Bunun yanında farkındalık, tanı ve kayıt sistemlerinin artmasına bağlı olarak az gelişmiş ulkelerde, genc kadınlarda meme kanseri insidansında artış vardır (2,3,6). Genc kadınlarda meme CA nadiren gorunmesine karşın, 40 yaş altı kansere bağlı olumlerin , onde gelen nedenlerindendir (7,8). Genc meme kanserli hastalarda survi oranı, yaşlı hastalara gore daha duşuktur (4,9).
40 yaş oncesi meme kanserli hastalarda 5 yıllık survi %82 iken, 40 yaş ve uzeri meme kanserli hastalarda bu oran %89’dur (4). Tartışmalı olmasına rağmen, genc kadınlar daha yoğun tedavi almasına rağmen genc yaş, kumulatif veriler değerlendirildiğinde hastalığın rekurrensi ve olum acısından risk faktorudur (10-12).
Genc yaştakiler daha yoğun tedavi almasına rağmen etkili tarama programlarının eksikliği tanıdaki gecikmelere bağlı olarak, genc hastalar daha buyuk tumoral kitle ve pozitif lenf nodu ile başvururlar (13). Ancak survi oranlardaki farklılıklar, daha cok meme kanserinin biyolojik tiplerindeki farklılıklara bağlıdır. Premenopozal ve postmenopozal hastalarla karşılaştırıldığında genc kadınlarda daha agresif, olumsuz prognostik ozellik taşıyan ve konvansiyonel tedavilere daha az yanıt veren meme CA subtipleri gelişmektedir (14-16). Spesifik olarak genc kadınlardaki tumor, yuksek grade, hormon reseptor negatif, yuksek proliferasyon fraksiyonu daha fazla lenfovaskuler invazyon gostermektedir.
Korede yapılan 35 yaş altı 1444 kadın, 35-50 yaş arası 8441 kadın incelenmiş ve tanı alınan yaş ile ilgili klinokopatolojik farklılıklar saptanmıştır. 35 yaş altı kadınlar daha buyuk boyutta tumor ve daha cok lenf nodu gorulmektedir. Ayrıca genc grupta %32.4 ER pozitif , %30.6 ER negatif , %37 bilinmeyen, daha yaşlı grupta 36.6 ER pozitif, %27.8 ER negatif , %35.5 ER bilinmeyen grup saptanmıştır. Ayrıca genc grupta %29,9 PR pozitif, %31,9 PR negatif, %38,2 bilinmeyen grubu oluşturmaktadır. Yaşlı grupta %36,6 PR pozitif, %27,6 PR negatif, %35,8 reseptor durumu bilinmeyen saptanmıştır.
İmmunohistokimyasal skorlama ile elde edilen ERBB2 durumu değerlendirildiğinde, 35 yaş altı 263 kadın ile, yaşlı grupta yer alan 1947 kadın arasında anlamlı fark saptanmamıştır (15). Yapılan son araştırmalarda, genc kadınlarda gelişen meme kanserlerin farklı kendine has biyolojik ozellikler taşıdığını Src ve E2F gibi duzensiz onkojenik yolakların olduğu ve bununda prognozu değiştirebileceği soylenmektedir (17). Ayrıca artan sayıda kanıtlar meme kanserinin biyolojik subtiplerinin ırksal farklılıklar gosterdiğini soylemektedir. Yaş, ırk, meme kanser subtiplerinin incelendiği geniş serili calışmalarda bazal benzeri meme kanser subtipinin (ER (-), PR (-), ERBB2 (-), sitokeratin 5/6 (+), ve/veya ERBB1 (+)) premenopazal siyah kadınlarda (%39), postmenopozal siyah kadınlara (%14) gore ve siyah olmayan herhangi bir yaş grubundaki (%16) kadınlara gore daha yaygın olduğunu gostermektedir (18). Bunun yanında iyi prognozlu luminal A (ER (+) ve/veya PR (+), ERBB2 (-)) subtipinin premenopozal siyah kadınlarda (%36, %59, %54 sırasıyla) daha az gorulduğu bildirilmektedir.
Meme kanserine bağlı olum riskinin fazla olması, yuksek doz tedaviye rağmen, genc hastalarda yaşa ozgu bazı problemlerle karşı karşıya kalınmaktadır. Bu problemler tedavi esnasında sosyal yaşamlarının tehlikeye girmesi, fertilizasyonda problem, ilgi cekicilik gibi konularda bu yaş grubuna ozgu konulardır. Genc kadınlar tedavi sonrası cocuk sahibi olma isteğindedirler. Bu hastalarda artmış genetik risk faktoru bulunmaktadır (19-22).
