Depresyondaki kişilere neredeyse "ne dertler var, takma kafana yaa" gibi tavsiyelerde bulunup bu kişileri daha da cokuntuye surukleyebilen bu "diplomasızlar"a rastlarsanız neler yapabileceğinizi anlatacağız.
Bu kişilerin soz konusu eylemlerinin hukukta nasıl karşılığı olduğunu bir avukata ve bir psikoloğa danıştık, sahte bir psikoloğa rastladığınızda bu bilgiler işinize cok yarayacak.
Sahte psikologlar sadece sosyal medyada değil, ofislerinde bile sozde terapilerini uyguluyorlar.
Neden bu kadar rahatlar? Cunku muşterilerde diploma sorma farkındalığı bulunmuyor. Soran oluyorsa da muhtemelen konuyu bir şekilde geciştiriyorlar.
Aslında bu kişiler kendilerine daha cok yaşam kocu, ilişki danışmanı, aile danışmanı gibi kulplar uyduruyor.
Fakat sağlık lisansiyeri değiller ve psikoterapi yetkinlikleri bulunmuyor. Oysa fiziksel sağlık gibi psikolojik sağlık da hata kabul etmez, aksi takdirde hastaların sağlığında geri donuşu zor sorunlar acığa cıkabilir.
Ustelik bu kişilerin sayıları azımsanamayacak kadar fazla. Turk Psikologlar Derneğine binlerce şikayet yağıyor.
Son yıllarda toplumun ruh sağlığının daha da bozulması, bu kişiler icin fırsat kapısına donuşmuş durumda. Bazıları sadece kolay yoldan para kazandığı icin bu işi yaparken bazıları da sırf bu mesleğe ozendiği icin bunu yapıyor.
Uzaktan, cevrim ici terapinin yaygınlaşmasını da fırsat bilerek pek cok yerde boy gosteriyorlar. Ozellikle de pandemi doneminde, kısa surede geniş kitlelere ulaşarak birer sosyal medya fenomenine donuşenleri de var.
Aslında bu sorunun en onemli nedenlerinden biri, Turkiye'de hÂlihazırda bir ruh sağlığı yasasının olmaması.
Bunun yoksunluğu maalesef cok soruna yol acıyor. Tam da bu noktada sahte psikolog, psikolojik danışman ve bu unvanı kullanarak terapi adı altında guvenilir olmayan, kanıta dayalı olmayan metotlarla (şifa terapisi, kozmik enerji terapisi, kocluk, eğitim uzmanlığı, NLP, melek terapisi, daha sayamayacağımız bir suru isimde) terapiler verilmeye calışılıyor.
Terapi hizmeti verirken psikoloji ya da psikolojik danışmanlık mezunu olmayanlar ve bu unvanları kullananlar ilk etapta derneklere iletiliyor. Turk Psikologlar Derneği, Turk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği gibi derneklerin avukatları aracılığıyla da bu bireylere davalar acılıyor.
Tabii şikayet sadece derneklere olmuyor. Bu alanda sozde terapi hizmeti verdiği tespit edilen kişiler hangi alanda merkez actılarsa o birime de şikayet edilebilir.
Orneğin eğitim uzmanı olarak bir eğitim danışmanlık merkezi actıysa ama bu ad altında kendini psikolog gibi gostererek hastaları goruyorsa o zaman da Milli Eğitim Bakanlığına ve yine Turk Psikologlar Derneğine şikayet edilebilir.
Derneklere şikayet şartı aranmıyor, bunu bilen herhangi bir vatandaş da savcılığa suc duyurusunda bulunabilir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı olan aile danışmanlığı merkezleri de bu hizmeti veriyor. Fakat yine hatırlatmak isteriz ki ruh sağlığı yasasının yoksunluğu bu unvanların ve bu unvanlara sahip insanların yaptıkları işlerin hoyratca kullanılmasına neden oluyor. Cezai yaptırımlar ancak yasanın bir an once cıkması ile netliğe kavuşacağı duşunuluyor.
Hukuktaki karşılığını daha iyi anlayabilmek adına "unvan gaspı"ndan da bahsetmek gerekiyor.
Kişinin, kendisine ait olmayan unvanı kendisine aitmiş gibi kullanması durumunda unvan gaspı oluşuyor. Ozellikle sosyal medya uzerinde, kişiler kendi mesleklerini veya unvanlarını gerceğe aykırı olarak gosterebiliyor.
Burada ulkemiz kanunlarında suc oluşup oluşturmadığı hususunda ceşitli soru işaretleri bulunuyor. Bunlardan ilki, unvan gaspı ile bir kamu gorevine haiz bir mesleğin ustlenilmesi durumu. Orneğin polislik, hakimlik, savcılık veya doktorluk gibi.
Burada olay ozeline gore değişmekle beraber kamu gorevinin usulsuz olarak ustlenilmesi sucu gercekleşebilir. Kamu gorevinin usulsuz olarak ustlenilmesi sucu, herhangi bir kamu gorevinin kişi tarafından yerine getirmeye teşebbus edilmesi ile oluşuyor.
Sucun vucut bulması icin sadece bir kamu gorevine ilişkin sıfatın kullanılması yeterli değildir, kişinin soz konusu kamu gorevini yerine getirmeye teşebbus etmesi de gerekir.
Orneğin, bir kişinin kendisini sadece polis, savcı veya hakim olarak tanıtması suca vucut vermez; failin aynı zamanda polis, hakim veya savcı gibi hareket etme ve bundan menfaat elde etme cabası da gerekir. Bu sucun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.
Kamu gorevleri dışındaki mesleklerin ustlenilmesi halinde ise yine olay ozelinde suc gercekleşebilir.
Bilindiği uzere Turk Ceza Kanunumuzda yalan soylemenin bir yaptırımı bulunmuyor. Bu sebeple kişinin gerek sosyal medyada gerekse gercek hayatta mesleği konusunda gerceğe aykırı beyanda bulunması sadece suc olarak kabul edilmiyor.
Ancak kişi bu gerceğe aykırı soylemiş olduğu mesleği kullanarak bu durumdan maddi menfaat elde edecek işler gercekleştirirse burada dolandırıcılık sucunun gercekleşebileceği soylenir.
Orneğin kişi yazılım muhendisi olmamasına rağmen yazılım muhendisi olduğunu ve bir bedel karşılığında kişilere yardım edebileceğini soylediğinde, yazılım muhendisi olmadığı icin bu noktada dolandırıcılık sucunun basit hali gercekleşmiş olacaktır.
Yani burada sadece unvan kullanımı suc olmamakla birlikte bu unvan kullanımı sonucunda menfaat elde edilmiş olması durumunda cezai sorumluluk doğabilecektir.
Ozetle; yasada eksiklikler bulunmakla birlikte ceşitli şartlarda bu sahte psikologlar ceza alabilmektedirler. Bahsettiğimiz derneklere ya da savcılığa şikayette bulunabilirsiniz. Diploma sormaktan cekimeyin, hicbir şey sağlığınızdan daha onemli değil.