İnsanoğlu icin ongorulen biyolojik yaşam suresi ortalama 120 yıldır.Cevremize baktığımızda gittikce artan sıklıkta kanser ve kronik hastalık gorulmesi sanki gunumuz insanının eski insanlara gore daha sağlıksız olduğu gibi bir izlenim yaratmaktadır.Ancak istatistikler farklı bir şey soylemektedir. Ulkemizde 1950 yıllarında kadınlarda beklenen ortalama yaşam suresi 45 iken 2012 verilerine gore 75’e cıkmıştır.(Turkiye istatistik kurumu verileri) Benzer artış yaklaşık 5 yıl geriden gelmek uzere erkekler icin de soz konusudur.Yani son 60 yılda kadınlarda ortalama yaşam suresi 30 yıl artmıştır.Bu orta cağda bir insan omru olan 30-40 yıla bedeldir.
O halde nasıl oluyor da gunumuzde yaşamı olumsuz etkileyen bircok ic ve dış olumsuz faktor varken; ortalama yaşam suresi uzuyor.Orneğin beslenmede gunumuzdeki GDO' lu gıdalar, hormonlu hayvansal ve bitkisel gıdalar,kimyasal koruyucu iceren kısa ve uzun raf omurlu gıdalar yoktu.Aynı şekilde fosil yakıt tuketimine bağlı cevre ve hava kirliliği , ozon defektine bağlı ultraviyole ve gurultu kirliliği eskiden yoktu. Bunun dışında tuketim ekonomisinin yarattığı yarışmaya bağlı stres ,aile yapısının kuculmesi ile yalnızlaşma ,teknolojik gelişme ile birlikte ortaya cıkan hareketsizlik (eski insanların gunluk ihtiyaclarını karşılama icin yaptığı egzersiz gunumuzde ancak spor salonlarında ozel zaman ayrılabilerek yapılır olmuştur.) Bunun gibi listeyi uzatabileceğimiz gunumuze dair bircok olumsuzluk ortada dururken insan yaşamı nicin uzamıştır?
Bu sorunun cevabına yonelik bazı ipuclarını Gallup ‘un 2005-2011yılları arasında geniş kitleler uzerinde yaptığı ''Dunya mutluluk araştırması'', nda bulabileceğimize inanmaktayım.
Dunya'da en mutlu ulkeler olarak saptanan (sırası ile) Danimarka , Finlandiya ve Norvec gibi İskandinav ulkelerine karşın en alt sıralarda Afrika ulkeleri yer almıştır. Turkiye bu sıralamada 78. sırada bulunmaktadır.Asıl bu araştırmadan cıkan ilginc sonuclardan biri; ulkenin refah seviyesi yukseldikce mutlu olan insanların sayısının artmasıdır. (Listenin en ustunde yer alan İskandinav ulkelerinde; en altta yer alan Afrika ulkelerine gore kişi başına duşen yıllık gelir 40 kat fazladır.Aynı zamanda ilk uc sıradaki ulkelerde ortalama yaşam suresi son uc ulkeye gore 28 yıl daha uzun bulunmuştur.)Peki bu araştırmada, İskandinav ulkelerini sağlık acısından en one taşıyan faktorler nelerdir?
Bu ulkeler gelişmiş refah duzeylerinin sağladığı gucu; daha luks, daha gosterişli yaşam bicimini organize etme yonunde kullanmaktansa benzer refah seviyesindeki ulkelerden daha farklı olarak her şey insan icindir felsefesi ile organize etmişlerdir.İnsanda da her şeyin başı sağlık olduğuna gore bu ulkeler, insan sağlığına zararlı tum olumsuzlukları minimalize etmeye yonelik organize olmuşlardır.Aynı zamanda sağlık teknolojisindeki gelişmeleri herkesin kolayca ulaşabileceği ve yararlanabileceği bir şekilde uygulamışlardır.