Risk Faktorleri
Kadın cinsiyeti dışında, artan yaş meme kanseri gelişimi icin en guclu risk faktorudur. Sonuc olarak, genc kadın premenapozal yaş grubu kadına gore daha duşuk risk taşımaktadır. Yirmili yaşlarda ortalama meme kanseri gelişim riski 1/1800, otuzlu yaş gruplarda 1/230, kırklı yaş gruplarında 1/70’dir (4)
Aile oykusu, ozellikle genc birinci derece akrabalarda meme kanseri gelişen kadınlarda, primer risk faktorudur. Meme kanserlerinin %15-10’ u kromozom 17 ve 13 uzerindeki BRCA 1 ve BRCA 2 germ hucre mutasyonuna bağlı olsada , % 15-20 meme kanseri gen pleomorfizmi ve cevresel faktorlerle ilgili bulunmuştur (17). Sadece yaş goz onunde bulundurulduğunda meme kanseri tanısı almış genc kadın hasta BRCA mutasyon taşıyıcı olma olasılığı daha fazladır. Kırk yaş altı erken meme kanseri nedeniyle opere olana hastaların %9’ da BRCA 1 veya BRCA2 mutasyonu saptanmıştır. Diğer risk faktorleri orn: ailesel veya kişisel over kanseri , bilateral meme kanseri veya askenazi Yahudi soyundan olma gibi risk faktorlerinde bu riski oluşturmaktadır. BRCA1 ve BRCA 2’nin bilinmeyen varyantları da ırka gore değişmektedir (23). Meme kanseri tanısı almış genc kadınlar da, ozelliklede meme ve over kanseri icin aile oykusu olan hastalarda BRCA1 ve BRCA 2 ile ilgili gerekli danışma ve test onerilmektedir.
Bazı nadir gorulen genetik hastalıklarda, genc kadınlarda meme kanseri gelişimine yatkınlığı artmaktadır. Bunlar Cawden hastalığı ( 10 kromozom uzerinde PTEN gen mutasyonu, genc yaş , hamartomlar, meme ve tiroit karsinomu), Li-fraumeni ( 17 kromozom uzerinde TP53 mutasyonu , yumuşak doku kemik sarkomları , beyin tumoru, adrenal tumor, meme kanseri) (24), cocukluk ve genclik yıllarında iyonize radyasyona maruziyet (pediatrik hodgkin hastalığı nedeniyle radyasyona maruz kalma) durumunda meme kanseri gelişme riski artmıştır (25).
Mevcut on yargılara rağmen genc kadın hastalarda meme kanseri gelişiminin spontan olduğu gorulmuştur. Cevresel ve ailesel kanser sendromları ile net ilişkilendirilememiştir. Hormonel ve cevresel faktor meme kanseri gelişimi icin, ileri yaş kadın hastalarda farklı olarak , genc hastalarda net acıklığa kavuşamamıştır. Emzirme tum yaş gruplarında meme kanseri gelişimini onleyici etkiye sahip iken, gebeliğin meme kanseri gelişme riski uzere iki etkisini gostermektedir.
Buyuk epidemiyolojik calışmalar, doğum sonrası 3-15 yıllarda meme kanseri riski gelişimi arttırırken , sonraki yıllarda bu risk azalmaktadır (18, 31-34). İlk doğumda ileri anne yaşı , meme kanseri riskini gecici olarak arttırmaktadır. Sonucta gebelik postmenopozal donemde meme kanseri icin koruyucu, ileri anne yaşıı gebeliklerde premenapozal donemde risk artışına neden olmaktadır. Bu durum icin biyolojik mekanizma net acıklığa kavuşmamaktadır. Ayrıca ileri yaş kadın hastaların aksine kilo alımı ve yuksek BMI genc yaşlarda meme kanseri gelişimine karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır (35-37).
Genc kadınlarda meme tanı işlemleri
Genc premenapozal kadınlarda gelişen lezyonların coğu, benign karekterdedir. Mamografi genc kadınlarda yuksek doku dansitesine bağlı olarak sınırlı veri sağlamaktadır (33-35). Bu hasta grubunda USG ve MR goruntuleme daha fazla bilgi sağlamaktadır. Meme kanseri genc hastalarda daha buyuk olabilmektedir. Multisentrite veya bilateral gorulme riski herediter predispozan faktorlerin yokluğunda net olarak bilinmemektedir. Hastalığın multifokalitesinin survi uzerine etkisini gosterecek kanıt bulunmamıştır (36-41).
