İlk bakışta savcının iddianamede yer vermesi manasız gorunen bazı olay ve isimler, yazar Avni Ozgurel'e gore aslında iddianamenin şifreleri ve bilincli konuldu:
Nihayet acıklandı ve fal uzerine yorum yapmaktan kurtulduk. Savcının ‘Ergenekon’ derken neyi kastettiği, kimi neyle sucladığı artık belli.
Gecmişte hayli hacimli ve iddialı cok iddianame ve yargılama sonunda o iddialarla mutenasip sonuc doğmadığını gorduğum icin ‘Vay be’ korosuna katılmak istemem. Ayrıca beş gundur gazetelerin yer verdiği şemalar, tablolar ve bunlara dayalı yorumlara aynı paralelde bir yenisini eklemenin zihin karıştırmaktan ote faydası olacağını sanmadığım icin sizleri tahlil girdabına cekmek de istemiyorum.
Ancak iddianamenin dayandığı mantık dokusunun şifresi niteliğinde bazı hususlar var ki, bunların bilinmesi yararlı olur. Gazete makalesinin hacmi icinde bazısı hukuk/yargı tekniğiyle alakalı tuzakların hepsini anlatmam imkÂnsız. Ancak birine dikkatinizi cekmek istiyorum.
İddianamede sanık ya da tanık sıfatıyla anılan/anılmayan cok kişinin telefon dinleme kayıtlarından bolumler var. Bunlarda adı gecmeyen, hukukta ‘atf-ı curm’ denilen nitelikte suc teşkil eden fiille ilişkili ust duzey kişi neredeyse kalmamış halde. İki kişi arasında gecen konuşmalardan birinde Başbakan’ın Ağar’a 60 milyon dolar para verdiği, bir başkasında Baykal’ın bir şirketten 5 milyon dolar para aldığı soyleniyor; diğerlerinde eski Cumhurbaşkanı Sezer’den Buyukanıt’a, Kıvıkoğlu’ndan, Bir’e hayli insan hakkında hakaret iceren konuşmalar yer alıyor. Bu konuşmaları yapanlar sıradan insanlar değil. Aralarında kendi komutanlarına demediklerini bırakmayan generaller, Alemadaroğlu vb. isimler var.
Soruşturma sırasında savcı ne Başbakan’ı cağırıp, Ağar’a para vermişsiniz doğru mu, diye sordu, ne Baykal’a hakkınızda boyle bir iddia var ne dersiniz diye. CHP liderinin ruşvet aldığı soylenen şirketin sahipleri ya da yoneticileri de sorgulanmadı. Keza ne hakaret iceren konuşmaları yapan insanlara sarf ettikleri sozlerin sebebinin sorulduğunu duyduk ne de soz konusu hakaretlerin muhataplarına bu konuda bilgi verildiğini.
İlk bakışta savcının iddianamede bunlara yer vermiş olması manasız gorunuyor. Zira ne bahsi gecen olaylarla ilgili bir soruşturma soz konusu, ne de telefonda başka kişiler hakkında ağıza alınmayacak laflar eden kişiler bu filleri dolayısıyla suclanır durumda.
Durum boyle olduğu halde savcının bu yolu benimsemesinin sebebi ne olabilir diye duşunduğumuzde onumuzde iddianamenin ‘talep’ bolumunde sanıklar hakkında istenen cezalar dışında yazılı olamayan bir amac bolumunun olduğu duşunulebilir.
Baykal değil miydi ‘Ben bu davanın avukatıyım’ diyen. Savcı ‘Buyurun Deniz Bey, vekili olduğunuzu soylediğiniz davada, hakkında soruşturma bulunan, polisin teknik takibine muhatap kişilerin hakkınızdaki duşunceleri...’ diyor. Ordu komutanları hakkındaki telefon konuşmalarını tek tek vermenin, keza eski Cumhurbaşkanı Sezer’le aynı safta gorunduğu kişilerin hakkındaki duşuncelerini iletmenin bana gore tek bir manası var: ‘Ergenekon soruşturmasından huzursuz olduğunuzu, ofkelendiğinizi biliyoruz, ama korumaya calıştığınız kişilerin hakkınızdaki duşuncelerini bilin ve sesinizi cıkarmayın, bu kişiler himayenizi hak etmiyor.’
Nitekim iddianame acıklanınca bu yaklaşımın savcılığın beklentisi doğrultusunda etki yaptığını gormemek imkÂnsız. Bu bakımdan iddianamenin yukarıda andığım dedikodu derlemeleri bolumunu amacsız gormemek gerektiği kanısındayım.
Son olarak işaret etmek istediğim bir husus da ‘1 Numara’ diye anılan ve fiziki tarifi verilen kişi. Bu şahsın kimliğinin savcılıkca bilinmediğini duşunmek akla ziyan. Neden acıklanmadığı konusunda değişik yorumlar mumkun. Belki adı hic acıklanmayacak. Belki etkili bir kişi olduğundan şuphe edilmeyecek şahsı, iddianameyle verilen mesajı anlayıp hareketsiz hale getirmek icin secildi bu yol.
haber7.com
Ergenekon iddianamesinde iki şifre
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Ergenekon iddianamesinde iki şifre