Kadınlar ve erkekler aşkı neden farklı yaşar?KADINLAR ve ERKEKLER AŞKI NEDEN FARKLI YAŞAR?
Aşk, yaşamın guclu bir parcası, buyuk bir yeğinlikle sevebilme kapasitesi olarak deneyimlenen cok ozel bir surectir. Biyolojik cinsiyet rolu olarak kadın ve erkek, aşık olma surecini farklı şekillerde yaşamaktadır. Bu farkların başında, genel olarak, erkekler once fiziksel gorunume cekim duyup daha sonra kişilikleri ile ilgilenirken, kadınlarda ise duygusal ilişkinin yapısı fiziksel cekime yol acmaktadır.
Fiziksel cekim, kadınlar icin onemli olsa da erkekler icin cok daha onemlidir. Erkekler fiziksel cekimden etkilenirken; kadınların, ekonomik statu, hırs, anlaşılma, guclu bir karakter ve zekadan etkilendikleri gorulmektedir. Erkeklerin cinsellik icin aşkı, kadınların aşk icin cinselliği kullandıklarını soylemek cok da yanlış olmaz.
Erkekler de kadınlar da, ihtiyac tatmininden, benzerliklerden, yakınlıktan, hoş kişiliklerden etkilenmektedirler. Kadınlar ilişkide daha temkinli davranırken, erkeklerin daha rahat ve cesur aşık olma eğilimi taşıdığı gorulmektedir.
Yapılan araştırmalara gore erkeklerin baskınlığı seksepalitelerini artırırken, kadınların baskın davranışları cekici bulunmamaktadır. Ancak baskın erkekler, yardımdan ve işbirliğinden kacınmadıkları takdirde daha cekici bulunmaktadır. Baskın ve bencil erkekler, kadınlara cekici gelmemektedir.
Peki, aynı geminin yolcusu bu iki cinsiyet, neden farklı bicimlerde yaşamakta bu sureci? Bu sorunun cevabını farklı kuramlar kendilerine gore acıklamışlardır. Evrim kuramına gore erkekler, kadınların ureme yeteneğini, genclik, guzellik gibi dış gorunuşle ilişkilendirip buna onem verirken, kadınlar ise erkeklerin kaynaklık edebilme potansiyeline ilişkin olarak, para kazanabilme ve statu gibi ozellikleri aramaktadır.
Psikanalitik kurama gore ise; kızların da erkeklerin de ilk ozdeşleşme nesneleri anneleridir. Bebek, kendini başkalarından ayırma becerisi kazandığında, ayrı ve bağımsız bir benlik duygusu geliştirmek ister. Erkekler, erkeksi bir cinsiyet kimliği geliştirebilmek icin annelerine duydukları duygusal bağı baskılayarak babaları ile ozdeşleşirler. Bir anlamda erkek, anneden ayrılırken, ayrı ve bağımsız bir erkek kimliği geliştirir. Aşık olduğunda tekrar bir kadınla duygusal bağ kurma, bebekken anne ile kurulan sembiyoz ilişkiye ozlemi ifade ederken, bir yandan da kaybetme kaygısı arasında celişki yaşanır. Kızlar ise cinsel kimlik oluşturmak amacıyla annelerinden ayrışmalarına gerek olmadığı icin buyuduklerinde de anne gibi olmak, yakınlaşmak kolayken, ayrışmak ve katı ego sınırlarını koymakta daha zorluk cekerler. Bu gelişimsel surecler kadınları yakın bir ilişki kurma yoluyla tatmin ederken, erkeklerin bağımsızlık ve ayrılık uzerine kurulu rekabet ilişkileri ve başarı yoluyla tatmin bulması anlamına gelmektedir.
Toplumsal kuramlara gore bu fark, toplumsal normlar, cinsiyet stereotipleri, toplumsal roller ve guc farklılıklarının sonucudur. Stereotiplere gore davranmak toplumsal kabul icin onemlidir. Birbirlerinin stereotiplerine uyan kadın ve erkekler, birbirlerini cekici bulmaktadır. Kadın erkeği daha az konuşkan, girişken, erkeksi ve guclu bulduğu icin cekici bulurken; erkek kadını anlayışlı, acık, konuşkan, sıcak ve duyarlı olduğu icin cekici bulmaktadır. Ancak daha sonra kadın erkeğin konuşmamasından, erkekse kadının dırdırından şikayet etmektedir.
Aşık olmak oldukca kişisel ve ozel bir alandır. Kadın olsun erkek olsun her ikisi icin de onemli gereksinimlerin karşılandığı bu surec ortak alanken, aşkın yaşanmasında cinsiyet farklılıkların olması da doğal gorulmektedir.
*Capkın, M. (2013). Psikodramanın Temel Kavramlar ile Aşka Bakış; Moreno’ nun Rol Kuramına Gore Aşık Rolunun İncelenmesi. İstanbul Psikodrama Enstitusu Mezuniyet Tezi.
*Pines, A.M. (2010). Aşık Olmak. İstanbul; İletişim Yayınları.
*Mitchell, S.A (2010). Aşk Surebilir mi? Zamana Karşı Romantik Aşkın Kaderi. İstanbul: İstanbul Bilgi Universitesi Yayınları.
*Taylor, S.-Peplau ,L.A.- Sears ,D.(2003). Sosyal Psikoloji. Ankara: İmge Kitabevi.







[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]