Bircok klinik calışma hastaları menapozal durum, veya 50 yaş altı ve ustu yaş gruplarına ayırmıştır. Genc kadınlarda tedaviye yonelik , yayınlanmış , bir klinik calışma bulunmamaktadır. Yayınlar premenapozal kadınlarda ilgili tedaviyi yayınlamakta bu da 40’lı yaş grubunu yansıtmaktadır.
Genc hastalarda lokal tedavi
Yetersiz goruntuleme teknikleri nedeniyle, meme kanseri olanla buyuk ve lokal olarak olanla ileri donemde gorunmektedir. Bu hastalar da veriler sınırlı olmasına rağmen, genc hastalarda preoperatif sistemik tedaviden yaşlı hastalara oranla daha fazla faydalanmaktadır. Tumor yatağına radyoterapiden fayda gormelerine rağmen, genc yaş hem invaziv hem de non-invaziv hastalıkta lokal nuks icin risk faktorudur (42-47).
Genc hastalarda, mastektomi ve meme koruyucu cerrahisi karşılaştırıldığında, mastektominin surviyi arttırdığına dair kanıt saptanmamıştır. Danimarka’da toplum tabanlı yapılan calışmada, 9285 premenapozal meme kanserli hasta incelenmiş, 35 yaş altı 719 kadında MKC sonrası lokal nuks % 15.4 bulunmuş iken, 45- 49 yaş arasında bu oran % 3 olarak saptanmıştır. İki yaş grubu arasında olum riski acısından fark bulunmamıştır (48), sadece yaş MKC acısından kontrendikasyon oluşturmamaktadır. Bununla birlikte artan sayıda kadın hasta, sadece mastektomi değil , bilateral profilaktik mastektomiyi tercih etmektedir (49). Bu yaklaşım icin acık olarak bir neden bulunmamakla beraber bu kadar agresif cerrahi girişiminde sonucları olumlu etkilediğine dair kanıt bulunmamıştır. Bazı genc kadın hastalar icin lokal tedavi secenekleri yeni primer kanser gelişimi icin bilinen genetik risk olup olmamasından etkilenir. Dolayısıyla lokal tedavi kararları uzerine etkisi olabilecek, genetik mutasyon taşıyıcılığı acısından genetik testler yapılmalı, genetik danışma verilmelidir. Bilinen BRCA 1 BRCA2 mutasyon taşıyıcısı olan genc hastalarda bilateral profilaktik mastektomi ve ooferektomi giderek kabul gormektedir (50,51).
Gunumuzde radyoterapinin ve modern sistemik tedavinin genc kadınlarda kardiak fonksiyonları uzerine etkisiyle ilgili veri bulunmamaktadır. Uzun yaşam beklentisi olan hastalardada radyasyon tedavisinin diğer etkileri goz onunde bulundurulmalıdır (52). Meme koroyucu cerrahisi yapılan genc kadınlarda cerrahi sınır dikkat edilmesi gereken onemli bir husustur. Yapılan bir calışmada 35 yaşından kucuk 37 aksilla negatif MKC’li hastada, lokal nuks pozitif cerrahi sınrlı hastalarda %50, negatif sınırlı hastada ise %20,8 bulunmuştur (45). Yapılan son yayınlarda invaziv hastalığı olan 40 yaş ve altı kadınlarda lokal nukssuz sağkalım negatif cerrahi sınırlı hastalarda % 84.4, pozitif cerrahi sınırlı hastalarda %34.6 byulunmuştur. Kırk yaş ve uzeri kadınlarda lokal nukssuz sağ kalım oranı ise negatif cerrahi sınır icin %94.7, pozitif cerrahi sınır icin % 92.6 saptanmıştır (46). Bu bulgular 10 yıllık hastalıksız sağkalım icin duzenlendiğinde cerrahi sınır negatif genc kadın hastada %72 hastalıksız sağ kalım, cerrahi sınır pozitif genc kadın da %39.7 saptanmıştır. İleri yaş cerrahi sınır pozitif ve negatif kadın hastalarda hastalıksız sağkalım oranı yonunden anlamlı bir fark saptanmamıştır.
