malatya ismini nereden almıştır malatya adını nerden almıştır ismini nerden adını nereden aldı
canım meleklerim bilindiği gibi ben bir malatya aşığıyım ve malatyalıyım aklıma geldi araştırayım dedim...

Hititler yaşadıkları donemde buranın adı "Meliddu"dur.yıllar gectikce bir cok benzer isimle adlandırılan malatya son olarak halk tarafından Malatya olarak değişmiştir.

MALATYA’nın TARİHİ

Medeniyetlerin doğduğu Avrasya‘yı bir uctan oteki uca kat edip Avrupa’nın batısı ile Asya ‘nın doğusunu birleştiren ve medeniyetlerin yayılma yolunu ifade eden eksen Anadolu ‘dan gecmektedir. Avrasyanın bu uzun doğu batı ekseni boyunca toplumlar arası hareketlilik yoğun olarak hep olmuş, bu hareketlilik toplumsal rekabet , savaş ve goclere sebep olmanın yanında aynı zamanda da toplumsal ve teknik yeniliklerin bu eksen boyunca yayılmasını sağlamıştır. İşte adeta medeniyetleri taşıyan bu eksen Anadolu ‘dan gecerken yoğunlaşarak (ve daralarak) Anadolu ‘yu medeniyetler koprusu haline getirmektedir. Bu ozellik Anadolu ‘yu tarihin ilk cağlarından beri medeniyetler beşiği haline getirmiştir. Bu nedenle Anadolu’nun her taşı tarih kokan bir yer yuzu cennetidir.
Tarihte olduğu gibi gunumuzde de medeniyetleri buluşturan Yurdumuzun onemli kavşak noktalarından birinde de Malatya bulunmaktadır. Bu ozelliği Malatya ‘yı tarihin her doneminde onemli kılmış ve dikkatleri hep uzerine cekmiştir.
Malatya, eski cağlardan beri Anadolu ve Ortadoğu 'nun gecit veren kavşak noktasındadır. Doğuda en eski ulaşım yolu; Malatya­ Sivas uzerinden Erzurum'a, oradan da Kafkasya'ya uzanan yoldur. Buna, KarasuAras yolu da diyebiliriz. Ote yandan Guneydoğu'ya, Malatya ve Diyarbakır uzerinden Mezopotamya'ya uzanan yol onemlidir. Malatya'dan doğuya doğru Murat, KarasuVan Golu diğer tabii bir onemli yoldur. Diğer onemli bir yol ise Guneyden gelip Malatya'da duğumlenen Malat­yaKahramanmaraş arasında Torosların cok kesif gorundukleri bir sahada, akış yonleri farklı vadilerin takip ettiği tabii bir koridor boyunca uzanmaktadır. Guneyde dağlar arasında acılmış bir başka yol, Adıyaman uzerinden Urfa'yı Malatya'ya bağlamaktadır.
Belirtilen yollar, Malatya'da birleşerek kuzeyde Kafkasya'ya, guneyde Cukurova, Mezopotamya ve Suriye'ye, batıda Ege sahillerine, doğuda İran ve uzak doğuya kadar uzanmaktadır. Bu yollar, Akad İmparatoru Sargon zamanından beri işlemekteydi. Hititler zamanında da işlemekte olan bu yoldan Hitit Krallarının gecerek Anadolu uzerindeki devletlerle savaştığı bilinmektedir. Hitit Kralı Şuppililiuma 'nın bu yoldan gecerek Aşağı Fırat boylarına indiği, dolayısıyla Malatya civarında Fırat Nehrini gectiği kaynaklarca belgelenmektedir. Bu yolun KayseriKultepe 'den başlayarak, Gurun Darende Malatya Samsat uzerinden Urfa'ya vardığı buradan da ikiye ayrılarak Gargamış ve Halep'e, diğerinin de Nusaybin uzerinden doğuya Asur ve Babil'e gittiği tahmin edilmektedir. Mezopotamya ile Anadolu arasındaki ticaret ve kultur alışverişinin bu yol uzerinden yapılması, Malatya'nın tarihi ve kulturel onemini artırmıştır.
Antik cağlarda kullanılan yolların yanında, Roma doneminde ticaretle sınırların korunması amacıyla yeni yol yapımına gecilmiştir. Malatya'nın buyuk bir askeri merkez olması sebebiyle Romalılar, askeri ve ticari amacla kullanılan yollarını Malatya'dan gecirmişlerdir. Bu durumu, yol kenarlarına dikilen mil taşları doğrulamaktadır.
Bizans İmparatorluğu Roma yollarını aynı amacla kullanılmıştır. Araplar, Bizans topraklarına yaptıkları akınlardan sonra geri cekilirken Kommagene ile Malatya arasındaki gecitten faydalanmışlardır. Turkler ise Fırat Nehri'ni Malatya yakınlarında aşarak Orta Anadolu'ya ulaşmışlardır.
TARİH ONCESİ DONEM

