği ortaya konmalıdır.
Tuylenme: Ozellikle yaş olarak ureme doneminde olan hastalarda tuylenme daha cok yumurtalıklardan bazen de bobrek ustu bezinden kaynaklanmaktadır. Bu yaş donemi dışında olan kadınlarda ozellikle tuylenmeye ek olarak ses kalınlaşması, erkek tipi sac dokulmesi, klitoromegali gibi başka bulgular da varsa yumurtalık tumorlerinin araştırılması cok onemlidir. Bu şikÂyeti olan her kadın mutlaka kadın doğum uzmanına gitmeli ve detaylı muayene olmalıdır.

[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]