Sistemik tedavi
Adjuvan tedavi onerileri tumorun ve hastanın ozelliklerine bağlıdır. Tedavide yaş faktorunden bağımsız olarak tumorun subtiplerine ve grade, proliferasyon hızı, ostrojen ve progesteron reseptor varlığı ve ERBB2 ekspresyonu gibi faktorlerin değerlendirilmesi ile elde edilir. Yeni genetik teknolojik uygulamalar bize riskin derecesi ve tedaviye yanıt ile ilgil ek bilgiler sağlamaktadır. Ancak, adjuvan tedavi verilerinin coğu, endokrin yanıt ile ilişkili ayrıntıların eksik veya belirsiz olduğu donemde elde edilmiştir. Gunumuzde endokrin yanıtın değerlendirilmesi steroid hormon reseptorlerinin ayrıntılı raporlanması ve ERBB’’nin aşırı ekspresyonu ve amplifikasyonunun rolunun bilinmesini gerektirir (53,54). Gunumuzde endokrin yanıtın tahmini yaşdan bağımsız olarak, adjuvan tedavi alacak hastalarda ilk olarak değerlendirilmesi onerilmektedir (55). Adjuvan kemoterapi, premenapozal hastalarda sonuc uzerine olumlu etkilerinden dolayı gecmişten beri yaygın olarak kullanılmaktadır (56,57). Genc hastalarda veriler sınırlı olmasına rağmen, sitotoksik ilaclar ve rejimler, taksanların ilavesi, doz yoğunluğu, trastuzumab kullanımının artması faydalı gorulmuştur (58-63).
Hormon Reseptor Negatif Hastalarda Adjuvan Sistemik Tedavi
Hormon Reseptor Negatif (HRN) premenapozal kadınlarda adjuvan kemoterapi başarılı tedavinin onemli bir bileşenidir. HRN hastalarda kemoterapinin etkinliğini araştıran bir adet (NSABP-B13) prospektif calışma bulunmaktadır (64,65). Cok genc hastalar ile daha yaşlı premenapozal hastalar arasında anlamlı fark bulunmamasına rağmen, kemoterapi kullanılan grupta nuks oranı %38 daha az bulunmuştur. Yeni biyolojik ve kemoterapetik ilaclar (orn

Hormon Reseptor Pozitif Hastalarda Adjuvan Sistemik Tedavi
Genc Hormon Reseptor Pozitif (HRP) hastalarda kemoterapi ve hormonoterapinin optimal yonetimi acısından tartışma mevcuttur (67). Doksanlı yıllardan beri tamoxifen endokrin tedavinin temel dayanak noktasını oluşturmaktadır. Erken meme kanseri ortak calışma grubunun (EBCTCG) yayınladığı geniş metaanaliz sonuclarına gore tamoksifenin 50 yaş altı ile daha yaşlı hastalarda benzer yararlı etkilerinin olduğunu gostermektedir (56,68).
Tamoxifen
ER modulatorleri icerisinde uzerinde en fazla calışılan ilac olan tamoxifenin etkisi cok genc hastalarda spesifik olarak calışılmamıştır. Bu ilac tipik olarak premenapozal overlerden ostrojen sekresyonunu arttırmaktadır. Guncel EBCTCG metaanaliz sonuclarına gore adjuvan tedavi olarak 2-5 yıllık tamoxifen tedavisinin etkisi, 40 yaş altı hastalarda dahil olmak uzere tum yaş gruplarında benzerdir (54). Bunun yanında bazı calışmalarda ise ceşitli tedavi gruplarındaki en genc yaştaki kadınların yalnız tamoxifenden fayda gormeleri sınırlıdır (15,16,65). Genc hastalarda tamoxifen ile ilgigli riskli durumlar (emboli, inme, uterin kanama..) yaşlı hastalara gore daha az olma eğilimi bulunmaktadır. Genc kadınlarda tamoxifen sonrası yuksek ostrojen seviyeleri ve overyen hiperstimulasyondan dolayı over kisti gelişme eğilimindedir (68-70).
