Arabistan tarihi, ilk yaratılmış insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem ile Arabistan toprakları uzerinde Hazret-i Âdem'den sonra bircok peygamber geldi. Bunlardan Hazret-i Nuh, insanlığın ikinci babasıdır. Araplar, Hazret-i Nuh'un uc oğlundan biri olan "Sam"dan turemişlerdir. Bu yuzden ulke toprakları uzerinde ilk yaşayanlara "Samiler" adı verilir.

Samiler'den sonra gelenlere, Arab-ı aribe dendi. Himyer, Gassan ve Hire gibi bir takım devletler kuruldu. Eski Araplarla, yeni gelenlerin karışması neticesi, Arab-ı musta'ribe meydana geldi. İslamiyet'ten evvel, Araplar ceşitli kabileler halinde yaşarlardı. Bunların en şereflisi Kureyş, bunun icerisinden de Haşimi kolu sayılıyordu. Hazret-i Muhammed, bu koldan gelmekteydi ve 610 yılında İslam dinini tebliğe başladı. 630 yılında Mekke fethedildi.

Hazret-i Muhammed 632 yılında vefat edince Dort Halife (632-661) devri başladı. Bahreyn, Irak, Suriye, Filistin, Mısır, Afrika, Kafkasya ve Horasan fethedildi. Dort Halife devrinden ve Hazret-i Hasan'ın altı aylık hilafetinden sonra, devlet idaresi 662 yılında Emevilere gecti. Sicistan, Afganistan, Semerkant, Erzurum, Kıbrıs, Girit, Sicilya, Buhara, Harzem, Hint toprakları Malatya ve Turkistan fethedildi. Sınırlar Atlas Okyanusu ve Fransa iclerinden Turkistan'a kadar uzandı.

Emevi Halifeliğinden sonra, 750'de Abbasi Halifeliği devri başladı. Fakat Abbasiler her gecen gun kuvvet ve itibarını kaybediyordu. Ceşitli ic isyanların ve toprak kayıplarının yanında, Moğol felaketiyle 1258'de fetret devrine girildi. Uc senelik fetret devrinden sonra, Abbasilerin Mısır'daki halifeliği 1517 yılına kadar devam etti.

Arabistan Yarımadası, Sultan Birinci Selim Han (1512-1520) zamanında, Osmanlı hakimiyetine gecti. Sultan Selim Hanın 1517'deki Ridaniye Muharebesiyle Mısır'ı alıp, Memluk Devletine son verdikten sonra, bu devletin nufuzu altında bulunan Mekke ve Medine havalisi de Osmanlı hakimiyetini tanıdı. O sırada Mekke emiri bulunan Şerif Berekat bin Muhammed Hasani, derhal henuz on iki yaşında bulunan oğlu Şerif Ebu Numey'i, elcilik heyetiyle Mısır'a gondererek Osmanlı padişahına tazimlerini arzla Mekke'nin anahtarlarını takdim etti.

Şerif Ebu Numey, Osmanlı Padişahı Sultan Selim Han tarafından da kabul edildi. Şerif Ebu Numey'e hil'at giydirilerek, padişahın elini optu. Şerif Berekat'a Mekke emirliği menşuru yazılıp, oğluna verilen hediyelerle Mekke'ye gonderildi. Mısır hazinesinden Mekke emirine maaş bağlandı. Ayrıca Şerif Ebu Numey ile beraber Mekke ve Medine ahalisine dağıtılmak uzere, padişah tarafından 200.000 altınla bol miktarda zahire gonderildi. Bunları Emir Muslihiddin ile Mısır'dan iki kadı goturup, mahallerinde dağıtmaya memur edildiler.

1517 yılından itibaren Mekke ve Medine'deki camilerdeki hutbelerde, Osmanlı padişahlarının adları zikredildi. Emir tayinleri de Osmanlı padişahlarınca yapılırdı. Mekke emiri olan şerif vefat eder veya azil yahut istifa ile makamı boşaldığı zaman, yerine tayin olunacak yeni emir, şeriflerin secimleri Mekke kadısıyla Mısır, Şam ve Cidde valilerinin arz ve inhaları uzerine padişah tarafından tayin edilirdi. Emir tayini, dort yuz yıldan fazla bu usulle yapıldı.

Osmanlılar bolgeyi imtiyazlı halde tuttular. Mubarek belde olması dolayısıyla ahalisine ziyadesiyle yardım edip, manevi ve sanat değeri yuksek pek cok eserler yaptırdılar. Arabistan ahalisi, Osmanlıların hakimiyetinde kaldıkları 1517-1918 yılları arasında bolluk icinde yaşayıp, ihtiyacları ziyadesiyle karşılandı.