Kendi sağlığımız icin ya ulke olarak bu ulkelerin pozisyonuna ulaşmayı bekleyeceğiz yada kendi dinamiklerimizi kendi sağlığımız icin harekete gecireceğiz.Yani mumkun olduğunca sağlığımıza zararlı faktorler konusunda bilinclenecek, aynı zamanda her şeyin başı sağlık felsefesi ile tıp teknolojisindeki gelişmeleri check up tarzında yaklaşımla gundelik hayatımıza sokacağız.
Bir kısım insan hicbir yakınması olmadan sağlık kontrolune girmek istemez. Cunku birincisi hasta olduğunu oğrenmek istemez ikincisi tespit edilecek bir hastalığa yonelik alınacak tedbirlerin alışık olduğu yaşamı değiştirmesini istemez.Bu bir aldatmacadır sonucta her ikisinden de kesinlikle kacış yoktur.
Diğer bir insan grubu da; ekonomi ve zaman planlamasında her şeyin başı sağlıktır diyerek tıp teknolojisini hayatına sokan insan gurubudur.İskandinav ulkelerinde bu devlet planlaması ile gundelik hayata sokulmuştur.
Konumuz kadın sağlığı olduğu icin işte bu bakış acısı altında ozellikle 40 'lı yaşlardan sonra karşılaşılmaya başlanan jinekolojik kanserlere karşı yapılabilecek en iyi şey konu hakkında bilinclenerek ve periyodik muayene ile erken tanı şansını yakalamaktır.
Kadınlarda en sık gorulen kanserler sırası ile:
Meme- kolorektal( barsak )- endometrial (rahim ici)-akciğer-servikal(rahim ağzı)-cilt ve over kanserleridir.
MEME KANSERİ
Meme kanserlerinin %70 ‘i hastanın kendisi tarafından fark edilir ve %90’nında ailede meme kanseri hikayesi yoktur.
Risk Faktorleri:
_ Yaş (% 85’i 40 yaş ustu)
_ Aile hikayesi(ancak meme kanseri tespit edilenlerin %90 ‘da aile hikayesi yoktur)
_ Gebelik oykusu(35 yaşından sonra ilk doğum)
_ Hormonal faktor ( İlk adetin erken yaşta gelmesi,gec menopoza girme, menopoz nedeni ile hormon takviyesi )
_ Diğer organ kanserleri olma (yumurtalık ve rahim ici)
_ Obezite (ozellikle menopoz sonrası fazla kilo alma)
PERİODİK MUAYENE :
Kendi kendine meme muayanesi (20 yaşdan itibaren başlanmalı)
Doktor muayenesi (20 yaşdan sonra her 3 yılda bir )
Mamografi
** 40-49 yaşta 1-2 yılda bir ( Bu yaş aralığında taramayı gereksiz bulan konu ile ilgili organizasyonlar mevcuttur.)
** 50 yaş ve ustu her yıl ( İki yılda bir taramayı uygun goren organizasyonlar da mevcuttur.)
ENDOMETRİUM (Rahim ici ) KANSERİ
Olguların ancak %5 40 yaş altıdır. Coğunlukla menopoz sonrası gorulur.En sık karşılaşılan bulgusu menopoz sonrası vajinal kanamadır.
Risk faktorleri :
Erken adet başlama /gec menopoza girme (52 yaş ustu)
Hic doğum yapmamış olmak
Obezite,hipertansiyon ve diabet gibi kronik rahatsızlıklara sahip olma
İc yada dış kaynaklı estrojen hormonuna maruz kalma ( Polikistik over hastaları,menopoz sonrası hormon takviyesi alma vs)
Ailesel kolorektal kanser geni taşıyıcıları ve meme kanseri olanlar
PERİODİK MUAYENE :
Menopoz sonrası yıllık vajinal ultrason ile rahim ici kalınlık değerlendirilmesi, 5 mm ve ustu kalınlaşmada biyopsi yapılması.
