Sahip olduğumuz gucun ne kadarını kullanıyoruz?
Son gun ders calışıp başarılı olan bircok oğrenci vardır. Son gune kadar hicbir şey yapmazlar. Cunku son gune kadar sorumluluklarının farkında bile olmazlar. Son gun, uyanırlarsa, oturup calışırlar ve başarı elde ederler. Uyanamazlarsa bu başarıdan bile yoksun kalırlar. Uyanmaları demek, isteklerinin ve sorumluluklarının farkına varmalarının yanı sıra, guclerine de inanmaları demektir.
Kişinin sahip olduğu gucu kabul etmesi, bir bakıma kendisine karşı sorumluluğudur. Dışarıdan bakıldığında, gucu olumlu ya da olumsuz anlamda kullanmak, basit bir tercih gibi algılanabilir. Ancak coğu zaman, cok kucuk yaşlardan itibaren, kendi sorumluluğunu almayı oğrenememiş, sadece ona verilen gorevleri yerine getirmiş insanlarla karşılaşırız. Verilen gorevi yerine getirmeye koşullanmış bir insanın duşunmesi de gerekmez. Sadece yapar. Hal bu ki verilen gorevi iyi bir şekilde yerine getiren kişi, sanki sorumluluk sahibiymiş gibi algılanır. Eğer kişi, kendisine verilen gorevi becerebilecek yetilere sahipse, gorunurde pek sorun da yaşamaz. Ama her zaman kişinin gucuyle doğru orantılı gorevler verilebilir mi? Kişiye verilen gorev cok ise, kişi, yetersizlik duygularının icine itilir. Az ise, tatminsizlikle boğuşmasına neden olunur.
Kucuk yaşlardan itibaren bir kişinin kendisini tanımasına izin verilir, gucunu keşfedebileceği, hata yapabileceği, deneyimler yaşayabileceği ortamlar sunulur, ona saygı gosterilirse durum değişecektir. Bu durumda yapacağı gorev ve sorumlulukları kendi belirleyebilecek, risk alma cesareti gosterecek, yeterli hissettiği işleri ustune alacak, tatmin olduğu olcude emek harcayacaktır.
Kucukken hep yetişkinlerin karmaşık duşuncelerinin etkisinde kalır insan. Bir suru kalıplaşmış inanclarla yetişkinliğe doğru yol alır. Buyudukce korkular artar. Bircok kalıp duşunce bicimi doğru olup olmadığı değerlendirilmeden uygulamaya başlanır. İstenip istenilmediği tartılmaz. Bildik yapılar kullanılır. Aynı sorunun cozumunde aynı işe yaramaz yontemler tekrarlanır coğu zaman. Cunku daha kucuk bir cocukken, iyi niyetlerle engellenmiştir insanın duşunmesi…
Doğru eğitim vermek amacıyla yapılan yoğun yonlendirmeler, aşırı kısıtlamalar, koruma uğruna koyulan engeller, motivasyon adına yapılan karşılaştırmalar, oğretme adına dayatılan bilgiler, anlama adına yapılan yanlış ya da eksik yorumlar, kolaylaştırma adına verilen cozumler… Butun bunlar, “sen sorumluluk alma”, “sen duşunme”, “sen kendi gucunu bulma” demenin gizli bir yoludur.
Bir bireyin, kendi duşuncesine saygı duyan, kendini değerli hisseden, hata yapma hakkı olduğunu bilmenin verdiği guvenle risk alabilen, kendini seven, kendiyle barışık bir insan olabilmesi icin kendini tekrar buyutmesi gerekir.
Durdurulmazsak, kendimizi durdurmazsak, sahip olduğumuzu zannettiğimizden cok daha fazlası olduğumuzu fark edebiliriz. Bizi engellediğini fark ettiğimiz tum gereksiz duşunce bicimlerini atıp, yaşama dort elle sarılacak, umudumuzu artıracak yeni duşunceleri kabul edebiliriz.
Daha iyi ilişkiler kurmak, daha başarılı olmak, daha cok kazanmak, daha guzel bir mekanda yaşamak, daha guzel gorunmek, daha cok sevmek ve sevilmek bizim elimizdedir. Ve bunu istemek, olacağına inanarak istemek, yeterlidir. Cunku zaten bu durumda olması icin gerekenleri farkında bile olmadan yaparız. Duşunmeye başladığımızda icimizdeki gucun de farkına varırız. Boylece kendimize karşı sorumluluğumuzu ustlenir, kendi secimlerimizi yaşayabiliriz. Mutlu, huzurlu, uretken insanlar olabiliriz.
Uzm.Psk.Dan.Ruya Turna
[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Gucumuz var mı?
Sağlıklı Yaşam0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Sağlık Forumları
- Sağlıklı Yaşam
- Gucumuz var mı?