Aslında hepimizin korkusudur kansere yakalanmak… Ozu nedir bu korkunun? Keyif aldığımız gunluk yaşamın guzelliklerinden mahrum kalmak, varlığının değerini asla bilemediğimiz sağlığımızı kaybetmek, ve tabi ki en onemlisi acı cekerek, sevdiklerimizi arkada bırakarak bu hayata veda etme ihtimali… Onemli olan bu ihtimalin hayatımızda var olduğunun farkında olmak, onlem almak veya erken belirtilerinin neler olduğunu bilmektir. Bizim asıl amacımız da bu farkındalığı yaratmaya calışmaktır…
Bilimsel verilere goz atıldığında, kadın hastalıkları acısından bizi karamsarlığa surukleyecek bir tablo karşımıza cıkmıyor…
Keza ulkemizde kadınlarda OLUME neden olan hastalıkları goz onune alacak olursak;
ilk sırada % 23 ile iskemik kalp hastalığı (kalp krizi) ve takiben % 16 ile serebrovaskuler hastalıklar (beyin kanaması, pıhtı, inme) yer alıyor. Arkasından % 2,7 ile solunum yolları kanserleri geliyor… Tek başına en yuksek oran % 2 ile meme kanserinde ki, bu oran trafik kazalarındaki olumler ile aynı…
Kadın Hastalıklarında ise; ancak ileri evrede tanı konulabilen ve en yuksek oranda olume sebep olan yumurtalık kanseri bile, kadınlardaki olum sebepleri arasında ancak %0,8’e tekabul ediyor… Ancak şunu da unutmamalıyız… Bu verilen oranlar tek tek organ kanserlerinin oranlarını gostermektedir… Tamamını KANSER başlığı altında toplarsak, hem dunyada hem de ulkemizde % 22’lik oranla en sık İKİNCİ olum nedenidir, kanserler… Dolayısıyla bir toplum sağlığı problemidir.
O halde soylenecek en iyi slogan; ‘Kanserden korkma, gec kalmaktan kork…’ Peki ne yapmalıyız? Sağlığımızı korumak, yaşamdan aynı kalitede keyif almaya devam edebilmek, torunlarımızın, hatta onların cocuklarının yanında olabilmek adına nasıl bir strateji belirlemeliyiz? Suregelecek olan yazılarımızın tamamının ozetini bu cumlede bulabiliriz…
Amacımız; once, kanser olmamaktır; sonra, hucre aşamasında yakalamaktır; olduysak da, erken tanımak ve tedavi etmektir.

[h=2]Bursa Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]