Genclerin kabusu "sınav kaygısı"Temelinde başaramama duygusunun olumsuz cercevelenmesi ile şekillenen “sınav kaygısı” kulturel ve sosyal baskıların iteklemesiyle ulkemizde son yirmi yıl icinde cok one cıkmış bulunmakta; cocuk ve ergen psikiyatrisi merkezlerine başvurularda onde gelen şikÂyet nedenlerinden biri olarak one cıkmaktadır.
Sınav kaygısında esas olan kişinin hissettiği ozguvendeki duşuş, gittikce yoğunlaşan işe yaramama duygusu, oğrenilmiş başarısızlık ve bu gibi başka olumsuz duyguların da paralelinde yol alan kişiden beklentilerin zorlamalarıdır. Butun bu olumsuzlukları hazırlayan ve hem ruhsal zemini hem de beynin fonksiyonel kullanımını olumsuz etkileyen faktorler ise daha geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Kısaca denilebilir ki başarı icin gerekli duzenli, organize ve sistematik adımların oluşturduğu surec, doğru gelişmediği takdirde sınav kaygısını korukleyen ve belki de yıllar boyu besleyen zaman dilimi haline gelebilir.
Temeli erken cocukluk doneminden itibaren suregelen catışmalara dayanan sınav kaygısının cıkış noktası başarma / başaramama catışmasıdır. Bildiğimiz bir şey daha vardır ki o da bu catışmaların yarattığı durum; tartışmasız kaygıdır.
Kaygı Nedir?
Tehlike ve talihsizlik korkusunun ya da beklentisinin yarattığı tedirginlik veya bunaltı halidir. Kaynağı tanımlanamayan bilinc dışı korku halidir. Kaygının belirtileri; sabırsızlık, hareketlilik, sıcak basması, uyku problemleri, dikkatini toplayamama, odaklanma sorunları, oğrenme guclukleri, motor yetilerde kuntleşme, boğazında duğumlenme hissi, konuşmada gucluk, konsantre olamama, karın ağrıları, kas ağrıları, boyun ağrıları gibi bircok bilişsel ve somatik yaşantı şeklinde ortaya cıkabilir. Bu belirtileri acacak olursak;
Duygusal Belirtiler
Bu belirtiler bireyin duygulanımındaki zorlanma ve bunalma hissi olarak ortaya cıkar. Kaygının duygusal belirtilerini yaşayan bir kişi sosyal yargılamalarında ve sentez gucunde handikaplar yaşayabilir. Yaşadığı kaygı nedeniyle bu yaşantı uzerine yoğunlaşan kişi cevresini ve bu cevrede olanları ya- şananlara sanki bir perdenin arkasından bakıyor gibi flu bir şekilde gorur ve değerlendirmelerinde yanılgıya duşebilir. Boyle bir durumda hem kendilik algısında hem de cevreyi algısında ve cevre ile uyumunda bazı dezavantajlar oluşturabilir. Yanlış anlamalar ve bu anlamalara dayanarak yapılan hatalı yorumlar, alınganlık, eleştiriye kapalı olma ya da cok fazla eleştirme, olaylara ve kişilere negatif ve guvensiz yaklaşma, cabuk sinirlenme, tutarsız tepkiler ve soylemler, kişiselleştirme, sorun odaklı davranma eğilimi gibi...
Zihinsel Belirtiler
Kaygının zihinsel belirtileri ozellikle oğrenmenin ketlenmesi şeklinde ortaya cıkar. Kaygı ile beyinde artan stres salgıları beyin biyokimyasında normal işleyişten farklılaşmaya neden olur ki bu şu anlama gelir; beyin oğrenmek icin yani algılama, anlama ve kaydetme ile ilgili kullanacağı enerjiyi kaygının dindirilmesi ile ilgili harcayabilir. Boyle olduğunda, kişi adaptasyon sorunları, dikkatini toplayamama, konsantrasyon bozulmaları gibi sorunlar yaşar ve ardışık bir yaşantı olan oğrenme sağlıklı oluşamaz. Daha olumsuz etkilenir. Sonrasında ise oğrenilen materyalin geri bildirimi anlamına gelen ve oğrenme davranışının son aşaması da diyebileceğimiz “recall (geri cağırma)” yetisi de sağlıklı ve organize bicimde oğrenilememiş bilgi geri cağrılırken de organize olamaz, eksik ya da yanlış tanımlamalarla istenilen bicimde ortaya konulamaz. Recall mekanizmasının en cok gerektiği yer ise test edildiğimiz durumlar; sıklıkla da sınavlardır. Ayrıca kaygının diğer zihinsel belirtileri de oldukca onemlidir. Beyin asıl gorevi olan vucudun parcalarını ve zihni kontrol ve organize etme ve yonlendirme gorevini kaygıyı ile mucadele etmek icin aksatırsa yanlış değerlendirmeler yapabilir ve vucudun genel işleyişinde karmaşa hÂkim olmaya başlar. Durtulerin kontrolu zorlaşabilir. Bu da yeme ve uyku bozuklukları, ofke kontrolunde sorunlar, tepkiye dayalı savunmalar şeklinde gorulebilir.