İleri evre hastalıkta ovaryen supresyon veya ablasyonun tamoksifenle kombinasyonu, yalnız overyen supresyon veya ablasyondan daha ustun bulunmustur (71). Asya da yapilan bir denemede ooferektomi ve tamoksifen kombinasyonu ile, adjuvan terapi almayan grup karşılaştırılması sonucu hastalıksız sağkalımda %11 mutlak yarar, 10 yıllık toplam sağkalım da %18’lik yarar saptanmıştır (72). ER pozitif tedavi gorenlerde , 10 yıllık hastalıksız sağkalım oranı %66, kontrol grubunda %47, 10 yıllık toplam sağkalım sırasıyla %82, %49 saptanmıştır. Aynı calışmada ER pozitif hastalıkta ERBB2 over ekspresyonunun adjuvan ooferektomi ve tamoksifen tedavisine cevapta olumlu etkisi olduğu gorulmuştur (73). Ovaryen fonksiyonların baskılanması, tamoksifen veya kombinasyonu premenopozal kadınlarda ve daha genc hastalarda onemli bir sorun olabilir (74). Objektif ve subjektif menapoz sorunları, psikolojik stres, kişisel ve aile ile ilgili yeni duzenlemeler bazı sorunlar arasındadır. Kemoterapinin daha kısa sureli olması ve endokrin fonksiyonlar uzerine daha az uzun donem yan etkilerinin olması, genc hastalara ovaryen supresyon tedavisi yerine daha kolay sunulabilir. Buna rağmen son yayınlar premenapozal sağlıklı kadınların teorik olarak overyen supresyon tedavisini kemoterapiye tercih edebileceğini gostermektedir (75). Akut ovaryen supresyonun uzun donem semptomları bazı hastalar icin problem olabilir. 874 pre ve perimenapozal kadınların araştırıldığı IBCSG (International Breast Cancer Group) calışmasında yalniz goserelin alan hastalarda kemoterapiyle kıyaslandiginda ilk 6 ayda hayat kalitesinde daha az bozulma daha belirgin bir gelişme gozlenmiştir. 3 yılda ise sıcak basmaları dışında belirgin bir fark izlenmemiştir (76). Sıcak basma skorlarında da belirtildiği gibi 3 tedavi grubunda amenore gelişmiştir. Over fonksiyonlarının supresyonu kemoterapi alan grupta daha gec olmuştur. Bu calışmada 40 yaş altı yalnız goserelin alan hastalar tedavi bittikten 6 ay sonra premenapozal donemlerine donmuşken CMF tedavisi alanlarda sıcak basma skorlarında minimal bir değişim olmuştur.
Kaynaklar:
1.Ries LAG, Melbert D, Krapcho M, et al. SEER Cancer Statistics Review,1975–2004. Bethesda, Maryland: National Cancer Institute. Based on November2006 SEER data submission, posted to the SEER web site, 2007; 2007. Availableat http://seer.cancer.gov/csr/1975_2004/.
2.Stat bite: Breast cancer in young U.S. women. J Natl Cancer Inst2006;98(24):1762.
3.Hankey BF, Miller B, Curtis R, et al. Trends in breast cancer in younger women incontrast to older women. J Natl Cancer Inst Monogr1994(16):7–14.
4.American Cancer Society. Breast cancer facts and figures 2007–2008. Atlanta:American Cancer Society, Inc.
5.American Cancer Society. Breast cancer facts and figures 2004–2005. Atlanta:American Cancer Society, Inc.
6.Tarone RE. Breast cancer trends among young women in the United States.Epidemiology2006;17(5):588–590.
7.Colonna M, Delafosse P, Uhry Z, et al. Is breast cancer incidence increasingamong young women? An analysis of the trend in France for the period1983–2002. Breast2008;17(3):289–292.
8.Porter P. “Westernizing” women’s risks? Breast cancer in lower-income coun-tries. N Engl J Med2008;358(3):213–216.
9.Jemal A, Siegel R, Ward E, et al. Cancer statistics, 2007. CA Cancer J Clin2007;57(1):43–66.
10.Adami HO, Malker B, Holmberg L, et al. The relation between survival and age atdiagnosis in breast cancer. N Engl J Med1986;315(9):559–563.
11.Jayasinghe UW, Taylor R, Boyages J. Is age at diagnosis an independent prog-nostic factor for survival following breast cancer? Aust N Z J Surg2005;75(9):762–7.
12.Han W, Kim SW, Park IA, et al. Young age: an independent risk factor for disease-free survival in women with operable breast cancer. BMC Cancer2004;4(1):82.
13.Zabicki K, Colbert JA, Dominguez FJ, et al. Breast cancer diagnosis in women or40 versus 50 to 60 years: increasing size and stage disparity compared witholder women over time. Ann Surg Oncol2006;13(8):1072–1077.
14.Sidoni A, Cavaliere A, Bellezza G, et al. Breast cancer in young women: clinico-pathological features and biological specificity. Breast2003;12(4):247–250.
