dokuma tezgahı tarihcesi dokuma tezgahı ceşitleri nasıl calışır nasıl yapılır
El emeği goz nuru orgu dikiş nakış malzemelerimiz vardır elbet evlerimizde ceyizlerimizde.Ne kadar modernleşen teknoloji bizlere onları yavaştan unutturmaya başladıysa da yerleri ayrıdır elbet.Gelin dokuma tezgahlarına dair nostalji yapalım..


Dokuma tezgÂhı, en eski buluşlardan biridir. Kazılardan anlaşıldığına gore, kullanımı, İ.O. 4 500 yıllarına, hatt daha Oncesine uzanmaktadır. El dokuma tezgÂhları, bircok ulkede (bu arada yurdumuzda da), gunumuzde bile yaygın olarak kullanılmaktadır. Yuksek hızlı endustri dokuma tezgÂhları da aynı ilkeye dayanır.
Bir dokumadaki boyuna ipliklere, «cozgu Dokuma tezgÂhında, cozgu iplikleri, makinayla gergin tutulur. En yaygın tur olan duz dokumada, her iki iplikten biri yukarı, otekiler aşağı doğru cekilir. İpliklerin boyle, iki kat halinde ayrılmasına, «ağızlık acma Kısacası dokuma işlemi, birbirini izleyen ağızlık acma, argaclama, sıkıştırma işlemleriyle surer.







Tarihce:
İlkel dokumacılık, orme kadar yavaş yapılan bir işti. İlk dokuma tezgÂhının da, yere cakılı cubuklara bağlı iplerden oluştuğu sanılır. Binlerce yıl once, cozgu ipliklerinden oluşan dizileri aralıklı tutabilmek icin, ağızlık cubukları yapılmıştı. Daha eskidense bu aralıklamanın, elle ve teker teker yapılması gerekiyordu.
Bir başka onemli buluş, gucudur.
Gucunun ne zaman geliştirildiği kesinlikle bilinmemektedir. Ancak, ilk guculerin delikli bir sopadan oluştuğu sanılmaktadır. Sonradan bu amacla, ortası delikli bir tel, daha sonra da, delikli bir metal şerit kullanılmıştır. Gucu, makinanın onune, duşey olarak takılır. Genellikle her cozgu icin, bir gucu bulunur. Cozgu ipliği, gucudeki delikten gecirilir ve gucu cercevesi alcaltılıp yukseltilerek, argac aralığı oluşturulur. Daha karmaşık dokumalarda guculer, istenen desene gore, karışık sırayla acılır. Desen dokumacıya, 8 x 8 puntoluk kareli kÂğıt ustunde verilir.
İlkel dokuma tezgÂhlarında,
cozgunun gergin tutulması icin ceşitli yontemler kullanılmıştır. Ağırlıklı tezgÂhlarda, cozgu iplikleri bir kol demirinin ustunden gecirilip, uclarına bağlı ağırlıkla gerdirilirdi. Kayışlı tezgÂhlardaysa, dokumacı, sırtına bağlı kayışı, geriye yaslanarak gergin tutardı. Bu ilkel tezgÂhlarda argac, argac aralığından elle gecirilirdi. Modern tezgÂhlarda bu işlem, bir mekikle yapılır. Mekik, en yalın bicimiyle, icinde atkı masurası bulunan ici boş bir tahta parcasıdır.
Guculer ve mekik, son yıllara kadar elle calıştırılmaktaydı. Yalnızca gucu cercevesi ayakla yone-tilebiliyordu. Gucu cercevesi, ilk kez Doğu'da geliştirildi. Avrupa'da, dokuma tezgÂhı, Ortacağ boyunca oldukca ilkel bir makina olarak kaldı. Ama XIII. yuzyılda, gene Doğu'dan alınan bir yenilik geliştirilerek, şaftlı dokuma tezgÂhı ortaya cıkarıldı. Bu tezgÂha, bir dizi gucu takılıyordu. Guculer bir şafttan tezgÂhın ustune uzanıyor ve bir pedalla calıştırılıyordu. Boylece, her argaca bir gucu duştuğunden, ceşitli desenler yapmak olanağı doğmuştu.
Gunumuzde dokuma tezgÂhındaki gelişmeler, mekik ve guculerin otomatikleştirilmesi ve makinanm buhar ya da elektrikle işletilmesi doğrultusunda olmuştur. Mekiğin otomatikleştirilmesi, Leonardo da VİNCİ'nin ustunde calıştığı sorunlardan biriydi. Ne var ki, bu konuda, XVII. yuzyıla kadar onemli bir gelişme olmadı. Dokuma tezgÂhlarının geliştirilmesi, BUHAR MAKİNASI'nın bulunmasıyla birlikte. Sanayi Devrimi'ne yolactı. Ama, dokuma tezgÂhında gercekleştirilen her yenilik, mesleklerini yitirmekten korkan el dokumacılarının tepkileriyle karşılaştı.
Cekmeli dokuma tezgÂhı:
Şaftlı dokuma tezgÂhları karmaşık dokumalar icin, pek yeterli değildi. Cekmeli dokuma tezgÂhı bu eksikliği karşıladı. Soz konusu tezgÂhta, cok ceşitli dokuma desenleri oluşturulabilir; cunku, guculerin yanı sıra, cozgu ipliklerine surguler bağlanmıştır. Eskiden surguler, ma-kinanın ustune oturan bir cekici cocuk tarafından, istenen desene gore iplerle cekilmekteydi. Cekmeli dokuma tezgÂhı yavaş yavaş geliştirilerek jakar, yani mekanik secicili bir ayırma mekanizması ortaya cıkarıldı. Bu mekanizma, J.M. jacquard tarafından 1805'lerde son haline sokuldu. Jakar tezgÂhında, surgulerin yerini kancalar aldı. Bunlar, bir delikli kart şeridiyle calıştırılıyordu.

Annelerimiz halalarımız nenelerimiz "sana falanca danteli şunu bunu oreceğim" cumlesini her soyleyişinde "amaaan hazırı var" demek ne kadar yeni adetlerden olmuşsa daa kendimizi kandırmayalım eski koye yeni adet gelmez.Boyle el emeği parcaları kim sevmez