'Ergenekon soruşturmasıyla birlikte medya da kendine cekiduzen verecek.' diyen Prof. Ayhan Aktar, Guler Komurcu ve Akşam'n duştuğu durumu ornek gosterdi. Hurriyet'te Ergenekon 'dalga'sı mı?Bazı gazeteciler tasviye mi edilecek?
Murat Togay'ın roportajı
“Ergenekon soruşturmasıyla birlikte medya da kendine cekiduzen verecek. Nasıl ki Akşam Gazetesi, Guler Komurcu’yle yollarını ayırmak zorunda kaldıysa bazı gazeteci yazarlar tasfiye olacak.” Bu sozler Prof. Ayhan Aktar’a ait. Aktar, bir siyaset bilimci, sosyolog. Taraf Gazetesi’nde haftalık yazılar kaleme alıyor.
İki hafta once koşesinde “Ergenekon soruşturması medyadaki bazı kalelerin gumbur gumbur yıkılmasına sebep olacaktır. Goreceksiniz medyada dokunulmaz zannedilen kişiler yakında ortadan kalkacaktır.” diye yazdı. Aktar’la goruşerek bu iddiasına acıklık kazandırmasını istedik. Aktar, Genc Subaylar Tedirgin manşetini atan gazetecilik anlayışının tarihin copluğune atılacağına inanıyor. Artık zamanın ruhunun değiştiğini bu değişime direnen, kendini yenileyemeyen gazetecilerin Emin Colaşan gibi işsiz kalacağını soyluyor. Ergenekon soruşturması cercevesinde paşaların tutuklanmasını ‘TSK icindeki curuk elmaları temizliyor.’ diye değerlendiren Aktar, medyada da boyle bir temizliğe gidileceğini belirtiyor. Aktar’a gore bu temizliği gazete patronlar yapacak. Cunku “hicbir gazete patronu surekli para ve itibar kaybına dayanamaz.”
Aylardır Ergenekon operasyonu, gozaltılar, tutuklamalar konuşuluyor. Kimileri gelişmeleri bir demokrasi hamlesi olarak değerlendirirken kimileri Ergenekon davasından bir şey cıkmayacağı yorumunda bulunuyor. Soruşturma her gecen gun yeni dalgalarla genişliyor. İlhan Selcuk, Mustafa Balbay gibi gazetecilerin gozaltına alınması Ergenekon’un medya bağlantılarını gundeme getirdi. Golbaşı’ndaki darbe toplantılarına bazı gazetecilerin katıldığı iddia edildi. Balbay’ın gozaltına alınıp tutuksuz yargılanmak uzere serbest bırakıldığı gunlerde Taraf’ta Prof. Ayhan Aktar, “Genc subaylar rahatsız manşetini atan gazetecilik anlayışı tarihin copluğune atılıyor” diye yazdı. Aktar’la Ergenekon soruşturması ve medyayı konuştuk. Prof.Ayhan Aktar, artık zamanın ruhunun değiştiğini bu değişime direnen, kendini yenileyemeyen gazetecilerin Emin Colaşan gibi işsiz kalacağını soyluyor.
Ergenekon davasının hukuki yonu kadar siyasi boyutunun da cok onemli olduğu vurgulanıyor. Bir siyaset bilimci ve sosyolog olarak siz nasıl yorumluyorsunuz?
Turkiye’de ilk defa bir darbe teşebbusu, secilmiş bir hukumetin onayı ve Turk Silahlı Kuvvetleri’nin ust duzeyinin oluru ile yargılanıyor. Bu cok onemli bir şey. Turkiye tarihinde ilk defa oluyor boyle bir şey. Ergenekon yargılaması kesintiye uğramaz, sulandırılmazsa Turkiye’nin demokratikleşmesi acısından bir milat olur.
Ordu, olur verdi mi diyorsunuz...
Bu soruşturmanın ve emekli generallerin iceri alınmasının ordunun izni olmadan gercekleşmeyeceğini duşunuyorum. Sanırım TSK, icindeki curuk elmaları temizlemek istiyor.
CHP’nin Ergenekon soruşturmasında tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben once CHP’lilere kızıyordum, sonra uzulmeye başladım. Cunku rahmetli babam CHP’ye oy veren bir insandı. Ergenekon’la ortaya cıkan buyuk rezilliği savunmak, onun avukatlığına soyunmak uzulecek bir durum. Hani cok sevdiğiniz bir komşunuz vardır, kızı pavyona duşer ve konsomatris olur, uzulursunuz ya... İşte o uzulme duygusu var bende.
