Peki Turkiye, aslında gundemimizden duşmemesi ve sadece boyle kazalar yaşandığında değil de hep hatırlamamız gereken iş sağlığı ve guvenliği konusunda ne durumda? Neden diğer ulkelerde maden sektorunde kayıplar daha azken bizde daha fazla? Boyle kazaların onune gecmek icin ne yapmalı ve hangi dersleri cıkarmalıyız? Konunun uzmanlarına da danışarak, bu soruları cevaplandırmaya calıştık.
Bartın'da yaşanan kazanın sebebi, 'Grizu patlaması' olarak acıklandı. Aslında grizu, buyuk bolumu saf metan olan, kolayca tutuşabilme ve patlama ozelliklerine sahip bir gaz.

Bu gazın oluşturduğu risk, yaşlı komur damarlarında daha cok artıyor. Komur madeninde grizunun oranı %1'in uzerine cıkarsa, yasalar gereği acilen onlem alınması gerekiyor. Bartın'daki kaza ve grizu hakkında Webtekno'ya konuşan Maden muhendisi ve B Sınıfı İş Guvenlik Uzmanı Cağrı Sırıklı, grizunun komur ocakları acısından son derece riskli olduğuna şu sozlerle değiniyor:
''Bartın'daki kaza icin peşinen bir sebep belirtmek, bilimle ters duşen bir olay. Her madenin dili ve her iş kazasının rengi farklı. Bunların tam olarak ortaya cıkabilmesi, yapılacak kok-neden analizine bağlı. Fakat ongoru olarak soylemek gerekirse bu kaza, komur madenlerinin yıllardır suren buyuk sorunu metan gazı patlaması yani grizudur. Herkesin anlayabileceği dilde soylemek gerekirse, mutfaklarımızda kullanılan gazın acık unutulduğu bir ortamda gaz birikmesi sonucu nasıl en ufak bir kıvılcımla patlama meydana geliyorsa; yer altındaki metan kaynaklı grizu patlaması da buna benzer bir olaydır. Metan kolayca tutuşabilen ve patlamaya yol acabilen bir gazdır. Ortamdaki konsantrasyonun cok iyi takip edilmesi gerekir. Bunlar zaten otomasyon sistemlerle takip edilir.''
2014 yılında Soma ’da buyuk bir maden faciası yaşadık. 301 işcimiz hayatını kaybederken, 88 işcimiz yaralandı. Bu kazanın sebebi de grizu patlamasıydı. O gunden bugune gecen 8 yılda ulkemizde 20 maden kazası daha meydana geldi.

1941 yılından bu yana gercekleşen maden kazalarına baktığımız zaman ise, 3 binden fazla insan hayatını kaybederken, 100 binden fazla insan ise yaralandı. Yine Euronews'in 1996–2006 yılları arasındaki SGK verilerine dayandırarak aktardığı bilgiye gore, iş kazalarının %8,71 ’i, meslek hastalığı vakalarının %49,20 ’si, surekli iş goremezlik vakalarının %26,76 ’sı, olum vakalarının ise %10,05 ’i madencilik sektorunde meydana geldi. Peki bu kazalar neden bu kadar sık yaşanıyor? Maden Muhendisi Sırıklı'ya gore bu kazalarda yetkisiz ve konuyla ilgili teknik eğitimi olmayan insanların sahalarda gorev alması da buyuk rol oynuyor:
'Duzeltilmesi gereken temel problemlerden biri...' ''Yer altı maden muhendisi olarak calıştığım ocaklarda yaşadığım en buyuk sıkıntılardan biri yetkisiz, konuyla ilgili teknik eğitimi olmayan ve ocak şefi olarak tabir edilen insanların, muhendislerin de uzerinde amir olarak gorev almasıydı. Bu insanların verdiği kararlar, bir muhendis kadar yetkili olamayacakları icin hep tartışma konusu olmuştur. Aslında kanun koyucu yasalarla bunun onune gecilmiştir fakat sahada 3 vardiya amiri sıfatıyla calışan, hele kucuk caplı yer altı maden işletmelerinde muhendisler hep bu insanların gorev bakımından astı olarak calışmaktadır. Zaten yaşanan son iş kazalarında gunah kecisi olarak muhendis ve iş guvenliği uzmanlarının suclanması, alanında uzman ve iyi eğitim almış insanları bu sektorden uzaklaştırmaya başlamıştır. İşte bu sebeple duzelmesi gereken temel problemlerden biri de budur.''
Turkiye, maden kazaları sonucunda yaşanan olumlerde ilk sırada yer alıyor. Vikipedi'de yer alan bilgilere gore, Cin'de, 2008 yılında 100 milyon ton başına 127 kişi hayatını kaybederken; ulkemizde ise bu sayı maalesef 722.

