Glokom!!Glokom ( Goz Tansiyonu ) Nedir ?
Glokom, gozici sıvısının iyi boşalmaması yuzunden goz tansiyonunun artması.
Halk arasında goz tansiyonu ve karasu adlarıyla bilinen glokom, milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir goz hastalığıdır.
Tedavi edilmezse gorme kaybına neden olabilir. Glokomda, goz icindeki sıvı basıncı, gorme yeteneği icin gerekli olan goz sinirine zarar verecek duzeyde yuksektir. Glokom tum dunyada en sık kalıcı gorme kaybı nedenidir. Kırk yaşın uzerinde yaklaşık olarak her 40 kişiden 1'inde gorulur ve hastalığın ortaya cıktığı 20 kişiden 1'inde her iki gozde kalıcı gorme kaybına, yani total korluğe neden olur. Bu hastalık iki turlu gercekleşir: kalıcı glokom ve sureksiz glokom. Kalıcı glokom omur boyu devam eder ama sureksiz glokom yorgun anlarda belirmeye başlar.
Gozun drenaj sisteminde oluşan bir bozukluk sonucunda, goz ici basıncının (GİB) yukselmesi nedeniyle oluşan bir hastalıktır. Yuksek goz ici basıncı, optik sinirlerde geri donuşumu olmayan hasarlar yaratabilir ve surekli gorme kaybına yol acabilir. Bununla birlikte erken mudahale ile tedaviye başlanırsa bu yukselme azaltılabilir, hatta tamamen durdurulabilir.
Glokom Belirtileri Nelerdir ?
Normalde goz ici oluşumların beslenmesi icin goz icerisinde surekli olarak bir sıvı mevcuttur. Bu goz ici sıvı, aynı zamanda surekli olarak bazı kanallarla goz dışına atılır. Glokom, gozici sıvısını dışarı boşaltan bu kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşması veya sonradan bazı hastalıklar nedeniyle ortaya cıkar. Gozici sıvısının yeterli boşalamamasına bağlı olarak goz icinde basınc yukselir ve yukselen gozici basıncı da gormeyi sağlayan goz siniri hucrelerinin beslenmesini engeller. Goz siniri hucreleri yukselen gozici basıncı nedeniyle hasar gorerek yavaş yavaş oldukce cevreden merkeze doğru gorme kaybı ortaya cıkar. Hucrelerin tumu olduğu zaman kalıcı total gorme kaybı oluşur.
Glokom Teşhis
Glokom bircok durumda acık belirti gostermediğinden dolayı, ozellikle 40 yaşın uzerindeki herkes yılda en az bir defa, GİB olcumunu de iceren bir muayeneden gecmelidir.
Glokom değerlendirilmesinin birkac aşaması vardır. Goz ici basıncın olculmesiyle beraber doktor teşhisten once optik sinirlerin durumuna bakar (Oftalmoskopi) ve hastanın goruş alanını (gorme alanı testi) ve gozun on kısmındaki yapıların durumlarını kontrol eder (Gonyoskopi).
Hastalık herhangi bir belirti vermediğinden ve oluşan gorme kaybı geri dondurulemediğinden glokomda erken tanı cok onemlidir. Hastalık ne kadar erken tespit edilirse, gorme kaybı da o derece az olacaktır. Glokom tanısında konunun uzmanı goz hekimi tarafından yapılan detaylı bir goz muayenesi cok onemlidir. Bu muayenede gorme keskinliğinin belirlenmesinin ve rutin goz kontrollerinin yanı sıra gozici basıncının yani goz tansiyonunun olcumu, gozici sıvısının dışa boşaldığı kanalların yeraldığı bolgenin kontrolu ve goz sinirinin durumunun değerlendirilmesi buyuk onem taşır. Gerektiği takdirde bilgisayarlı gorme alanı ve goz siniri analiz yontemleri tanıda onemli rol oynar. Goz tansiyonu 21 mmhg'ya kadar normal kabul edilir ve bunun uzerindeki değerler yuksek goz tansiyonu olarak değerlendirilir. Buna karşın goz tansiyonu tek kriter değildir ve goz tansiyonu normal olculen ve goz siniri hassas olan kişilerde de glokom hastalığı gorulebilir. Goz tansiyonunun normalden yuksek olduğu veya normal olduğu halde goz sinirinin hasar gorduğunden şuphelenilen olgularda bilgisayarlı gorme alanı ve goz siniri analiz tetkikleri goz sinirinin hasarının varlığının ve derecesinin belirlenmesinde, zaman icindeki değişimin saptanmasında onemlidir.