Artık Turkiye’de darbeler donemi kapanıyor mu?
Evet. Turkiye’de darbeler doneminin kapanmak olduğunu soyleyebilirim. Ama bunu sadece Ergenekon soruşturmasına bağlamak eksik olur. Bu dunyadaki değişimle ilgilidir. Unutmayın Şili’de darbe yapan general Londra’da tutuklanıyor ve eski İngiliz Başbakanı Teacher’in araya girmesiyle tutukluluk ev hapsine donuşturuluyor. Şimdi Turkiye de bu gidişata aykırı kalamaz. Zamanın ruhu değişti cunku. Soğuk savaşın bitmesiyle demokratikleşmenin temel bir değer olmasıyla ilgili... Acıkca ortaya koyalım. ABD’nin tavrı da değişti.
ABD’nin tavrı değişti dediniz. Ergenekon soruşturması bir ABD operasyonu diyenler var?
Ses cıkarmadıklarını hatta teşvik ettiklerini soyleyebiliriz. Ama buna kalkıp da bu bir ABD operasyonudur diyemeyiz. Bu yerli bir iştir.
Biraz da operasyonun medya ayağını konuşalım. Susurluk’la ilgili geniş yayın yapan gazeteler bugun niye suskun kalıyor?
Tabii bu soruyu once o gazetelere sormak lazım. Ama benim gorduğum kadarıyla Turkiye’de kolay gazetecilik yapılıyordu. Turkiye’de siyasette askerin ağırlığı var. Asker bu ağırlığını ara sıra darbe yaparak, balans ayarı yaparak gundeme getiriyordu. Dolayısıyla gazetecilik anlayışı da ‘Ben memleketin esas sahibi seckin bir grupla işbirliği yaparım. Oradan minik kuşlar vasıtasıyla bilgiler elde ederim. Bunu da yayınlarım. Muhalefet yapıyormuş gibi olurum. Secilmiş siyasi otoriteyi zor durumda bırakım...’ Yapılan buydu.
Ne değişti, ya da ne değişecek şimdi?
Şimdi bu anlayış yıllardır suruyordu. Belirli yerlere yakınlığı olan insanlar koşe sahibiydi. Perihan Mağden’in ‘gazetemizin askerlik şubesi’ diye bahsettiği insanlar vardı. İşte bunların yazdıklarını okuyarak generallerimiz neler duşunuyor sorusuna cevap arıyorduk. Artık yeni donemde bu tur gazeteciliğin sınırına varıyoruz. Burada ben şahıslar uzerinde durmak istemiyorum. Bu gazetecilik anlayışının bizi getirdiği yer Hurriyet Gazetesi’dir. 72 milyonluk bir ulkede 500 bin satıyor. Bu komik bir rakamdır. Tiraj 1 milyona cıkmıyorsa oturup bu gazetecilik anlayışının sorgulanması gerekir. Turkiye’de uc-dort buyuk şehirde A ve B grubuna gazete satmakla sınırlı bir anlayış artık duvara toslamıştır. Bu gazetecilik anlayışını değiştirecek olan patronlardır. Orneğin Aydın Doğan. İşin sonunda bir kapitalist girişimcidir. Gazetesinin 1 milyon satmasını ister. Gazete 500 binle sınırlandıysa, halk nezdinde itibarı duşukse tedbir almak gerekir. Bence medyada yeni bir donem başlayacak. Bazı gazeteci yazarların tasfiye olacağı bir donem... Akşam Gazetesi, Guler Komurcu’yle yollarını ayırdı. Başka gazetelerde de bu tip şahsiyetler elenecektir. Bu tip gazetecilik anlayışı da kalkacaktır. Artık buyuk gazeteler halkın gazetesi olmak yolunda adım atmak zorundadır.
Bu tip gazetecilik derken neyi kastediyorsunuz?..
‘Genc Subaylar Rahatsız’ manşetini atan bir gazetecilik anlayışı tarihin copluğune atılacak. Yanlış anlaşılmasın Cumhuriyet Gazetesi kalmaya devam edecektir. Emekli ilkokul oğretmenlerimiz, emekli devlet memurlarımız, yaşı 60’ın ustundeki nufusumuz icinde yuzde 2’lik oranın gazetesi olmaya devam edecektir. Ama bu anlayış devam etmeyecektir. Yine Radikal’in ‘Ankara’da Psikolojik Operasyon’ manşeti de bu tip gazeteciliğe bir ornektir. Radikal Murat Yetkin’in yazısını manşete cekti o gun Radikal okumaktan vazgectim.
