Cocuk son derece masum gozlerle kendisine bakıyor ve onu tanıyormuş gibi gulumsuyordu. Adam, o yaştaki cocukların tamamen gunahsız olduğunu duşunerek yoluna devam ederken, aniden duruverdi. Simitcinin uzerindeki eski tişortun uzerinde bir "E" harfi yazılıydı. Ve bu "E" mutlaka evliyanın "E" si olmalıydı... Aradığı evliyaya bu kadar cabuk ulaşmanın heyecanıyla yanına gidip bir simit aldıktan sonra;
"Doktorlar benim hasta olduğumu soylediler," dedi. "İyileşmem icin bana dua eder misin? "Cocuk bu teklif karşısında şaşırmışa benziyordu. Kafasını olur der gibi sallarken;
-"Bende sık sık hastalanıyorum," diye karşılık verdi. "Ama dedem, Allah’a inananların olunce yıldızlara uctuklarını ve orada cenneti seyrettiklerini soyluyor. Bu yuzden korkmuyorum hastalıklardan."
Adam icinin bir anda ferahladığını hissetti. Onun soğuktan moraran yanaklarına bir opucuk kondururken;
-"Deden cok doğru soylemiş," dedi. "Ama ben yine de yardım istiyorum senden."
Cocuk, duasının kıymetini anlamış gibiydi. Karşı kaldırımdan gecmekte olan baloncuyu gosterek;
-"Size dua edeceğim" diye cevap verdi. "Ama eğer iyileşirseniz, bana 10 tane balon alacaksınız, tamam mı?" Bu sefer adam başını salladı. Fakat cocuk bu kadar buyuk bir hazineyi istemekle haksızlık yaptığına hukmetmişti. Mahcubiyetten kızaran yanaklarını elleriyle ortmeye calışırken;
-"Ucan balon almanıza gerek yok," diye devam etti. "Normalinden 10 tane istemiştim.
"Adam elini uzatarak cocukla tokalaştı. Anlaşma nihayet yapılmış, ayrıntılara gecilmişti. Buna gore hastalıktan kurtulması halinde 6 ay sonraki ramazan bayramında cocukla buluşacak ve her hangi bir sebeple gelemediği takdirde, onceden hazırlanan balonların ona ulaşmasını veya postalanmasını sağlayacaktı.
Adam kucuk cocuğun adını ve adresini bir kÂğıda yazdıktan sonra, başını okşayarak onunla vedalaştı.
Aradan soğuk bir kış gecip ramazana ulaşıldığında, adamın hastalığından eser bile kalmamıştı. Hayata tekrar donmenin sevinciyle en guzel balonlardan bir paket hazırladı ve bayramın ilk gununu iple cekerek randevu yerine gitti. Kucuklerin cıvıl cıvıl kaynaştığı bayram yerindeki diğer simitciler, cocuğu tanımıyordu. Adam onu biraz ilerdeki bakkala sorduğunda, dukkÂn sahibi;
-"Ciğerleri hastaydı yavrucağın," dedi. "Gecen hafta aniden oluverdi."
Adam bir anda beyninden vurulmuşa dondu. Ve koşar adımlarla orayı terk ederken, onune cıkan ilk baloncuya bir tomar para uzatıp;
-"Şu ucan balonlardan 10 tane istiyorum," dedi. "Cabuk ol, gecikmeden ulaşmalı yerine."
Adam, satıcının aceleyle uzattığı balonların iplerini birbirine duğumledikten sonra, onları besmeleyle gokyuzune bıraktı. Bayram yerindeki herkes gibi baloncu da şaşkındı. Sonunda dayanamayıp;
-"Ne yaptığınızı anlayamadım." dedi. "Neden bıraktınız onları oyle?
“Adam, nazlı nazlı yukselmekte olan balonları buğulu gozlerle takip ederken;
-"Onları bekleyen kucucuk bir dostum var," diye mırıldandı. "Hem de evliya gibi bir dost. Balonları adresine postaladım sadece."
Bu metnin
yazılış amacını
konusunu
temasını
yapısını
işlevini
dil ve anlatım oelliğini nlatım turunu
gerceklikle ilişkisini
yani yapabildikleriniz varsa yazın lutfen

__________________