Turkan Saylan, Ergenekon soruşturmasının CYDD'yi de kapsayan 12. dalgasında yaşananları değerlendirdi.


Cağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (CYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Turkan Saylan, Arnavutkoy'deki konutunda sabah saatlerinde başlayan ve yaklaşık 7 saat suren aramanın bitmesinin ardından, evinin penceresinden yaptığı konuşmada, ''Turkiye'de bir dayanışmanın olduğunu ve hep beraber bir aile olduklarını ifade ederek, bunun bir demokratik hak olduğunu ve bu hakkı kullananların boyle cezalandırılmaması gerektiğini'' soyledi.

Saylan, ''Turkiye bir surecten geciyor. Bu ne kadar hukuki anlamak mumkun değil. Buradan memlekete hizmet ediyoruz. Kimse muhalefet istemiyor, 'yanlış yaptın' lafını duymak istemiyor'' diye konuştu.

Prof. Dr. Turkan Saylan, daha sonra gazetecileri evine davet etti. Saylan, hastanede tedavi gorduğunu ve hafta sonu iznine cıktığını belirterek, sabah 08.00'de evine gelen polislerin kendisine cok terbiyeli davrandığını kaydetti.

Polislerin elinde arama kararını okuduğunu belirten Saylan, polislerin yatak odasını, oturma odasını, mutfağı aradığını, evde bulunan kitapların dikkatlerini cektiğini, kendisinin yazdığı yazıları ve muzik kasetlerini topladıklarını anlattı.

CYDD Genel Merkezi'ne yapılan operasyonu duyduktan sonra cok sinirlendiğini ifade eden Saylan, şoyle konuştu:

''Yavaş yavaş 'ne oluyoruz' diye duşundum. Sonra yonetim kurulu uyelerimizin bazılarını tutuklanmaya başladıklarını gordum. Tutuklanma dediysem, 'Kolundan tutup goturuyorlarsa tutuklama demektir' diyorum. Bu aşamadan sonra sakinliğim gitti. Dedim ki, 'Bu boyle olmaz.' Bize bir gorev duşuyor. Artık bunun mucadelesini toplum adına vermek zorundayız.

'Dur bakalım ne olacak? Varsın cıksın ortaya' şeyi artık gecti. Biz bunun hukuksal mucadelesini yapmalıyız. Cunku yıllardan beri 'hukukun ustunluğu', 'hukuk toplumu', 'hukuk devleti' diyoruz. Biz bir oraya ulaşabilsek... Biz yıllardır İbrahim Kaboğlu ile birlikte polislere insan hakları eğitimi verdik. Bizi devlet gorevlendirdi. Ne zaman ki, '1 Mart tezkeresi' gecmesin dedik, ondan sonra 'tu ka-ka' olduk.''

''Soruşturmaların delillerle acılmadığını'' one suren Saylan, ''Niye insanlar boyle delilden tutuklamaya veya aramaya gitmiyorlar da arayıp bir şeyler bulmaya calışıyorlar? O zaman her evi aramaları lazım. Bir takım capsız insanların ihbarlarıyla, imzasız mektuplarıyla bir yere varamazlar'' dedi.

Dernek olarak Ataturkcu bir kuruluş olduklarını anlatan Saylan, Turkiye'de darbe gozlemcilerinin olabileceğini ancak kendilerinin boyle bir yaklaşımı olmadığını soyledi.

Saylan, polislerin derneğin bazı bilgisayarlarına el koyduğu icin bu ay oğrencilerin burs alamayacağını belirterek, ''Boyle bir şeye devletimiz, hukumetimiz, emniyetimiz nasıl izin verebilir? Bu cocukları inceleyebilirler. Kimse bir şey demiyor. Bu paralar izin almadan odenmiyor ama boyle bir acmaza bizi sokmaları yargısız infaz anlamına geliyor'' diye konuştu.