“Yapamayacağım, beceremiyorum, hata yapıyorum, eksik yapıyorum, başaramıyorum, işe yaramaz biriyim, hicbir şeyi hak etmiyorum, bunların suclusu benim” gibi duşunce kalıpları kişiyi bir kara kuyunun icine ceker. İcinde var olan tum potansiyeline golge duşurur. Hayal gucu ve yaratıcılık kapasitesine kilit vurur. İşlevsizleştirir. Kişi bu inanclardan dolayı yapamaz hale gelir, yapamadıkca bu inanclar kuvvetlenir, bir kısır dongu gibi. En sonunda kendine inanmayan, kendini kucumseyen ve durmadan eleştiren bir benlik oluşmuş olur. Surekli kendini doven kişi tum bitkinliğine rağmen bir de yaşamla savaşa girer. Cunku icinde filizlendirdiği kara tohumlar hızla buyuyerek yaşama sevgisini ve inancını zehirlemiştir. Yaşamda var olan her şey kişi tarafından tehdit olarak algılanmaya başlar.

Oysa “yaşamla savaşmak” yapılacak olan en anlamsız eylemdir. Cunku bu bir yanılsamadır. Kişi yaşamın berbat olduğunu, insanların kotu olduğunu, guvende olmadığını, onlem alması gerektiğini soyleyip durarak yaşama savaş acsa da esas savaşı kendisiyle vermektedir. İcinde buyuttuğu siyahlık tum benliğine yayılarak yaratıcılığını ve yapabilme gucunu ele gecirdiği gibi bir de gozlerinin onune inerek hayatı “kotu ve savaşılması gereken bir yer” olarak gosterir. Boyle bir hayat her zaman pis kokacak, her zaman rahatsız hissettirecektir.

O kara tohumlar cok yuksek olasılıkla cocukluk doneminde, bebeklikte hatta belki de anne karnında atıldılar oraya ve yaşam yolunda ilerleyebilmenin en onemli koşullarından biri olan temel guven duygusunu zedelediler.

Guven, kişinin yaşamda yurumesini, koşmasını, durmasını sağlayan ayakları gibidir. Bir ayak ‘kendine guven’ i diğeri ise ‘dış dunyaya guven’ i temsil eder. Zihinde donup duran kara duşunceler yuzunden guven duygusu hasar gorur ve amansız savaş başlar.

Şimdi bu oldurmeyen ama surunduren savaşı sonlandırmanın vakti gelmedi mi? Yaşamla birlik icinde akıp gitmek, onun duşmanı değil parcası gibi hissetmek daha guzel gelmiyor mu?
Oncelikle zihninizde donup duran ve sizi gunden gune eriten duşunce kalıplarınızı bularak işe başlayabilirsiniz. Onlar varlar, oradalar ve size zarar veriyorlar. Varlıklarını gorun. Sizin dışınızda, sizden bağımsız, kontrolsuzce bağırıp duruyorlar. Gercek gibi algıladığınız bu durumu değiştirebilirsiniz. O siyahlığı kokunden kavrayarak sokup atabilecek guce sahipsiniz.

Duşuncelerinizi değiştirmek ve yaşamınızı donuşturmek tamamen sizin kontrolunuzde. Kendinizi dovmek yerine, enerjinizi icinizdeki tozlanmış guzelliği parlatmakla harcamayı secebilirsiniz.

[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]