
SİVAS İLİNİN TARİHCESİ
Sivas'ın bugunku sınırları icerisinde yer alan Hafik Golu, Pılır Hoyuğu, Zara Todurge Golu kıyısındaki Tepecik Hoyuğu ile Kangal ilcesi Cukur Tarla ve Kavak nahiyesi Hoyuk değirmeninde Prehistorik buluntular elde edilmiştir. Yıldızeli Argaz Hoyuk ve cevresinde Kalkolitik cağ (maden taş devri M.O. 5000-3500) ile Tunc Devri (M.O. 3000-1500) buluntuları elde edilmiştir.
Sivas'ın yazılı tarihi M.O. 2000 yılı başlarında Hititlerle başlamakta olup merkez Tatlıcak Koyu ile Uzuntepe Koyundeki Hoyukler, Divriği Maltepe Koyunde bulunan hoyuk ve Gurun Şuğul vadisindeki Hititce yazılar başlıca Hitit yerleşim alanlarıdır. Balkanlar uzerinden Anadolu'ya gelen Frig’lerin Hititleri ortadan kaldırmaları sonucu Sivas'ta Frig egemenliğine girmiştir. Frig yerleşimi Hitit yerleşim alanlarının ust katlarında gorulmektedir. Lidya’lılar zamanındaki meşhur Kral Yolu da Sivas'tan gecmektedir.
Anadolu'daki Pers egemenliğinden sonra kurulan şehir devletlerinin zamanla Roma İmparatorluğuna bağlanması sonucu, onemli yol kavşağı uzerinde bulunan şimdiki şehir merkezinin iskan edildiği ve Sebasteia adını aldığı gorulmekte veya ilin isminin Hitit Kavmi olan sibasip adından geldiği gibi, Roma İmparatoru Aguste tarafından şehre yunancada şehir manasına gelen "Sebasteia" adının verildiği ve yine Selcuklular zamanında uc değirmen anlamına gelen "Sebast" kelimesinden geldiği rivayet edilmektedir
Bu yorede Roma hakimiyeti tam olarak yerleştikten sonra şehre "Diyapolis" yani Mebud şehri adı verilmiştir.
Roma İmparatorluğu hakimiyetine giren şehir 395'te Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğuna ayrılan topraklar icerisinde kaldı.1509'da Anadolu'ya giren Turkmen gucleri ve 1604'te Alparslan'ın onunden kacan Selcuklu şehzadesi Elbasan Sivas yoresinde kısa sure hakimiyet sağlamışsa da, bolgenin Turk egemenliğine girmesi ancak 1071 Malazgirt Zaferinden sonra gercekleşti. Kısa bir sure Selcuklu hakimiyetinde kalan Sivas'ta 1075'te Danişmend Beyliği kuruldu. Danişmend Beyliğinin taht kavgaları ile zayıf duşmesinden sonra Anadolu Selcuklularını yeniden birleştiren I.Mesud, 1152’de Sivas'ı eline gecirdi
Bizanslılarında karıştığı taht ve egemenlik kavgaları sırasında Anadolu Selcukluları ile Danişmend’liler arasında surekli el değiştiren Sivas, 1175'te II. Kılıcarslan tarafından kesin olarak Selcuklulara bağlandı. Daha sonra İzzetdin Keykavus Sivas'ı başkent yapmış, uzun muddet Sivas'ta kalarak gunden gune genişleyen Sivas Şehri mamur edilmiş ve 1217 yılında Şifaiye Medresesini yaptırmıştır. İlim adamlarını Sivas'ta toplayarak şehri buyuk bir ilim merkezi haline getirmiştir, İzzetdin Keykavus Turbesi" yaptırdığı medrese icinde bulunmaktadır
1220 yılında İzzettin Keykavus olunce yerine I. Aladdin Keykubat hukumdar oldu. Bu donem Anadolu Selcuklularının en parlak donemi oldu. Moğol istilasını dikkatle izleyen ve onlemler almaya calışan Sultan 1224'te Sivas'ı surlarla cevirerek korunaklı duruma getirdi. Yerine gecen II. Gıyasettin Keyhusrev'in kotu yonetimi sırasında sıkıntı ceken halk,1240 yıllarında ayaklanarak Sivas'ı yağmaladı. Selcuklu askerlerinin sivilleri sindirmek icin seferber olduğunu goren Moğollar, Anadolu'yu ele gecirmek uzere harekete gectiler. Gıyasettin Keyhusrev'i 1243'te Kosedağı Savaşı'nda yenilgiye uğratan Moğol gucleri, 'Sivas'ı işgal ettiler. Moğollarca bağımlı duruma gelen Selcuklular, Moğollar tarafından kurulan İlhanlı Devleti ile idareye hakim olunmuş. Sivas ili bu donemlerde buyuk bir gelişme gostererek onemli bir ticaret ve bilim kenti olmuştur.
Anadolu'da yarım asır kadar devam eden İlhanlılar devrinde Vali Demirtaş Sivas'a yerleşmiş ve istiklalini ilan ederek Sivas'ta uzun yıllar saltanatını surdurmuştur. Demirtaş'tan sonraki Sivas Valileri sırayla, Alaattin Ertana oğlu Gıyaseddin Mehmet, Alaattin Ali ve oğlu Mehmet Bey Sivas'ta saltanatı surdurmuşlerdir.
Ali Bey'in olumunden sonra yerine gecen yedi yaşındaki Mehmet Bey'i Kadı Burhaneddin saltanatından uzaklaştırarak Sivas'ta kendi devletini kurmuştur. Bu arada Kadı Burhaneddin Sivas'ı onarmak icin bircok caba gostermiştir.
Surların etrafında hendekler kazdırılmış, kaleleri tamir ettirmiş ama Akkoyunlu aşireti reisi Kara Osman'la yaptığı muharebe sonunda katledilmiş yerine oğlu Alaattin gecmiştir.
Bu sırada Timurlenk Anadolu'ya akınlar yapmıştır. Yıldırım Beyazıt Amasya'yı almış Sivas'a yaklaşmış, guneyde Karamanlıların baskısına dayanamayan Alaattin, şehri Osmanlılara teslim etmiştir.
Bir davetle Sivas'ı teslim alan Beyazıt, şehri en buyuk şehzadesi Emir Suleyman'a vermiştir. Sivas Osmanlıların eline gectikten bir yıl sonra 1400 yılında Timur'un istilasına uğramış, bir sure sonra tekrar Osmanlı hakimiyetine gecmiştir.
Sivas Osmanlı İmparatorluğunda eyalet merkezi haline getirilerek Amasya, Corum, Tokat kısmi olarak Malatya ve Kayseri illeri Sivas'a bağlı birer sancak olmuştur. Evliya Celebi Seyahatnamesinde belirtildiği gibi Sivas zamanının en onemli eyaletlerinden biridir (40 ilkokul, 1000 dukkan, 18 han, 40 kadar ceşmesi olduğundan bahsedilir.
Sivas'a bircok vali atanmış, bunlar icinde belki de ismi hic unutulmayacak olan Halil Rıfat Paşanın yaptırdığı bircok yollar, kopruler, hanlar ve konaklar halen halkımızın hizmetindedir. Tarihin kaydedildiği zamandan beri onemli bir yerleşim merkezi olan Sivas, asırlar boyunca onemini korumuş ve ozellikle Milli Mucadele yıllarında milli mucadeleye başlangıc olması ona tarihin en kıymetli değerini vermiştir.