15.Ahn SH, Son BH, Kim SW, et al. Poor outcome of hormone receptor-positivebreast cancer at very young age is due to tamoxifen resistance: nationwide sur-vival data in Korea—a report from the Korean Breast Cancer Society. J Clin Oncol2007;25(17):2360–2368.
16.Colleoni M, Rotmensz N, Peruzzotti G, et al. Role of endocrine responsiveness andadjuvant therapy in very young women (below 35 years) with operable breastcancer and node negative disease. Ann Oncol2006; 17(10):1497–1503.
17.Golshan M, Miron A, Nixon AJ, et al. The prevalence of germline BRCA1 andBRCA2 mutations in young women with breast cancer undergoing breast-con-servation therapy. Am J Surg2006;192(1):58–62.
18. Carey LA, Perou CM, Livasy CA, et al. Race, breast cancer subtypes, and survivalin the Carolina Breast Cancer Study. JAMA2006;295(21):2492–2502.
19.Ganz PA, Greendale GA, Petersen L, et al. Breast cancer in younger women: repro-ductive and late health effects of treatment. J Clin Oncol2003;21(22):4184–4193.
20.Connell S, Patterson C, Newman B. Issues and concerns of young Australianwomen with breast cancer. Support Care Cancer2006;14(5):419–426.
21.Woo JC, Yu T, Hurd TC. Breast cancer in pregnancy: a literature review. ArchSurg 2003;138(1):91–98; discussion 99.
22.Avis NE, Crawford S, Manuel J. Psychosocial problems among younger womenwith breast cancer. Psychooncology2004;13(5):295–308.
23.Haffty BG, Silber A, Matloff E, et al. Racial differences in the incidence of BRCA1and BRCA2 mutations in a cohort of early onset breast cancer patients: AfricanAmerican compared to white women. J Med Genet2006;43(2):133–137.
24.Nusbaum R, Vogel KJ, Ready K. Susceptibility to breast cancer: hereditary syn-dromes and low penetrance genes. Breast Dis2006;27:21–50.
25.Travis LB, Hill D, Dores GM, et al. Cumulative absolute breast cancer risk for youngwomen treated for Hodgkin lymphoma. J Natl Cancer Inst2005;97(19):1428–1437.
26.Newcomb PA, Storer BE, Longnecker MP, et al. Lactation and a reduced risk of premenopausal breast cancer. N Engl J Med1994;330(2):81–87.
27.Leon DA, Carpenter LM, Broeders MJ, et al. Breast cancer in Swedish womenbefore age 50: evidence of a dual effect of completed pregnancy. Cancer CausesControl1995;6(4):283–291.
28.Albrektsen G, Heuch I, Kvale G. The short-term and long-term effect of a preg-nancy on breast cancer risk: a prospective study of 802,457 parous Norwegianwomen. Br J Cancer1995;72(2):480–484.
29.Lambe M, Hsieh C, Trichopoulos D, et al. Transient increase in the risk of breastcancer after giving birth. N Engl J Med1994;331(1):5–9
30.Swerdlow AJ, De Stavola BL, Floderus B, et al. Risk factors for breast cancer atyoung ages in twins: an international population-based study. J Natl Cancer Inst2002;94(16):1238–1246.
31.Coates RJ, Uhler RJ, Hall HI, et al. Risk of breast cancer in young women in rela-tion to body size and weight gain in adolescence and early adulthood. Br J Cancer1999;81(1):167–174.
32.Brinton LA, Swanson CA. Height and weight at various ages and risk of breastcancer. Ann Epidemiol1992;2(5):597–609.
33.Johnstone PA, Moore EM, Carrillo R, et al. Yield of mammography in selected patients age 30 years. Cancer2001;91(6):1075–1078
34.Morrow M, Wong S, Venta L. The evaluation of breast masses in women youngerthan forty years of age. Surgery1998;124(4):634–640; discussion 640–641.
35.Wright H, Listinsky J, Rim A, et al. Magnetic resonance imaging as a diagnostic toolfor breast cancer in premenopausal women. Am J Surg2005;190(4):572–575.
36.Nielsen M, Thomsen JL, Primdahl S, et al. Breast cancer and atypia among youngand middle-aged women: a study of 110 medicolegal autopsies. Br J Cancer1987;56(6):814–819.
37.Fukutomi T, Akashi-Tanaka S, Nanasawa T, et al. Multicentricity and histopatho-logical background features of familial breast cancers stratified by menopausalstatus. IntJ Clin Oncol2001;6(2):80–83.