Glokom tanısı kapsamlı bir goz muayenesi ile konur. Bu muayene şu basamakları icerir:
Gorme keskinliği olcumu. Hastada belirli uzaklıktaki harfleri okuması istenerek gorme keskinliği tespit edilir.
Gorme alanı olcumu. Bu testle gorme alanınızın genişliği olculur. Hasta icin kolay olmayan ve sabır isteyen bir test olmakla birlikte, glokomun hem tanısında, hem de takip aşamalarında glokoma bağlı hasarının tespitine imkan verdiği icin cok değerlidir.
Retina ve optik sinir muayenesi. Damla ile goz bebeği genişletildikten sonra ozel bir mercek ile retina ve optik sinir muayene edilerek glokom ya da başka hastalıklara ait belirtiler araştırılır. Muayeneden sonra hasta birkac saat icin yakını bulanık gorebilir.
Goz ici basıncı olcumu. Ozel bir cihazla goz ici basıncı olculur.
Pakimetri. Yuksek frekanslı ses dalgalarıyla calışan bir cihazla kornea kalınlığı olculur. Olcum oncesinde bir damla ile kornea uyuşturulur.
Glokomun Ceşitleri Nelerdir ?
Acık Acılı Glokom
Acık acılı glokom vakalarında iris-kornea acısı normaldir. Ancak trabekuler ağ ve Schlemm kanallarında dejenerasyonlar gelişmiştir. Bunun sonucu olarak kamara sıvısı yeterince emilemez ve goz icinde birikerek goz ici basıncının artışına, glokoma neden olur.
Glokom,optik sinirler ve retinada kalıcı hasara neden olabilir. Basıncın duşurulmesinde genellikle goz damlaları kullanılır. Damla ile kontrol altına alınamaması durumunda bazen cerrahi mudahale gerekebilir.
Dar Acılı Glokom
Glokom hastalarının yuzde 10'luk kısmında gorulen glokom tipidir. İris ve kornea arasındaki kısmın normalden daha dar olması nedeniyle gozun on tarafındaki yapılarda bazı bozulmalar oluşmuştur. Bu da humor akoz sıvısının gecişi icin olması gerektiğinden daha dar bir kanal oluşmasına neden olur. Humor akoz sıvısının akışı tamamen durursa goz ici basıncı bir anda yukselir ve ani bir goz ici basıncı artışına neden olur.
Acık acılı glokomun aksine dar acılı glokomda, hasta şiddetli bir baş ağrısı, mide bulantısı, bulanık goruntu, ışıkların yanında hareler ve goz kızarıklığı yaşayabilir. Boyle acil bir durumda hastaya, goz doktoru tarafından derhal mudahale edilmelidir. Mudahale edilmezse ilerleyen gunlerde bu ağrı ve goruş kayıpları tekrar edebilir.
Sekonder Glokom
Bu tipteki glokom gozde iltihap, travma, daha once gecirilen ameliyatlar, diyabet, tumor gibi nedenlerden dolayı oluşur. Sekonder Glokom durumunda hem goz ici basıncına hem de bunu yaratan probleme mudahale etmek gerekir.
Konjenital Glokom
Konjenital Glokom ender gorulen bir tip olup, genellikle bebeklerde gorulur. Belirtileri; goz yaşarması, ışığa karşı hassasiyet, kornea buyumesi olarak sıralanabilir. Bircok durumda cerrahi mudahale gerektirir.
Glokom Kimlerde Gorulur ?
Glokom dunyada milyonlarca kişide gorulen ve her insanda ortaya cıkabilecek bir hastalıktır. Bununla birlikte bazı faktorler hastalığın ortaya cıkma riskini arttırabilir. Toplumda 40 yaş uzerinde %2 ,60 yaş uzerinde %10 oranında gorulur. Glokom herkeste ve her yaşta gorulebilir. Ancak 40 yaşın uzerinde olanlar, ailesinde glokom bulunan kişiler, şeker hastalığı, hipertansiyonu, yuksek miyopisi ve damar hastalığı bulunanlar glokomun daha sık gorulduğu grupta yer alırlar. Ozellikle glokom hastalığının ailesel gecişinin onemli olduğu ve ailesinde goz tansiyonu bulunan kişilerin bu hastalığın gorulmesi acısından normale gore 8 kat daha fazla risk altında olduğu goz onunde tutulmalıdır. Unlu piyanist Ray Charles ve unlu Hollandalı futbolcu Edgar Davids de glokom hastasıdır. Edgar Davids maclarda iyi gorebilmek icin her zaman ozel gozluğunu takmaktadır.
