Yaşantımızda, ilk bakışta gorunmeyen yaralar vardır. Travmatik deneyimlerimizin arttığı bu gunlerde, gozle goremediğimiz yaralarımız olan psikolojik travmalarımız da gittikce artıyor. Travmalara, gorunmeyen yaralarımız denmesinin sebebi; aslında travma kelimesinin latince ‘yara’ anlamı taşıması. Gunluk rutini bozan, ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı ve panik yaratan, kişinin anlamlandırma sureclerini bozan olaylar, travmatik yaşantılar olarak tanımlanabilmektedir. Yaşanmış bir trafik kazası, deprem, sel gibi bir doğal afet, taciz, on beş yıllık bir evlilikte aldatılmış olduğunu oğrenmek gibi baş etme gucumuzu zorlayıcı yaşantılar travmatik deneyimlere ornekler oluşturabilmektedir. Bunlar gibi can sıkıcı deneyimlerin ortak noktası ise, kişinin gercek bir tehditle karşılaştığını algılamış, fiziksel zarara maruz kalmış veya buna tanık olmuş, bu esnada da aşırı derecede korku, caresizlik ve dehşet hissetmiş olması durumudur. Diğer bir deyişle; bir olayda, hayatımıza, vucut butunluğumuze, sevdiklerimize ya da inanc sistemlerimize karşı tehdit algılıyorsak, travmatize olma ihtimalimiz oldukca yuksek demektir.
Travma olgusuna son yıllarda, yaşanan olayın niteliğinden cok, kişide bıraktığı iz ya da izler uzerinden yaklaşılmaktadır. Orneğin; trafik kazası gecirmiş iki kişiden birisi, bu can sıkıcı deneyimle baş ederek hayatına kaldığı yerden devam ederken, bir diğeri, kaza sonucu vucut butunluğune karşı buyuk bir tehdit algılamışolabilir, ve; kazanın uzerinden zaman gecmiş olmasına rağmen, gunluk hayatını bloke eden can sıkıcı bir takım deneyimler yaşıyor olabilir. Peki, bunun gibi durumlarda ne yapmak gerekir? Ozellikle aile ici cinsel taciz ya da şiddet gibi uzun suren travma yaşantılarında, travma kurbanları, olay sırasında olanlara katlanmak icin kendilerini korumaya yonelik bir takım başa cıkma yolları geliştirirler. Bu yontemleri soz konusu durum ortadan kalktıktan sonra da kullanmaya devam edebilirler. Bu yontemler, zamanında gercekten yardımcı olmasına rağmen, travmatik durum ortadan kalktıktan sonra da kullanılırlarsa, kişinin hayatını problem yaratacak olcude engellemeye başlayabilir. Eğer, bu tur uyum bozucu davranışların hayatımızdaki işlevleri anlaşılabilirse, bunların yerine aynı amaca hizmet edecek olan daha uyumlu davranışların yerleştirilmesi mumkun olabilir.
Tedavide EMDR Tedavisi
Psikolojik travmaların tedavisinde bilişsel davranışcı terapilerin yanı sıra EMDR tedavisi de bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından uygulandığında kalıcı ve kısa surede cozumler elde edilmesini sağlamaktadır. Turkce acılımıyla Goz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, guclu bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugune kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlamıştır.
EMDR’ye gore rahatsızlıkların, olumsuz duygu, duşunce, davranış ve kişilik ozelliklerinin arkasında uyum ya da işlev bozucu, işlenmeden ve izole bir şekilde depolanmış anılar yatar. Travmayı travma yapan; aslında olgu ya da olay değil, kişinin o olay sonrası kendisine dair edindiği negatif bir inanca sahip olmasıdır. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inancları (orn: Ben aptalım), olumsuz duygusal tepkileri (başaramamaktan korkma) ve olumsuz somatik tepkileri (sınavdan onceki gece karın ağrısı) problemin kendisi değil, travmanın bugunku dışavurumlarıdır. Bu olumsuz inanc ve duygulara yol acan işlenmemiş anılar şimdiki zamandaki olaylar tarafından tetiklenmektedir. Orneğin; olumsuz bir deneyim sonrasındaki birkac gun negatif duygu ve duşuncelere sahip olmamız son derece normaldir. Normal bir bilgi işleme sureci sonrası, negatif duygu, duşunce, beden duyumu gibi semptomların gun gectikce notrleşmesi beklenir. Fakat bazı durumlarda, olumsuz deneyimin uzerinden cokca zaman gecmesine rağmen, olay aklımıza geldiğinde ya da tetikleyiciler dediğimiz hatırlatıcılara maruz kaldığımızda hala ilk gunku negatif deneyimleri yaşarız. İşte boyle durumlarda, beynimiz olumsuz deneyimi işleyememiş diyebiliriz.
EMDR teorisinin altyapısını oluşturan Adaptif Bilgi İşleme Modeline gore beyin, fizyolojik temelli bir sistemle, her yeni deneyim aracılığı ile kendisine ulaşan bilgiyi işler ve işlevsel hale getirir. Duygu, duşunce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak butunleşir. Boylece o deneyimle ilgili oğrenme gercekleşir. Edindiğimiz bilgiler, gecmiş deneyimlerimizle birlikte gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yonlendirmek uzere depolanır.Bu sistem normal calıştığında ruh sağlığını ve insan gelişimini desteklediği icinuyumlu bir mekanizma olarak kabul edilir. Travmatik veya cok fazla rahatsız eden olaylar yaşandığında, yeni bilgi işlenip mevcut anı ağına işlenemez.Anı ağlarındaki işlevsel bilgilerle bağlantı kurulamaz ise; akıl sağlığına uygun sonuclar cıkarılamaz. Sonuc olarak; duygular, duşunceler, imgeler, sesler, beden duyumları yaşandığı haliyle,olumsuz bir halde depolanır. Bu nedenle bugun yaşanan bazı durumlar bu anıları tetiklerse, kişi o anının bir kısmını ya da butununu yeniden yaşar gibi etkilenir. Yani; rahatsız edici olayı tıpkı ilk gun yaşamışcasına rahatsızlık duyar.
EMDR, bu tur izole anıların işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Beynin zamanında yapamadığı işlemi yapmasını sağlar. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, oğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması mumkun olur. Bu sayede; travmatik deneyimle ilgili yeni ve sağlıklı bir perspektif elde edilmiş olur. Yeni bakış acısının kazandırdığı pozitif inanclar ve olumlu duygular kişinin kendisine, ilişkilerine, dunyaya bakışını da olumlu yonde değiştirip kişisel gelişim sağlar.
Bu yaklaşımla birlikte travma perspektifi oluşturduğuna inandığımız bir cok negatif yaşantı, cinsel işlev bozuklukları gibi sorunları tedavi edebilmekteyiz.
Psikolojik travmalar, onemli olgulardır. Baş edebilmek icin once onları fark etmek, yani aslında onları gormek gerekir. Fark ettikten sonra, cozemeyeceğimizi duşunursek, bir uzmandan yardım almakta gecikmememiz son derece onemlidir.

[h=2]Mersin Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]