SERVİKS ( Rahim ağzı ) KANSERİ
İlişki sonrası kanlı akıntı gibi bulgu verebilir.Erken tanıda pap smear etkili bir yontemdir.
Risk faktorleri :
En onemlisi siğil virusu(HPV virus)Genc kızlar cinsel aktif hale gelmeden ( 9-26 yaş arası ideali 11-12 yaşda,3 doz HPV aşısı ile 0-2-6. aylarda aşılanması onerilir)
HPV virusu taşıyanların %20 de hicbir bulgu yoktur.Hastalık gecirenlerin % 70-80 ni kendiliğinden iyileşir.Hastalık gecirenlerin ancak %10-13 de servikal lezyon oluşur.Bu cercevede erken başlayan cinsel hayat,cok sayıda cinsel partner,sex yolu ile bulaşan cinsel hastalık HPV ile karşılaşma olasılığını arttırarak risk yaratır.
Bağışıklık sistemi zayıf olan insan gruburisk altındadır. Transplant hastaları,duşuk sosyoekonomik durumda olanlar,sigara icenler
PERİODİK MUAYENE :
Pap Smear uygulaması Cinsel aktif hale geldikten 3yıl sonrası veya en gec 21 yaşda başlanmalı.
21-29 yaşlarda 2 yılda bir
30 yaş ustu 3 kez sağlıklı smear sonrası 3 yılda bir 65 yaşa kadar.
65 -70 yaş arasında son uc smear sağlıklı cıktı ise 65 yaşda bırakılabilir yoksa 70 yaşa kadar devam.
OVER KANSERİ (Yumurtalık)
Erken tanısında etkili bir yontem geliştirilememiştir.Sinsi ve hızlı ilerlemesi erken tanısını gucleştirir.
Risk faktorleri :
1. derecede akrabada yumurtalık kanseri olması riski 3.6 kat artırır
2. derecede akrabada yumurtalık kanseri olması riski 2.9 kat artırır
Hic doğum yapmamış olma veya sebebi belirsiz kısırlık oykusu
Erken adet başlaması yada gec menopoz gibi adet oykusu
Yaşam bicimi olarak obezite
PERİODİK MUAYENE
Gunumuzde erken tanı ihtimali az olan jinekolojik kanser turudur. Ne yazık ki tespit yapıldığından olguların %70 ileri evre aşamasında olmaktadır. Hastaya yonelik karında şişkinlik ,kilo alma yada sık tuvalete cıkma kabızlık veya bel ağrısı dışında sipesifik olmayan bası bulguları dışında pek belirti vermez.Bunun dışında yumurtalık kanserlerinin agresif hızlı ilerlemesi, oncul lezyonunun olmaması bu tip kanserlerde bugune kadar etkili bir erken tanı yonteminin bulunamamasına sebep olmuştur. Her şeye rağmen riskli hastalarda 6ayda bir diğer hastalarda yıllık transvajinal ultrason ile yumurtalık volum olcumu (menopoz oncesi 20cc,menopoz sonrası 10cc ustu ) ve CA-125 tumor marker’ı ile takip onerilebilir.
DIŞ GENİTAL CİLT KANSERLERİ
Yavaş seyirli olması ciltte renk ve yapı değişikliği ile belirti vermesi erken tanısını kolaylaştırabilir ancak cogunlukla yaptığı kaşıntı mantar enfeksiyonu ile karışır.
Risk faktorleri :
Kronik,kaşıntılı ciltte renk ve yapı değişikliği ile seyreden lezyonların olması.
40’ lı yaşlardan sonra dış genital bolgede ciltte renk değisikliği ,dışa cıkıntılı lezyon,uzeri kabuklanan ve iyileşmeyen ulserler varlığında tek tanı yontemi olan biyopsi duşunulmelidir.
Ayrıca menopoz sonrası genital siğiller bu cercevede dikkate alınmalıdır.

[h=2]Muğla Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]