Kilo almamak icin her oğlen salata yemeye calışan plaza calışanı genc kadın, daha iyi gozukmek icin gece saat 9’da yorgun argın spor salonuna giden orta yaşlı yonetici ve uzak akrabalarından birinin de olduğu tansiyon hastalığından cok korktuğu icin, tuzu hayatından cıkartıp salatalığın uzerine tuz ekerek yiyebilme keyfinden kendini omur boyu mahrum eden pimpirikli emekli amca da iradesini kullanarak bunları yapmaya calışıyor.
Bir diğer tarafta ise dinin emrettiği gibi yaşamaya calışan insanlar da, orneğin bu uzun yaz gunlerinde 17 saat ac ve susuz kalabilmeyi, bir cok dunyevi zevki zihinlerinden ve hayallerinden cıkartıp, sınırları kutsal metinlerce cizilmiş hayatlar icinde arzularını ketleyebilmeyi ve bedenlerine hakim olmayı iradelerini guclendirerek başarmaya calışıyorlar.
Oysa irade, o kadar da guvenilebilir bir insan meziyeti değil, hatta bizi yarı yolda bırakacağını da icten ice bilir, ama itiraf etmek istemeyiz. Diyet yapıp yapıp, bir cumartesi gecesi yemeğin ve tatlının dozunu kacırarak iki haftalık diyetini heba edip kendine sinirlenen de, "Takva" filminde Erkan Can’ın oynadığı, genc ve guzel bir kadının cinsel cazibesine kapılıp bunun kaygısından dolayı psikoza giren inanclı tarikat uyesi de arzularını ketleyememenin ve iradelerine fazla guvenmelerinin bedelini oduyorlardır aslında…
Davranış bilimlerinde, akademik cevrelerde uzun yıllar devam etmiş bir tartışma, insanın davranışlarının şekillenmesinde cevresel faktorler, eğitim ve kulturun mu yoksa biyolojik bazı yatkınlıkların mı daha on planda olduğuydu, bu tartışma eski hararetini yitirmiş olsa da halen daha zaman zaman devam eder. Politik doğruculuğu esas alan psikolog ve psikiyatristler, biraz da 20.yuzyılın ilk yarısında oldukca etkili olmuş olan "sosyal Darwinizm’ kuramı nedeniyle biyolojik etkenlerin varlığına mesafeli durmuşlardır. Bunda haklılık payı da yok değildir. Cunku guclu olan sağ kalır prensibinin (aslında evrimin motoru olan doğal secilim prensibi 'gucluluğe' değil, yaşamda kalımı kolaylaştıran herhangi bir biyolojik ozelliğe atıf yapar, mesela, yarasaların gormemesini gucluluk kavramıyla acıklamak pek kolay olmaz!) yanlış anlaşılıp, suistimal edilmesiyle ortaya cıkan sosyal Darwinizm, emperyalistlerin somurgelerdeki topluluklara işkencelerine, Nazilerin, Slav ve Yahudileri aşağı ırk olarak gorup soykırım uygulamalarına, ozurlu ve geri zekÂlıların kısırlaştırılmasının savunulabilmesine zemin hazırlayarak, korkunc suclara neden olmuştur.
Ancak, elektrik ampulunu bulan Edison’un, elektrik faturasından sorumlu tutulamayacağı gibi, davranışlarımızı şekillendiren genetik ve evrimsel biyolojik gerceklikleri yok saymak da bilimsel acıdan kabul edilebilir değildir.
Doğumumuzdan itibaren insan olmamızdan kaynaklanan ve turumuze ozgu bazı doğal becerileri beraberimizde getiririz. Orneğin, insanlar tarafından yetiştirilen bir şempanze, konuşmayı hicbir zaman oğrenemez, ama ornekleri tarihte var olan, ormanda kaybolup, hayvanlar arasında buyuyen cocuklar, bulunup, insanlar arasına getirildiklerinde kısa bir sure sonra iletişim kurabilmeye ve dil oğrenmeye başlarlar. Gen kodlamaları arasında yaklaşık binde birlik bir fark bulunan şempanzeler ile bonobo maymunları siyah ile beyaz kadar birbirlerine zıttırlar. Şempanzeler, bilinen en saldırgan canlılardan biridir, bonobolar ise dost canlısı, barışcıl ve eğlenmeyi seven, ayrıca yuz yuze sevişmeyi keşfedebilmiş insan harici tek memelidir.
İnsanlarda, D4DR denilen dopamin ile ilgili bir genin biraz daha farklı ve uzun bir versiyonuna sahip olanlarda maceraperestlik ve girişimci ruhlu olma ihtimali oldukca yuksektir. Yani yuksek katılım ucretli "girişimcilik" kurslarına katılmanıza ve yeni bir şeyler yapabilmek icin devamlı başkalarının sizi motive etmesine gerek kalmaz. Keza 17. kromozomumuzda bulunan serotonin taşıyıcılığı ile ilgili geniniz biraz daha kısaysa, kaygılı, insanlarla iletişim kurmakta zorlanan, gergin biri olma olasılığınız cok yuksektir.
Genetik olarak birbirinin tamamen aynısı olan tek yumurta ikizlerinin, sadece goruntuleri değil, kişilik ve yaşamsal tercihleri de benzerdir. Birbirinden ayrılmış şekilde yaşayan, doğumlarında farklı ailelere evlatlık verilmiş tek yumurta ikizlerinde, muzik zevklerinin, giyim kuşam alışkanlıklarının, dindarlık duzeylerinin, idam cezası ve kurtaj gibi netameli konulardaki fikirlerinin de şaşırtıcı derecede benzer olduğu saptanmıştır. Genetik kodlarımızın, nasıl biri olduğumuz konusundaki etkileri, sandığımızın cok otesindedir.