38.Guenther JM, Kirgan DM, Giuliano AE. Feasibility of breast-conserving therapyfor younger women with breast cancer. Arch Surg1996;131(6):632–636.
39.Lesser ML, Rosen PP, Kinne DW. Multicentricity and bilaterality in invasive breastcarcinoma. Surgery1982;91(2):234–240.
40.Litton JK, Eralp Y, Gonzalez-Angulo AM, et al. Multifocal breast cancer in womenor 35 years old. Cancer2007;110(7):1445–1450.
41.Lehman CD, Gatsonis C, Kuhl CK, et al. MRI evaluation of the contralateral breastin women with recently diagnosed breast cancer. N Engl J Med2007;356(13):1295–1303.
42.Bartelink H, Horiot JC, Poortmans P, et al. Recurrence rates after treatment ofbreast cancer with standard radiotherapy with or without additional radiation. NEngl J Med2001;345(19):1378–1387.
43.Huston TL, Simmons RM. Locally recurrent breast cancer after conservationtherapy. Am J Surg2005;189(2):229–235.
44.Bollet MA, Sigal-Zafrani B, Mazeau V, et al. Age remains the first prognostic factorfor loco-regional breast cancer recurrence in young (40 years) women treatedwith breast conserving surgery first. Radiother Oncol2007;82(3):272–280.
45.Bartelink H, Horiot JC, Poortmans PM, et al. Impact of a higher radiation dose onlocal control and survival in breast-conserving therapy of early breast cancer: 10-year results of the randomized boost versus no boost EORTC 22881-10882 trial.J Clin Oncol2007;25(22):3259–3265.
46.Leong C, Boyages J, Jayasinghe UW, et al. Effect of margins on ipsilateral breasttumor recurrence after breast conservation therapy for lymph node-negativebreast carcinoma. Cancer2004;100(9):1823–1832.
47.Jobsen JJ, Van Der Palen J, Ong F, et al. Differences in outcome for positive mar-gins in a large cohort of breast cancer patients treated with breast-conservingtherapy. Acta Oncol2007;46(2):172–180.
48.Kroman N, Holtveg H, Wohlfahrt J, et al. Effect of breast-conserving therapy ver-sus radical mastectomy on prognosis for young women with breast carcinoma.Cancer2004;100(4):688–693.
49.Tuttle TM, Habermann EB, Grund EH, et al. Increasing use of contralateral pro-phylactic mastectomy for breast cancer patients: a trend toward more aggressivesurgical treatment. J Clin Oncol2007;25(33):5203–5209.
50.Robson M, Svahn T, McCormick B, et al. Appropriateness of breast-conservingtreatment of breast carcinoma in women with germline mutations in BRCA1 orBRCA2: a clinic-based series. Cancer2005;103(1):44–51.
51.Pierce LJ, Levin AM, Rebbeck TR, et al. Ten-year multi-institutional results ofbreast-conserving surgery and radiotherapy in BRCA1/2-associated stage I/IIbreast cancer. J Clin Oncol2006;24(16):2437–2443.
52.Darby SC, McGale P, Taylor CW, et al. Long-term mortality from heart disease andlung cancer after radiotherapy for early breast cancer: prospective cohort studyof about 300,000 women in US SEER cancer registries. Lancet Oncol2005;6(8):557–565.
53.Wolff AC, Hammond ME, Schwartz JN, et al. American Society of ClinicalOncology/College of American Pathologists guideline recommendations for humanepidermal growth factor receptor 2 testing in breast cancer. J Clin Oncol2007;25(1):118–145.
54.Ross JS, Symmans WF, Pusztai L, et al. Standardizing slide-based assays inbreast cancer: hormone receptors, HER2, and sentinel lymph nodes. Clin CancerRes2007;13(10):2831–2835.
55.Goldhirsch A, Wood WC, Gelber RD, et al. Progress and promise: highlights of theinternational expert consensus on the primary therapy of early breast cancer2007. Ann Oncol2007;18(7):1133–1144.
56.Early Breast Cancer Trialists’ Collaborative Group (EBCTCG). Effects of chemother-apy and hormonal therapy for early breast cancer on recurrence and 15-year sur-vival: an overview of the randomised trials. Lancet2005;365(9472):1687–1717.
57.Kroman N, Jensen MB, Wohlfahrt J, et al. Factors influencing the effect of age onprognosis in breast cancer: population based study. BMJ2000;320(7233):474–478.