Glokom Riskini Artıran Faktorler Nelerdir ?
İlerleyen yaş,
ailede glokom oykusu (genetik yatkınlık)
Sigara, şeker hastalığı,migren
Miyopi, yuksek duşuk kan basıncı.
Uzun sureli kortizon tedavisi,goz yaralanmaları.
Bu ozelliklere sahip kişilerin glokom yonunden goz muayenelerini yaptırmaları uygun olur.
Teşhis
Glokom bircok durumda acık belirti gostermediğinden dolayı, ozellikle 40 yaşın uzerindeki herkes yılda en az bir defa, GİB olcumunu de iceren bir muayeneden gecmelidir.
Glokom değerlendirilmesinin birkac aşaması vardır. Goz ici basıncın olculmesiyle beraber doktor teşhisten once optik sinirlerin durumuna bakar (Oftalmoskopi) ve hastanın goruş alanını (gorme alanı testi) ve gozun on kısmındaki yapıların durumlarını kontrol eder (Gonyoskopi).
Hastalık herhangi bir belirti vermediğinden ve oluşan gorme kaybı geri dondurulemediğinden glokomda erken tanı cok onemlidir. Hastalık ne kadar erken tespit edilirse, gorme kaybı da o derece az olacaktır. Glokom tanısında konunun uzmanı goz hekimi tarafından yapılan detaylı bir goz muayenesi cok onemlidir. Bu muayenede gorme keskinliğinin belirlenmesinin ve rutin goz kontrollerinin yanı sıra gozici basıncının yani goz tansiyonunun olcumu, gozici sıvısının dışa boşaldığı kanalların yeraldığı bolgenin kontrolu ve goz sinirinin durumunun değerlendirilmesi buyuk onem taşır. Gerektiği takdirde bilgisayarlı gorme alanı ve goz siniri analiz yontemleri tanıda onemli rol oynar. Goz tansiyonu 21 mmhg'ya kadar normal kabul edilir ve bunun uzerindeki değerler yuksek goz tansiyonu olarak değerlendirilir. Buna karşın goz tansiyonu tek kriter değildir ve goz tansiyonu normal olculen ve goz siniri hassas olan kişilerde de glokom hastalığı gorulebilir. Goz tansiyonunun normalden yuksek olduğu veya normal olduğu halde goz sinirinin hasar gorduğunden şuphelenilen olgularda bilgisayarlı gorme alanı ve goz siniri analiz tetkikleri goz sinirinin hasarının varlığının ve derecesinin belirlenmesinde, zaman icindeki değişimin saptanmasında onemlidir.
Tedavi
İlac tedavileri. Damla ve hap şeklindeki ilaclar glokomun erken evrelerinde en sık başvurulan tedavi secenekleridir. Bu ilaclardan bazıları on kamara sıvısının yapımını azaltarak, bazıları sıvının dışa akımını kolaylaştırarak, bazıları ise her iki şekilde etki eder.
İlac tedavisine başlamadan once hasta kullanmakta olduğu diğer ilacları doktoruna bildirmelidir; zira bazı glokom ilacları başka ilaclarla etkileşime girebilmekte, bu şekilde her iki ilacın da etkinliği azalabilmektedir.
Glokom damlaları genellikle gunde bir ya da iki kez kullanılmaktadır. Fakat bazı ilacların gunde birkac kez kullanılması da gerekebilmektedir. Bu ilaclar genellikle hastaların coğunda yan etki oluşturmaz. Fakat bazı damalar, bazı kişilerde gozde yanma, batma, sızlama, kızarıklık, kuruluk gibi şikÂyetlere sebep olabilmekte, bazı ilaclar baş ağrısı, nefes darlığı ve başka yan etkiler oluşturabilmektedir. Bu yan etkiler oluştuğunda goz doktoru haberdar edilmeli ve doktor onerisiyle ilaclar ya da dozları değiştirilmelidir.
Glokom genellikle belirti vermeyen, sinsi bir hastalık olduğu icin bazı hastalar şikÂyetleri olmayınca ilacları kesebilmekte ya da unutabilmektedir. Glokom hayat boyu devam edecek bir hastalıktır. Dolayısıyla ilacların goz ici basıncı kontrolu sağlandığı surece, omur boyu kullanılması gerekmektedir. Glokom hasarının onlenebilmesi icin tedavinin duzenli uygulanması cok onemlidir.