Kişiliğimizin temellerini oluşturan bazı kalıpların- orneğin- yenilikcilik, sebat, zarardan kacınma ve odullendirilmeye duyarlılık gibi- cok kalıtımsal nitelik taşıdığını biliyoruz bugun. Bu ozellikler, daha doğumda, sizin hayat boyu oynayacağınız sahanın koşe direklerini belirliyor. Ama hemen korkmayın, tabii ki eğitim ve cevresel faktorler bu sahanın icinde ne yapacağınızı belirlemek gibi bir etkiye sahip, bu alanda ister futbol oynayın, ister ağac yetiştirin ister yuzun, yuzolcumunu ve temel direklerin yerlerini değiştirebilmek mumkun değil yine de… Buradan cıkarılabilecek ders ise girişimcilik kurslarıyla girişimci olmanın imkansız olduğunu anlamamız olabilir.
İnsanoğlunun, kendini diğer hayvanlardan farklı ve ustun hissetmesine neden olan bir cok duygusal ve davranışsal ozelliğinin, orneğin sucluluk duygusu hissedebilmesi ve merhametli olmasının ya da cinsel ahlakın, 5 milyon yılda gelişmiş, kuşaktan kuşağa genetik olarak aktarılabilen kodlamalar olması ve ortaya cıkışlarının, var olmayı ve yaşamda kalmayı kolaylaştırıcı biyolojik bir amacı olmasını kabullenmek kolay değildir. Ancak kadın guzelliği ve estetiğinin yuvarlaklık ve simetriyle, erkek guzelliğinin ise goğus cevresi ve omuz genişliği ile tanımlanmış olması nasıl tesaduf değil ve ureme icgudusunun eseriyse, ahlakın ortaya cıkışı da o kadar biyolojik bir neden – sonuc ilişkisinin bir sonucudur. Ahlaki metinler, ilkel insanların keşfetmiş olduğu bir cok etik değeri sonradan formule etmiştir.
İngilizcedeki 'salt' (tuz) ve 'salary' (maaş) kelimelerinin kokeni aynıdır. Roma doneminde, askerlerin maaşlarının tuz olarak da odendiği soylenir. Rafine tuz ve şekerin fabrikasyon halde uretilemediği zamanlarda insanlar icin ne kadar değerli olduğunu tahmin etmek hic zor değil. Yuzbinlerce yıldır, yaşamamız icin vazgecilmez olan tuz ve şekeri, bulduğumuz yerde tuketmeyi o kadar icselleştirmişiz ki, son yuz senedir bu kadar kolay bulunabildiğinin hala ayırdında değiliz belki de…. Bu yuzden, ne kadar irade kullanmaya calışırsak calışalım, tuzlu ve tatlı yiyecekleri abartılı bir şekilde tuketmemeyi, başaramıyoruz. Şişmanlık ve hipertansiyon modern cağların vebası olarak en buyuk sağlık sorunlarımızı oluşturuyor gunumuzde.
Coğu zaman mantıksız ve doğru olmadığını bildiğimiz şeyler yapıyoruz. Hayatımız cok yolunda ve huzurluyken, patronumuzla kavga edip işimizi kaybederiz, kısa sureli heyecanlar icin eşlerimizi aldatırız, komşunun cocuğuna kotu davranırız, arkadaşlarımıza yalan soyleriz. Kumar oynar ve sağlığımızı riske edecek kadar icki icebiliriz Bunların hepsi biyolojik olarak acıklaması mumkun olan, ancak rasyonel olmayan davranışlardır. Cunku insan ruhu ( iyi ki de!) rasyonellik uzerinden şekillenmemiştir.
Bizler, icinde yaşadığımız doğanın, eşit ve basit bir parcasıyız, etrafımızdaki hayvanlardan, boceklerden, ağac ve ciceklerden bir ustunluğumuz yok. Kendimizi kandırdığımız dev aynasına bakmayıp, doğanın kanunlarıyla uyumlu ve dengeli olsak, cevremizle, diğer insan topluluklarıyla ve en onemlisi zaaflarımız olduğunu bilerek kendimizle- barışık ve mutlu yaşayabiliriz. Uzerimize uymayan, rahatsızlık veren, kendimizi şartladığımız şablonlar, doğamızla, biyolojik bir varlık olduğumuz gerceği ile bağdaşmayanlardır. İnsan ruhunu anlayabilmek icin bir kılavuz arıyorsak, lise 1. Sınıf biyoloji ders kitabından başlayabiliriz…
Not: Bu yazıda Steven Pinker'in 'Blank Slate -Modern Denial of Human Nature' ( Boş Sayfa-İnsan Doğasının Modern İnkarı) ve A.G. Cairns Smith 'in 'Evolving the Mind on The Nature of Matter and Origin of Consciousness' ( Zihnin Evrimi : Maddenin Doğası ve Bilincin Kokeni Uzerine) kitaplarından faydalandım.
[h=2]İstanbul Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Gunahkar munafıklar değil, kusurlu biyolojik varlıklarız
Sağlıklı Yaşam0 Mesaj
●20 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Sağlık Forumları
- Sağlıklı Yaşam
- Gunahkar munafıklar değil, kusurlu biyolojik varlıklarız