58.Martin M, Pienkowski T, Mackey J, et al. Adjuvant docetaxel for node-positivebreast cancer. N Engl J Med2005;352(22):2302–2313.
59.Henderson IC, Berry DA, Demetri GD, et al. Improved outcomes from addingsequential Paclitaxel but not from escalating Doxorubicin dose in an adjuvantchemotherapy regimen for patients with node-positive primary breast cancer. JClin Oncol2003;21(6):976–983.
60.Citron ML, Berry DA, Cirrincione C, et al. Randomized trial of dose-dense versusconventionally scheduled and sequential versus concurrent combinationchemotherapy as postoperative adjuvant treatment of node-positive primarybreast cancer: first report of Intergroup Trial C9741/Cancer and Leukemia GroupB Trial 9741. J Clin Oncol2003;21(8):1431–1439.
61.Piccart-Gebhart MJ, Procter M, Leyland-Jones B, et al. Trastuzumab after adju-vant chemotherapy in HER2-positive breast cancer. N Engl J Med2005;353(16):1659–1672.
62.Romond EH, Perez EA, Bryant J, et al. Trastuzumab plus adjuvant chemotherapyfor operable HER2-positive breast cancer. N Engl J Med2005;353(16):1673–1684.
63.Fisher B, Dignam J, Mamounas EP, et al. Sequential methotrexate andfluorouracil for the treatment of node-negative breast cancer patients with estro-gen receptor-negative tumors: eight-year results from National Surgical AdjuvantBreast and Bowel Project (NSABP) B-13 and first report of findings from NSABPB-19 comparing methotrexate and fluorouracil with conventional cyclophos-phamide, methotrexate, and fluorouracil. J Clin Oncol1996;14(7):1982–1992.
64.Goldhirsch A, Gelber RD, Yothers G, et al. Adjuvant therapy for very youngwomen with breast cancer: need for tailored treatments. J Natl Cancer InstMonogr2001(30):44–51.
65.Colleoni M, Rotmensz N, Robertson C, et al. Very young women (35 years) withoperable breast cancer: features of disease at presentation. Ann Oncol2002;13(2):273–279.
66.Parton M, Smith IE. Controversies in the management of patients with breastcancer: adjuvant endocrine therapy in premenopausal women. J Clin Oncol2008;26(5):745–752.
67.Tamoxifen for early breast cancer: an overview of the randomised trials. EarlyBreast Cancer Trialists’ Collaborative Group. Lancet1998;351(9114):1451–1467.
68.Mourits MJ, de Vries EG, Willemse PH, et al. Ovarian cysts in women receiving tamoxifen for breast cancer. Br J Cancer1999;79(11–12):1761–1764.
69.Gail MH, Costantino JP, Bryant J, et al. Weighing the risks and benefits of tamoxifentreatment for preventing breast cancer. J Natl Cancer Inst1999;91(21):1829–1846.
71.Klijn JG, Blamey RW, Boccardo F, et al. Combined tamoxifen and luteinizing hor-mone-releasing hormone (LHRH) agonist versus LHRH agonist alone in pre-menopausal advanced breast cancer: a meta-analysis of four randomized trials.J Clin Oncol2001;19(2):343–353.
72.Love RR, Van Dinh N, Quy TT, et al. Survival after adjuvant oophorectomy andtamoxifen in operable breast cancer in premenopausal women. J Clin Oncol2008;26(2):253–257.
73.Love RR, Duc NB, Dinh NV, et al. Young age as an adverse prognostic factor inpremenopausal women with operable breast cancer. Clin Breast Cancer2002;2(4):294–298.
74.Fellowes D, Fallowfield LJ, Saunders CM, et al. Tolerability of hormone therapiesfor breast cancer: how informative are documented symptom profiles in medicalnotes for ’well-tolerated’ treatments? Breast Cancer Res Treat2001;66(1):73–81.
75.Fallowfield L, McGurk R, Dixon M. Same gain, less pain: potential patient prefer-ences for adjuvant treatment in premenopausal women with early breast cancer.Eur J Cancer2004;40(16):2403–2410.
76. Bernhard J, Maibach R, Thurlimann B, et al. Patients’ estimation of overall treat-ment burden: why not ask the obvious? J Clin Oncol2002;20(1):65–72.survivors: results of a randomized controlled trial. J Natl CancerInst2000;92(13):1054–1064.
[h=2]İstanbul Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]