Hangi veriden hareketle medyada bu tip gazeteciler tasfiye olacak tahmininde bulunuyorsunuz?
Ben kapitalist mantığa oturtmaya calışıyorum.
Yani bu gazetecilik anlayışı halkta karşılık bulmuyor, para etmiyor o halde patronlar devreye girecek ve tasfiye başlayacak mı diyorsunuz?
Evet. Bakın darbe gunlukleri yayınlandı. Oradan oğreniyoruz ki Aydın Doğan’ı cağırıyorlar. Destek istiyorlar. Aydın Bey, duzgun bir tavır alarak ‘Ben Avrupa Birliği’nden yanayım.’ diyor. AB’den yana olduğunu soyleyerek bir akıllı kapitalist tercihi koyuyor. O tercihi koyan yarın obur gun Genelkurmay’ın ve başkalarının uzerinden yayın yapan gazetecileri de tasfiye edecektir. Ben boyle goruyorum.
‘Darbecilere yakın bir gazetecisin 9 değil, 19 saat de sorgularlar’
Hurriyet, Ergenekon soruşturmasına hep ihtiyatlı yaklaştı. Soruşturmayı destekleyen gazeteler AKP medyası diye adlandırıldı. Patronajdan farklı bir yayın izlemek mumkun mu?Şimdi patronajdan ayrı yayın demek istemiyorum ama patronun fazla mudahil olmadığı yayın diyebiliriz. Ben size acıkca soyleyeyim. Hurriyet bugun basmadığı haberleri bassa Taraf’tan cok daha ileri gazetecilik yapabilir. Basmadılar, bu haberler onlarda da var biliyoruz. Ama onlar da değişecek. Değişmek zorundalar. Cunku zamanın ruhu değişiyor. Bunun farkına varmaları vakit alacak ama değişecekler. Buna direnenler olacak ama onlar da Emin Colaşan gibi işsiz gazeteci olacaklar. Bunlar işsiz gazeteci olduğu zaman cok onemli değildir. Bunlar yuklerini tutmuşlar, dunyalıklarını yapmışlardır. Bedrettin Dalan zamanında her tarafta basın siteleri acıldı. Devlet arazisi uzerine cok ucuz paraya kooperatifler kuruldu. Bunların buralarda muhtelif daireleri vardır. Kimse de ac kalmaz.
Bu anlattıklarınız cercevesinde Taraf’ı nereye koyuyorsunuz?
Taraf’ı bugun 70 bin tiraja oturtan cesaretidir. Reklam yapamadı, parası yoktu. Kuponla tencere tava mı dağıttı? Hayır. Sadece duzgun gazetecilik yaptı. Yani duzgun gazetecilik yaptığınız zaman bu ulkede birtakım insanlar gazete almaya niyetleniyorlar. Taraf’ın tirajına bakarak zaten Aydın Doğan şapkasını onune koyarak duşunmeye başlamıştır.
Mustafa Balbay’ın gozaltına alınması surecini nasıl değerlendirdiniz?
Gozaltına alınması benim icin şaşırtıcı değil de ondan sonraki hali cok ilginc...
İlginc olan nedir?
Taraf’taki koşe yazımda da bahsettim. Avrasya televizyonunda Emin Colaşan’la Balbay 1 saat konuştular. Balbay, sık sık Colaşan’a ‘Abi beni 9 saat sorguladılar’ diye sızlanıyordu. Sanki bu arkadaş Turkiye-Hırvatistan macından sonra havaya ateş etmiş veya pavyonda cıkan bir kavgaya karışmış gibi bir curumle yargılanıyormuş da 9 saat sorgulanmasına şaşırmış bir hali vardı. Darbe yapmayı planlayan bir heyetle birlikte onlara yakın bir gazeteci olarak yargılanıyorsun. 9 değil 19 saat de sorgularlar. Serbest bırakıldıktan sonraki hali cok daha enteresandı. O şoku gosteriyordu. Zamanın ruhu değişti. Anlayın artık.
haber7.com
Bazı gazeteciler tasviye mi edilecek?
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Bazı gazeteciler tasviye mi edilecek?