Coğrafi konum itibariyle tabii yol uzerinde olan Malatya on tarihinin Paleolitik cağa kadar indiği, Ansır (buzluk) ve İnderesi mevkiinde bulunan mağaralardan anlaşılmıştır.
1979 yılında başlayan Karakaya Baraj Golu kurtarma kazıları kapsamındaki İzollu mevkii Cafer Hoyukte yapılan kazılarda, o yore insanının Paleolitik mağaralardan cıkıp ilk defa ovada tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları ve yerleşik koy hayatına başladıkları anlaşılmıştır. Cafer Hoyuk kazılarıyla, Malatya ve cevresinin M.O. 7000 yılında İskana başladığı anlaşılmaktadır.
19791986 yılları arasında kazıları surdurulen PirotCaferhoyuk calışmaları sonucu dunyanın ilk heykel orneği sayılan, beyaz kirectaşından yapılmış kucuk figurler, M.O. 7000 yılına tarihlenmektedir. Kazı sonrası gun ışığına cıkarılan bu eserler halen Malatya muzesinde sergilenmektedir. Tarih kronolojisi'ni takip ettiğimizde, yorenin ana seramiği tek renk olup, ateşte az pişirilmiş koyu astarlıdır. Bu seramik yanında ithal malı Halaf tipi seramik orneklerinin Hekimhan, Kuyuluk, Hinso ve Arguvan Karahoyukte; Hassuna boyalı Seramik orneklerine ise Aslantepe, Değirmentepe, İsahoyuk ve Fırıncıhoyuk'te rastlanmaktadır. Aslantepe ve Değirmentepe kazıları, bolgedeki yerleşimin M.O. 50003000 yılları arasında Kalkolitik cağda devam ettiğini gostermektedir.
Değirmentepe ve Aslantepe'de cok sayıda taştan ve pişmiş topraktan damga muhurleri ile pişmemiş toprak muhur baskıları bu yorelerin onemli bir ticaret merkezi olduğunu belgelemektedir. Anadolu ile olduğu gibi, Kuzey Mezopotamya ve Suriye ile de Fırat Nehri yolu ile ticaret bu donemde yapılmıştır.
M.O. 3000 yılında Malatya yoresinde seramik genellikle elle yapılmış, hamuruna ince kum karıştırılmış siyah astarlıdır. Bu seramik orneklerine; Aslantepe, Hasırcı, Fırıncıhoyuk, Karahoyuk, İsahoyuk, Morhamam, Kosehoyuk, İmamoğlu, Değirmentepe, Koşgerbaba ve Pirothoyuk'te rastlanmıştır.
Eski tunc II. doneminde, M.O. 2500 yıllarında başlayan seramik orneklerine yorede yer yer rastlanılmıştır.
Eski tunc III. evrelerine ait elle yapılan, ateşle pişirilen seramikler Malatya bolgesinde coğunlukla deve tuyu renkli olup, uzerindeki susler, geniş bantlar şeklinde desenlerle kaplıdır. Bu orneklere Aslantepe, Değirmentepe, Pirothoyuk'te rastlanmıştır. Aslantepe kazılarıyla 1992 yılında gun ışığına cıkarılmış ve M.O. 3200 yıllarına tarihlenen tapınak, bolgenin en onemli dini ve kultur merkezi konumuyla , Mezopotamya Kulturu ile cağdaş ve hatta Anadolu'nun ilk tapınak orneklerinden olarak tarih ve arkeolojiye ışık tutmaktadır.