Lazer trabekuloplasti. Lazer trabekuloplasti on kamara sıvısının dışa akımını kolaylaştırmak uzere gercekleştirilen bir prosedurdur. Bu tedavinin ne zaman uygulanacağına hastalığın şiddetine ve ilaclara verdiği yanıta gore goz doktoru karar verir. Coğu zaman işlemden sonra glokom ilaclarının kullanımına devam edilir.
Lazer trabekuloplasti muayenehane şartlarında uygulanabilir. Goz damlayla uyuşturulduktan sonra on kamara sıvısının dışa akımının gercekleştiği acı dokusuna (trabekulum) yuksek enerjili lazer uygulanır. Bu ışınlar sungere benzeyen dokudaki gozenekleri yakıp genişleterek sıvının buradan gecişini kolaylaştırır. İşlem sonunda hasta evine gidebilir.
Her uygulama gibi, lazer trabekuloplastinin de birtakım yan etkileri olabilmektedir. İşlemden sonra gozde iltihap gelişmesi bunlardan biridir. Genellikle hafif duzeyde seyreden bu iltihap doktorun onereceği goz damlalarına iyi yanıt vermektedir. Tedavi sonrası kontrol muayenelerinin aksatılmaması cok onemlidir.
Araştırmalar lazer trabekuloplastinin bazı gozlerde goz ici basıncının kontrolunde cok başarılı olduğunu ortaya koymuştur. Ne var ki, işlemin etkisi zaman icinde azalabilmektedir. Bu durumda ilave uygulamalar, hatta ameliyat gerekebilmektedir.
Trabekulektomi ameliyatı. Klasik glokom ameliyatı olarak bilinen bu yontem on kamara sıvısının goz dışına akabileceği yeni bir kanal oluşturulması mantığına dayanır. Bu cerrahinin uygulanacağı zamana glokoma bağlı hasarın seviyesine, goz basıncının duzeyine ve ilaclara verdiği yanıta gore goz doktoru karar verir. Genellikle ilac tedavisinin ve lazer trabekuloplastinin başarısız olduğu gozlerde uygulanır.
Bu ameliyat bir goz kliniği ya da hastanede, steril ameliyathane şartlarında yapılır. Genellikle hasta uyutulmadan, goz ve cevresi ince bir iğneyle uyuşturularak gercekleştirilir. Ameliyatta acı dokusundan bir parca cıkarılarak sıvının goz dışındaki doku katmanlarının arasına, oradan da kan dolaşımına gecmesi hedeflenir.
Hastaya ameliyattan sonra, belli bir sure hic ihmal etmeden kullanması gereken birkac damla verilir. Bu damlalar ameliyatın tetikleyeceği iltihabi reaksiyonun baskılanması ve enfeksiyon riskinin azaltılması amacıyla verilir.
Bu ameliyatın goz basıncını duşurmedeki başarı oranı %60 ile %80 arasında değişmektedir. Zaman icinde ameliyatla oluşturulan kanalda daralma meydana gelirse, ikinci bir ameliyat uygulanabilir.
Her ameliyat gibi, klasik trabekulektomi ameliyatının da bazı yan etkileri olabilmektedir. Bunlar arasında katarakt gelişimi veya var olan kataraktın ilerlemesi, kornea ile ilgili problemler, goz icinde iltihap veya enfeksiyon sayılabilir. Ameliyat sonrasında bazı hastaların gorme keskinlikleri ameliyat oncesine gore azalabilmektedir.
Yapay valf ameliyatları. Bu ameliyata yukarıda bahsedilen tedavilere yanıt vermeyen, daha cok ileri evre glokom hastalarında başvurulur. Ameliyatta gozun on kamarası ile goz dışı doku katmanları arasına, yapay bir gecit vazifesi gorecek, valflı bir tup yerleştirilir. Bu tupler genellikle silikon materyalden yapılmıştır. Steril ameliyathane şartlarında gercekleştirilen bu ameliyatın başarısı hem cerrahın tecrubesine, hem de ameliyat edilen gozun durumuna bağlıdır. Glokom ameliyatlardan sonra kaybedilen gormenin geri geleceği beklentisi icine girmemesi icin hastalar onceden bilgilendirilmelidir. Bu ameliyatlar kaybolan gorme yeteneğini geri getirememekte, en iyi ihtimalle, mevcut gorme keskinliğinin korunmasını sağlayabilmektedirler.
[h=2]İzmir Goz Doktoru uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]