1737 yılında Abdulvehhab oğlu Muhammed'in yaymaya başladığı Vehhabilik yolu, Arabistan'daki sukuneti bozdu. Bu yol siyasi bir hal de alınca; Osmanlı Devletine karşı bolgedeki Bedevilerin desteğinde 1791'de isyan ettiler. Mekke Emiri Şerif Galib Efendi ile harp ettiler. Sayısız Muslumanı oldurup, kadınlarını, cocuklarını ve mallarını aldılar. Bunlar 1801'de Mekke'ye saldırdılar. Mekke Emiri Şerif Galib Efendi, bunları şehre sokmadı. Mekke etrafındaki Arap kabileleri de Vehhabi oldu.

1803'te Taif'e girdiler. Taif'teki Muslumanlara işkence edip, kadınları ve cocukları acımasızca oldurduler. Hac mevsiminde Mekke'ye de saldırdılar. Şehre giremediler. Şerif Galib Efendi, Cidde'ye girince Su'ud bin Abdulaziz antlaşmayla şehre girdi, turbe ve mezarların hepsini yıktırdı. Suudiler, Şerif Galib Efendiyi yakalamak icin Cidde'ye gittiyse de Osmanlı askerinin mukavemetinden geri cekildiler. Mekke'de işkence, zulum, soygun artınca, Şerif Galib Efendi, Cidde'den şehre gelip Vehhabileri kovdu. Yemen dağlarına kactılar. Kacarken cok zulum, soygun yaptılar. Şerif Galib Efendinin tavsiyesiyle Beni Sakif Kabilesi de Taif'teki Vehhabileri şehirden kacırttılar.

Vehhabiler, Yemen dağlarındaki cahil, vahşi koyluleri toplayıp, kuvvetlerini arttırarak tekrar Mekke'yi kuşattılar. Şehir aclık sebepiyle teslim oldu. Yine şehirde cok zulum ve tahribat yaptılar. Mubarek beldelerdeki zulum ve tahribat, Mısır Valisi Mehmed Ali Paşanın 1812'de Cidde'ye gelmesi ve Mekke'ye asker gondermesine kadar devam etti.

Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa, Vehhabilerin merkezi Deriyye'yi 1818'de fethedip, Vehhabi Emiri Abdullah ibni Suud ile dort oğlu ve ileri gelenlerini esir alıp, İstanbul'a gonderince, bunlar idam edildi. İngiltere bolgede fitne cıkarıp, Osmanlı Devleti icinde isyan başlatmak istediyse de 1857'de barışla etkisiz hale getirildi. 1860 yılında butun emirler devletin itaatı ve terbiyesi altına sokuldu.

1897'de Suudilerin lideri olan Abdulaziz er-Reşid, Vehhabiliği tekrar faal hale getirdi. Riyad, Kasim, Bureyde şeyhleri, El-Muhenne koyunde bulunan Abdulaziz bin Suud bin Faysal ile anlaştılar. Abdulaziz bin Suud, 12.000 hecinli ile Kuveyt'ten Riyad'a geldi. 1902'de bir gece Riyad'a girdi. Abdulaziz ibnur-Reşid'in Riyad Valisi Aclan'ı bir ziyafette oldurdu. Zulumden yılmış olan halk, bunu emir yaptı. Uc sene ceşitli muharebeler yapıldı. Abdulaziz ibnur-Reşid olduruldu. 1915'te Osmanlılar işe karışarak, Abdulaziz bin Suud, Riyad kaymakamı olmak uzere barış yapıldı. Sonra Reşidiler ile Suudiler arasında Kasim'de harp olup, Abdulaziz bin Suud mağlup oldu.

1918'de Abdulaziz bin Suud, İngilizlerin teşviki ile bir beyanname yayınladı. Mekke'ye ve Taif'e saldırdı. Fakat, bu şehirleri Şerif Huseyin Paşadan alamadı. 1924'te İngilizler, MekkeEmiri Şerif Huseyin bin Ali Paşayı yakalayıp, Kıbrıs'a goturdu. İngilizlerin bu hareketinden sonra, Abdulaziz bin Suud, 1924'te Mekke'yi ve Taif'i rahatca ele gecirdi. Suudiler, İngilizlerin yardımıyla bolgede kontrolu sağlayınca, Osmanlı Devletinden sonra halifelik makamına sahip olmak istedilerse de başaramadılar.

İbn-i Suud, 1932 yılında Suudi Arabistan Krallığını kurdu. 1953 yılında olumunden sonra, yerine oğlu Suud bin Abdulaziz gecti. 1964'te tahtan indirildi. Yerine kardeşi Faysal getirildi. 1977'de sarayında yeğeni tarafından olduruldu. Yerine kardeşi Halid gecti. O da 1982'de olunce kardeşi Fahd gecti.

Suudi Arabistan 1948, 1967 ve 1973 yıllarında vuku bulan Arap-İsrail harplerine katıldı. İngiltere, Fransa ve ABD'den milyarlarca dolarlık silah, malzeme, savaş ucakları, gudumlu mermiler alındı. 1990 ortalarında Kuveyt'in Irak tarafından işgal edilmesine karşı olan Suudi Arabistan, Irak'ı Kuveyt'ten cıkarmak icin harekete gecen "cok uluslu guce" us vazifesi yaptı.

alıntı.........​