Peki grizu patlamaları engellenebilir mi?

Maden Muhendisi Gunay, ''Tum işletmelerde merkezi gaz izleme istasyonu ile yer altındaki tum uretim ve hazırlık noktalarında acığa cıkan gazları tespit ve takip etmek icin sensorler bulunmaktadır. Kazanın meydana geldiği TTK Amasra Muessesi'nde de ayrıca, metan (CH4) gazı tehlike sınır değerlerine ulaştığında da (ODK) otomatik devre kesiciler ile enerjisini keserek riskin oluşmasını onlemek icin gerekli teknolojik tedbirler yer alıyor. Metan (CH4) miktarı %1 ’e geldiğinde, tali pervanelerin elektriği ODK ’lar tarafından kesilerek, olası grizu patlaması engellenmeye calışılır.
'Metan miktarı %2 ’ye ulaştığında ocaklar boşaltılır' Ayrıca yer altında kazı ve ilerleme icin bazen dinamitlerle patlayıcı madde ateşlemesi yapılması gerekmektedir. Patlayıcı madde kullanımı yapılacak arında metan miktarı %1 ’e geldiğinde, ateşleme yapılmaz ve ateşleme iptal edilir. Metan (CH4) miktarı %1,5 ’a geldiğinde yer altında komur nakliyatı icin kullanılan zincirli konveyorlerin elektriği kesilerek olası grizu patlaması engellenmeye calışılır. Ocak icinde metan miktarı (CH4) %2 ’ye ulaştığında, ocakta calışan işciler dışarıya cıkartılarak ocaklar boşaltılır'' sozleriyle grizu patlamalarının nasıl engellenebileceğini aktarıyor.
Peki bir daha bu tip kazaların yaşanmaması icin hangi denetimler yapılmalı, ne gibi dersler cıkarmalıyız?

'Daha onceki kazaların tamamı onlenebilirdi' Grizunun gerekli ozen ve onem verilmezse en buyuk tehdit olduğuna dikkat ceken Erdinc Gunay, ''Eğer yangına musait komur damarlarında yangınla mucadeleyi yeterli duzeyde yapamazsanız, veya grizulu ocaklarda CH4 drenajını yeterli hassasiyette yapamaz, sondaj calışmalarına gerekli ozen ve onemi veremezseniz, ocak yangınları ve grizu patlamaları bir tehdit olarak her zaman karşımıza cıkabilecektir. Bu nedenle gecmişteki buyuk maden kazalarının tamamı onlenebilir kazalardı diyebiliriz'' şeklinde konuşuyor.
'Yasada olup hangi uygulamada noksan kalındığı tespit edilmeli' Bir diğer maden muhendisi Sıkrıklı ise, maden sahalarında tecrubeli insanların gorev alması gerektiğini hatırlatıyor ve ekliyor: ''Her kazada ayrı bir ongoru, ayrı bir surec işler. Risk analizi mutlaka uygulanmalı. Kazanın temeli ve kazaya sebep olan surecler iyi incelenmeli. Yasada olup hangi uygulamada noksan kalındığı tespit edilmeli. Yer altını hic gormemiş biri bilirkişi olursa, rapor da doğru cıkmayacaktır''
Sozu son olarak yaklaşık 10 yıldır yer altında calışan bir maden teknikerine bırakıyoruz. Kendisi, ismini vermemeyi tercih etti ancak sozleri, kulağa kupe olacak cinsten:

''Yer atına inişimde daha once korku ve heyecan hissederken, bunlar zamanla gidiyor. Sonucta yaşadığımız bolgede madencilik yıllardır surmekte, benim de baba mesleğim. Dunyanın en zor mesleği olarak kabul edilen bir işle uğraşıyoruz. Ben de bir calışan olarak bunun farkındayım ve diğer meslek gruplarından farklı olduğumuzu duşunuyorum. Onceliğimiz her zaman yer altı calışanlarının emniyeti bir şekilde calışması. Bunların arasında calışanlara uymaları gereken kuralları muhakkak hatırlatmak, onlara koruyucu malzeme ve ekipman sağlamak yer alıyor. Her zaman yapılan tatbikat ve iş sağlığı-guvenliği konusunda kurslarımızla bu kazalara hazırlıklı olmalıyız. Yaşanan her kazada neden-sonuc ilişkisi kurup, yaşanmaması icin gerekli calışmaları surdurmeliyiz. Unutmayalım ki yaşanan her kucuk kaza bile, buyuk kazaları doğurabilir''
Maden kazalarında hayatını kaybeden tum işcilerimize rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Tum guvenlik onlemleri ve tedbirlerin alınarak, bir daha hic boyle kazaların yaşanmadığı gunlerin dileğiyle...