Halen tutuklu eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, cezaevinden gazeteci Ahmet Hakan'a bir not iletmiş; gazetecilerin "fişlenmesi" ustune şunları soyluyor
"Ben 2002 ile 2004 arasında Jandarma Genel Komutanlığı'nda bulundum. Fişlemeyi ben yapmadım. 98'de başlayan bir fişlemeyi benim yapmam ya da yaptırmam fiilen mumkun değil."
Eruygur'un, bu acıklamasını bağladığı, gerekcelendirdiği esas carpıcı sozu ise şu:
"Ben Jandarma subayı değilim."
Jandarma Genel Komutanlığı yapmış bir emekli orgeneral, ne devlette, ne millette... ne hukumette, ne Silahlı Kuvvetler'de... ne medyada, ne ortada telaffuz edilebilen bir şey soyluyor:
"Ben Jandarma subayı değilim."
Ve bunun nasıl veya neden boyle olabildiğini merak etmeden yılları deviriyoruz.
Neden Jandarma Genel Komutanı Jandarma subayı değil sahi?
Mesele sadece Eruygur'a ilişkin değil.
"Teamul" boyle.
İstisnalar dışında, Jandarma genel komutanları "Jandarma subayı değil."
Şu andaki komutan Orgeneral Koşaner de değil; Kurmay Başkanı Korgeneral İbrahim Acıkmeşe ise "Jandarma subayı".
Onceki "Jarmarma Genel Komutanı" emekli orgeneral Turkeri de "Jandarma subayı" değildi. Onun selefi olan Eruygur'un selefi Aytac Yalman da. Hemen oncekiler de.
Buna karşılık "Karacı" Jandarma Genel Komutanlarının genellikle ortak bir noktası var:
Ozellikle gecmişte, MİT Musteşarlığı gorevleri... yakın gecmişte "Ozel Kuvvetler" komutanlıkları.
Buna karşılık Jandarma subayı olan generallerin ortak noktası ise şu:
Genellikle, orgeneral olamadan emeklilik!
Doğrudur, değildir... Goruşunuz değişir...
Ama bu, sivil guvenlik, sivil istihbarat, sivil hukumet ustunde geleneksel vesayetin en tuhaf hallerinden biri.
Bilirsiniz, kağıt ustunde "Jandarma" İcişleri'ne bağlı.
Ama bu gune kadar, sivil hukumeti "askeri darbe hareketlenmesi"nden haberdar eden bir Jandarma ihbarı gorulmedi. Belki olmuştur ama bilmeyiz!
Kağıt ustunde kalana guncel itirazlardan biri, belki kucuk ama sembolik, işte şu sıra Trabzon Valisi'nin yaptığı.
Bırakın hukumeti, suikast hedefine dahi "oldurulebileceği" ihbarını ulaştırmayı pek duşunmeyen, hatırlaması zayıf bir Jandarma Albay'ın en azından mahkemede (en azından "hatırlamıyorum" diye) ifade vermesini sağlayan Vali..
Cunku, teorik olarak o ilde Vali'ye bağlı Jandarma!
Lakin bu ulke "pratik" bir yer.
O yuzden, pratikte, Jandarma Genel Komutanları, icişlerine micişlerine bağlı olması mumkun olmayan, doğrudan ordu komutanlıklarından gelenlere tevdi edilir; takdir ve teveccuh oyle.
Jandarma, Genelkurmay Başkanlarının da icinden cıktığı "Kara Kuvvetleri"nin "mutemmim cuzu" olmuştur. "Dorduncu Kuvvet"tir ama iktidar ya da orduya, paraya ve reklama bağlı medyanın "dorduncu kuvvet"liği gibi!
Bakın; iyidir, kotudur, demiyorum; "garip ama gercek" diyorum!
Bir de, "Jandarma subayları" ne duşunuyor, merak ediyorum.
Jandarma Genel Komutanlığı'ndan emekli olup Jandarma gozetiminde tutuklu bulunan Emekli Orgeneral Şener Eruygur'un ne duşunduğunu biliyoruz:
"Ben Jandarma subayı değilim!"
Bu konuyu yazdığıma bakmayın; ben de değilim!
***
100'suzluk!
Bircok onemli gun var, kutlanırlar. Bugun nasıl yorumlanırsa yorumlansın, olmuş bitmiş vakalara, kazanımlara dair.
Ama "Basında sansurun kaldırılışı" olmamış, bitmemiş, gercekleşmemiş bir şeyin kutlanması.
Mesleki sorunların aktarılmasına vesile olmasına hic itirazım yok...
Ama adı faul.
Koskoca Cumhuriyet ile matbuatı, kendisinden once, "Padişah"a karşı kazanılmış bir muharebeyi, nihai zafer gibi kutlayıp durmanın utancını da taşıyor esasında.
Bugun "gazeteci, yazar, yayıncı" kimliği ve işleviyle, bu ulkede cezaevine girmek mumkun mu, değil mi?
Bugun, son olarak muhalif Hayat Televizyonu'nda olduğu gibi, yayın durdurmak, TV kapatmak mumkun mu, değil mi?
Kitap, dergi, gazete toplatmak?..
Gazete kundaklatmış olanların itibarlı devlet adamı ve kadını olması?
Ayrıca şunlar ne:
1. İktidar yanlısı sansur
2. Ordu yanlısı sansur
3. Devlet yanlısı sansur
4. Sermaye yanlısı sansur
5. Patron korkusundan veya patron menfaati yanlısı sansur
6. Reklam, ilan yanlısı sansur
7. Ahbap cavuş yanlısı sansur
8. İş, kariyer, gelir, gecim tehdidi (veya teşviki) altında sansur
9. Orgutsuz, guvencesiz gazetecinin sığındığı sansur
10. Tam tersine, kimi orgut yanlısı, orgutlu sansur
11. Mesleğini layıkıyla yapmamanın, merak, bilgi ve sorgulama zaafının sonucu dolaylı sansur
12. Siyasetten spora, emniyetten magazine kayırıcı sansur
13. Kamuoyu korkusuyla, tabu mevzularda sansur vb.
Siz bunların coğuna sanki kendiliğindenmiş gibi "oto sansur" dendiğine bakmayın; "oto mobil" kendi başına gider mi?
Bir enerji, bir kuvvet, bir kudret, gaz veya fren pedalına baskı şarttır!
haber7.com
Bir tabu bir puf noktası!
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Bir tabu bir puf noktası!