psikolojimerkezi.com/wp-content/uploads/2010/10/photo_social_anxiety.jpg" width="204" />
İnsanoğlu, zihinsel olarak gelişmesine karşın fizyolojik olarak hala ilkel cağlardaki durtuleriyle varlığını koruma cabasını surdurmektedir. İlkcağlardaki durtusel ve varlığın tehdit altında olduğu durumlarda varlığı korumaya yonelik bir savunma davranış olan şiddet, gunumuzde hicbir fiziksel bir tehdit unsuru olamayacak bireylere karşı gosterilmektedir.
Şiddet eğilimli birey, cevresindekileri kontrol ederek, gercekte olmayan gucunu “kanıtlama” cabasındadır. Cunku şiddet, kendini zayıf, yetersiz, gucsuz hisseden kişinin en onemli savunma silahıdır. Bu silahı ancak kendinden daha gucsuz gorduğu kişiler uzerinde kullanarak icindeki zayıflığı kamufle etmeye calışır. Dolasıyla gunumuzde en cok şiddete maruz kalan kişiler, fiziksel olarak daha zayıf gorulen kadın ve cocuklardır.
Kadınlar daha cok bir aile bireyi tarafından mağdur edilmekte olup bu kişiye duygusal ve ekonomik olarak bağlıdırlar. Bu bağımlılık onların şiddete karşı durmalarına engel olurken, fiziksel ve duygusal olarak zarar gormenin sonucu oluşan doğal ofke, kızgınlık, nefret duygularını kendilerinden daha gucsuz ve kendilerine bağımlı bireylere aktarırlar. Cunku şiddetin yonu, doğadaki tum canlı varlıklarda olduğu gibi insanda da gucluden gucsuze doğrudur.
Anne babasından şiddet goren cocuk, kardeşlerine ve arkadaşlarına; eşinden şiddet goren kadın da cocuklarına şiddet uygulayacaktır.
Her ne kadar, şiddet denildiğinde vurmak, dovmek gibi fiziksel saldırganlık davranışı anlaşılsa da aşağılamak, kufur etmek, kişinin kendine saygısını, guvenini azaltan, korku yaratan pek cok davranış da en az fiziksel şiddet kadar bazen daha da fazla bireye zarar veren tutumlardır. Bu acıdan baktığımızda şu anda her dort kadından birinin şiddete maruz kaldığı hakkındaki genel bilgimiz daha yuksek oranlara doğru değişirken, bu kadınların cocuklarına yoneltecekleri olumsuz duygu ve davranışları da toplumdaki şiddet mağdurlarının sayısını kat be kat artıracaktır.
Varlığın korunmasına yonelik temel durtu olan saldırganlığın, uygun olmayan durum ve bicimde ortaya cıkmasında en onemli etken oğrenmedir. Şiddete eğilimli bireylerin aile oykusunde aile ici şiddetin yoğun olduğu gorulmektedir. Babasının annesine şiddet uyguladığını gorerek buyuyen erkek cocuk eşine aynı tutumu doğal olarak sergilerken, kız cocuk da eşi tarafından uygulanan şiddete karşı sessiz kalmayı doğal olarak kabul edecektir.
Şiddet mağduru olarak gorulen kadın, gucunun yetmediği babasına ve eşine karşı gosteremediği temel savunma durtusunu kendinden daha gucsuz kardeş ya da cocuklarına yonlendirerek şiddetin diğer nesillere aktarımında etkin rol alır. Cocuklarına fiziksel şiddet uygulayan kadınların hic de az olmayan oranı yanında cocuklarına fiske bile vurmadığını soyleyen ancak olumsuz duygusal yuklenmelerle cocuklarında değersizlik duygusu yaratan bircok anne vardır. En temel gereksinimi olan ilgi ve sevgiyi yeterince gormeden, kendini değersiz ve onemsiz hissederek buyuyen bir cocuk, icindeki değersizlik duygusunu kendinden gucsuz gorduklerini ezme, aşağılama cabasıyla bastırmaya calışacaktır.
Dolayısıyla şiddet, sadece muhatabı olan kadını değil onun yetiştireceği nesilleri de etkileyen cok daha geniş acıdan bakılıp, detaylarıyla ele alınması gereken toplumsal bir sorundur.
Nihal Araptarlı
Uzman Psikolog, Terapist
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Kadın, şiddetin hangi tarafında?
Sağlık0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Kadın, şiddetin hangi tarafında?