Davranışsal Belirtiler
Kaygılı bir kişi kendini ozellikle beden dili kullanımında ele verir. Sıkıntılı, tedirgin, goz temasında zorlanan, oturduğu yerde hareketli, elini kolunu koyacak yer bulamaz halde olan, sık sık parmaklarını cıtlatan, konuşurken vucudunun bir parcası ile ya da devamlı giysileri ile oynayan birisi kaygı yaşıyor demektir. Bu tip belirtiler kişinin huzursuz ve gergin olduğunun acık belirtileridir. Bunların yanında eşlik eden, bazen de bu tur davranışlarını iyi kontrol edebilen kişilerde kaygı, sozel ifadelerde fark edilebilir. Guvensiz olma ve insiyatif almaktan kacınmaya başlama, karar alma ve uygulama becerilerinde zayıflama, tutarsız mesajlar verme, eyleme yonelik davranış geliştirememe, pasif-agresif savunma yapılanmaları gibi kişinin performansını ve uyumunu engelleyici davranış bicimleri gelişir.
Kavramsal Olarak Sınav
Sınav kavramı aslında son derece acıktır: Sınanmaktır. Akademik hayatta, verilen ham bilginin kişi tarafından ne kadarının işlenerek kayıt edildiği ve yorumlanabildiğini olcmek amacını taşır. Universite ve lise giriş sınavları gibi sınavlar ise secme ya da eleme amaclıdır.
Sınav, size verilen ya da buldurulan bilgileri daha onceki bilgilerle ilişkilendirerek işlediğiniz halini nasıl ve ne kadar yorumlayabildiğinizle ilgilidir. Akademik sınavlar daha cok “recall (geri cağırma)” yeteneğinizi test eder.
Gudulen amac ne olursa olsun sınavın, başka bir deyişle sınamanın ya da sınanmanın sonucu size verileni ne kadar icselleştirdiğinizle ilgilidir. Farkınızı ortaya cıkaran da sonucta elde ettiğinizdir. Bu yuzden sınav, sonuc endeksli bir olgudur ve butun sonuc endeksli yaşantılar gibi skor onem taşır. Kısa- cası sonucunda kaybetmek ya da kazanmak vardır.
Sınav ve Kaygı Arasındaki İlişki
Sonucunun kazanmak ya da kaybetmek, elemek ya da elenmek olduğu bir yaşantı olarak sınanmanın yarattığı doğal gerginlik kacınılmaz şekilde kaygı halini alır. Ozellikle uzun bir hazırlık surecini ve eleme ozelliğini taşıyan sınavlar ise cok daha buyuk anlamlar yuklenmemiş olsalar dahi normal kaygı olculerinin dışına cıkabilen genel bir huzursuzluk haline sebep olabilirler.
Kaygı yaşam koşullarının bir getirisi olmaktan cıkar ve yaşam kaygının bir varoluş merkezi halini alabilir. Sınavla ilgili kaygı genelleştirilir, yaşamla ilgili hale getirilir. Dupeduz kaygının esareti altına girebiliriz. Kaygı, yaşadıkca yoğunlaşır, yoğunlaştıkca da hareket yeteneğimizi kısıtlar.
Yoğun kaygı ile yaşamak, bir şeyler yapmaya calışmak ayağa ağırlıklar takarak koşmaya benzer. Ulaşmak istediğiniz hedefe ulaşmış olsanız bile artık yeni bir hedefe yonelecek gucunuz kalmamıştır ki coğu zaman hedefe varmak olanaksızdır.
Yoğun kaygı, kişinin enerjisini calan, kanını emen bir suluk gibidir. Yakanıza yapıştığı andan itibaren kazandığınız her şeyin bir kısmını ona bırakırsınız. Hele uzun ya da orta vadede bir şeyler yapmak durumundaysanız.
Igner’in işaret ettiği gibi borcunuzun zamanı gelmemiş faizini onceden odemeye benzer iş. Heyecanınızı ve surecin sonunda kazanacaklarınıza dair niyetlerinizi dahi kaybedebilirsiniz.
Universite giriş sınavları, lise giriş sınavları gibi sınavlara hazırlanırken aşırı kaygılı olmak ağırlıkla dalmaya benzer; dibe cok kolay inersiniz ancak cıkış hic de o denli cabuk ve kolay olmaz.
Sınav Kaygısı ve Sonucları
1. Performans kaygısı ve başarı korkusunun gelişmesi,
2. Depresyon
Sınavdan once
Sınavdan sonra
3. Uyku ve yeme bozulmaları ile bunların sonucları,
4. Somatizasyon,
5. Tikler ve diğer durtu kontrol sorunları,
6. OKB (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) yaşantıları,
Sınav Kaygısı ile Baş Edebilme
1.Doğru hedef ve planlama stratejileri,
2.Stresi yonetmek,
3.Sınav+Stres+Kaygı uclusu uzerine yoğunlaşmak,
4.Olumsuz senaryoyu olumluya cevirmek,
4.Verimli oğrenme ve calışma koşulları,
5.Rahatlama teknikleri: Nefes egzersizleri ve otorelax teknikleri,
6.Psikiyatrik tedavi: Kombine tedavi anlayışı.
Uzman Psikolog Orhan GUMUŞEL
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Genclerin kabusu "sınav kaygısı"
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Genclerin kabusu "sınav kaygısı"